Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2960 E. 2021/1156 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2960 Esas
KARAR NO: 2021/1156 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2017/166 E. – 2018/197 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yıllardır ilköğretim kitabı yazdığını ve soruları hazırladığını, yazar olması nedeniyle kendine ait birçok eseri bulunduğunu, davalı tarafında yayıncılık yaptığını ve ilköğretim kitapları, soru kitapları ve yardımcı kitaplar basmakta olduğunu, davalının kitaplarında müvekkiline ait soruları izin almadan yayınladığını, davalının müvekkiline ait eserleri izinsiz olarak yayınlayarak mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini, bu nedenle FSEK m.68 uyarınca üç katı tazminat taleplerine karşı şimdilik 1.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek şekilde faiziyle beraber tazminine, FSEK m.70/1 uyarınca ihlal edilen manevi haklarımıza karşılık şimdilik 5.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber tazminine, FSEK m.70 uyarınca haksız kazancın yine işleyecek faiziyle beraber tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı taraf 23/02/2016 tarihli ıslah dilekçesinde, maddi tazminat talebini intihal oranları ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 356.104,52 TL tazminatın 3 katı 1.067.313,56 TL arttırarak, toplam 1.068.313,56 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkilinin yayıncılık alanında uzman ve aynı zamanda öğretmen olan yazarlarla imzaladığı sözleşmelere binaen hazırlanan ilköğretim yardımcı ders ve soru kitaplarını basıp yayınlamakta olduğunu, müvekkilinin hak sahibi olduğu kitapların MEB yönetmeliğine, eğitim ve öğretim müfredatına uygun olarak yazarlar tarafından hazırlandığını, davacının intihal yapıldığı yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu bu nedenle haksız ve dayanaksız olan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 22.05.2018 tarihli 2017/166 E. – 2018/197 K. sayılı kararıyla; “…bir ve ikinci bilirkişi kurul raporlarının, taban tabana zıt raporlar olduğu, bu çelişkinin giderilmesinin zorunlu olduğu, davacı tarafından mahkemece belirlenen üçüncü bilirkişi incelemesinin yaptırılamadığı, bilirkişi raporları arasında çelişkinin giderilememesi davacı tarafın davanın giderlerine katlanma zorunluluğu olup bu zorunluluğu yerine getirmemesi nedeniyle kesin süre içerisinde davacı taraf yükümlülüğünü yerine getirmediğinden daha önceki alınan bilirkişi raporları çelişki giderilmeden hükme esas alınamayacağı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı asil’in süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin iki rapor arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle tüm taleplerini reddetmişse de, ikinci raporun tamamen fotokopi olup inceleme bulunmadığını, davalının eski ortağı olduğunu, kendisinden çaldığı dokümanlarla kitaplar oluşturduğunu, hakkında ceza ve hukuk davaları açtığını,-ilk raporun Yargıtay kararlarına tam uygun olduğunu, davanın ilk rapora göre ıslah edildiğini, ikinci raporun hiçbir incelemeye dayanmayan uydurma bir belge olduğunu, son paragrafta birkaç cümle ile matematikten bahsedildiğini, mahkemenin AYM kararlarını, Yargıtay kararlarını, emsal kararları hatta aynı konuda 2013-195 Esas sayılı dosyada tazminata hükmettiği kendi kararını inkar ederek taleplerinin tamamını reddettiğini, kararın hukukla ilgisinin bulunmadığını, -dördüncü raporun gerçeğe ulaşılması yönünde katkısının olamayacağını, mahkemenin, yeni bir raporla açıklığa kavuşturmak istediği benzerlik ve aynılıkların “..mevcut eğitim ve öğretim sisteminde herkesin kullandığı bir milli eğitim müfredatından kaynaklanan bir kullanım olup olmadığı sorusunun cevabının ilk raporda defalarca verildiğini, bilirkişilerin ilk rapordaki tespitleri ile eski ortağının kendisinden çaldığı bilgisayar kayıtlarını bilgisayara yükleyip üzerinde biraz değişiklik yaptırarak sözde yeni kitaplar oluşturduğunu tespit ettiklerini, kitapların yazarlarının Bakırköy 1.FSHCM’nin 2016/546 Esas sayılı dosyasında yargılandığını, ifadelerinde hazır olan kitaplarda değişiklikler yaptıklarını beyan ettiklerini,-sunduğu emsal kararlardan da görüleceği üzere açtığı birçok davayı kazandığını tazminat aldığını, dosyaların tamamında davalıların benzer savunmaları yaptıklarını, “her kitapta bulunduğu, MEB Programı/müfredatı ve teknik sebebiyle yapılmasının zorunlu olduğu, her öğretmenin bu tabloları kullanmak zorunda olduğunun” iddia edilmişse de aksinin kanıtlandığını beyan etmiş,-( ilk rapor ve ikinci rapordan dilekçesine yapmış olduğu alıntılarla) mahkemenin verdiği kararla ikinci rapora itibar etmiş olduğunu, oysa ikinci raporun denetime elverişli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, hakimin ikinci rapora itibar ederek en çok kendi itibarına ve devletin itibarına zarar verdiğini, HSK, TBMM Dilekçe Komisyonu ve CİMER’e başvurduğunu, hakimin ikinci rapora itibar ettiğini ancak gerekçesini açıklamadığını, mahkemenin 2013-195 Esas sayılı kararının tam emsal olup, davacının, mahkemenin, bilirkişilerin, kitapların, iddialar ve savunmaların, bilirkişi raporundaki tespitlerin aynı olduğunu, mahkemenin ilk ve tek raporla karar verdiğini, başka emsal kararların da bulunduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, özellikle ikinci raporun rapor niteliklerinin olmadığının gözetilmesini, yargılamanın duruşmalı yapılmasını, takdiren yeni bilirkişi raporu alınmasını ve/veya tüm bilirkişilerin huzurda dinlenmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkemece yayıncı/yazar bilirkişi …, öğretim üyesi Yard. Doç. … ve Emekli Öğr. Yayıncı/Yazar …’den alınan 17/07/2014 tarihli raporda; davacıya ait FSEK 1/B anlamında hususiyet taşıyan FSEK 2. Madde çerçevesinde ilim ve edebiyat eseri olan çeşitli kitaplarda yer alan bazı soruları ve bazı metinleri, davalı tarafından izinsiz kaynak göstermeksizin alıntılandığı ve kaynak gösterilmeden yapılan iltibasların FSEK 34 ve35 madde kapsamındaki istisnadan yararlanamayacağı, davalının, davacının kitaplarından izinsiz iltibaslarda bulunmak suretiyle davacının eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarda çoğaltma ve yayma hakkını ihlal ettiği davacının FSEK 68. Madde uyarınca talep edebileceği bedelinin matematik bilgini 3 kitabında intihal %2 telif ücreti 7.750,00 matematik bilgini 4 alıntı %10 telif ücreti 10.075,00 TL, matematik bilgini 5 alıntı yüzdesi %6 telif ücreti 4.650,00 TL problem gezegeni 3 alıntı yüzdesi %4 telif ücreti 2.880,00 TL, problem gezegeni 4 alıntı yüzdesi %7 telif ücret 6.720,00 TL, türkçe dil bilgini-2 ve T Dil Bilgini 2 alıntı yüzdesi %33 ve %43 telif ücreti 142.222,50 TL, Türkçe Dil Bilgini 3 alıntı yüzdesi %35 telif ücreti 111.037,02 TL, Türkçe Dil Bilgini-4 ve T dil bilgini 4 alıntı yüzdesi %35 ve %41 telif ücreti 66.420,00 TL, Bütün dersler soru fabrikası 2 alıntı yüzdesi %5 telif ücreti 690,00 TL, bütün dersler soru bankası 4 alıntı yüzdesi %3 telif ücreti 3.060,00 TL, Bütün dersler soru bankası 5 alıntı yüzdesi %5 telif ücreti 600,00 TL toplam telif ücretinin 356.104,52 TL olduğunu, bandrol listesinde olmayan kitapların bu rakama dahil olmadığını beyan etmişler. Davalı tarafça rapora itiraz edilerek, belirlenen benzerliğin yerinde olmadığı Bakırköy CBS yapılan soruşturmadaki bilirkişi raporundan farklı ve çelişik olduğu, bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğu, raporda birçok teknik hata yapıldığı, müvekkilinin 15 kitabı ile, davacının 40 adet kitabında bulunanların kıyaslandığını, davacının metinlerini kullanmadığını, kullanılan ortak metinlerin ise anonim olduğunu, bilirkişilerin müvekkilinin yazdığı ilkokulun ilk sınıflarına ait kitap ile (ÖRN. Dil Bilgini 3. Sınıf kitabı ile davacıya ait 2007 Mercek Türkçe 6. Sınıf , 2007 Türkçe 8. Sınıf, 2007 Türkçe 7. Sınıf ve 2005 LGS Lise Sınav kitaplarını karşılaştırdığını, bilirkişilerin müvekkillerinin kitaplarını yazarken kamuya mal olmuş farklı yazarlara ait eserlerden faydalanmışsa da, hangi yazarlara ait olduğunu belirttiğinin tespitine rağmen, bu kısımları da intihal olarak değerlendirdiklerini, kitapların MEB müfredatına göre hazırlandığını, milli eğitimin hedeflediği kazanımların belli olduğunu, … ait “…” adlı metnin ve … ” …” adlı kitabından bölüm alınan paragrafın telif hakkı davacıya ait gibi değerlendirildiğini, bilirkişi raporunda inceleme yapılan tabloların davacınınkilerle tamamen farklı olduğunu, raporun objektiflikten uzak düzenlendiğini, tazminat hesabında bandrol sayısı esas alınmışsa da, kitapların baskı sayısının dikkate alınmadığını, kitap basım faturalarından baskı sayısının belirlenebileceğini, raporda ders kitaplarında bulunması gayet doğal olan benzerliklerin tazminat hesabına konu olduğunu beyanla yeniden bilirkişi incelemesi ve rapor alınmasını talep etmiştir. Mahkemece Akademisyen bilirkişi Yard. Doç. Dr. …, … alınan 25/01/2017 tarihli raporda; basit matematik problemlerinin ifade biçim ve sayısallaştırılmasında kullanılan verilerin çok özel bir fikir fırtınası gerektirmediği, bu tip problemler özellikle ders kitaplarında kullanılan problemlerin hemen hemen hepsinde biri diğerinden çalıntı diyemeyeceğimiz fakat o tarz ifadelerle karşılaşırız bunun nedeni ise problemlerin basit matematik olmasının gereği olduğu, akla gelen yüzlerce kitapta görülebilecek bir çok problemin hem davacının hemde davalının kitaplarının basit problem kitapları olduğu, havuz problemleri, yaş problemleri, işçi problemleri geometri vs. ,her kitapta yer alan problemler olduğu, dosyalar incelendiğinde nihayetinde bu kitapların milli eğitim bakanlığı müfredatına uygunluğu göze alındığında matematik problemlerinin intihal değil ama benzer olmasının oldukça doğal olduğu, sonuç olarak matematik problemlerinde bir intihal bulunmadığı, teknik olarak yapılan değerlendirmeye göre dava konusu eserlerde intihal olmadığı FSEK hükümlerine aykırı bir kullanım bulunmadığı beyan edilmiştir.Mahkemece raporlar arasındaki çelişki nedeni ile dosya tekrar 3. Bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, ancak bilirkişiler davanın esası hakkında rapor tanzim etmemişler, dosyaya delil olarak sunulan kitap ve belgelerin incelenemeyeceğini beyan etmişlerdir.Mahkemece Doç.Dr. … ve Doç. Dr. …’den alınan 13/06/2017 tarihli raporda; dosyada belirtilen davacıya ait kitapların dava dosyası ekinde bulunmadığı, davacının bahsettiği ve intihal olduğunu ileri sürdüğü kitap sayfa ve bölümlerini inceleyip karara bağlayacak davacıya ait kitapların deliller arasına eklenmediği, dosya içerisinde bazı kitap sayfalarının bulunduğu, bu fotokopilerin hangi kitaba ait olduğunun bilinmediği, fotokopiler üzerine el yazısıyla kitap isimleri yazılmışsa da, bu kitap isimlerini teyit edecek bilgilerin yazılmadığı, davacının intihal olduğunu iddia ettiği bölümleri, sayfaları inceleyebilmek için davacıya ait kitapların dava dosyasına eklenmesi ve sonrasında intihal ile ilgili incelemenin yapılması gerektiği beyan edilmiştir.13/11/2017 tarihli duruşma zaptından, davacının yeni bir heyetten rapor alınmasını talep ettiği, davacı asilin 24.08.2017 tarihli ve 30.10.2017 tarihli iki adet dilekçesinde yeni bilirkişi incelemesinin Ankara FSHHM tarafından yapılması talep ettiği, mahkemenin 17/07/2017 tarihli duruşmada, mahkeme kaleminde bulunan kitapları tek tek zapta geçtiği, ara kararında “dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun ibraz edilme süresi ve dosyada mevcut delilleri incelenmemiş olduğu gözönüne alınarak, raporun ek rapor olarak tanziminin istenmesinin reddi ile bilirkişilere ödenen ücretin mahkeme dosyasına iadesinin istenilmesine, Boğaziçi Üniversitesine müzekkere yazılarak bilirkişi isimlerinin bildirilmesinin istenilmesine” karar verdiği, mahkemenin 21/12/2017 tarihli ara kararı ile bir ve ikinci bilirkişi kurulu raporu arasında çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılması için iki hafta kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı taktirde, bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçmiş sayılmasına, bilirkişi ücreti yatırıldığında Ankara Adliyesine talimat yazılmasına karar verildiği, davacı tarafça kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı anlaşılmıştır.Dosya kapağında bulunan, 29/08/2013 tarihli teslim tutanağından davacı vekili Av…. tarafından Türkçe Dil Bilgisi ve Dil Yeteneği 2,3,4,5,6,7,8, sınıflar, Matematik 1,2,3,4,5,6,7,8 sınıflar teslim alındığı, 04/03/2014 tarihli teslim tutanağından davacı … tarafından 18 adet kitabın teslim edildiği anlaşılmıştır.Davacı asil tarafından mahkemenin kısa kararından sonra hakimin reddi talebinde bulunduğu, mahkeme tarafından hakimin reddi talebinin HMK 41. Madde gereğince geri çevrilmesine karar verildiği görülmüştür.Davacı asil tarafından dosyaya istinaf başvurusundan sonra farklı tarihlerde dilekçeler sunulduğu görülmüştür.Bakırköy 1. FSHCM nin 2015/219 Esas, 2015/893 Karar sayılı dosyasında, davacı tarafça davalı şirket yetkilileri ve kitapların yazarları hakkında şikayetçi olunduğu, mahkemenin beraat kararı verdiği anlaşılmakla Dairemizce ilam örneğinin celbine karar verilmiş, cevabi yazıdan kararın kesinleşmediği Yargıtay’da temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı tarafça, davalı yayın evi tarafından basılan kitaplarda kendisine ait kitaplardan izinsiz olarak alıntılar yapıldığını, bu alıntıların intihal vasfından olup 5846 Sayılı FSEK kapsamında haklarını ihlal ettiğini beyanla, FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminat ve FSEK 70/1 maddesi gereğince manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece alınan ilk rapordan sonra maddi tazminat talebini ıslah etmiştir. Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 17/07/2014 tarihli raporda; davacıya ait FSEK 1/B anlamında hususiyet taşıyan ve FSEK 2 maddesi çerçevesinde ilim ve edebiyat eseri olarak nitelendirilebilecek çeşitli kitaplarda yer alan bazı soruların ve bazı metinlerin davalı tarafından kaynak gösterilmeden alıntılandığı, yapılan iktibasların FSEK 34. Ve madde 35. Kapsamında istisnadan yararlanamayacağı, davacının çoğaltma ve yayma hakkının ihlal edildiği, kitap fiyatı ve alıntı oranına göre ödenmesi gereken toplam rayiç bedelin 356.104,52 TL olduğu beyan edilmiş, rapor içeriğinde kitap sayfaları ve soru numaralarının karşılaştırıldığı, benzer/benzer değil/aynı ibarelerine yer verildiği anlaşılıyorsa da, soru ve metin içeriklerinin örnekleme yöntemiyle dahi yer almadığı, bu şekilde karşılaştırmanın denetime elverişli olmadığı, davacı tarafın kitaplarından alıntı yapıldığı ileri sürülen soru ve metinlerin hususiyet taşıyıp taşımadığının incelenmediği, raporda; “..Bütün dersler soru fabrikası 2 alıntı yüzdesi %5 telif ücreti 690,00 TL, bütün dersler soru bankası 4 alıntı yüzdesi %3 telif ücreti 3.060,00 TL, Bütün dersler soru bankası 5 alıntı yüzdesi %5 telif ücreti 600,00 TL..” şeklinde hesaplamalara yer verilmişse de, kitaplarda yer alan tüm metin ve soru sayısı, sayfa sayısına yer verilmediğinden alıntı yüzdesine yönelik hesaplamanın da denetime elverişli olmadığı, davalı tarafın raporda … ve … ait kitabından atıf yapılarak alınan metinlerin dahi davacının kitabından alıntılanmış gibi gösterildiğini, telif tazminatının fiilen satılan kitap sayısına göre değil alınan bandrol sayısına göre hesaplandığını, ders kitaplarında doğal olan benzerliklerin dahi tazminat hesabına konu edildiğini beyanla rapora itiraz ettiği, davalı tarafın rapora yönelik esaslı itirazlarının bulunduğu görülmüş, davacının mahkemece alınan ilk raporun hükme esas alınabileceğine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Mahkemece alınan 25/01/2017 tarihli raporda, dosya özetinin yer aldığı, raporun inceleme kısmında sadece matematik problemleri ile ilgili inceleme yer aldığı, diğer kitaplar ile ilgili inceleme yer almadığı gibi matematik problemleri ile ilgili incelemenin de denetime elverişli olmadığı ve hükme esas alınamayacağı, mahkemece atanan üçüncü bilirkişi heyetinin ise davacı ve vekili tarafından ibraz edilen ve duruşma zaptında tek tek sayılan kitapları teslim almaması nedeniyle gerekçeli rapor düzenlemedikleri, mahkemenin de ön raporu yok hükmünde kabul ederek, bilirkişi ücretlerinin iadesine karar verdiği, bu durumda dosya kapsamında hükme esas alınabilecek mahiyette bilirkişi raporu bulunmadığı anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK 266. Madde de; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu kitaplar ile kitaplarda yer alan soru ve metinlerin hususiyet taşıyıp taşımadığı, eser vasfında olup olmadığı, davalı kitaplarında alıntı yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa iktibas serbestisi mahiyetinde bulunup bulunmadığının tespiti ile tazminat hesabı mahkeme hakiminin teknik bilgisi ile çözümlenecek hususlardan bulunmadığından, ayrıca bizzat davacı davacı asilin 24/08/2017 tarihli ve 30/10/2017 tarihli iki adet dilekçesinde yeni bilirkişi incelemesinin Ankara FSHHM tarafından yapılması talep ettiği, 13/11/2017 tarihli duruşmada da yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğinden, mahkemece davacının talebi doğrultusunda Ankara FSHHM’ne talimat yazılarak üç kişilik heyetten rapor alınmasına karar verilmesi ve bilirkişi ücretinin yatırılması için kesin süre verilerek sonuçlarının ihtar olunması yerinde görülmüştür. Bilirkişi ücretini yatırmayan davacının yeni heyetten rapor alınması talebinden vazgeçtiği ve ispat yükü kendisinde olduğundan, davasını ispat edemediği kanaatiyle mahkemenin davanın reddine karar vermesi yerinde görüldüğünden, davacı asilin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı asilin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.