Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/293 E. 2020/2123 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/293 Esas
KARAR NO : 2020/2123 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 10/05/2017
NUMARASI : 2014/856 E. – 2017/427 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin çok uzun yıllardan beri … ticareti ile uğraştığını, davacı hakkında Sultanbeyli ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin haksız yere yapıldığını, müvekkili firmanın mal satmış olduğu ve alacaklı olduğu … isimli kişiden bu kişiye ait ve bu kişinin keşide ettiği haksız icra takibine konu edilen nama yazılmış olan, … A.Ş Sultanbeyli şubesinin … çek nolu 20/01/2010 keşide tarihli 10.200 TL bedelli çeki aldığını ve … Bankası A.Ş Darıca şubesine tahsili için ibraz ettiğini, keşidecinin … bankasını arayarak çeki gününde ödeyemeyeceğini beyan etmesi üzerine çekin ilgili bankadan geri alındığını ve arkadaki cironun unutularak keşideciye çekin iade edildiğini, keşidecinin bu çekin tarihini değiştirerek diğer cirantalara vererek aslında alacaklı olan müvekkilinin borçlu hale getirildiğini beyan ederek, müvekkilinin söz konusu çekten dolayı başlatılan icra takibinde davalılara bir borcunun bulunmadığının tespitine, yargılama sırasında takibine konu borcun ödenmesi halinde davanın, keşideciye karşı istirdat davası olarak devam etmesini, takip haksız ve kötü niyetli olduğundan, davalının %40’dan aşağı olmamak kaydı ile tazminat ödemesine karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde; çek aslı icrada olduğundan dolayı eldeki fotokopi evraklarla, keşide tarihindeki değişiklik iddiası ile ilgili tam bir kanaat sahibi olmadıklarını, müvekkilinin alacağı için dava konusu çeki aldığını, çekin iddia edilen macerasından haberdar olmalarının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine, haksız dava nedeniyle davacının asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Davalı …’nun 10/05/2017 tarihli dilekçesinde; … dükkanına gelerek kredi kartından çekim yapmasını istediğini, yaklaşık 10.000 TL kadar parça çekimler yaptığını, alış veriş yaptırmadığı için fatura kesmesi gerektiğini, … fatura bulacağını söylediğini, çeki kendisine cirolatarak … vereceğini, fatura alacağını söylediğini, çeke kaşesinin vurulmasına izin verdiğini, çeke kendisinin kaşesinin altına imzasını atarak çeki düzenleyip … verdiğini, parça parça faturalar getirdiğini, … İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde çeki …’dan aldığını ve kendisi ile olayın ilgisinin bulunmadığını beyan ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2017 tarihli 2014/856 E. – 2017/427 K.sayılı kararıyla; ” takip alacaklısı davalı …Şti.nin davaya konu çeki ciro silsilesiyle elde etmiş olduğu, keşideci ve lehdar arasındaki hukuki ilişkiyi bilebilecek bir durumda olmadığı, söz konusu çeki davacının zararına bile bile elde etmiş olduğu, eşdeyişle kötü niyetli olarak çekte hamil olduğu hususu ispat olunamadığı gibi davacı taraf tacir olup basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında iken davaya konu çeki iade ederken kendi hatası ile cirosunu karalamadığı, cirosunu iptal etmediğinden bunun sonuçlarına katlanması gerekeceği, bu durumda davalı alacaklı şirketin çekte iyi niyetle hamil olduğu kabul edilerek davalı takip alacaklısı olan …..şti. yönünden açılan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerektiği ” gerekçede açıklanarak; ” davanın davalılar … ve … yönünden kabulüne, davacının … Sultanbeyli şubesine ait … seri nolu TR … hesap nolu 20/01/2010 keşide tarihli ve 10.200 TL bedelli çek nedeniyle davalılar … ve …’na borçlu olmadığının tespitine, davacının %40 tazminat talebinin reddine, davalı … San. Tic. Ltd. Şti yönünden açılan menfi tespit davasının reddine, mahkemenin 02/03/2011 günlü Kapanan Sultanbeyli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında icra veznesindeki para üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, takip konusu alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.040 TL tazminatın kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafça yatırılan teminattan alınarak davalı …. San Tic. Ltd. Şti’ne ödenmesine, mahkeme kasasında bulunan 23/03/2010 günlü çek iade makbuzundaki imzanın davalı … tarafından inkar edilmiş olduğundan bu belge yönünden sahtelik iddiasının gereğinin taktir ve ifası için mahkememiz kararının kesinleşmesinden sonra İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, evrakın suç duyurusuna eklenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı … şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesinin davanın tümden reddi gibi sonuç doğurduğunu, davalılar … ve …’nun borca batık kişiler olduğunu, müvekkilinin her üç borçluya da borcunun bulunmadığını, davalı …’ın müvekkilinden çeki geri aldığını, borç içinde olmadığı …’na verdiğini, ceza dosyasında herhangi bir alacağının bulunmadığını ifadesinde söylediğini, davalının daha sonra ifadesini … verdiğini söyleyerek ifade değiştirdiğini, … çekte cirosunun bulunmadığını, aslında …’ın … ciro ettirerek … verdiğini, aralarında alışveriş bulunmadığını, bu durumun Sultanbeyli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/626 E-2012/17 K sayılı kararından açıkça belli olduğunu, davalıların birbirini tanıdığını, faturanın sahte olduğunu, davalı …’ın mahkeme huzurunda, … mal almadığını, bir aracı vasıtasıyla fatura aldığını söylediğini, faturada imza bulunmadığını, … mal sattığını kanıtlaması gerektiğini, .. yetkilisinin ceza mahkemesinde ifadesinde …na mal sattık fatura düzenledik şeklinde ifadesinin bulunmadığını, kötüniyetli olduğunun açık olduğunu, davanın … yönünden de kabulü gerektiğini, beyanla kararın kaldırılarak, bu davalı yönünden de kabulü ile müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. San.Tic. Ltd. Şti. Vekili istinaf dilekçesine cevabında; müvekkilinin alacağı için çeki aldığını, kambiyo senetlerinde mücerretlik, sebepten bağımsızlık ilkesi bulunduğunu, cirantaların şahsi defilerinin müvekkilini ilgilendirmediğini, …’ın isticvap edildiği 15/02/2017 tarihli duruşmadaki beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, çek üzerindeki cirolara güvenerek teslim aldığını, beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kapanan Sultanbeyli ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı davalı ….Ltd.Şti. tarafından, borçlular davacı … Ltd.Şti, davalılar … ve … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi olduğu, takibin kesinleştiği, davacı tarafından 02/03/2011 günü 12.747.75 TL yatırıldığı, tedbir nedeniyle paranın ödenmediği görülmüştür. Takip dayanağı çekin … Sultanbeyli şubesine ait keşidecisinin …, lehdarının … Ltd.Şti., arkasında sırasıyla davacı… Ltd.Şti, …-…, … ismi, altında … emrine ciro edilmiştir yazısı ve davalı takip alacaklısı … Ltd.Şti.nin kaşesi ve üzerinde imzaların yer aldığı, alttaki cironun iptal edildiği çekin keşide tarihinin 10/09/2010 günü olduğu, keşide tarihinin paraf edildiği, çekin 13/09/2010 günü muhatap bankaya ibraz edildiği karşılıksız şerhi verildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/41 Esas, 2014/625 Karar sayılı kararının inceenmesinde; katılan davacı … Ltd.Şti.’nin şikayeti üzerine, sanık davalılar … ve … aleyhine, davaya konu çek nedeniyle dolandırıcılık suçundan dava açıldığı, mahkemece olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle ilk önce beraat kararı verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 15.Ceza Dairesinin 2013/18481 Esas, 2014/893 Karar sayılı ve 22/01/2014 günlü bozma ilamı ile sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi gerekçesiyle bozma kararı verilmiş olduğu, bozma ilamı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda davalılar olan sanıklar … ve …’ın mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.Davalı … tarafından, davalı … adına düzenlenmiş, 23/04/2010 tarihli 10.238,01 TL bedelli irsaliyeli fatura örneği ibraz edilmiştir.
G E R E K Ç E : Çeke dayalı menfi tespit talepli davada, mahkemece davalılar … ve … aleyhinde açılan davanın kabulüne, davalı … şirketinin kötü niyetli olarak çekte hamil olduğu hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, her üç davalının birlikte işbirliği içerisinde olduğunu, davalının ibraz ettiği irsaliyeli faturada imza bulunmadığını, karşılığında mal alınmadığını, sahte bir fatura olduğunu, ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında bulunan İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/41 Esas, 2014/625 Karar sayılı dosyasından, sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan açılan davada beraat kararı verilmesi üzerine, Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 22/01/2014 günlü bozma ilamı ile; “Sanık …’ın katılan .. firmasına olan borcuna karşılık … Sultanbeyli Şubesine ait … numaralı 20/01/2020 keşide tarihli 10.200 TL bedelli çeki keşide ederek verdiği, daha sonra borcunu ödeyemeyeceğini söyleyerek çeki katılan firmadan istemesi üzerine firmanın sanığa güvenerek çeki iade ettiği ve yeni bir borç yapılanması yaptığı, sanığın katılan firmanın çekteki cirosunu iptal etmeden keşide tarihini değiştirmek suretiyle ve diğer sanık … ile işbirliği yaparak çeki piyasaya sürdüğü, çekin zamanında ödenmemesi nedeniyle çek hamili … çeki icraya koymak suretiyle katılan firmayı borçlu duruma düşürdükleri, katılan firmanın borçlu olmadığını bildikleri halde, çekte daha önce konulan katılan cirosunu iptal etmeyerek katılan firmayı borç altına sokmak suretiyle bankayı aracı kılarak dolandırıcılık suçunu işledikleri gözetilmeden mahkumiyetleri yerine yasal olmayan yetersiz gerekçe ile beraatlerine dair hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği” gerekçesiyle; bozma kararı verildiği, sanıkların tekrar yargılanarak mahkum oldukları anlaşılmıştır.Davalı …, mahkeme tarafından isticvap edildiğinde, çeki … verdiğini beyan etmiştir. Ceza yargılamasında, davalı …’ın ifadesinde, … alışveriş olmaksızın nakit çekim yaptırıldığı, nakit para ödendiği, kayıtlara işlenmesi için fatura gerektiğinden, … fatura getirdiğini, çekin arkasındaki ciro imzasının da kendisine ait olmadığını, … tarafından atılmış olabileceğini söylediği, görülmüştür. Çekin arkasında da …’nun cirosunun altında, … isminin yazılı olduğu imza bulunmadığı görülmüştür. Ceza mahkemesinde davalı şirket yetkilisinin davalıları ve … tanıdığını, … ve … arasında ayakçı gibi iş yapan birisi olduğunu beyan etmiştir. Tüm beyanlardan, davaya konu çekin dava dışı … tarafından davalı şirkete verildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça dosyaya fatura örneği sunulmuşsa da, teslim alan imzasının ve mal teslimine ilişkin belgenin bulunmadığı, davalı … ile davalı … İnşaat arasında gerçek bir alım satım ilişkisi bulunmadığı, davalının … ve …. arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olduğu, iyi niyetli olduğunun söylenemeyeceği, bu durumda, davalı …İnşaat yönünden de davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılarak, hükmün istinaf başvurusu dışındaki kısımlarının aynen tekrarına, davalı … şirketi yönünden de davanın kabulüne, davacının çek nedeniyle davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespitine, davalı …Şirketi’nin kötüniyetli olduğu kanaatine varılmakla, takip tarihi 2011 yılı olduğundan, %40 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 10/05/2017 tarihli 2014/856 E. – 2017/427 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜNE, 4-Davacının … Sultanbeyli şubesine ait … seri nolu, 10/09/2010 keşide tarihli (keşide tarihi değiştirilmeden önce 20/01/2010 tarihli) ve 10.200 TL bedelli çek nedeniyle davalılar …, … ve …. San. Tic. Ltd. Şti ‘ne borçlu olmadığının tespitine, 5-Davacının davalılar …, …’nden %40 tazminat talebinin REDDİNE, 6- Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kötüniyetli olduğu anlaşılmakla çek bedelinin %40’ı oranında (4.080 TL) kötüniyet tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,7-İlk derece yargılaması yönünden;a-Alınması gereken 744.00 TL harçtan peşin alınan 161.70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 582.30 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, b-Davacı tarafından peşin yatırılan 161.70 TL peşin harç ile 18.40 TL başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, c-Davacı tarafından yapılan 70.00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, d-Davalı …. Şti. Tarafından yapılan 50.00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,e-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince tayin ve takdir olunan 1.980.00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan alınarak davacıya ödenmesine,f-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince tayin ve takdir olunan 4.080.00 TL vekalet ücretinin davalı ….Ltd.Şti.den tahsili ile davacıya ödenmesine, g-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider/delil avansından bakiye kalan kısmın taraflara iadesine,8-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görüldüğünden istinafa geliş aşamasında yatırdığı 31,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 119,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 204,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,9-Artan gider avanslarının talepleri halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.