Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2874 E. 2018/2060 K. 05.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2874 Esas
KARAR NO : 2018/2060
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/353 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili, “davalının elinde bulanan ve kesin vadesi gelmemiş değişik vadelerde ve toplam 440.000 TL olan 4 adet çek üzerindeki yazı ve imzaların, müvekkilinin imza ve yazıların sahtecilik yapılarak kullanılmasıyla oluşturulduğunu, müvekkilinin ……. bünyesinde yıllardır CEO olarak çalıştığını ve …. üyeliği de bulunduğunu, üzerinde “…………..” yazan çeklerdeki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, Adli inceleme sonucu hazırlanan mütalaa da belirlendiğini, bu sahte çek’te nedeniyle boşandığı eski eşinin borlarından dolayı evinde, çalıştığı şirkette hacizler yapıldığını, malvarlığına haciz konulduğunu, bu sahteciliğin derhal finans ve faktoring kurumlara noter ihtarı ile duyurulduğunu, ancak davalının bu ihtarı kabul etmeyip, müvekkilinin sorumlu olduğunu iddia ederek, her türlü icrai işlemin yapılacağını bildirdiğini” iddia ile İİK’nın 72/2 maddesi gereği dava konusu ……. Selamiçeşme Şubesi 12.06.2018 vade ve 110.000 TL bedelli, aynı banka 13.06.2018 vade ve 130.000 TL vadeli, ….. Adatepe Şubesi 18.06.2018 vade, 100.000 TL ve ….. Bankası Valikonağı Şubesi 21.06.2018 vade 100.000 TL bedelli 4 adet çek’ten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, bu çeklerin iptalini ve bu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette muhtemel ihtiyati haciz ve icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkeme 20.04.2018’de İİK’nın 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile %15 teminat sunulduğunda dava konusu çeklerin bankaya ibrazında ödenmemesi ve ihtiyati haciz-icra takibine konu edilmemesi yönünden dava sonuna kadar tedbir konulmasına karar vermiş, davalının itirazı mahkemece 28.06.2018’de reddedilmiş ve tedbirin, davanın tarafları ile sınırlı olmak üzere devamına karar verilmiştir. Davalı vekili bu karara karşı istinafında, “davacının tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu ……AŞ tarafından keşide edilen dava konusu çeklerde davacının avali bulunduğunu, davacının konumu itibariyle, avalinin, çek’lerin kredibilitesini ve değerini artırdığını, şirkette davacının da ortak olduğunu, el yazısı ve imzaların sahte olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacının hem şirket ortağı hem de …. başkan yardımcısı olduğunu, davacının 10’dan fazla faktoring şirketine bu şekilde çekler verdiğini, şimdi ise imzayı inkâr ederek borçtan kurtulmaya çalıştığını, TTK 553.maddesi gereği imza inkârının davacıyı borçtan ve müvekkilinin uğradığı zarardan kurtarmasının mümkün olmadığını, gene davacının avali bulunan dava dışı ….. şirketinin savcılığa suç duyurusunda bulunduğu başka çekler yönünden davacının imza inkârında bulunmadığı ve çekleri ödediğini, 4 çek ile ilgili kendilerinin de CBS nezdinde suç duyurusunda bulunduğunu, birleştirilen soruşturmalarla ilgili İstanbul CBS 2018/109977 sayılı dosyanın mahkemece incelenmediğini, davacının müşteki-sanık ya da müşteki olduğu 2018/57151, 2018/64380, 2018/75259, 2018/85883 ve 2018/85900 no’lu soruşturma dosyalarında bulunduğunu, bu dosyalara rağmen tedbirin devamına karar verildiğini, davacı ile eski eşinin muvazaalı olarak boşandıklarını, çek’lerdeki imzalar davacıya ait çıksa da çıkmasa da davacının suç işlemiş olacağını, boşanma ve imza inkârının, alacaklıların alacaklarını tahsilini engelleme amacına yönelik olduğunu, davacının halen eski eşi ile aynı mernis adresinde oturduğunu, aile şirketine ait çeklerdeki imzaları inkâr ettiğini ve bu yolla şahsi sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını, imzalar davacıya ait olmasa bile davacının bundan haberdar olduğunu, dolandırıcılık kastı ile hareket ettiğini” iddia ile tedbirin kaldırılmasını, kaldırılmaz ise İİK’nın 72/2 maddesi gereğince teminatın anapara ve faizleri de kapsayacak biçimde tamamlattırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili cevaben, “istinaf dilekçesinin usulüne uygun olmadığını, müvekkilinin muvazaalı ya da mahkeme aracılığıyla hareket etmediğini, nitekim dava dışı …. firmasının, benzer biçimde aval yazısı ve imzaları sahte olan çeklerle ilgili ihtiyati haciz taleplerinin Anadolu 8.Ticaret , İstanbul 18.Ticaret, İstanbul 11.Ticaret ve İstanbul 10.Ticaret Mahkemelerince ya reddedildiğini ya da verilen ihtiyati hacizlerin müvekkili yönünden kaldırıldığını, aval yazılarının ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, davalının bir faktoringi firması olduğunu ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, herhangi bir faktoring sözleşmesinin ve çeklerin dayanağı faturaların sunulmadığını, oysa 04.02.2015 tarihli Faktöring yönetmeliği’nin 4.maddesi gereğince faturasız işlem yapılmaması ve 5.maddesi gereğince de istihbarat çalışması yapılması gerektiğini, ancak bu işlemlerin yapılmadığını, müvekkilinden onay ve teyid alınmadığını, muvazaalı ve mal kaçırma iddialarının gazete küpürlerine dayalı ve dayanaksız olduğunu, müvekkilinin dava dışı …..şirketi ile, şirketin tek ortağı ve yetkilisinin eski eşi olması dışında hiçbir bağlantısı bulunmadığını, usulsuz haciz yapılan dosyada, İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nce 2018/431 sayılı dosyada takibin talikine karar verildiğini, istihkak davasının ise aynı mahkemenin 2018/567 E. dosyasının da derdest olduğunu, aile şirketi diye birşeyin söz konusu olmadığını, 08.05.2017 tarihli Genel Kurul’dan itibaren ….. tek kişiden oluşmaya başladığını ve kağıt üzerinde % 0,25 pay sahibi olan müvekkilinin de payların …… devrettiğini” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir. Her ne kadar mahkemece %15 teminatla tedbir kararı verilmiş ise de, mevcut delil durumuna göre, mahkemenin takdir ettiği %15’lik teminatın, dosya kapsamıyla uyumlu olmadığı, delil durumuna göre teminat miktarının %40 olarak belirlenmesinin oluşa ve dosya kapsamına uygun düşeceği gözetilerek istinaf isteminin kısmen kabulüne dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinaf konusu 20.04.2018 tarihli tedbir kararının ve bu kararın devamına dair 28.06.2018 tarihli kararın KALDIRILMASINA, 2-İhtiyati tedbir talebinin, dava konusu çek bedelleri toplamı olan 440.000 TL’nin takdiren %40’ı kadar nakit ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiği takdirde davaya konu …… Selamiçeşme şubesi 12.06.2018 ödeme tarihli, 110.000 TL bedelli, aynı banka şubesinin 13.06.2018 ödeme tarihli ve 130.000 TL bedelli, ….. Adatepe şubesi 18.06.2018 ödeme tarihli 100.000 TL bedelli, …. Bankası Valikonağı şubesi 21.06.2018 ödeme tarihli ve 100.000 TL bedelli toplam 4 adet çek’in davanın tarafları ile sınırlı olmak üzere davalı tarafça banka ibrazında ödenmemesi ve haciz / icra takibine konu edilmemesi konusunda İİK’nın 72/2 maddesi gereğince, dava sonuna kadar TEDBİR KONULMASINA, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı 116,48 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 214,58 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/10/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.