Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2818 E. 2021/891 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2818 Esas
KARAR NO: 2021/891
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2015/509 E. – 2018/703 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile …, …, …, … ve dava dışı … ve … Tic Ltd Şti arasında Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde, Beşiktaş … Noterliğinin 23/10/2013 tarih … yevmiye … sözleşme numaralı ve Turhal … Noterliğine ait 16/4/2013 tarih … yevmiye nolu … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmelerinin akdedildiğini, mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan; dava dilekçesinde yazılı araçların kiralandığını, sözleşmeden kaynaklanan 06/09/2013 tarihi itibariyle toplam 22.064,03 USD kira borcu, 61,86 USD gecikme faizi, 3.342,62 USD sigorta borcunun ödenmeyerek temerrüde düşüldüğünü, bunun üzerine Beşiktaş …Noterliğinin … yevmiye numaralı 10/09/2013 tarihli ihtarname gönderilerek borcun 60 gün içinde ödenmesi aksi takdirde sözleşmenin fesh edileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, verilen kanuni süre içinde ihtarnamede belirtilen borcun ödenmediğini ve sözleşmenin feshedildiğini, kiralama konusu malların da kendilerine teslim edilmediğini, söz konusu borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, borçlular tarafından borca, işlemiş faize, faiz oranına , takibe ve ödeme emrine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, itirazlarda haksız olduklarını belirterek davalıların icra dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle itiraz olunan kısım üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılamanın devamı sırasında alacak … AŞ ye temlik edilmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkileri aleyhine yapılan icra takibinde icra dairesinin yetkisiz olduğunu, müvekkillerinin işyeri ve ikamet adreslerinin Turhal olduğunu, bu nedenle Turhal icra dairelerinin ve Turhal Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalıların davacı tarafa herhangi bir borçlarnıın olmadığını, işbu borcun tüm ferileriyle birlikte eksiksiz olarak davacı tarafa ödendiğini, ödenen borca istinaden yapılan icra takibine müvekkilinin itirazda haklı olduğunu belirterekitirazın iptali davasının reddine, takibipte haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davacı alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava dilekçesi ve kat ihtarı incelendiğinde … ve … nolu sözleşmelerin feshedildiği ve bundan kaynaklanan alacakların tahsili için takip başlatılmasına rağmen bilirkişi raporlarında … nolu sözleşme yönünden de değerlendirme yapılarak hesaplandığı görülmekle dosyanın tekrar aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek, bu duruma dikkat edilerek ek rapor tanzimi, ayrıca her iki taraf vekilince yapılan itiraz nedenleri de tek tek değerlendirilerek ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 25/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; icra takibine , itirazın iptali davasına konu olmayan , fesih ihtarnamesinde bahsi geçmeyen … nolu sözleşmeye ilişkin borç miktarı çıkartılarak dava konusu sözleşmelerden dolayı takip tarihi itibariyle davacının ana para alacağının 26.032,24 USD KDV dahil işlemiş geçikme faizinin 11.584,20 USD sigorta priminin 388.22 USD olmak üzere toplam davacı alacağının 38.004,66 USD olduğu yönünde rapor tanzim edildiği görülmüştür. Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının davasının aşağıdaki şekilde kısmen kabulüne ayrıca alacak likit itirazda haksız olduğundan takip tarihindeki merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL cinsi alacağın %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir şeklindeki gerekçe ile neticeten; Davacının davasının kısmen kabulü ile ; davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 26.032,24 USD asıl alacak, 11.584,20 USD işlemiş faiz (KDV dahil ) , 388,22 USD sigorta primi olmak üzere toplam 38.004,66 USD üzerinden takibin devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %20 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, 19.743,42 TL icra İnkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazla isteminin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, asıl alacak miktarının yanlış tespit edildiğini, raporda yapılan hesaplamada sözleşmeye konu malların satış bedelinin ihtarnamedeki borç üzerinden düşüldüğünü, satışın ihtarnamenin tebliğinden çok sonra gerçekleştiğini, davalıların borcu bu süreçte ödememeleri neticesinde malların geri dönmesi nedeni ile ortaya çıkan zararın dikkate alınmadığını, ihtarnamede borç miktarının 824.904,59USD olarak belirtildiğini, takipte asıl alacak miktarının 172.600USD olarak belirtilmesinin malların satışından elde edilen gelirin borçtan düşülmüş olmasından kaynaklandığını, raporda satışı yapılan malların bedelinin düşülmediği yönünde kanaat belirtilmesinin hatalı olduğunu, sigortaya yapılan masrafların olduğunu, bu yönde itirazın dikkate alınmadığını, hatalı asıl alacak miktarı dikkate alınarak icra inkar tazminatına karar verildiğini, taraflar arasında 3 sözleşme imzalandığından ve takibin 3 sözleşemeye dayalı başlatıldığını, dayanak belgeler incelendiğinde üç sözleşmenin de dayanak gösterildiğinin görüleceğini, itirazın iptali davaları takibin devamı niteliğinde olduğundan … esas sayılı sözleşmenin de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İtirazın iptali davası takibe sıkıya sıkıya bağlıdır. Davaya konu İstanbul …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı tarafından; davalılar aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, takibin dayanağının Beşiktaş …Noterliği’nin 10.09.2013 Tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, Turhal …Noterliği’nin 23.10.2013 Tarihli … yevmiye numaralı finansal kiralama sözleşmesi ile Turhal …Noterliği’nin 16.04.2013 Tarihli … yevmiye numaralı düzenlenme şeklindeki finansal kiralama sözleşmesi olarak gösterildiği, ilgili ihtarname ve sözleşmelerin … ve … sayılı sözleşmelere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesinin takip talebine bağlılık gereğince takip sebebi olarak gösterilmeyen … nolu sözleşme yönünden değerlendirme yapılan kök ve ek raporları dikkate almaması ve davacının bu yöndeki talebinin reddi yerindedir.Davacı vekili bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu ileri sürmüş ise de; kök rapor, 1.ve 2.ek raporun aynı yönde olduğu, 3.ek raporda ise önceki raporlardan farklı olarak … nolu sözleşmeye ilişkin borç miktarı çıkarılarak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla neticeten raporlar arasında çelişki olduğundan söz edilemeyecektir. Davacı vekili alacak miktarının hatalı hesaplandığını ve bu nedenle icra inkar tazminatının da düşük hesaplandığını istinaf istemi olarak ileri sürmüştür. Dairemizce de incelenen bilirkişilerin 3.ek raporunun yeterli, denetime ve hükme elverişli olduğu, takiple farklı olan hesaplamanın açıklandığı, takip konusu olmayan 54107 nolu sözleşmeye ilişkin alacak, tahsilat ve satıştan sonraki döneme isabet eden faizin mahsubunun yerinde olduğu, kat tarihi ile takip tarihi arasında menkullerin satılmış olması nedeni ile prim tahsilatı olmayacağı gibi, davacı tarafça bu alacak kalemi yönünden başkaca delil de sunulmadığı dikkate alınarak asıl alacak ve ferilerin hesaplanmasının yerinde olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar vermesinde ve kısmen kabul edilen alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmesinde usul de yasaya aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.