Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3053 E. 2018/2203 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3053 Esas
KARAR NO : 2018/2203
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/233
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, davalılardan …’in müvekkilleri aleyhine çeke dayalı olarak takip başlattığını, takibe konu çekin müvekkillerinden …. Ltd. Şti tarafından keşide edilerek diğer müvekkiline verildiğini, söz konusu çekin diğer müvekkilinden 29/08/2014 tarihinde sair kıymetli evraklar ve mallarla birlikte çalındığını, konu ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını ve çek zayii davası açtıklarını, müvekkili …. Ltd. Şti adına gözüken cironun sahte olduğunu, imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkillerinin davalıların hiçbirini tanımadığını, çekin çalınarak sahte imza atıldığını ve tahrifat yapıldığını, ciro silsilesinin bozulduğunu, davalı şirketlerin gayri faal olduğunu, piyasayı dolandırma amacında olduklarını belirterek müvekkillerinin takip tutarı olan 154.446,55 TL’den borçlu olmadıklarının tespitine, ayrıca HMK 209 ve İİK 72 gereği hacizlerin kaldırılması, davacı …. Ltd Şti yönünden takip dosyasındaki paranın alacaklıya verilmemesi ve davacı … …. Ltd Şti yönünden ise takibin durdurulması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, tek bir dava dilekçesi ile hem keşidecinin hem de lehtarının dava açmalarının mümkün olmadığını, davacı … Ltd. Şti yönünden davada hukuki yarar bulunmadığını, zira dava dilekçesinde diğer davacıya borçlu olduğunu kabul ettiğini, imzaların istiklali prensibi uyarınca bu davacının sorumlu olduğunu, diğer davacının ise iddialarını ispatlaması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiş, yine mahkemece verilen 02/02/2015 tarihli tedbir kararının kaldırılmasını, teminat olarak yatırılan 23.167,00 TL’nin hangi davacı için yatırıldığının davacılara açıklattırılması gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, 02/02/2015 tarihli tensip zaptıyla İİK’nun 72/3 maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulamayacağı gerekçesiyle bu yöndeki tedbir talebinin reddine, ancak İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca alacağın %15’i olan 23.167,00 TL teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verildiği, teminatın yatırılması üzerine 04/02/2015 tarihinde icra dairesine müzekkere yazıldığı yolunda tenzip zaptına şerh verildiği görülmüştür.
Davanın başlangıçta Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemece 23/07/2015 tarihinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Gebze 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/6 esas -28 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının . …. Ltd. Şti olup, davalının ise … olduğu, imzaya itiraz edildiği, yargılama sonunda grafologdan alınan rapor gerekçe yapılarak çekteki imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne, takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına 21/02/2017 tarihinde karar verildiği görülmüştür.
İşbu eldeki davanın yargılaması sırasında Adli Tıptan alınan raporda; dava konusu çekteki ciranta imzasının davacı … şirketinin yetkililerinin eli ürünü olmadığı yolunda kanaat belirtildiği görülmüştür.
Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/333 esas 2017/731 karar sayılı ilamıyla; davacı … tarafından açılan dava sonunda 14/01/2015 tarihli , 139.500,00 TL bedelli, … no’lu çekin de aralarında bulunduğu birçok çekin TTK’nın 757 yollamasıyla 818.maddesi gereğince iptaline karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekilince 14/05/2018 tarihli dilekçeyle Gebze 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararının davacı … Süt şirketi hakkında hangi gerekçeyle verildiğinin anlaşılmaz olduğunu, imzaların istiklali ilkesi gereğince bu davacının sorumlu olduğunu, icra dosyasına yatırılan 176.225,00 TL’nin … Süt Ürünleri tarafından yatırıldığını, teminatı ise davacı … şirketinin yatırdığını, davacı …Süt şirketinin dava açıldığı 29/01/2015 tarihiden bugüne kadar geçen süre içinde teminatı yatırmadan hukuka aykırı şekilde himaye gördüğünü, Gebze 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla …hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği, buna göre davacı … Süt şirketinin herhangi bir teminat yatırmadan hukuki himaye sağlayacak olduğunu belirterek… Süt ürünleri yönünden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda Gebze 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilne tedbir kararı gereğince teminatın davacı … … Ltd. Şti tarafından yatırıldığı, ayrıca Gebze 2.İcra hukuk Mahkemesinin kararı ile davacı … hakkındaki takibin iptaline karar verildiği, bu durumda dosyadaki teminatın davalıların zararını karşılama mahiyetinin ortadan kalktığı gerekçeleriyle Gebze 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tensiple verdiği tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine, davacı …Süt Ürünleri şirketine İİK 72/3 maddesi uyarınca alacağın %15’i olan 23.167,00 TL teminat yatırması için 10 günlük kesin süre verilmesine, kesin süre içinde teminat yatırılmazsa tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağına karar verilmiş, kararı davalı … vekili istinaf etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde; 14/05/2018 tarihli dilekçesindeki beyanlarına benzer beyanlarda bulunmuş, ayrıca davacı … Süt şirketinin mahkemece haksız bir şekilde korunduğunu, Gebze 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tensiple verdiği ara kararının tebliğ zarfı ile davacı … Süt şirketine tebliğ edilmesine ve ayrıca ara kararların iki haftalık kesin sürede yerine getirmesi hususunun ihtar edilmesine rağmen bu şirketin teminat yatırmadığını, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğacağını, bu durumda yani kesin süre ile sadece tarafların değil hakimin de bağlı olduğunu, bu nedenle sonradan yerine getirmenin hukuken olanaklı olmadığını, bu nedenle 10 günlük kesin süre verilmesine dair kararın da kaldırılmasını, ayrıca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair tensip kararının davacı …Süt şirketi yönünden de kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … tarafından Gebze…İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasında davacılar ve diğer davalılar aleyhine çeke dayalı olarak toplam 154.446,55 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı görülmüştür.
Takibe konu çek fotokopisinin incelenmesinde; keşidecinin davacı … , lehtarın davacı … şirketi olduğu, daha sonra davalı ….. Ltd. Şti , … ve … Ltd. Şti’nin cirolarının bulunduğu ve çekin ibraz edildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise davalı … vekilinin 14/05/2018 tarihli talebi üzerine mahkemece verilen 25/06/2018 günlü karara yöneliktir. Davanın ilk açıldığı Gebze 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tensibi sırasında tedbir kararı verildiği ve bu doğrultuda teminatın yatırıldığı ve tedbir kararının infaz edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar bahse konu 02/02/2015 günlü tedbir kararı teminatın hangi davacı tarafından yatırılacağı konusunda açıklık içermemekte ise de, teminatın yatırılmış olduğu ve davalının da bu konuda herhangi bir itirazda bulunmadığı, ya da mahkemeden kararın tavzih edilmesini istemediği görülmüştür. Sorun Gebze 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/6 Esas 2017/28 Karar sayılı kararından sonra ortaya çıkmıştır. Zira anılan kararla icra hukuk mahkemesinin bahse konu davasında davacı olan …. Süt…. Ltd. Şti yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin talebi üzerine de mahkemece teminatın diğer davacı …Süt Ürünleri Ltd. Şti’nce yatırılmasına karar verilmiştir. Bu kararla bir anlamda davalının, davacı tarafın teminatsız hukuki himaye gördüğü şeklindeki talebi de karşılanmıştır. Gerek tüm dosya kapsamı gerekse yazılı şekilde karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.19/10/2018