Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2765 E. 2021/930 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2765 Esas
KARAR NO: 2021/930
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2018
NUMARASI: 2016/881 E. – 2018/204 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili davası ile müvekkilinin … Ltd. Şti’de 4-5 aydan beri üretim sorumlusu olarak görev yaptığını, masa başı ve fiziki olarak çalıştığı şirkete katkıda bulunduğunu, dava dışı … aracılığı ile avukat olduğunu söyleyen davalı … ile tanıştığı bir kafede görüşüp kapaklı tencere üreteceklerini söyleyip kalıp siparişi vereceklerini ve yardımcı olmasını istedikleri müvekkilinin de onlara yardımcı olduğunu, birlikte ilk görüşmeden sonra beraber Ankara’ya gelip müvekkilinin çalıştığı şirketin sahibi … ile iletişime geçtiklerini, yapılan görüşmeler sonunda tencere sap ve gövde siparişi verildiğini, işin yapımı bedelin ödenmesi ile ilgili teklif ve anlaşma mektubu düzenlendiğini, ilk ödeme olarak 13.000,00 TL’nin banka havalesi yolu ile müvekkilinin patronu …’in banka hesabına gönderildiğini, ancak bu ilişki sırasında davalı ile … arasında tartışma çıktığı, davalının verdiği çekin karşılıksız çıkması ile sorunun arttığı, davalı işin gecikmesinden dolayı, müvekkilinin patronu …’in ise istediğini alamayınca davacıyı İstanbul’daki bürosuna çağırdığı Etilerdeki hukuk bürosuna gittiği, tanımadığı 3 kişi tarafından tehdit edilerek zorla 20 Ağustos 2016 tarihli 45.000,00 TL bedelli senet imzalatıldığını, kendisine baskı kurularak ve korkutularak imzaladığı bu senetten dolayı cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, bu nedenle borçlusu … olan lehtarı … olan 20.08.2016 vade tarihli 45.000,00 TL tutarlı bono yönünden borçlu olmadığının tespiti ile ilgili konunun takibe konu edilmesinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bononun iptaline, masraf ve vekalet ücretine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, duruşmada ise böyle bir senet olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Özel Soruşturma Bürosu yapılan bu soruşturma sonucunda korkutarak senet imzalatma suçu nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar vermiştir. İncelenen dosyada kendisine ilgili avukatlık bürosunda senedi kendi yazısı ile isim ve tarihlerini, isim ve rakamı, kendisine yazdırıldığını ve imzalatıldığını, yanlışlıktan dolayı bir kaç tane senet imzaladığını, bu senetlerden birini yanına alarak savcılığa ibraz ettiği, ibraz edilmiş olan bu senedin 22.07.2016 tanzim 20.08.2016 ödeme tarihli 45.000,00 TL … tarafından düzenlenip … adına imzalandığı ve davacının elinde bulunduğu belirlenmiştir.Davacı vekili dosyaya tanıklarını bildirmiş ancak adı geçen bir kısım tanığın zaten savcılık aşamasında ifadelerinin bulunduğu, davanın niteliği ve miktarı ile tanık dinlenmeye uygun bulunmadığı, ancak maddi olaya dayalı olarak tanıkların dinlenebileceği, buna rağmen tanıklarını hangi neden ile dinletmek istedikleri yönünde açıklamasının bulunmadığı, yeniden düzenlenen bono asıllarının neler olduğu yönünde açıklamasını yapması istenip telefon kayıtlarına ait de bilgi talebinin yerinde olmadığı nedenle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından dosyaya 3 adet her biri 45.000,00 TL olan 22.07.2016 vade tarihli ve 20.08.2016 ödeme tarihli olan 3 adet imzalanmış senet aslını ibraz ettiği, beyanı ile celse de ifade ettiği üzere Cumhuriyet Savcılığına ibraz ettiği senedin de aynı senetlerden olduğunu, davalının her bir senet sonrası kabul edilmeyerek yeniden senet tanzim ettirdiğini, iptalini talep ettiği senedin ise davalının elinde olduğunu, bu senetlerin müvekkilinde bulunduğunu ve hepsinin aynı nitelikte olduğunu belirtmiştir. Tüm dosya kapsamı sunulan deliller, savcılık evrakı, dinlenen tanık, müşteki ve şüpheli beyanları, davacının gerekse celsede beyanı ve kasaya ibraz ettiği davalının zorla imzalattığını belirttiği senetler de denetlenmiş olmakla söz konusu senetlerin zaten davacı elinde bulunduğu, yapılmış olan herhangi bir işlemin olmadığı, kaldı ki davalının elinde bir senet olduğu yönünde de davacının iddiadan öte bir dayanağının olmadığı görülerek davacının bu koşullarla ve delillerle ispatlanamayan davasının reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Müvekkiline tehdit ve zorla senet imzalatıldığını, müvekkilimin icra takibine muhatap olacağı ihtimali düşünülerek iptali istenen davaya konu: “Borçlusu … , Lehtarı … olan, 20/08/2016 vade tarihli, ve 45.000,00 TL bedelli bononun” icra takiplerine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı da verilmesini talep de ettiğini, soruşturma dosyasında Şüpheli … Zorla aldığı senedi inkar etmek mecburiyetinde kaldığını ve davayı öğrendiğinden takibe konu etmediğini, cep telefonu görüşmelerinin celbi talep edilmişken bu talebin reddolunduğunu, tanıklarında dinlemesi halinde haklılık anlaşılarak menfi tespit kararı verileceğini, Soruşturma dosyasındaki beyanlara dayanılarak böyle bir bononun alınmadığını iddia etmenin davalının suçtan kurtulmasına yönelik bir eylem olup, davanın haklı ya da haksızlığını tespit edebilecek bir durum olmadığını, aslında davanın konusuz kaldığını belirterek “karar verilmesine yer olmadığına, Taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına”, karar verilmesini ya da Kararın bozularak dosyanın yeniden ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, 20.08.2016 vade tarihli 45000TL bedelli senedin zorla ve tehditle imzalatıldığını, senet nedeni ile davalıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; böyle bir senet olmadığını, davacının da kambiyo senedinin varlığını ispatlayamadığını savunmuştur. Davalı soruşturma aşamasındaki beyanında ise; iddia edildiği üzere davacıya 45.000TL’lik senet imzalatmadığını, böyle bir senet almadığını belirtmiştir. Somut olayda; davacı, senede dayalı menfi tespit isteminde bulunmuş ise de; iddiasına konu senedin dosyaya ibraz edilemediği, davalının senet düzenlendiğini kabul etmediği, davalı yanca davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan herhangi bir icra takibi yahut açılan dava olmadığı, davacının şikayeti yönünden başlatılan soruşturmada KYOK kararı verildiği, davacının beyanının iddiadan öteye gitmediği dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin istinaf istemine gelince; davanın konusuz kalmadığı, davacının iddiasının ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verildiği, davacı davasında haksız olup mevcut delil durumuna göre davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği dikkate alındığında mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulması yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.