Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/280 E. 2018/616 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/280 Esas
KARAR NO : 2018/616
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/588 E.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkilinin 1988 yılından beri TÜRK PATENT nezdinde … + şekil ve şekil marka tescilleri bulunduğunu, ilkinin 12, 18, 25.sınıfta ikincisinin 25.sınıfta tescilli olduğunun, … markalarının son derece tanınmış marka olduğunun, davalı tarafın ise, iltibas yaratacak biçimde …+ şekil markasını tescil ettirdiğini, davalıya ihtar göndermelerine rağmen, davalının başka başvuru daha yaptığını, davalı adına tescilli … numaralı …+ şekil markasının, SMK’nun 6/1, 6/5, 6/9 ve 25.maddeler gereği hükümsüz kılınması gerektiğini, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, karıştırma ihtimali bulunduğunu, davalı tescilinin kötüniyetli olduğunu, SMK’nun 155.maddesi gereği tescilli marka kullanımının tecavüz teşkil etmez ilkesinin de ortadan kalktığını, davalının kullanımlarınını marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu” iddia ile davalı markasının hükümsüzlüğünü ve davalının tüm kullanımlarının engellenmesini, ürün ve tanıtım malzemelerinin toplatılmasını, internet ve sosyal medyadaki kullanımlarının da durdurulmasını talep etmiş, bu tedbir talebi mahkemece 04.12.2017 tarihli kararında birlikte davalı markanın tescilli olduğu, benzerlik ve kullanımın davanın esasını teşkil ettiği, davanın esasını çözecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceği, böyle bir kararın davalının ticari hayatını olumsuz etkileyeceği ve SMK’nun 159.maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu red kararına karşı davacı taraf vekili, 12.12.2017 harç tarihli dilekçesi ile istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı taraf istinafında, “SMK’nun 155.maddesi gereği tescile dayalı kullanımın tecavüz teşkil etmez prensibinin ortadan kalktığını, HMK uyarınca yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, davalıların tescilinin red gerekçesi yapılamayacağını, benzerlik ve kullanımın davanın esasını teşkil ettiği biçimindeki gerekçenin de doğru olmadığını, böyle kabul edilirse hiçbir sınai mülkiyet davasında tedbir kararı verilemeyeceğini, davalı markanın, müvekkilin markası aynen kopyalanmak suretiyle oluşturulduğunu, tedbir kararının, davalının ticari hayatını olumsuz etkileyebileceği gerekçesinin de kabul edilemez olduğunu, davalı tarafın kötüniyetli olduğunu ve tedbir koşullarının mevcut olduğunu” iddia ile red kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, “davacının SMK’nun 155.maddesini Anayasa’ya aykırı yorumladığını ve bunun kabul edilemez olduğunu, tescilin adeta yok sayılamayacağını, müvekkilinin tescile güvenerek yatırımlar yaptığını, markalar arasında iltibas bulunmadığını, markaların birbirini anımsatmasının dahi söz konusu olmadığını, tedbir koşullarının oluşmadığını, red kararının doğru olduğunu” savunarak kararın onanmasını talep etmiştir.
Her ne kadar davalı taraf 2017//07336 nolu …+ şekil marka tesciline dayalı yatırım ve üretim yaptığından bahisle savunmada bulunmuş ise de; 10 Ocak 2017’de yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK’nın 155.maddesi gereğince marka tescilinin artık bir savunma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceği, yasa hükümünün ve madde gerekçesinin son derece açık olduğu somut olayda davalının ürünlerinde yer alan işaretin, davacının 88/104961 no’lu şekil markasıyla aynı olduğu, böylece SMK’nın 159.maddesi ile HMK’nın 389-390.maddelerinde yazılı tedbir koşullarının oluştuğu gözetilerek, davacının istinaf isteminin kabulü ile aşağıdaki karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesinin kabulü ile Bakırköy 1.FSHHM’nin davacının tedbir talebinin reddine ilişkin 04.12.2017 tarihli red kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 389-390.maddeleri ile 6769 salyılı SMK’nın 159.maddesi gereğince davacının ihtiyati tedbir isteminin takdiren 1.000.000 TL nakdi teminat ya da aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı koşuluyla kabulü ile 1 haftalık yasal sürede teminat yatırıldığı takdirde davacıya ait 104961 no’lu şekil markasının, davalı tarafça, 2017/07336 no’lu marka sicilindeki hali dahil olmak üzere ayakkabı emtiasında ve basılı evrak, reklam ve tanıtım malzemeleri ve ürün tanıtımlarında kullanılmasının TEDBİREN ÖNLENMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 393.maddesi gereğince iş bu tedbirin yasal sürede teminat yatırıldığı takdirde, Bakırköy İcra Dairesi aracılığıyla yerine getirilmesine,
4-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 83,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 169,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 14/03/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.