Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2962 E. 2018/2065 K. 05.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2962 Esas
KARAR NO : 2018/2065
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/63 E.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacılar vekili, “davalı … ile müvekkili … Makine şirketi arasında imzalanan 12.08.2015 tarihli Gemi Finansal Kiralama Sözleşmesine göre, 1.475.000 Euro profarma fatura konusu … – 2015 model yat’ın davalı tarafından finansal kiralama yoluyla kiralanması konusunda anlaştıklarını, diğer müvekkillerinin ise borca kefil yapılmak istendiğini, sözleşme tarihinden, dava tarihine kadar tüm kira bedellerinin ödeme planına uygun olarak ödendiğini, ancak sözleşme konusu yat’ın müvekkiline teslim edilmediğini, gönderdikleri ihtara verilen cevapta, yat’ın teslim edilememesinden dolayı davalının sorumlu olmadığını bildirdiğini, bu kez yeniden ihtarname gönderilerek yat’ın teslim edilmesini, aksi takdirde sözleşmeden dönülmüş sayılacağını ve ödenen bedellerin faiziyle birlikte iadesinin isteneceğinin ihtar edildiğini, ancak davalının bunu kabul etmediğini, yatın mülkiyetinin davalıya geçtiğine güvenerek ve davalının sunduğu Gemi Sicil Belgesi’ne itiraz ederek kira bedellerinini ödediklerini, yaptıkları harici araştırmada… şirketinin bugüne kadar bu yat’ı hiç üretmediğini ve kayıtlarda böyle bir yatın bulunmadığını öğrendiklerinin, mal hiç üretilmediğinden sözleşmenin geçersiz olduğunu, genel işlem şartları bakımından da sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalının FK sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, hiç inşa edilmeyen ve inşa edilmeyeceği kesin olan geminin mülkiyetinin davalıya geçmesi söz konusu olmadığından, deniz hukuku bakımından da sözleşmenin geçersiz olduğunu” iddia ile İİK’nın 72/2 maddesi uyarınca icra takibi başlatılması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkillerinin 12.08.2015 tarihli Gemi FK Sözleşmesi ve ekleri kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitini, şu ana kadar ödenmiş 20.000 Euro’nun faiziyle birlikte iadesini, varsa müvekkilleri tarafından keşide edilerek davalıya teslim edilen kambiyo senetlerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “davacılardan … Ltd şirketinin yurtdışında, ABD’de olması nedeniyle teminat göstermesi gerektiğini bunun dava şartı oluşu nedeniyle re’sen gözetilmesi icap ettiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, 1 ve 2 no’lu davacılar … ile …İçecek şirketinin aktif husumet yeterlikleri ispat edilemediğinden, bunlar yönünden aktif husumetten red kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini ve … 64 isimli 2015 model yat’ın satın alınıp, mülkiyetinin müvekkili üzerine geçirildiğini, bu hususun ek 2’deki Mülkiyet Devir Senedi ( Bill of Sale) ile anlaşıldığını, yatın Deleware sicilinde müvekkili adına tescil edilmiş olduğunu, yat’ın mülkiyetinin müvekkiline geçmediği iddiasının doğru olmadığını, bu konuda yabancılık unsuru nedeniyle MÖHUK’a göre uygulanacak hukukun belirleneceğini, yat’ın zilyetliğinin doğrudan davacıya geçirilmesi için müvekkilinin gerekli tüm işlemleri yaptığını, sözleşmeye göre müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun da bulunmadığını, sözleşmenin 30.maddesine göre geminin teslim alınması için kiracının yetkilendirildiğini, kiracının da ek 4 ile yat’ı teslim alacağını beyan ettiğini, ancak kiracının bu yetki çerçevesinde yatın satıcıdan teslim alınmadığını, bu hususunda ek 5 ‘teki Tesellüm ve Kabul Belgesi ile kanıtlandığını, bu belgede davacı …’nin de imzası bulunduğunu, bu belge ile …’nin gemiyi eksiksiz ve hasarsız teslim aldığını ikrar ettiğini, kiralayanın sorumlu tutulabilmesi için FK konusu 25.maddesinde yasal hallerden birinin söz konusu olması gerektiğini, ayrıca sözleşmenin 30.maddesi gereği geminin teslimi konusunda sorumluluktan dolayı kiracının, kiralayanı ibra ettiğini, yat’ın teslim edilmemesi durumunda dahi müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sözleşmenin 31.maddesine ve ek 6 da’ki belgenin de bunu desteklediğini, davacı kiracının ödenmeyen kira bedellerinden sorumlu olduğunu, sözleşme hükümlerinin genel işlem şart niteliği taşımadığını, maktu sözleşmelerden ciddi farklılıklar içerdiğini ve karşı tarafın istemleri de dikkate alınarak hazırlandığını, müzakere için …’ye uygun süre verildiğini, davacının iyiniyetli olmadığını, 2,5 yıl kira bedellerini, ödedikten sonra sözleşmenin geçersizliği iddiasının iyiniyetli olmadığını, Deleware sicilinin gemi mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, kanıtladığını, yat’a ilişkin sigorta sözleşmesinin ES Marine tarafından akdedildiğini” savunarak davanın usülden ve esastan reddini istemiştir.
Mahkeme 25.01.2018 tarihinde, “davalı hakkında yapılmış bir takip ve takibe konu edilecek senet bilgileri mevcut olmadığından, HMK’nın 389.ve İİK’nın 72/2. Maddelerinde yazılı şartların oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir istemini reddetmiştir.
Mahkeme 02.02.2018 tarihinde ise, “HMK 391,392 ve İİK’nın 72.mad. hükümleri gereğince tedbir kararında hükmedilecek teminat miktarı gösterilmek zorunda olduğundan, tedbir talebine konu borcun ne kadar olduğu belirlenmemiş olduğundan” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Mahkeme heyeti 16.03.2018 tarihinde, “FK Kanunu’nun 25.maddesindeki şartların ve FK sözleşmesinin 10.16.17 ve 30.maddelerindeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin yapılacak yargılama sonunda belli olacağı” gerekçesiyle İİK 72/2 maddesi gereğince takibin durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Öte yandan İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce …Finansal Kiralama şirketinin 15.02.2018 tarihli ihtiyati haciz talebi üzerine, 20.02.2018 tarihinde, borçlular …, …Ltd ve …aleyhinde %15 teminatla, 23.000 Euro karşılığı 108.382,90 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verdiği, bu karara karşı borçluların itirazı üzerine, 12.Ticaret Mahkemesi tarafından, ihtiyati hacze konu senet hakkında menfi tespit davası açıldığı gerekçesiyle itirazın incelenmesi için dosyanın 5.Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, 5.Ticaret Mahkemesi’nce önce itirazın incelenmesi için mürafa günü verildiği, ancak mürafaada “7 günlük yasal süre içinde borçlulara karşı takip başlatılmadığından ve ihtiyati haciz kararı işleme konulmadığından, ihtiyati haciz kararının İİK’nın 261.maddesi gereği hükümsüz kaldığı” gerekçesiyle konusuz kalan ihtiyati haciz kararı hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Bu karara karşı …Kiralama AŞ vekili istinafında, “ihtiyati haczin konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, dair kararın hukuka aykırı olduğunu, somut uyuşmazlık İİK’nın 264.maddesi uyarınca 7 günlük sürenin başlamadığını, ihtiyati haciz kararının 20 Şubat 2018 tarihli olduğunu, bu kapsamda İİK’nın 261.maddesi gereği 10 günlük sürede bu kararın infazının istenmesi gerektiğini ve müvekkilinin bu süre içinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararını işleme koyduğunu ve İcra Müdürlüğünden borçluların malvarlığı hakkında araştırma talep ettiklerini, buna rağmen İcra Müdürlüğünün mahkemenin sorusuna, “dosyanın ihtiyati haciz safhasında olduğu ve esas takibe geçilmediği” yönünde bilgi verdiğini, İİK’nın 264.maddesin de yazılı 7 günlük sürenin ihtiyati haciz kararının alınmasından itibaren değil, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından itibaren başladığını, somut olayda müvekkilinin yasal sürede ihtiyati haciz kararının uygulanmasını talep etmesine rağmen İcra Müdürlüğü’nce uygulanmadığını, dolayısıyla 7 günlük sürenin başlamadığını, nitekim Yargıtay 12.HD’nin 02.07.2012 tarih ve 2012/11618 E., 2012/23235 K.sayılı kararının da bu yönde olduğunu, ihtiyati haciz kararının infazının icra dairesi tarafından geciktirilmesinin, ihtiyati haczi hükümsüz hale getirmediğini, ayırca ihtiyati haciz kararına dayanak senedin sözleşmeden bağımsız olduğunu, zira bononun sebepten mücerret bir borç ikrarı olduğunu, senedin teminat senedi de olmadığını, teminat senedi olduğu kabul edilse bile ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olduğunu” iddia ile ve davaya cevabındaki bir kısım savunmalarını da, tekrarla ihtiyati hacze karşı itirazın reddini, ihtiyati hacze dair 28.06.2018 tarihli kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haczin devamını istemiştir.
İhtiyati haciz istem yönünden borçlular vekili istinafa cevabında, “yerel mahkeme kararının yerinde olduğunu, icra dosyasında görüleceği üzere davalı tarafın ihtiyati haciz kararının uygulanmasını talep ettiği ve İcra Müdürlüğü’nün 02.03.2018 tarihinde müvekkilinin hak ve alacaklarının haczine karar verdiğini, dolayısıyla bu tarih itibariyle artık ihtiyati haciz kararının uygulandığını ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içinde esas takibe geçilmeyerek ya da esastan dava açılmayarak ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını, davacının göstertiği Yargıtay 12.HD.’nin içtihadında, 7 günlük esas takibe geçme süresinden değil, 10 günlük süreden bahsedildiğini, somut olayda ise ihtiyati haczin uygulanması 10 günlük sürede talep edildiği halde 7 günlük yasal sürede esas takibe geçilmediğini, ayrıca senet üzerinde yazılı tutarın kat kat fazlasının menfi tespit davasının açıldığı / sözleşmeden dönüldüğü tarihe kadar (1.005.922 Euro) davalıya ödendiğini, kaldı ki senedin teminat senedi olduğunu ve FK sözleşmesi kapsamında verildiğinin tartışmasız olduğunu, davalının mücerretlik ilkesine dayanamayacağını, 226.872 Euro’luk senedin sözleşme ile aynı tarihte imzalandığını, teminat senedi olduğu kabul edilse bile 2 ve 3 no’lu davacıların Kiracı Avans Taahhütnamesini imzalamadıklarını ve bunların sorumluluğunun sadece FK sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, kiracı avans taahhütnamesine dayanılarak, teminat senedinin ödenmediğinden bahisle 2 ve 3 no’lu müvekkilleri aleyhine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
İstanbul 12.Ticaret Mahkemesi’nin 2018/185 Değ.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, …A.Ş.’nin 12.08.2015 tanzim, 15.08.2017 vade tarihli ve 226.872 Euro bedelli bono’ya dayalı ihtiyati haciz talebi üzerine mahkemece 20.02.2018 tarihinde %15 teminatla …, Alco İçecek ltd ve …hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği, itiraz üzerine yapılan duruşmada da dosyanın 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/63 E.sayılı dosyasına gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dosya ekinde bulunan, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün…E.sayılı dosya örneğinin incelemesinde ise ihtiyati haciz kararının üzerinde İstanbul Adliyesi İcra Tevzi Bürosu’nun 02 Mart 2018 tarihli tevzi kaşesi ve İstanbul ….İcra Müdür Yrd.’nın aynı tarihli havalesi bulunduğu, aynı gün alacaklı vekilinin kayden haciz ve malvarlığı araştırma talebi açtığı, İcra Müdür Yardımcısının “talep uygun görülmekle talebe uygun işlem yapılmasına karar verildi.” biçiminde kaşe ve imzasının talep altında yer aldığı, icra dairesi’nin 28.06.2018 tarihli cevabi yazısında ise, “dosyanın ihtiyati haciz safhasında olup, esas takibe geçilmemiştir.” ibaresinin bulunduğu ve ayrıca dosyada, “harç yatırılmamış, esas takibe geçilmemiş” biçiminde bir not yer aldığı görülmüştür.
Her ne kadar yukarıda yazılı nedenlerle … Bankası Finansal Kiralama vekili istinaf isteminde bulunmuş ise de, dosya kapsamına göre ihtiyati haciz kararının İİK’nın 261.madde de yazılı 10 günlük yasal süre içinde harç yatırılmak suretiyle infaza konulmamasından dolayı ihtiyati haciz kararının kendiliğinden geçersiz hale geldiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı yerinde görüldüğünden, istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/10/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.