Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/296 E. 2019/216 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/296 Esas
KARAR NO : 2019/216 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2014/745 E., 2017/367 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile dava dışı …’nın evlendiklerini, bir süre evli kaldıklarını, 2005 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanmadan sonra da fiili olarak bir arada yaşamaya devam ettiklerini; zaten boşanmanın dava dışı Nejat’ın talebi ve ısrarı ile ticari borçlarından kurtulmak maksadıyla yapıldığını; müvekkilinin ona güvenerek kendisi ve çocuğu içinde hiç bir talepte bulunmaksızın boşanmayı kabul ettiğini; boşanmadan sonra da eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiğini; ancak boşanıp birlikte yaşama devam ederlerken …’nın davalı bayanla gayrimeşru bir ilişkiye girdiğini, evlilik dışı … isimli bir kısı dünyaya getirdiklerini, bunun üzerine davacının 2008 yılında durumu öğrenerek …’la olan müşterek evi terk ettiğini, baba ocağına gittiğini, davalı kadınla dava dışı eski eşin bir araya gelerek müvekkilini borçlandırdıklarını, bu işlemin muvazalı olarak gerçekleştirildiğini, bu borçlandırmanın dayanağının “ödünç hisse senedi alım ve iade protokolü” olduğunu, söz konusu protokol gereğince ödünç verenin davalı olduğunu, ödünç verilen …Bankası AŞ’ye ait hisse senetlerinin ödünç alan davacıya verilmiş gibi gösterilip, 2 yıl iade istenmeyeceği, 2 yılın sonunda davalı ne zaman isterse 5 gün önceden bildirmek suretiyle bunların iadesini isteyebileceği, bu 2 senede sermaye artırımı ile artacak temettü ödemelerinin de iade edileceğinin ayrıca iade tarihindeki %10 nominal bedelli hisse senedi kira bedeli olarak ödünç alan davacı tarafından davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını; ancak müvekkilinin bu sözleşmeyi kesinlikle imzalamadığını, imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkiline ait çıkması halinde de hile ile imzalatılmış olacağını belirtmek suretiyle; bu sözleşme dayanak tutularak davalı yanca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasında başlatılan icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine; davalıdan %40’dan aşağı olmamak suretiyle de kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin …ı ile 2007’de tanıştığını, tarafların önce iş arkadaşı sonra hayat arkadaşı olduklarını;…nın davacıdan 2005 yılında ayrıldığını, müvekkili…’la tanıştığında onun bekar olduğunu, davacının hem oğlunu hem de babasını evden kovduğunu; davacının şirketler kurmuş, ticari hayatın içinde olan bir şahıs olduğunu, hisse senedi piyasasında da uzman olduğunu, bu nedenle davaya konu işlemde aldatılmasının söz konusu olmadığını; söz konusu protokolüde davacının imzalamadığını, zira protokolü davacının bu hususta verdiği vekaleti kullanmak suretiyle vekilinin imzaladığını, imzalayan vekilin … olduğunu, protokol gereğince hisse senetlerinin bizzat davacı yararına çalıştırıldığını belirterek davanın reddini talep ettiği ve davacıdan haksız dava tazminatı talep ettiği görülmüştür. Taraf asillerce imzalanan “taahhütname ve ibraname” başlıklı yazının davacı vekili tarafından ibraz edildiği, söz konusu bu yazıda, davalının, davacıyla hiç bir hak ve alacağının kalmadığı, bu nedenle davalının davacıyı ile geniş anlamda ibra edildiği bildirilmiş, davalının davacı aleyhine talep, dava ve şikayetlerinden vazgeçtiği bildirilmiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli 2014/745 Esas 2017/367 Karar sayılı kararıyla davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden mahkeme tarafından kararın gerekçesinde; “taahhütname ve ibraname başlıklı belge incelendiğinde davalı alacaklının, belgede zikredilen esas numaralı dosya için ve bunun dışındaki sözleşme tarihinden önceye dayanan tüm talep dava ve şikayetlerinden vazgeçmiş olduğunun yazılıdığı, burada, şikayete konu ya da davaya konu alacakların hiç doğmadığına dair bir beyan mevcut olmadığı, tam tersine ikinci paragrafta iş bu dosyalardan dolayı davalının “hiçbir hak ve alacağının kalmadığının” yazılmış olması nedeniyle, davadan sonra gerçekleşen bir ödeme ya da menfaat temini sağlandığının anlaşıldığı, hal böyle olunca dava anında davalının en az bir miktar alacaklı olduğu, bir alacağının mevcut olduğu kanaatine varıldığı; bu nedenle davacı lehine vekalet ücreti taktir edilemeyeceği, yargılama gideri taktir edilemeyeceği; tam tersine davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktiri gerektiği, ancak söz konusu ibraname ile esasen hiç bir hak ve alacağı kalmadığı yönünden davalıca ibranın gerçekleştirildiği gözetilerek bu ibra karşılığında artık iş bu davadan dolayı da haksız dava tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretine davalı yönünden de hükmedilemeyeceğini” beyan ederek taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına, masrafların yapanlar üzerinde bırakılmasına karar vermiştir. Davacı vekili süresinde istinaf dilekçesi ibraz ederek, davalının takibe konu yaptığı hususun hisse senedinin ödünç alınması olduğunu, müvekkilinin hiç bir şekilde davalıyı tanımadığını, davalının müvekkilinin eski eşi ile birlikte yaşayan bir kişi olduğunu, hayatın olağan akışı içinde de ödünç hisse senedi almasının mümkün olmadığını, yargılamanın geldiği aşamada müvekkilinin davalıya bir borcunun olmayacağının tespit edildiğini, davalının da bunu anlamış olacak ki kendisinin müvekkilinin borçlu olmadığına ve müvekkilinin ibra ettiğine dair ibraname verdiğini, müvekkilinin yapılmış 1 TL dahi ödeme bulunmadığını, davalıya ödeme yapılmadığı halde yerel mahkemenin olmayan bir ödeme nedeniyle ibra edildiğini beyan etmesinin doğru olmadığını, ödeme yapıldı ise ödeme belgesinin ibraz edilmesi gerektiğini beyanla lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; ibranamenin veriliş nedeninin davalı olarak bu dava konusu alacağın anlaşma ile ödenmesi sonucu davanın sonuçlanması olduğunu, takibin kesinleştiği halde davacının Bodrum’daki taşınmazı üzerindeki haczin fekkedildiğini, karşılıklı ibra ile borcun sona erdirildiğini, alacağı haricen kısmen tahsil ettiklerinden ibralaştıklarını, davacı vekilinin kötü niyetli avukatlık ücreti talebinin haksız olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına konu borç nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini taleple, “ödünç hisse senedi alım ve iade protokolündeki” imzanın müvekkiline ait olmadığını beyan ettiği, davalı vekilinin de imzanın davacıya ait olmadığını , vekili sıfatıyla … tarafından imzalandığını kabul ettiği, yargılama sırasında ibraz edilen “taahhütname ve ibraname” başlıklı belge ile taraflar sulh olduğundan ve ibralaştığından, ilk derece mahkemesinin konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği, davacı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi nedeniyle davacı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür.Davacı vekili,müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını,ödeme yapmadığını,ödeme belgesi ibraz edilmemesinin ve ibra edilmemesinin dava tarihinde davacının haklı olduğunu gösterdiğini beyan etmiştir.
Dosya kapsamından, davacının eski eşi ihbar olunan …’nın davalı ile birlikte yaşadığı, “hisse senedi alım ve iade protokolünde” davacının imzasının bulunmadığı, vekili sıfatıyla … tarafından imzalandığının davalı tarafça ileri sürüldüğü , ibra belgesindeki ifadelerden davacının borçlu olduğu anlamının çıkarılamayacağı, belgenin davalı tarafından davacıya verilmek üzere düzenlendiği,ifadelerin davalıya ait olduğu, davacıya da imzalatıldığı, davalının “hiçbir hak ve alacağının kalmadığı” ifadesinden hemen sonra “davacıdan herhangi bir hak ve alacağının olmadığının” beyan edildiği, davalı tarafça borcun kısmen ödendiği savunulmuşsa da, davalı alacaklı tarafından ne borca ne de ödemeye ilişkin davacının imzasını havi belge sunulmadığı, alacağın varlığının miktar itibarıyla yazılı belge ile ispatının gerektiği, taraflar arasında husumeti ispatlar ceza dosyası ve Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası gözönüne alındığında, imzalı belge alınmadan borçlandırıcı işlem yapılması ve yine ödeme belgesi düzenlenmeden ibra belgesi düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözönüne alınarak, mahkemenin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kararının yerinde olmadığına, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ,hükmün diğer kısımlarının muhafazası ile, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli 2014/745 Esas 2017/367 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
İlk derece yargılaması yönünden;
44,40 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.150,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.106,60 TL harcın talep halinde davacıya iadesine.
Davacı tarafça ilk derece yargılaması sırasında yapılan 371,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı lehine, karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T.’ne göre 8.868,40TL nispi vekalet ücreti taktiri ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İstinaf yargılaması yönünden;
İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 123,10 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 208,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve (istinaf konusu yapılan vekalet ücreti ve yargılama gideri miktarı göz önüne alınarak) kesin olarak karar verildi. 04/02/2019