Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2827 E. 2021/1092 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2827 Esas
KARAR NO: 2021/1092
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI: 2017/403 2018/194
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil …A.ş nin 1944 yılına dayanan geçmişi ve bugün 50.000 TL den fazla çalışanı 14 ülkede toplam 77 fabrikası, 49 ürün kategorusu 100 den fazla ülkeye ihracatı , 7 halka açık şirketi, gıda alanında başta … olmak üzere 320 marka ve binlerce ürün çeşidi ile dünyanın 3 büyük bisküvi ve 10.büyük çikolata üreticisi olduğunu, diğer müvekkil … San. Ve Tic. A.Ş .nin 1985 yılında kurulan … Ltd.Şti.nin 1999 yılında ünvanını değiştirmesi ile … A.Ş. Olarak yoluna devam ettiğini, 2012 yılında Türkiye nin en büyük 500 Sanayi kuruluşu sıralamasında 120.sıraya yükselmiş ve 3 bini aşkın çalışanı ile 40.sırada yeralmış … şirketlerinden biri olduğunu, davalı şirketin sahibi … Ailesi’ nin müvekkili … A.Ş. Nin eski ortaklarından olup, müvekkil şirketteki ortaklarının sona ermesinden sonra müvekkilinin pek çok ürününü,markasını ve ambalajını kötü niyetli bir şekilde taklit etmeye başladığını, müvekkili … TPE nezdinde ilk olarak 1075 yılında tescili gerçekleştirilen tanınmış … seri markalarının sahibi olduğunu, aynı zamanda … ve … ambalajını da uzun yıllardın çeşitli marka tescilleri ile koruduğunu, müvekkili … A.Ş. … ve … tescilli markalarının sahibi olduğunu, davalılarca kullanılan ürün ambalajının müvekkillerinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalılar taraından kullanılan ürün ambalajının özellikte ambalajda kırmızı rengin seçilmesi, ambalaj üzerine konumlandırılan bisküvi ürün şeklinin beribir aynı olmasının müvekkil … A.Ş adına tescilli olan ambalaj şekil ve markaları ile benzer olduğunu, davalılar tarafından … ibaresini kullanmasının müvekkil … San. Ve Tic. A.ş. Adına tescilli olan markaları ile birebir aynı oldluğunu esas davada davalıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eşylemlerinin tespiti, Men’i ,ref’ini, hükmün gazetede ilanına haksız karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili … 2014 yılından bu yana faaliyet gösterdiği alanda birçok ürünün tanıtımı ve geliştirilmesini sağlayarak kısa zamanda kalite semboli olduğunu, … in Kazakistan, Ukrayna ve İstanbul ve Karaman yatırımlarında 1999-2014 yılları arasında iş ortağı olan … 2014 yılında hisselerini satarak aynı sektörde çalışmalarını sürdürmek amacıyla … tesisini kurmuş olduğunu … markasına haiz ürünlerin 30 yıllık sektör deneyimi ile 140.000 ton yıllık kapasite ile 2015 yılında Karaman da kurulan … in gıda alanındeki yatırımı olan … tesislerinde üretildiğini, davacı …’in … markasına dayanarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu davacının marka tescillerine dayanarak müvekkilinin ambalaj tasarımlarının kullanımını engellenmesinin mümkün olmadığı gibi yurt içinde ve yurt dışında yaygın olarak kullanılan adete cins statüsüne ulaşmış harcıalem ambalaj şekli üzerinde tekel hakkı varmış gibi hareket etmesinin mümkün olmadığını davacının … markası ile müvekkilinin … markasına dayanarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu, … ibaresinin kullanılan ürünler bakımından cins anlam ifade etmesi nedeniyle davacının ayırt edicilikten yoksun bir ibareye dayanarak hak iddia edemeyeceğini Fransızca bir kelime olun … ibaresinin Türkçe de “içi dolu, kremalı ” gibi anlamları olduğunu, sandviç tarzındaki içi çikolatalı veya kremalı bisküvilerde … ibaresinin sıkça kullanıldığını, ibarenin bu tarz ürünler yönünden ayırt edici olmayan ,tanımlayıcı bir ibare olduğunu, sadece bu ürünlere özgülenmiş bir cins kelime olduğunu davacının … markasını kullanımının durdurulmasına ilişkin Üsküdar ….Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ alındıktan sonra marka değişikliğine gidilerek ürünlerde … markasının kullanılmaya başlandığını mevcut durumda müvekkilinin … markası ile ilgili hiç bir kullanımının bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz esas davanın reddi ile karşı dava olarak, Davacı karşı davalı … adına tescilli … nolu … ibareli markaların Mar.KHK nın 4/1-c bendi uyarınca hükümsüz kılınmasına, ayrıca davacı – karşı davalının kötü niyetli olarak marka yedekleme ve marka ticareti yapmak amacıyla … ibaresini tescil ettirmiş olduğundan markaların hükümsüz kılınmasına, markaların tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde 29,3032 sınıflarda ciddi bir şekilde kullanılmamış olması nedeniyle KHK m. 14.madde uyarınca iptaline ,karşı dava yönünden harç masraf ücreti vekaletin davacı- karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “…….Asıl davada Mahkememizce dosya kapsamında alınan 13/06/2017 tarihli bilirkişi raporu ile 27/02/2018 tarihli ek raporda; davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin üreticisi olduğu, davalı ….’nin satıcı firma olduğu ve diğer davalı … Tic. A.Ş.’nin ihracatçı firma olduğu, … markası ile piyasada satılan sandviç bisküvi ürününün ambalajında kullanılan markanın, davacı …Ş’ye ait 144818, 182423 ve 193027 tescil numaralı markalar ile benzer olmadığı,ürün ambalaj tasarımının da davacı … AŞ nin ambalaj şekil markaları ile benzer olmadığı, tüketici tarafındankarıştırılma ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla, bu davacı yönünden markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl davada davacı … A.Ş adına tescilli 2000/02329 sayılı … markasının aynen ve 2008/64421 sayılı … markasının ise asıl unsuru olan … ibaresinin aynısının davalılar tarafından üretilen ve satılan bisküvi ürünlerinde kullanıldığı, markaların görsel,işitsel ve kavramsal yönden aynı/ayniyet derecesinde benzer olduğu, davacı markalarının 29/30/32. Sınıfta “bisküvi ” emtiasının da içinde bulunduğu emtialarda tescilli olduğu, davalı ürününün de bisküvü emtiası olduğu, davaya konu ürün grubunun fiyatı düşük,marketlerde raflarda satılan ve hızlı tüketilen ürünlerden bulunduğu, tüketicinin bu ürünleri satın alırken üzerinde fazla düşünmediği, markaların farklı işletmelere ait olduğu konusunda ürünleri aynı anda görmeleri ve üzerinde düşünerek karar vermelerinin mümkün bulunmadığı, karıştırılma ihtimalinin ürün üzerinde kullanılan markanın da birebir aynı olduğu göz önüne alınarak yüksek olduğu anlaşılmakla, davacı … A.Ş.’nin … tescil numaralı … markası ile ve … numaralı … markasının asıl unsurunu,kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiği ve TTK 55/4 maddesine aykırı olarak, basiretli tacirden beklenen dikkat ve özeni göstermeyerek dürüstlük kuralına aykırı hareket ettikleri haksız rekabette bulundukları kanaatine varılmış, markaya tecavüzün tespitine, tecavüzün önlenmesi, giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalıların ürünleri üzerinde … markasını kullanmalarının, satmalarının, ithal ve ihraç etmelerinin, tanıtım yapmalarının yasaklanmasına, davalılarca üretilen satılan , ihraç edilen … markalı ürün ambalajlarına ve markanın kullanıldığı ticari evrak ve tanıtım malzemesine, Türkiye sınırları içinde Gümrük, Serbest Liman ve Bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve karar kesinleştiğinde imhasına karar vermek gerekmiştir. Karşı davanın davacı-karşı davalı tarafın 2000/02329 ve 2008/64421 sayılı … ibareli markalarının kullanılmamasından kaynaklanan iptal davası olduğu, davanın dayanağı 556 sayılı KHK 14.maddenin Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli, 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği anlaşılmakla, kullanmamadan kaynaklanan iptal davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Karşı davada davalı-karşı davacının … ibaresinin jenerik bir ibare olduğunu, 556 sayılı KHK 7/1-c maddesi gereğince jenerik hale geldiğini beyanla iptal talep ettiği anlaşılmışsa da, Gıda Mühendisi bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 27/02/2018 tarihli ek raporda … kelimesinin Fransızca bir kelime olduğu, bu dili kullanan ülkelerde gıda ürünlerinde sıfat olarak kullanıldığı ve içi dolgulu anlamını taşıdığı, (Örn: …) ancak Fransızca dilini kullanan ülkeler haricinde ve özellikle Türkiye’de bahsi geçen kelimenin herhangi bir anlamda ve sıfat olarak sektörde kullanımının bulunmadığı, bu ibarenin Türkiye’de cins bir ibare olarak kullanılmadığı beyan edilmekle davacı – karşı davalı … adına tescilli markaların 7/1-c maddesi gereğince hükümsüzlüğüne ilişkin davanın da reddine….” karar verilmiştir,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı/ karşı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…1. Karşı davanın reddinden dolayı harçların ayrı ayrı davalı – karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmesi ve karşı davalı biskot bisküvi lehine vekâlet ücretine takdir edilmesi hukuka aykırıdır. 2. Müvekkile ait ambalajda yalnızca cins anlam olan “…” ibaresinin bulunması sebebiyle, marka hakkına tecavüz edildiğine dair hüküm kurulması markaların bir bütün olarak bıraktıkları izlenimin göz önüne alınması ilkesine uygun düşmemektedir. 3. Korunabilir nitelikte olmayan işaretler karıştırılma ihtimaline gerekçe teşkil etmeyeceklerinden markaya tecavüz ve haksız rekabet işbu dava açısından söz konusu değildir. İhtilaf konusu ‘…’ ibaresi, Fransızca kökenli bir kelime olup, Türkçe’de ‘içi dolu, kremalı’ gibi anlamlara gelmekte; yurt dışında sandviç tarzındaki içi çikolatalı veya kremalı bisküvi ürünlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Google arama motorunda ‘…’ ibaresi yazılarak arama yapıldığında, ilk sıralarda sadece sandviç tarzındaki içi çikolatalı veya kremalı bisküviler ortaya çıkmaktadır. ‘…’ ibaresinin bu tarz ürünlerle bağdaştığı, sadece bu ürünlere özgülenmiş cins bir kelime olduğu açıkça ortadadır. 4.Davalı … A.Ş.. adına kayıtlı bulunan markalar tanımlayıcı markalar olduğundan hükümsüz kılınması gerekmektedir. 5.Davalı …’ye ait ‘…’ markaları, kötüniyetle tescil edilmiş olduğundan markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekmektedir. 6. Anayasa Mahkemesi’nin 556 S. KHK’NIN 14. maddesini iptal etmesi TRİPS anlaşmasının uygulanmayacağı anlamına gelmemektedir…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;asıl dava açısından davalıların üretim ve satışını yaptıkları “…” isimli ürünün ambalajının davacı … adına tescilli “…” ve “…” isimli tescilli ürün ambalajları ile iltibas yaratacak derecede benzer olup olmadığı, ayrıca diğer davacı-karşı davalı … şirketi adına tescilli 2000/02329 numaralı “…” ve 2008/64421 numaralı “…” markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olup olmadığı, davacıların markalarına ve tescilli ürün ambalajlarına tecavüz ve haksız rekabet bulunup bulunmadığı karşı dava açısından ise; davacı-karşı davalı … şirketine ait …numaralı “…” ve 2008/64421 numaralı “…” markalarının jenerik ad haline gelip gelmediği, ayrıca 5 yıldan bu yana etkin şekilde kullanılıp kullanılmadığı, bu nedenle markaların hükümsüzlüklerine ve iptallerine karar verilip verilemeyeceği hakkındadır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı , gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.TPE kayıtlarına göre ;davacı-karşı davalı … adına 19/08/1993 başvuru tarihli 144818 tescil numaralı “… + Şekil” markası, 31/12/1996 başvuru tarihli 182423 sayılı “… + Şekil” ambalaj markası ve 31/12/1996 başvuru tarihli 193027 sayılı “… + Şekil” markasının 30.sınıfta tescilli olduğu ve davacı-karşı davalı … adına 11/02/2000 başvuru tarihli 2000/02329 tescil numaralı “…”, 07/11/2008 başvuru tarihli 2008/64421 sayılı “…” markasının 29, 30 ve 32.sınıflarda tescilli olduğu görülmektedir.Toplanan delillere göre ; ” …” ibaresinin Fransızca bir kelime olarak içi dolgulu anlamını ihtiva eden bir kelime olmakla birlikte ; Türk kullanıcı ve tüketiciler açısından ” fourre” kelimesinin fransızca anlam karşılığının yerleşmiş ve bilinir olmadığı, Türkiye’de cins isim/ sıfat olarak kullanılmadığı kelime anlamı ile bir yerleşik kullanım bulunmadığı tespit olunmuş olmakla, ilgili markanın tür belirten/ cins isim/sıfat olarak veya jenerik olarak kabul edilemeyeceği ortaya konulmuştur.Yine ” …” markasının kötüniyetle tesciline dair hiç bir delil bulunmadığı, rezerv olarak veya haksız kazanım amacı ile stok marka olarak tesciline dair bir kanıt sunulmadığı da dosya kapsamı ile ortaya konulmuştur.Dosyada mevcut bilirkişi raporuna ve davacı yanca sunulan 2013-2014-2015-2016 yıllarına ait faturalara göre markanın ciddi kullanımı sözkonusu olmakla TRIPS s 19. Madde açısından da sonucun değişmediği görülmekle esasa ilişkin istinaf başvuru gerekçeleri yerinde görülmemiştir.Usule ilişkin olarak harç konusunda yapılan istinaf incelemesinde istem sonucu adedince dava ve bağlı olarak harca hükmedilmesi de doğru olmakla bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde değildir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davalı/ karşı davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 177,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 107,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 70,20 TL harcın istinaf eden davalı/karşı davacıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3- İstinaf eden tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 28/05/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.