Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2948 E. 2021/1081 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2948 Esas
KARAR NO : 2021/1081
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2018
NUMARASI: 2016/692 2018/501
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı … arasında gaz ekipmanları satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu ekipmanların depolama işlemlerinin ekte görülen ardiye faturası ve gümrük beyannamesi ile de sabit olduğu üzere davalı tarafından yerine getirildiğini, davalı yanın yükleme esnasında kompresörü düşürüp hasara uğramasına neden olduğunu, 06/01/2015 tarihli hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, bu durum sonucunda müvekkili ile dava dışı … arasındaki sözleşmenin gereklerinin zamanın yerine getirilememesi tehlikesinin doğduğunu, şirketin hasarlı ürünün yerine yenisinin ithalatı işlemlerine başlamasına rağmen gecikme olmasını engelleyemediğini, … tarafından 18/05/2015 tarihli fatura kesildiğini, fatura bedelinin ödendiğini, alacağın tahsili için müracaat edilmesine rağmen netice elde edilememesi nedeniyle İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı yanın dava dışı şirkete ödediği gecikme cezasından davalının sorumlu olduğunu, takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalı yanca da kabul edildiği gibi kompresörün hasara uğraması ve tesliminin gecikmesinin uyuşmazlık konusu olmadığını, davanın zamanaşımına uğramadığını, dava dışı şirkete yapılan ödemenin sözleşme gereğince yerine getirildiğini, mahsuplaşma-ibralaşma metni ile kayıt altına alındığını, alacağın likit olduğunu belirterek cevap dilekçesindeki hususları kabul etmediğini belirtmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, yasal yükümlülük bulunmadığı halde yapılan keyfi ödemenin müvekkile rücu edilemeyeceğini, müvekkile rücu edilebilmesi için öncelikle yapılan ödemenin hukuka uygun olmasının gerektiğini, davacı yanın hukuka uygun cezai şart ödemesi yaptığının kabulü için dava dışı şirketin sözleşme konusunu ihtirazi kayıtla teslim almasının gerektiğini, cezai şartın fahiş olduğunu, cezai şart ödemesine KDV tahakkuk ettirilemeyeceğini, icra inkar tazminatı talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “…Sözleşmede ihtirazi kayda gerek olmaksızın cezai şart istenebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı ve dava dışı … arasında tanzim olunan 04/05/2015 tarihli mahsuplaşma-ibralaşma başlıklı belgeye göre “…satıcı firmanın antrepodan kaynaklı 06/01/2015 tarihinde kompresörün düşmesi ile oluşan zaman kaybı kabul edilmemiş, bu gecikmeden kaynaklanan 10 günlük cezai şart tarafların karşılıklı mutabakatı ile uygulanmıştır” denilmek suretiyle toplam 59.000,00 TL cezai şart davacı alacağından mahsup edilmiştir. Bu belgenin tanzim tarihi olan 04/05/2015 tarihinden önce davacı ve dava dışı … arasında gecikme bildirimi ya da teslim sırasında ihtirazi kayıt bulunmamaktadır. İhtirazi kayıt ileri sürülmeksizin cezai şart talep edilemeyeceğinden davacının dava dışı şirkete ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapılan cezai şart ödemesini rücuen davalıdan talep edemeyeceği açıktır. “denilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan kararı istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Sözleşmenin ifa tarihi tespit edilmeden sözleşmenin ifasında ihtirazi kayıt olmadığının tespiti hukuka aykırıdır. Cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (.. … Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK. m. 158-161), Ankara 2003, s. 40-42). Sözleşmenin ifa tarihi belirlenmeden, 04.05.2015 tarihinden önce davadışı … müvekkil şirketten ödeme talep edip etmediğine dair yazılı delil toplamadan ve hatta geçici kabul tutanağını dahi istemeden ve geçici kabulün ne zaman yapıldığını bilmeden yeypaş’ın ihtirazi kayıt olmadan teslim aldığı kanaatine ulaşılması eksik ve hatalı inceleme yapıldığını göstermektedir. Teslim tarihi sayın mahkemece tespit edilmeden böyle bir gerekçeye dayanılması hukuka aykırıdır. Dava dışı Yeypaş ile imzalanan sözleşmenin kapsamı TESLİM, KURULUM VE MONTAJDAN İBARETTİR. İKİ AŞAMALIDIR. Nitekim sözleşmede parçalı kabule ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Sözleşmeye göre 30.01.2015 tarihinde KOMPRESÖR ünitesinin teslim ve montaj tarihidir. 15.02.2015 tarihinde ise DİSPENSER ünitesi teslim edilecekti. Ancak davalı nedeniyle kompresör tamamen kullanılamaz hale geldiğinden; yeni KOMPRESÖR getirtilmiş bu kompresör ise 06.02.2015 tarihinde müvekkile teslim edilmiştir. … tarafından ise … plakalı araç ilen 24.02.2015 tarihinde Düzce’ye yani sözleşmenin ifa yerine gönderilmiştir. Yani 30.01.2015 tarihinde bitmesi gereken ilk aşamaya müvekkil şirket 24.02.2015 tarihinde daha başlamamıştır. Mutabakat formunda açıkça “Meteorolojik şartlar ve şirketten kaynaklanan nedenler dikkate alınmıştır, denilmektedir.” yani teslim müvekkil şirket ve mücbir sebep nedeniyle muatabakata kadar ertelenmiştir. Sayın mahkemece bu hususların hiç biri dikkate alınmamıştır. Mutabakata kadar teslim, geçici kabul yapılmamış olduğundan mutabakat tarihinden önce ihtirazi kayıtla teslimin aranması hatalıdır. Açıkladığımız üzere sözleşmenin ifa tarihi tüm bu teslimler sonrasında yapılacak olan GEÇİCİ KABUL TARİHİDİR. Yapılan iş bir bütün olduğundan; ihtirazi kaydın ne zaman yapılması gerektiğinin tespitinde, tek tek malzemelerin teslim tarihi değil, tüm işlemlerin bitmesi neticesinde düzenlenen geçici kabul tarihinin esas alınması zorunludur. Geçici kabul işlemine kadar tüm sorumluluk Yüklenici firmadadır. Mahkemece hatalı olarak teslim tarihi, sadece sistemin bir parçası olan kompresörün teslim edildiği tarih olarak değerlendirilmişse bu değerlendirme taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiyi, işin niteliğine ve hukuka açıkça aykırıdır. Kaldı ki, taraflar arasındaki sözleşmede ihtirazi kayıt şartı oradan kaldırılmıştır. İfaya eklenen cezai şart; 6098 s. TBK. m. 179 f. II (818 s. BK. m. 158 f. II) “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir”. Bu hükme göre, borçlunun borca aykırı davranışı halinde, alacaklı hem aynen ifayı, hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilecektir. Bu nedenle, burada ceza koşulunun aynen ifaya ilave olarak (kümülatif) talep edilebilmesi olanaklıdır. Seçimlik ceza koşulundan farklı olarak, alacaklı ya aynen ifayı ya da cezayı talep etmek zorunda bırakılmamıştır. Alacaklı burada her ikisini de talep yetkisine sahiptir. Ayrıca, taraflar arasında yapılan sözleşmede tarafların serbest iradeleri ile ihtirazi kayda gerek olmaksızın cezai şart istenebileceğini kararlaştırmaları mümkündür. Müvekkil ile … arasındaki sözleşmenin 11. maddesi de; “Tarafların bu durumları fesih hakkını kullanmamış olması bu hakkından vazgeçmiş olduğu anlamına gelmez.” hükmü havidir. Nitekim gecikme halinde günlük 5.000 TL istenebileceğine ilişkin tazminat da sözleşmenin 11. maddesi içinde düzenlenmiş olup … 11. maddedeki haklarını kullanmaması bu hakkın vazgeçtiği anlamına gelmeyecektir. Dolayısıyla teslim tarihinden sonra olsa dahi, …’ın her zaman Sözleşmenin 11. maddesine göre gecikmeye bağlı tazminat isteme hakkı saklıdır. Müvekkil Şirket dava dışı … şirketine sözleşme gereği ödemesi gereken tutarı ödemiş olup bu tutarı dosyada alınan bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere, makinenin hasar görmesine ve işin teslim süresinde gecikmeye neden olan davalı şirkete rücu etme hakkı mevcuttur. Davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmiş olması nedeniyle mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep ederiz. Kaldı ki yukarıdaki savunmamızın kabul görmemesi halinde sözleşmenin 11. maddesinde düzenlenen gecikmeye bağlı ödenecek tazminatın hukuki niteliğinin değerlendirilmesi ve hukuki nitelendirmesinin “gecikme tazminatı” olarak kabul edilmesi ve bu yönde inceleme yapılması gereklidir. Müvekkil ile … arasındaki sözleşmede mevcut ceza koşulunun hukuki niteliği mahkemenin tespiti olan ifaya bağlı cezai şart değil, gecikme tazminatı olarak değerlendirilmesi düşünülmelidir. Gecikme tazminatı, ifa ile birlikte talep edilebileceği gibi, ifa temerrütten sonra yerine getirilmiş ve bir çekince (ihtirazi kayıt) ileri sürülmemiş olsa bile ifadan sonra talep ve dava edilebilir, ifa davasında talep edilmemiş olsa dahi gecikme tazminatı ayrıca dava edilebilir. (M. Kemal OĞUZMAN/Turgut ÖZ, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C.1, İstanbul 2011, s.488) Aksinin kabulü, temerrüdün borçlu bakımından yaptırımsız kalmasına yol açar. Temerrüde düşen borçlunun “borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür” hükmünü getirmiştir. Gecikme tazminatı, temerrüt tarihinden aynen ifaya kadar geçen dönem içindeki zararları kapsar (KILIÇOĞLU, a.g.e., s. 692),Somut olayda davalının %100 kusuru sebebiyle müvekkil şirket gecikme tazminatı ödemek zorunda kalmıştır. Haklı davamızın kabul edilmesi gerekmektedir….” denilerek kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi veya eksik incelemenin tamamlanması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;itirazın iptali davasıdır.Davacı yanca takibe konu edilen alacak; ihtarname ve dava dışı şirketin ceza faturasına dayalı rücu isteminden ibaret bulunduğu görülmektedir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalının kusuru nedeni ile satışı yapılan emtiada zarar oluştuğu ve bu zarardan dolayı alıcıya geç teslimat yapıldığı, davacı satıcının dava dışı alıcıya “gecikme cezası” ödediği anlaşılmaktadır.Davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkisi ise ” saklama sözleşmesi” ” ardiye” ilişkisidir. Dolayısı ile eldeki davanın bu sözleşmenin hukuki düzenlemelerine göre çözümü gerekmektedir.Bizzat davalı yanca tutulan hasar tespit tutanaklarına göre hasarın ardiye içinde iç nakil sırasında oluştuğu, emtianın yere düşürüldüğü anlaşılmaktadır.Mahkemece sonuca etkisi olmayacak şekilde ardiyecinin kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde rapor ve ek rapor alınmıştır.Yine mahkemece davacı ve davalı arasındaki sözleşmeye göre cezai şart talep edilmediği için ihtirazı kayıt konulup konulmama hususu incelenmiş ise de; dava bir tazminat davası olup, ardiyecinin kusuru nedeni ile oluşan zarar talep edilmektedir.Davacının ileri sürdüğü zarar; dava dışı şirkete hasarlı malın yenisinin getirtilmesi nedeni ile geç teslimden kaynaklanan ceza ödemesinin rücu istemidir.Olayın saklama sözleşmesinde, saklayanın eşyayı koruma yükümlülüğüne göre değerlendirilmesi ve varsa bu sözleşmenin ayıplı ifasından kaynaklanan zararının giderilmesi gerekmektedir.Mahkemece bu yönde inceleme yapılmadığı gibi, davacının zarar kalemi olarak öne sürdüğü faturanın davacı yanca ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğu görülmekle, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA Yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı tarafından yatırılan peşin harcın k talep halinde iade edilmesine 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan ; başvuru harcı gideri 98,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 14,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 35,00 TL ki toplam 147,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/05/2018 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.