Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2869 E. 2021/956 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2869 Esas
KARAR NO: 2021/956 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2016
NUMARASI: 2014/50 E., 2016/795 K.
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynak
BİRLEŞEN DAVA
İSTANBUL 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/968 ESAS 2016/204 KARAR
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı …Ltd şirketi vekili Asıl davada; müvekkili ile davalı arasında 30.11.2010 tarihli … Panel Karşılığı Daire Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya 310.000 TL tutarında 8.757 m² … Panel Yapı malzemesi temin edeceğini, davalının da bunun karşılığında bu bedelin yarısına karşılık 2 adet bağımsız bölümü en geç 01.06.2011 de devretmeyi geri kalan kısım için ise 90 günlük çek ile ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmedeki miktar kadar malzemeyi üretip teslime hazır ettiği halde davalının sadece 3.734 m² lik malzeme aldığını ve alım karşılığında 135.033,60 TL yerine 68.800,00 TL ödediğini, dairelerin devrinin de gerçekleşmediğini, müvekkilince davalıyı edimini ifaya davet ve müvekkilinin zararlarını karşılaması için ihtarname gönderildiğini, ancak sonuç alamadıklarını, teslim edilen malzemeler karşılığı olan 135.033,60 TL’nin ödenmeyen 66.233,68 TL’lik kısmının ihtarnameden itibaren takip tarihine kadar olan dönem için işlemiş faiziyle birlikte tahsili için başlattıkları icra takibinin, davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; Kocaeli mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dilekçesinin HMK’nın 119.maddesine aykırı olduğunu, davacının 2010 döneminde yaptığı hatalı ve ayıplı işlerden ötürü aradan 4 yıla yakın bir zaman geçtikten sonra talepte bulunduğunu, taraflar arasında yapılmış ve geçerli bir yazılı sözleşme bulunmadığını, geçersiz sözleşmeye dayalı talepte bulunulamayacağını, davacının yaptığı işlerin hatalı ve ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bunları gidereceğini taahhüt etmesine rağmen gidermediğini, konu ile ilgili tespit yaptırdıklarını, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı … Ltd Şti vekili birleşen davada; davacının, davalıya yaptırdığı, çatı … işlerinin eksik ve ayıplı olduğunu, konu ile ilgili zararların tespiti amacıyla tespit işlemi yaptırdıklarını, uğranılan zararların tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durdurulduğundan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında 30.11.2010 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı- birleşen davalının davalı- birleşen davacıya 135.033,60 TL’lik panel ve bağlantı elamanı satıp teslim ettiği, faturaların davalı- b.davacı defterlerine işlendiği karşılığında 68.800 TL ödeme yapıldığı, ödenmeyen 66.233,60 TL’nin asıl davada talep edildiği, davalı-birleşen davacının ödeme savunmasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, birleşen dava yönünden ise, davalı- birleşen davacının Kocaeli Körfez İcra Müdürlüğünde takip başlattığı, İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesinde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, tarafların tacir olması nedeniyle sözleşmenin bağlayıcı olduğu, buna göre yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle birleşen davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davalı – birleşen davacı istinaf etmiştir. Davalı birleşen davacı vekili istinafında; delillerinin toplanmadığını, tanık talebinin reddedildiğini, yeni rapor taleplerinin reddedildiğini, sözleşmenin geçerliliği üzerinde durulmadığını, sözleşme gereğince davacı – b.davalının hem satış hemde montaj yaptığını beyan etmelerine rağmen bu beyanlarının incelenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olup, davacının edimlerinin yerine getirilmediğini, bu konuda tanıkların dinlenilmesi gerektiğini, ancak mahkemenin dikkate almadığını, ayrıca satış vari sözleşmesinin noterde düzenlenmesi gerekirken resmi şekil şartının yerine getirilmediğini, limited şirketlerde şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya şirkette tek müdür bulunmuyor ise temsil yetkisinin çift imza kullanılmak üzere müdürler kuruluna ait olduğunu, müvekkili şirkette birden fazla müdürün yetkili olduğunu, dolayısıyla sözleşmede iki müdürün imzasının şart olduğunu, ancak sözleşmenin müvekkili ile ilgili yerinde tek imza bulunduğunu dolayısıyla sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, kaldı ki; alacağın 4 yıl sonra istenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı- b. davalının ayıpları gidereceğine dair verdiği sözleri yerine getirmediğini, bu tutumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, müvekkilini zarara uğrattığını, çeklerle ödeme yaptıklarını, bunları cevap dilekçesinde belirttiklerini, mahkemenin çeklerin celbine dair ara karar kurmuş ise de bunu yerine getirmediğini, yapılan ödemelerin müvekkili kayıtlarında yer aldığını ve birleşen dosya içinde de görüldüğünü geçersiz sözleşmedeki yetki hükmünün de geçersiz olduğunu, kaldı ki, HMK hükümlerine göre sözleşmenin ifa yerinin seçimlik yetki olduğunu, takibin Kocaeli sınırları dahilindeki icra dairesinde yapıldığını bildirmiştir.Davalının cevap dilekçesinde; davacı şirkete 5 adet çek ile ödeme yaptığını beyan ettiği, çeklerin tarihleri ve banka şubelerinin olduğu, miktarlarının yazılı olmadığı görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan fotokopilerden asıl davaya konu İstanbul …İcra Müd. … E.sayılı dosyası ile davacı – b. Davalının; davalı – b.davacı aleyhine 66.233,68 TL asıl alacak olmak üzere toplam 67.852,73 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, dayanak olarak sözleşme kapsamında düzenlenen bir kısım faturaların ödenmeyen kısmının gösterildiği, davalı – birleşen davacının yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Birleşen davaya konu Körfez İ.Müd. .. E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı – b davacının, davacı-birleşen davalı aleyhine toplam 57.478,95 TL nin tahsili için 17.01.2014 tarihinde ilamsız takip başlattığı, dayanak olarak D.İş dosyası, BK raporu, CH ekstrelerini gösterdiği, davacı – b.davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Davalı- b.davacının, davacı-b.davalı aleyhine yaptırdığı tespit işlemi sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda; 9 adet dairede yapılan güçlendirme ve bu işlerden dolayı ortaya çıkan dolgu, sıva, kartonpiyer, süpürgelik, boya vb. İşler için KDV dahil 57.001,08 TL lik maliyet ve yaklaşık 2 ay gibi bir sürenin gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 30.11.2010 tarihli adi yazılım sözleşmenin incelenmesinde; davacı- b.davalının davalıya 310.000 TL tutarında 8757 m² … Panel’i üretip satmayı, 155.000 TL karşılığında 2 adet Dairenin ve kalan kısmın 90 günlük çek ile Davacı – b. davalıya ödeneceğini, tapunun en geç 01.06.2011 de devredileceği sözleşmenin zamanında yerine getirilmemesi halinde İstanbul İcra ve Mahkemelerinin yetkili olacağının hükme bağlandığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalı-b.davacının defterlerinin incelendiği, buna göre takibe konu edilen faturaların defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalara karşılık 135.033,68 TL’lik ödeme yaptığı defterlerinde davacı – b.davalıya karşı borcunun olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 09.04.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı-b.davalının davalıya sattığı malzeme tutarının 135.033,60 TL olup, bu miktarın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ödeme ile ilgili dosyaya belge sunmadığı, davacının ise sadece 68.800,00 TL ödemeye yapıldığını beyan ettiği, buna göre davacının bakiye 66.233,60 TL’yi davalıdan isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davalarıdır. Asıl davada davacı … Ltd. Şti.ödenmeyen mal bedeli için icra takibi yaptığını ve takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptalini istemiştir. Birleşen davada ise, davacı … Ltd.Şti.vekili karşı tarafın işlerini eksik ve ayıplı yapması nedeniyle uğradıkları zararın tahsili için başlattıkları icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptalini istemiştir. Taraflar arasında 30/11/2010 tarihli adi yazılı sözleşme bulunduğu, buna göre davacı- b.davanın davalısının davalı -b.davanın davacısına 310.000 TL’lik … Panel üretip satmayı, davalı-b.davanın davacısının da 155.000 TL’lik kısım yönünden dairenin devrini ve kalan kısım için ise çekle ödeme yapmayı taahhüt ettiği görülmüştür. Yapılan bilirkişi incelemesinde davacı- b.davanın davalısının davalı- b.davanın davacısına 135.033,60 TL’lik malzeme sattığı davalı-b.davanın davacısının ise 68.800 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı- b.dava davacısı ödemeleri yaptığını ileri sürerek bir kısım çek bilgilerini sunduğunu ileri sürmüş ise de, yapılan incelemelerde davalının kendi defterlerinde 100.033,68 TL’lik ödemenin banka yoluyla 35.000 TL’lik kısmının ise çeklerle yapıldığının kayıtlı olduğu, banka ödemesine ilişkin bilgi ve belgelerin davalı tarafından ibraz edilmediği, yine cevap dilekçesinde çeklerle ilgili bilgiler bulunmaktaysa da bu bilgilerin sadece banka adı ve çeklerin keşide tarihini içerdiği, çeklere ait diğer bilgilerin bulunmadığı, dolayısıyla verilen bu bilgilerle çeklere ulaşılamayacağı anlaşılmış olup, asıl dava yönünden davalının ödeme savunmasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan somut olay bakımından tanık dinlenilemeyecektir. Bu yönden de istinaf sebepleri yerinde değildir. Yine sözleşmenin aynı zamanda taşınmaz satış vaadi de içermesi nedeniyle resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, asıl davada davacı kendi sattığı ürün bedellerini istemiş olup, asıl davanın taşınmaz satış vaadi yönünden bir ihtilaf içermediğinden ve de davalının ödeme savunmasında bulunduğundan bu konudaki istinaf talepleri de yerinde değildir. Ayrıca sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu iddia edilerek davacı-b.dava davalısının aynı zamanda montajı da yapmayı üstlendiği ileri sürülmüşse de yazılı sözleşme içeriğinde sadece satışın düzenlendiği, bu hususun aksinin davalı – b.dava davacısı tarafından usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmış olup bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili kılınmış olup sözleşmenin tarihi itibariyle HUMK döneminde imzalandığı, buna göre sözleşmenin ifa yerinin de yetkili olduğu, sözleşmede ürünlerin davacı -b.davalı tarafından davalı – b.davacının inşaat yaptığı Kocaeli – İzmit ilçesindeki inşaata sevk edileceği, buna göre sözleşmenin ifa mahallinin İzmit Kocaeli olduğu, HUMK’nun 22.maddesi uyarınca da kesin yetki olmayan hallerde sözleşmeyle yetkili kılınan yerin de yetkili olmaya devam edeceği, buna göre birleşen davaya konu icra takibinin İzmit ya da İstanbul İcra Dairelerinde yapılması gerekirken yetkili olmayan Körfez İcra Dairesinde yapıldığı, dolayısıyla icra takibinin yetkili olmayan icra dairesinde yapılması nedeniyle sonucu itibariyle verilen usulden ret kararının doğru olduğu anlaşıldığından davalı-b.davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf taleplerinin de reddi gerekmiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı- b.davacı vekilinin her iki davaya yönelik istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı- b.davacı vekilinin her iki davaya yönelik istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, Asıl davada alınması gereken 4.524,41 TL harçtan peşin alınan 1.131,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.393,31 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Birleşen dava yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 29/04/2021