Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2843 E. 2021/887 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2843 Esas
KARAR NO: 2021/887
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI: 2016/743 E. – 2018/298 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının senetlere istinaden müvekkil aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, senetlerin bedelsiz olduğunu, davalının müvekkilinin imam nikahlı eşi olduğunu, müvekkilinin Silivri’de arsa satın almak istediğini, emlakcı ile 59.000,00 TL bedeli mukabilinde anlaştıklarını, senet düzenlenerek komisyoncuya verildiğini, senetler düzenlendiğinde sadece ödeme günü,bedeli ve müvekkilinini isminin yazıldığını, diğer kısımların boş olarak düzenlendiğini, müvekkilinin peşinatı ayarlayamadığı için satış sözleşmesinden döndüğünü, kendisine iade edilen senetleri eve bıraktığını, davalının senetleri doldurarak icra takibi başlattığını belirterek icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını, müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitini, haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların emlakçı ile arsa alınması konusunda 59.000,00 TL bedeli mukabilinde anlaştıklarını, 25.000,00 TL’lik iki adet senedin emlakçıya verildiğini, borçlu ismi ve imzaları ile, miktar ve ödeme gününü belirlendiğini, tarafların karşılıklı olarak satış sözleşmesinden dönerek senetleri iade ettiklerini, davacının ailesinin paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek 50.000,00 TL’yi aldığını, senetleri kendisine verdiğini, davacının parayı ödemediğini, evi terketmesi üzerine dolandırıldığını anlayan davalının senetleri icra takibine koyduğunu, davacının kendi rızasıyla senetleri müvekkiline verdiğini, tanık dinletilmesini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Davacı davaya konu icra takibine dayanak olan senetler altındaki imzaya, ödeme günü, bedel itiraz etmemiş sair kısımların davalı alacaklı tarafından gerçeğe aykırı doldurulduğunu iddia etmiştir. Davacı senedin rızası hilafına doldurulduğu iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerekirken yazılı bir delil sunmamıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 680. Maddesi uyarınca açığa senet düzenlenmesi mümkün olup, bu şekilde düzenlenen senetlerin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasında bulunan tarafın bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekmektedir. Açıklanan gerekçe ile davacı bu iddiasını yasaya uygun delille ispatlayamamıştır. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davacı taraf karşı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, davalı duruşmaya katılarak davacıya 50.000,00 TL’yi borç olarak verdiğini, sadece adres yeri boş olan senetleri davacının bilgisi dahilinde doldurduğunu, bu senetlerin kendisine bu amaçla verildiğini beyan etmiş olmakla ispatlanamayan davanın reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; tanık ifadelerinin dikkate alınması gerektiğini, davalının müvekkilinin imam nikahlı eşi olduğunu, 14.09.2012’te evlendiklerini ve 08.05.2016’ya kadar birlikte yaşadıklarını, davalının müvekkilini oyalayarak resmi nikah işlemlerini gerçekleştirmediğini, dava konusu senetlerin komisyoncuya verilmek üzere düzenlendiğini, ancak sözleşmeden dönüldüğünü, müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kalınca çekmecede bıraktığı senetlerin davalı yanca ele geçirildiğini, tanık beyanlarının kararda hiç değerlendirilmediğini, davalının mali içtimai durumu araştırılmadan karar verildiğini, davalının 50.000TL gibi bir miktarı tedarik edip davacıya elden vermesinin mümkün olmadığını, soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasının zorunlu olduğunu, davalının yemini sırasında senedin ilk etapta boş olduğunu ikrar ettiğini, senet üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak tarih ve miktarın ne şekilde kim tarafından tespiti gerektiğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu, İstanbul 24Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/51 e sayılı dosyasında banka kredisinin ödenmemesi nedeni ile açılan itirazın iptali davasının ve Bakırköy 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde maddi manevi tazminat ziynet eşyası davasının derdest olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya sureti celbedilmekle tetkikinde, davacı aleyhine 50.000,00 Tl asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 53789,04 TL tutarında kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığı, takibe dayanağı senetlerdE; davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı, 03.10.2015 tanzim 03.11.2015 ödeme tarihli 25.000’er TL bedelli iki adet bono olduğu, ihdas nedeninin “nakden” olarak kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacı yan senetlerdeki imzayı inkar etmemiş, senetlerde ödeme günü, bedeli ve isminin yazılı olduğunu, diğer kısımların sonradan doldurulduğunu, davalıya herhangi bir borcu olmadığını iddia etmiş, davalı ise senetlerin borç karşılığı düzenlendiğini savunmuştur. Usul hukukumuzda senetle ispat zorunluluğu (HMK m.200), yine senede karşı da senetle ispat zorunluluğu (HMK m. 201) ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.201’deki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnaları da m.203’de belirtilmiştir. Ancak, yakın akrabalar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış veya yazılı delil sözleşmesi yapılmışsa, artık manevi imkansızlıktan söz edilemeyeceğinden, senedin aksinin tanıkla ispatlanmasına imkan tanınmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf istemine gelince; dosyaya yansıyan beyanlar ve tarafların nüfus kayıtlarına göre senet tarihinde resmi nikahlı olmadıkları sabittir. Bununla birlikte uyuşmazlık; bonolardan kaynaklandığından senede bağlanmış hukuki işlemin aksi ancak kesin delille ispatlanabileceğinden mahkemenin tanık beyanlarını dikkate almaması yerindedir. Davacı, yazılı delil sunmamıştır. Senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin iddianın konusu suç teşkil ettiğinden yemin ettirilmesi yerinde değilse de netice itibarı ile sonuca etkili olmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. TTK’nın 778/2 maddesi yollaması ile 680. maddesi uyarınca açık bono ihdasının mümkün olup davacının bonolardaki imzasını inkar etmediği, nakden kaydı olan senette ihdas nedeninin aksi yöndeki iddiası yönünden kesin delil sunmadığı, davalının aşamalarda senetlerin borç karşılığı alındığını savunduğu, Bakırköy CBS’nın 2017/100719 Soruşturma, 2017/62053 Karar sayılı UYAP’tan incelenen dosyasında KYOK kararı verildiği de dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 md gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.