Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2806 E. 2018/1982 K. 28.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2806 Esas
KARAR NO : 2018/1982
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/82
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili tarafından keşide edilen 30/12/2015 tarihli, 8000 TL bedelli çekin dava dışı …Ltd. Şti’ne verildiğini, bu şirkete ait iş yerinde bulunan kasanın 23/07/2015 tarihinde patlatılarak söz konusu çekin ve başkaca çeklerin çalındığını, konu ile ilgili hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, çekleri çalınan şirket yetkilisi tarafından Bakırköy 6.ATM’nin 2015/754 esas sayılı dosyası ile çek ziyaı ve iptali talepli dava açıldığı ve ödeme yasağı kararı verildiğini, davalı şirket yetkilisi ve bu kişinin vekalet verdiği … hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, dava dışı …şirketinin çekteki cironun kendilerine ait olmadığı gerekçesi ile icra hukuk mahkemesinde dava açtığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, ayrıca bu şirket tarafından Bakırköy 4.ATM’nin 2016/136 esas sayılı dosyasında çek veya bedelinin istirdadı için dava açıldığını ve davanın kabul edilerek kesinleştiğini, takibe konu çek bedelinin müvekkilince Bakırköy 4.ATM’nin 2016/136 esas sayılı kararı üzerine dava dışı lehtar … şirketine ödeme yapıldığını belirterek 8000 TL bedelli çeke ilişkin olarak başlatılan takip yönünden teminatsız veya alacaklıya verilmemek üzere uygun bir teminat karşılğında tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının ihtiyati tedbir talebinin açık ve net bir şekilde ne için istendiğinin açıklanmadığı, neye yönelik olduğunun bildirilmediği ve HMK’nın 389 ile İİK’nun 72.maddesindeki şartların oluşmadığı, menfi tespit davasında genel olarak ihtiyati tedbir talebi bulunmadığı gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş ve icra dosyasına mahkemenin takdir edeceği uygun bir teminatın dava sonuna kadar borçluya ödenmemesi yönündeki talebinin reddedilmesinin müvekkili yönünden telafisi imkansız zararlar doğuracağını, Bakırköy 4.ATM’nin 2016/136 esas sayılı dosyasında verilen karar içeriğine göre davalının sebepsiz zenginleştiği ve çek bedelinin davacıya ödenmesi kanaatine varıldığını, kendilerinin dava dışı şirkete ödeme yapıp ibraname aldığını, tedbir talebinin açık ve net olmadığına ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını bildirmiştir.
Dosyanın incelenmesinde Bakırköy 4.ATM’nin 2016/36 esas sayılı dava dosyasında verilen kararın sadece ilk sayfasının bulunduğu, yine ibranameye ilişkin belgeye rastlanmadığı, İstanbul 19.icra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/2017 esas 2017/138 karar sayılı ilamıyla dava dışı … şirketinin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takiple ilgili takip dayanağı kambiyo senedindeki imzaya itirazının kabul edildiğine ilişkin kararın sunulduğu görülmüş olup, gerek UYAP ortamında, gerekse fiziki yapılan incelemede hem Bakırköy 4.ATM’nin bahse konu kararının , hem de ek 6 diye belirtilen ibranamenin yer almadığı, İstanbul ….icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilgili bilgi ve belge bulunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. HMK’nın 390/3 maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Dava dilekçesinin gerek anlatım, gerekse sonuç ve istem kısımlarında öncelikle teminatsız veya uygun bir teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesi istenmiştir. Ancak bu tedbirin ne tür bir tedbir olduğu açıkça gösterilmemiştir. Bir başka ifadeyle tedbirin mahiyetine ilişkin yeterli bir açıklık yoktur. Dolayısıyla HMK’nın 390/3 maddesine uygun olmayan taleple ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olup davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.28/09/2018