Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/281 E. 2020/2265 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/281 Esas
KARAR NO: 2020/2265
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2017
NUMARASI: 2015/266 E. – 2017/602 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili 18/03/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının, dava dışı borçlu … ile müvekkil banka arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, borçlunun edimini yerine getirmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek davalıya Bakırköy … Noterliğinin 17/10/2012 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamelerinin gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile toplam 1.196,88 TL’nin tahsili ve 6.000,00-TL gayri nakdi çek garanti bedelinin depo edilmesi amacıyla başlatılan takibin haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekilinin 13/04/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın tüketici mahkemesinde açılması gerektiğini, sadece ev kredisi ile ilgili olarak kardeşine kefil olduğunu, buna ilişkin borcun ödenerek kredinin kapatıldığının bankaca kendisine şifahi olarak bildirildiğini, belirtilen kredi sözleşmesi dışında başka bir kefaletinin bulunmaması nedeniyle depo isteminin dayanağının bulunmadığını, kredi sözleşmesinde çek garanti bedeline yönelik bir kefaletinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; davalının takip tarihi itibari ile takip talebindeki asıl alacak ve faizin yerinde olduğu görülmekle bu miktar üzerinden sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanması sureti ile itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir. Ancak davacının depo talebine ilişkin istemin yerinde değildir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 10/05/2017 tarih 2016/8271 Esas ve 08/06/2017 tarih ve 2017/1462 Esas sayılı kararlarda da belirtildiği üzere kefillerin sözleşmede kararlaştırılmadığı için gayri nakdi krediler yönünden depo sorumluluğu bulunmadığından buna ilişkin istemin reddine karar verildiği, sözleşmenin 70’inci maddesinde kefalet ile ilgili düzenlemede açık şekilde kefilin ödenmeyen çek garanti bedellerinin depo edilmesi ile ilgili sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından buna ilişkin istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “… Müvekkil ev kredi sözleşmesi için kardeşi …’ın almış olduğu krediye kefil olmuştur. Müvekkilin kardeşinin Davacı bankadan kullanmış olduğu kredi ile almış olduğu evin kredisi ödenerek, kardeşi tarafından satılmıştır.-Kredisi ödenerek evin satılması ile Müvekkil Davacı banka ile görüşmüş, Davacı tarafından rehnin kaldırıldığı, Müvekkilin de kefilliğinin sona erdiği Müvekkile bildirilmiştir. Bu süreçte Müvekkilin kardeşi … vefat etmiştir. Müvekkil, Davacı banka tarafından kefilliğinin sona erdiğinin kendisine bildirilmesi ile kefaletten kurtulduğu yönünde haklı bir kanaatte bulunmuştur. Kredi sözleşmesi imza anında Müvekkilin kesinlikle çek banka sorumluluk miktarına kefilliği yoktur. Ancak sonradan doldurulmuş ya da imza anında Müvekkile bildirilmemiş, sözleşmeden bir suret Müvekkile verilmemiş olup; Müvekkilin böyle bir sorumluluk ve borcu bulunmamaktadır. Müvekkil imzaladığı sözleşmenin gks olduğunu bilmemektedir. Yerel mahkemece yazılan gerekçeli karar ile 15.06.2009 tarihli ve üzerinde limit yazılı olan rakamda sonradan oynama yapılan 84.000,00.-tl limitli gks’nin karara dayanak tutulduğu ancak, gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildiğinde anlaşılabilmiştir. Yerel mahkemece 15.06.2009 tarihli ve üzerinde limit yazılı olan rakamda sonradan oynama yapılan 84.000,00.-tl limitli gks’nin şekil şartlarına uyulmaksızın yapıldığı ortada iken; sözleşmenin geçersizliği konusundaki itirazlarımız yerel mahkemece hiç dikkate alınmamıştır. Limit belirlenmesi kefaletin asli unsurudur. Daha açık bir anlatım ile, sözleşme kurulurken kefilin sorumlu olacağı limit belirlenmiş olmalıdır. Limit belirlenmemiş ise geçerli bir kefalet sözleşmesinden söz etmek mümkün değildir. Karara dayanak tutulan bilirkişi raporunda “bankanın önceden almadığı teminatı GKS uyarınca talep ettiği anlaşılmaktadır” tespitinde bulunmuştur. Kefil, sadace kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ve kefalet limiti ile sorumludur. Yerel Mahkemece itirazın iptaline konu icra dosyası getirilmiş olup, icra dosyası incelendiğinde yapılan icra takibinin iki farklı sözleşmeye dayalı olarak yapıldığı görülecektir. Müvekkilin sadece sözleşmelerden birinde kefil sıfatı ile imzası bulunmaktadır. müvekkil hiç bir şekilde çek kredisi için kefil olmamıştır. Yerel Mahkemece Davacı lehine kabul edilen kısım üzerinden icra inkar tazminatına hükmederken; reddedilen oran üzerinden Müvekkil lehine icra inkar (kötüniyet) tazminatına hükmedilmemesi de hakka, hukuka, usul ve yasalara aykırıdır. ..” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı yanın 8.785,02 TL üzerinden harçlandırdığı davada ; davacı yanın sorumlu olduğu miktar 2.785,93 TL olup, 2017 yılı için istinaf edilebilirlik sınırı 3.100,00 TL dir. Her ne kadar mahkemece tam tersi yönünde yasa yolu gösterilmiş ise de ; aslında hüküm davacı açısından istinaf edilebilir, davalı açısından kesin niteliktedir. Elbette mahkemenin yasa yolunu hatalı göstermesi, hak zayiine neden olmayacağı gibi hak da bahşetmeyeceğinden davacı yanın istinaf başvurusu kesin nitelikteki karara ilişkin olmakla dilekçenin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – İstinaf başvurusu kesin karara ilişkin olmakla HMK 346. Madde gereğince DİLEKÇESİN REDDİNE 2-Davalı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3-Davalı yanca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1/a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.