Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2766 E. 2018/1974 K. 28.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2766 Esas
KARAR NO : 2018/1974
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/298
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 600.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, takibe konu bononun standart bono olmadığını, boş bir A4 kağıdının bilgisayar ortamında bono haline dönüştürüldüğünü, müvekkilince böyle bir bononun düzenlenmediğini, suç duyurusunda bulunduklarını ve soruşturma sonunda Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını, iddianamede söz konusu belgede ……..isim, yazı, imza ve kaşesinin evvelce mevcut iken renkli fotokopi çekilerek üst kısmına sonradan bilgisayar ve ekipmanlarınca metin yazılmak suretiyle bononun oluşturulduğunun belirtildiğini, davalının sanık olarak yargılandığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, teminatsız veya makul bir teminat karşılığında icra takibinin ve satışın durdurulmasına, satışına karar verilen müvekkiline ait kumaşların değeri olan 145.136,64 TL’nin dava sonuçlanıncaya kadar davalı tarafa ödenmemek şartıyla icra dosyasına depo edilmesine ve kumaşların müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının açtığı imzaya itiraz davasının icra hukuk mahkemesinde reddedildiğini, ceza davası sırasında alınan bilirkişi raporunda imzanın ve borçlu şirket kaşesinin gerçek ve davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, takibe konu borcun gerçek bir borç olduğunu, davacının bonoyu görerek ve bilerek imzaladığını, borcu ödememek için bu şekilde iddialarda bulunduğunu, ayrıca İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilebilmesi için icra borcunun tamamının icra dosyasına yatırılması ve %15 teminatın yatırılması gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin yasal olmadığını bildirmiştir. Mahkemece, 06/04/2018 tarihinde HMK’nun 209/1 maddesi uyarınca takip konusu alacağın %15’i oranında teminat karşılığında icra takibinin karar verilinceye kadar tedbiren durdurulmasına, davacı şirkete ait olan kumaşların belirlenen 145.136,64 TL’nin davacı tarafından icra dosyasına depo edilmesi koşuluyla hacze konu kumaşların davacı şirkete iadesine depo edilen kumaş bedelinin tedbir kararı kaldırılıncaya kadar alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş, karara davalı vekilince itiraz edilmiştir. Davalı vekili itiraz sebebi olarak; takipten sonra açılan menfi tespit davasında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilebileceğini, bunun için de dosya borcunun tamamının icra dosyasına yatırılması, ayrıca %15 oranındaki meblağın da teminat olarak yatırılması gerektiğini, buna göre mahkemenin %15 teminat karşılığı takibi durdurumasının ve 145.136,64 TL’nin depo edilmesi şartıyla kumaşların davacıya iadesine şekilndeki verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki tedbire konu kumaşların güncel değerinin daha fazla olduğunu, kumaşların iadesi şeklindeki tedbir kararının müvekkilini zarara uğratacağını, talimat dosyasında görüleceği üzere mahcuz menkullerin 260.000,00 TL’ye ihale edildiğini, ara kararın davacının soyut iddialarına dayanılarak verildiğini, Bakırköy 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/107 Esas, 2018/240 karar sayılı kararıyla davacı borçlunun şikayetinin reddine karar verildiğini, Yargıtay 12. HD’sinin içtihat değişikliğine giderek senette tahrifat iddiası halinde HMK’nun 209.maddesinin uygulama yerinin olmadığı şeklinde karar verdiğini, ekli Yargıtay kararında da görülecegi üzere davacı borçlunun senedin sahteliğini iddia etmesinin HMK 209.maddesi gereğince takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağını, mahkemenin gerekçe yaptığı kanun hükmünün davaya konu olayda uygulanma yeri bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece, itiraz üzerine yapılan duruşma sonunda itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; itiraz dilekçesindeki hususları tekrar etmiş, mahkemenin soyut iddialara dayalı olarak karar verdiğini, sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davasında HMK’nın 209.maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini bildirmiştir. C. Savcılığına sunulan 16/08/2017 tarihli tek kişilik grafolog raporunda senetteki ……… imza ve el yazısı ve kaşenin evvelce mevcut iken renkli fotokopi çekilerek üst kısmına sonradan bilgisayar ve ekipmanlarınca ” işbu … kabul ederiz” metin yazısının yazıldığı, ayrıca 21/07/2015 düzenleme tarihi ile imzanın sol kısmında yer alan ” ödeyecek ” yazılarının sonradan yazıldığı, imzanın ………… eli ürünü olduğu, imzanın ………… eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bakırköy C. Savcılığının 11/01/2018 tarihli iddianamesi ile davalı hakkında ağır ceza mahkemesine nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarnıdan kamu davası açıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen karara yöneliktir. İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak yatırılacak teminat karşılığında icra veznesindeki paranını alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilebilir. Mahkemece, anılan yasa hükmü gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Dosya içeriğine göre davacı tarafça sunulan deliller değerlendirildiğinde, İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde karar verilmesi gerekir. Öte yandan kumaşların iadesi şeklindeki tedbir kararı da anılan madde karşısında usul ve yasaya aykırıdır.Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/05/2018 günlü ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar ile 06/04/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının KALDIRILMASINA, 3-Davalı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü ile; İİK’nun 72/3 maddesi gereğince Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibe konu edilen alacağın takdiren % 15’i oranında teminat yatırılması durumunda, icra veznesine girecek olan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmesinin tedbiren önlenmesine, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının isteği halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 51,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 149,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına7-Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.28/09/2018