Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/305 E. 2021/48 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/305 Esas
KARAR NO: 2021/48
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI: 2015/924 E. – 2017/986 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında kömür alım satımı için sözleşme imzalandığını, 28.09.2012 tarihli ve 14.10.2012 tarihli sevk irsaliyeleri ile kömürün teslim edildiğini, alıcı şirketin … Aş olan ticaret unvanını 22.10.2012’de … Aş olarak değiştirdiğini, sözleşmenin 4.maddesinde sevkiyattan sonra fatura tarihini müteakip 14 gün sonra olmak üzere ödemenin düzenlendiğini ve sözleşmenin 3.1 maddesi gereğince ödemenin gecikmesinde aylım %5 faiz uygulanmasının kararlaştırıldığını, davalının kalan 3.366,59TL ana para borcu ile 2.321,32 Tl işlemiş faizi ödemediğini davalı aleyhine başlatılan takipte borcun 558,99Tl’lik kısmının kabul edildiğini, bakiye 5.108,92Tl yönünden ise takibin itiraz üzerine durduğunu, Davalının 558,99TL’lik kısmı eklentileri ile ödediğini, bu ödemenin öncelikle faizden düşüleceğini, icra müdürlüğünün hataen 578,99Tl yönünden takibin kesinleştiğine karar verdiğini, bu nedenle 20TL yönünden de takibin kesinleştiğine hükümde yer verilmesini talep ettiklerini, Davalının faiz oranına itiraz etmediğinden faiz oranının kesinleştiğini, davalının itiraz ettiği 3346,59TL ana para ve 1.782,33TL faiz borcu olduğunu, ilk faturanın 30.09.2012’de, ikinci faturanın 06.11.2012’de davalıya teslim edildiğini, süresinde itiraz edilmediğini, malın teslim edildiğini belirterek davanın kabulüne, Küçükçekmece …İcra müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası yönünden itirazın iptali ile toplam dava tutarının %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davasını 5.108,92 Tl üzerinden harçlandırmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tüm ticari ilişkin neden ile var olan bakiye borcu ferileri ile icra dosyasına ödediğini, başka borcun olmadığını, müvekkilini borçlu gösterecek hukuken geçerli bir belge sunulmadığını, davacının sözleşmeyi ve teslimi ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; faturaların davalının defterinde kayıtlı olduğu ve ödemelerin yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ödemelerini düzenli şekilde yapmadığını, Taraflar arasında kömür alım satımına ilişkin yazılı mutabakat yapıldığının davalının kabulünde olduğunu, davalının sadece bunun bir sözleşme olmayıp teklifin onaylanmasından ibaret olduğunu ileri sürdüğünü, davalının kendisine ait fakstan teklifi onayladığını, Malların teslimine ilişkin tarafların mutabık olduğunu, sözleşmede ödeme tarihi ve faiz oranının yer aldığını, Davalının takipten sonra 558,99TL’yi kabul ederek ödediğini, mahkemenin davalının kapanış tasdiki ve lehine delil teşkil etmeyen defter kayıtlarına göre davayı reddettiğini, ancak ödemenin takipten sonra olduğu işleyen faiz, vekalet ücreti, icra inkar tazminatı gibi hususların değerlendirilmediğini, Davalının takibe kısmi itirazda bulunduğunu, işlemiş faiz ve takip sonrası faiz oranına ayrı ayrı itiraz etmediğini, bu nedenle ferilerin kesinleştiğini, ödenen miktarın takip ferilerine mahsup edileceğini, icra müdürlüğünün hataen 20 TL daha takibin kesinleştiğine karar verdiğini, kesinleşmenin esas hükümde yer almasını talep ettiklerini, Kararın bilirkişi …’in raporuna aykırı olduğunu, Davalının faturalara itiraz etmediğini, Kısmi ödemenin TBK 100.maddesi gereğince takip ferilerinden düşülmesi gerektiğini mahkemenin kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturalara dayalı bakiye borcun ve işlemiş faizin ödenmediği iddiası ile başlatılan takipte kısmi itiraz üzerine İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; bilirkişi raporlarına göre takibe konu her iki faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; ancak davalı yanca yapılan ödemeler yönünden tarafların defter kayıtlarının örtüşmediği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, davalının faiz oranına itiraz etmediğini, işlemiş faizden sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Davalının takibe itiraz dilekçesi incelendiğinde; işlemiş faize açıkça itiraz ederek borcun 558,99TL’lik kısmını kabul ettiği, davacının da takibin itiraz edilen kısmı yönünden davasını harçlandırıldığı görülmektedir. Davacı yan, işlemiş faiz borcunun doğduğunu iddia etmiş ise de; teklif form örneği incelendiğinde ödemenin; “teslimattan sonra fatura tarihi müteakip 14 gün sonra” olarak yapılacağının yazılı olduğu, iş bu düzenlemenin belirli vade niteliğinde olmadığı, davalı yanın takipten önce usulüne uygun temerrüde de düşürülmediği dikkate alındığında mahkemece işlemiş faiz talebinin reddi yerinde görülmüştür. Taraflar arasındaki satıma konu her iki faturanın toplam bedeli; 17.703,99TL’dir. Davalı yanca 13.10.2012’de 6100TL bedelli çek ve 29.11.2012’de 7.645,00TL bedelli çek ile ödeme yapılmış ise de; bu ödemelerin davacı yan defterinde daha düşük tutarla kaydedildiği görülmektedir. Davalı defterindeki 21.11.2012 Tarihli 3000,00TL bedelli havalenin davacı defterinde 2.090,97TL olarak kayıtlı olduğu, davalı defterinde kayıtlı olan 19.07.2013 tarihli 400,00TL bedelli havalenin ise davacı defterinde kayıtlı olmadığı, ancak dayanak eft örneğinin dosyada mevcut olduğu görülmektedir. Dairemizce de incelenen çek örnekleri ve bilirkişi rapor ekindeki belgelere göre göre; davacı defterindeki düşük miktarlı kaydın dayanağının olmadığı, çeklerin üzerinde yazılı tutar ve havale miktarları kadar borçtan mahsubu gerektiği neticeten; davalı yanca yapılan 3000+6100 + 7645 + 400TL olmak üzere toplam 17145,00TL’lik ödemenin 17.703,99TL’den mahsubu ile takip tarihinde bakiye 558,99TL borç kaldığı hesaplanmıştır. Davalının takipte 558,99 TL yönünden borcu kabul ettiği, iş bu uyuşmazlıkta itiraz edilen kısım yönünden değerlendirme yapılması gerektiği dikkate alındığında mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/01/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.