Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3046 E. 2018/2209 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3046 Esas
KARAR NO : 2018/2209 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2018
NUMARASI : 2016/631 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı tarafın düzenlediği sahte kefalet sözleşmesi gereğince, müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müd. … sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, kefalet sözleşmesinin müvekkili şirketin kurulmasından önce sahte olarak düzenlendiği gibi sözleşmeyi müvekkili adına imzalamış görünen kişininde şirket yetkilisi olmadığını, zaten sözleşmede şirketin ticari ünvanının değil sadece kaşesinin basıldığını belirterek söz konusu sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespitini ve icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; İstanbul Anadolu…İcra Müd. … sayılı takibinde davacı vekilinin kefalet sözleşmesinde imzası bulunan …ın borcu ve imzasını kabul ettiğini, davacının 25/08/2014 tarihli noter satışı bulunduğunu, şirketin resmiyetteki sahibi …’nin …’ın ortağı…’nin oğlu olup şirketin gerçek sahibi … adına hareket ettiğini, devirden sonra hileli işlemler ile davacı şirketin iflasa sürüklendiğini, şirketin içinin boşaltıldığını, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/07/2016 tarihli 2016/631 esas sayılı kararıyla; Davacı tarafın sahtelik iddiasına dayanması ve HMK’nın 209.maddesi gereğince, “adi senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senedin herhangi bir işleme esas alınmayacağına ilişkin” hükmü dikkate alınarak takibin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmiş ve tedbir kararına itiraz üzerine itirazın reddine karar verildiği ve bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 07/03/2018 tarihli 2017/5681 esas 2017/3426 karar sayılı kararıyla (ek kararı) istinaf talebinin kabulüne İİK 72/3 maddesi gereğince İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu alacağın % 20’si oranında teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verildiği görülmüştür.
Dava dışı …. Ltd. Şti. ve davalı … ….. Ltd. Şti. adına ibraz edilen 23/06/2018 tarihli dilekçeyle HMK 65.madde gereğince dava dışı… Petrol Ltd. Şti’nin davaya asli müdahale talebinde bulunduğu, davalı ve dava dışı şirketin HMK 176.madde gereğince davayı iflas davası olarak ıslah ettiklerini beyanla davanın aralarında irtibat bulunduğundan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1663 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Mahkemenin 28/06/2018 tarihli duruşmada; 2 numaralı ara karar ile ” dava dışı …. Şti’nin HMK 65.maddesi uyarınca istediği müdahale talebinin reddine”, 3 numaralı ara karar ile davacı vekilinin duruşmada “davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, karar ile birlikte teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini” beyan etmesi üzerine, “daha önce tedbir ile ilgili mahkeme tarafından karar verildiği ve bu kararın istinaf tarafından değiştirildiği, istinaf kararından sonra dosyada yeni bir olgu bulunmadığından ve daha önce tedbir ile ilgili olarak karar verildiğinden yeniden karar verilemesine yer olmadığına” karar verildiği görülmüştür.
Davalı ve dava dışı …Ltd. Şti yetkilisi … tarafından 02/07/2018 tarihli ara karara karşı itiraz ve beyan dilekçesi sunulduğu, asli müdahale talebinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, ara karardan rücu edilmesini, aksi halde talebin istinaf yargı yolu talebi olarak kabul edilerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiği, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını, mahkemenin 28/06/2018 günlü 3 numaralı ara kararından rücu edilmesini talep ettiği, mahkemenin de dilekçeyi ve 03/09/2018 tarihli dilekçeyi istinaf dilekçesi olarak kabul ederek mahkememize gönderdiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2018 tarihli duruşmasında; mahkemenin 2 numaralı ara kararı ile “Müdahale talep eden …. Ltd. Şti.nin HMK 65. Maddesi gereğince müdahale talebinin reddine” karar verdiği, müdahale talep eden şirket ve davalı şirket yetkilisi tarafından istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmışsa da, 6100 Sayılı HMK 341/1 maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği ” düzenlenmekle, ilk derece mahkemesinin müdahale talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, talebin usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket ve müdahale talep eden şirket yetkilisinin aynı duruşmada verilen 3 numaralı; “daha önce tedbir ile ilgili mahkeme tarafından karar verildiği ve bu kararın istinaf tarafından değiştirildiği, istinaf kararından sonra dosyada yeni bir olgu bulunmadığından ve daha önce tedbir ile ilgili olarak karar verildiğinden yeniden karar verilemesine yer olmadığına” dair ara kararına karşı da istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmışsa da, duruşmada davacı vekilinin davanın kabulünü ve karar ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, mahkemenin bu tedbir talebini reddettiği görülmekle, davalı şirketin ve üçüncü şahsın bu ara karara karşı istinaf talebinde hukuki yararı bulunmadığından istinaf isteminin usulden reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 352. maddesi gereğince istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,
Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 19/10/2018