Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2970 E. 2018/2252 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2970 Esas
KARAR NO : 2018/2252 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/332 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, “müvekkillerinin de … ibareli marka tescilinin bulunduğunu, müvekkillerinin hak sahibi oldukları … ibareli markanın davalı tarafça kötüniyetli olarak tescil ettirildiğini, bu tanınmış markaların gerçek sahibinin müvekkili olduğunu, ayrıca davalının bu markayı tescil tarihi olan 22.06.2004’ten beri kullanmadığını, teminatsız tedbir koşullarının oluştuğunu” iddia ile davalı adına tescilli ve…no’lu …ibareli markanın SMK’nın 26.maddesi gereği kullanmama nedeniyle iptalini ve ö.madde gereğince de kötüniyetli tescilli nedeniyle de iptalini, markanın 3.kişilere devrinin önlenmesi için TürkPatent siciline teminatsız olarak tedbir konulmasını ve davalı tarafın bu marka tescilinden doğan haklarını müvekkiline ve distribütörlerine karşı kullanmasının önlenmesi için dahi ihtiyati tedbir verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme 12.07.2018 tarihli tensiple beraber “tedbir isteminin kısmen kabulüne, … no’lu… ibareli markanın 3.kişilere devrini önlemek üzere tedbir konulmasına, sair tedbir talebi yargılamayı gerektirdiğinden reddine” karar vermiştir.
Davalı vekili cevabında, “müvekkili şirket adresi Bakırköy / Güngören olduğundan, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Bakırköy FSHHM olduğunu, davacılar yabancı olmaları nedeniyle MÖHUK’un 48.maddesi ve HMK’nın 84.maddesi gereği teminat göstermeleri gerektiğini, markanın önceki sahibinin 16 yıl önce 2002’de TürkPatent’e başvurarak Türkçe’de “zengin gün” anlamına gelen … markasını tescil ettirdiğini, müvekkilinin ise 10.03.2014 tarihinde markayı satın aldığını ve 4 yıldır kullandığını, gerçek kişi ve firmaya yaklaşık 1.300.000 TL’lik faturalı satış yaptıklarını, gerçek hak sahipliği iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin tescile güvenerek markayı satın aldığını, tanınmışlık iddiasının da doğru olmadığını, tescilden 16 yıl geçtikten sonra bu davanın kötüniyetli olarak açıldığını, davacıların daha önce 07.12.2009 tarihinde “…” ibareli marka başvurusunun reddedildiğini, 07.06.2012’de aynı ibareli marka başvurusunun reddedildiğini, daha önce 2 kez marka başvuruları reddedilen davacıların bu red kararına itiraz dahi etmedikleri halde 3.başvurularının kabul edilmesi üzerine bu davayı açtıklarını, davacıların kötüniyetli olduğunu, madem ki TPE müvekkilinin, … ibareli markası ile davacıların tescil ettirdiği ” …” ibareli markayı aynı ya da benzer görmediğine göre, bu davanın da reddi gerektiğini, tedbirin kısmen kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, HMK’nın 392.maddesi gereğince teminatsız tedbir verilemeyeceğini” savunarak davanın reddini, kısmi tedbir kararının kaldırılmasını ve tüm tedbir taleplerinin reddini talep etmiştir.
Kısmi tedbir kararına karşı davacılar vekili istinafında, önceki iddialarını tekrarla, “müvekkilinin tanınmış markasının davalı tarafça tescil ettirilmiş oluşunun kötüniyeti gösterdiğini, diğer tedbir taleplerinin reddedildiğini, ancak gerekçe gösterilmediğini, müvekkilinin haklı olduğunu, diğer tedbir talepleri için de yaklaşık ispatın sağlandığını ve diğer tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini” iddia ile kısmi red kararının kaldırılarak, … no’lu … marka tescilinden kaynaklanan hakları dava sonuna kadar müvekkiline ve distribütörlerine karşı ileri sürülmesinin tedbiren engellenmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, önceki savunma ve itirazlarını tekrarla, “davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacıların MÖHUK ve HMK gereği yabancılık teminat göstermesi gerektiğini, gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu ve davanın kötüniyetle açıldığını, tedbir şartlarının bulunmadığını, markanın 3.kişilere devrinin önlenmesine dair tedbir kararının yerinde olmadığını” savunarak müvekkili aleyhine verilen tedbir kararının kaldırılmasını, tüm tedbir taleplerinin reddini istemiştir.
Her ne kadar ihtiyati tedbir kararına karşı davacı tarafın istinafı üzerine dosya dairemize gönderilmiş ise de, mahkemece tedbir kararının 12.07.2018 tarihli tensibin 14.maddesiyle karara bağlandığı, sair tedbir taleplerinin reddinin de tensibin aynı bendinde yer aldığı, mahkemece gerekçeli kararı yazılmadığı anlaşılmakla, gerekçeli karar yazılarak taraflara tebliğ edildikten sonra dosya yeniden dairemize gönderilmek üzere geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-6100 sayılı HMK’nın 297.maddesine uygun biçimde gerekçeli karar yazılmak üzere dosyanın kararı veren İstanbul 2.FSHHM’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE,
-Verilen kararın niteliğine göre harç ve yargılama giderleri yönünden bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/10/2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.