Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3058 E. 2021/1361 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3058 Esas
KARAR NO: 2021/1361 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2017/477 E. – 2018/225 K.
DAVANIN KONUSU Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin …, NB ve N markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin eskiye dayalı üstün ve öncelikli hakkı olduğunu, dava konusu davalıya ait 2016/32591 sayılı … ibareli markanın 6769 sayılı SMK 6/1 hükmü uyarınca müvekkilinin tanınmış … NB ve N markaları, logoları ve kullanımı ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının …com.tr alan adını kendi adına haksız ve kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, davalının bu alan adı tahsisinin müvekkilinin … markasının kısaltması olan NB ve N ibarelerini ihtiva eden markaları ve müvekkilinin ticaret unvanı ile haksız rekabete yol açtığını, davalıya ait 2016/32591 sayılı … ibareli marka tescilinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalıya ait nb7.com.tr alan adı tahsisinin iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait tescilli marka ile davacı tarafın markasının birbirinden farklı olduğunu, markaların iltibas yaratacak düzeyde benzer olmadığını tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin TPMK nezdinde tescil ettirmiş olduğu tescili sağlanan markayı kullandığını, haksız bir kullanımının olmadığını, müvekkilinin basiretli bir işadamı gibi davrandığını, ticari etik kurallara ve yasal düzenlemelere aykırı düşecek herhangi bir girişiminin olmadığı, davacının markasını sadece ayakkabı üzerinde tanıttığını müvekkilinin kullanımının ise spor giyim ürünleri olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 19.06.2018 tarihli 2017/477 E. – 2018/225 K. sayılı kararıyla; “-Davacıya ait daha önceki tescilli marka ve kayıtlar dikkate alındığında davalı tarafa ait 2016/32591 NB7 , … markası benzer olduğundan davanın kabulüne, -Davalı taraf ait 2016/32591 sayılı markanın hükümsüzlüğüne, -Davalıya ait ….comtr alan adının iptaline, -Markanın TPMK kayıtlarından terkin edilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; bilirkişi incelemesi yapılması talepleri bulunmasına rağmen mahkemenin bilirkişi incelemesi yaptırmadan karar verdiğini, müvekkilinin “…” markasının yeni marka hususunu vurguladığını, davacının … ibareli markalarından anlamca farklı olduğunu, davacının markasının … anlamına geldiğini,-mahkemenin davacı markasının tanınmış marka olduğunu ve müvekkilinin markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu açıklamışsa da, bu ibarenin tek kişinin tekeline verilmesi sonucunu doğurmayacağını, müvekkilinin de WIPO çerçevesi altında dünyada 60 ülkede tescil için başvuruda bulunduğunu, davacı markasının Türkiye’de tanınmışlığına ilişkin bir tespitin bulunmadığını, – tanınmış markaların da sahiplerine sonsuz bir koruma sağlamadığını, her olayın kendi koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacının tanınmışlığa ilişkin beyanlarının soyut olduğunu, -davalı markasında … ibaresinin baş harfleri NB ile 7 rakamı bulunduğunu, karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığını, müvekkilinin iş hacmi, çalışan sayısı, yıllık cirosunun dikkate alınmadığını, markanın tescil sürecinde uzmanlar tarafından sıkı incelemeye tabi tutulduğunu, başka markaları taklide ihtiyacının bulunmadığını, -taraf markalarının benzer olmadığını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markanın müvekkilinin %50 hissedarı … A.Ş. firmasının ticaret unvanının çekirdek unsurunu içerdiğini ,-müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, beyanla kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; mahkemenin markaların benzerliği konusunda hukuki değerlendirme olduğundan bilirkişi incelemesi yapmadan karar verebileceğini, TPMK’nın tanınmış marka sicilinde yer almamasının markanın tanınmış olmadığını göstermeyeceğini, sunulan delillerin mahkemece incelenebileceğini, müvekkilinin markalarının bilinirliğinin TPMK Markalar Dairesi ve YİDK tarafından kabul edildiğini, buna ilişkin kararların ve tanınmışlığa yönelik delillerinin de dosya kapsamında bulunduğunu, davacı markalarının tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında tüketicinin derhal müvekkilinin markaları ile ilişkilendireceğini, markanın ayırt ediciliğine zarar vereceğini, markaların benzer olduğunu, davalının müvekkilinin markalarını ve logolarını kötü niyetli biçimde taklit ettiğini, müvekkilinin markasının seri markası olduğu yanılgısına sebebiyet verme ihtimalinin son derece yüksek olduğunu, davalının seçiminin tesadüfi olmasının mümkün olmadığını, davalının sadece müvekkilinin markalarını değil, dava dışı diğer markaları da taklit ettiğini, tanınmış markalardan kazanç sağlamayı gaye edindiğini, davalı markasının müvekkilinin markası ile aynı sınıflarda tescil edildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Davacı tarafa ait marka tescil kayıtları celp edilmiş, 93878 sayılı NB markasının 18 ve25 . Sınıfta 4.08.1196 tarihinde 2009/56825 NB markasının 25. Sınıfta 27.10.2009 tarihinde 2007/16440 sayılı N markasının 25. sınfta 30.03.2007 tarihinde 190104 sayılı N markasını 18,25. Sınıfta 22.09.1997 tarihinde 94142 N şekil markasının 25. Sınıfta 04.08.1996 tarihinde 93879 … markasının 18,25. Sınıfta 04.08.1996 tarihinde 2007/25290 … markasının 35. Sınıfta 30.03.2009 tarihinde, 2015/36726 … 25. Sınıfta 28.04.2015 tarihinde davacı taraf adına tescillendiği halen geçerliliğini koruduğu gelen kayıtlardan anlaşılmıştır. Yargılama sırasında celp edilen kayıtlardan, davalı tarafa ait … şekil markasının 25,35. Sınıfta 2016/32595 sayıyla 10.04.2016 tarihinden itibaren tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 23 Mart 2021 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasında sulh görüşmelerinin sürdüğünü, davaya konu markanın sicil kaydına konulan devir ve temlikin önlenmesi yönündeki tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş, Dairemizin 30/03/2021 tarihli yazısı ile, TPMK’ya müzekkere yazılarak tedbirin kaldırılması istenilmiştir.Davacı vekilinin talebi üzerine OTDÜ Alan Adları Yönetimine müzekkere yazılmış, cevabi yazıda “….com.tr” alan adının 19 Şubat 2019 tarihinde … tarafından yapılan silme başvurusu sonrası silindiği ve 29 Nisan 2021 tarihinde yapılan kontrollerde alan adının herhangi bir sahip adına kayıtlı olmadığı bildirilmiştir.Davacı vekilinin talebi üzerine, TPMK’na müzekkere yazılarak davaya konu 2016/32595 başvuru numaralı markanın tescil kaydının son durumu sorulmuştur.
G E R E K Ç E :Marka hükümsüzlüğü ve terkini ile alan adı iptali talepli davada mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuşsa da; davacı vekili taraflar arasında sulh görüşmeleri yapıldığına dair dilekçe ibraz edilmiş, davaya konu alan adı tescil kaydı ile marka tescil kaydının son durumunun ilgili kurumlardan sorulması talep edilmiş, Dairemizce OTDÜ Alan Adları Yönetimine müzekkereye verilen cevapta, davalı tarafça “….com.tr” alan adının 19 Şubat 2019 tarihinde … tarafından yapılan silme başvurusu sonrası silindiği görülmüştür. Dairemizce TPMK’na yazılan müzekkereye verilen cevaptan davaya konu davalı … adına kayıtlı 2916/32591 sayılı markanın feragat etme/geri çekilme sebebiyle hükümden düştüğü, sahibi adına hüküm ifade etmediği bildirilmiştir. Davalının talebi üzerine, davaya konu alan adının silindiği ve davaya konu markanın geri çekildiği anlaşılmakla, dava konusuz kaldığından, davalı vekilinin istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosya kapsamı göz önüne alındığında, davalının haksız olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiği göz önüne alınarak, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, tarafların kazanılmış hakları korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun KABULÜNE 2-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 19.06.2018 tarihli 2017/477 E. – 2018/225 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-İlk derece yargılama giderleri yönünden;A)-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin harç, toplam 62,80 TL harcın davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, alınması gereken bakiye 27,90 TL harcın davalıdan tahsili Hazineye irad kaydına, B)-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili, davacı tarafa ödenmesine, C)-Davacı tarafından yapılan 240,40 TL (tebligat ve müzekkere gideri) yargılama giderinin davalıdan tahsili davacı tarafa ödenmesine, D)-Artan avans giderinin taraflara iadesine,5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 14,00 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.