Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2747 E. 2021/913 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2747 Esas
KARAR NO: 2021/913
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2018
NUMARASI: 2014/809 E. – 2018/92 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 15/11/2011 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezi Amirliğinin 2011/2254 nolu suç nosu ile aranmasından dolayı bağlandığını, aracın bağlandıktan sonra müvekkili yediemin otoparkına 15/11/2011 tarihinde teslim edildiğini, 15/11/2011 tarihinden 02/05/2013 tarihine kadar yediemin ücreti olarak müvekkiline ödeme yapılmadığını ve araçla ilgili hiçbir işlem de tesis edilmediğini, aracın halen müvekkili yediemin otoparkında bulunduğunu, yaptıkları araştırma sonucunda aracın davalı … şirketine ait bir araç olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin yediemin alacağına ilişkin olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünde … E. Sayılı dosya ile takip başlattıklarını, ancak davalının kötü niyetli olarak borca itiraz edip takibi durduğunu belirterek, haksız itirazın iptaline ve davalının %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilin cevap dilekçesinde özetle; ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu, aracın bağlandığına, bulunduğunu ve otoparkta olduğuna dair müvekkil şirkete bilgi verildiğine dair ispat edilmesi gerektiğini, takibe kadar dava konusu hakkında müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, bu durumun iyi niyetli bir davranış olmadığını, aracın otoparklarına bırakıldığını belirtildiğini 15/11/2011 tarihinden takip tarihine kadar bilgi verilmemesinin iyi niyet kurallarına uygun olmadığını, ayrıca istenilen miktarın faiş olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…tüm dosya kapsamından; davacı tarafın … plakalı aracını 15/11/2011 tarihinde 75. Yıl Polis Merkezi amirliğinde görevli polisler tarafından işletmekte olduğu otoparka bırakıldığını belirterek sigorta sözleşmesi gereğince aracın davalıya kalması nedeniyle otopark ücretinin davalıdan tahsilini talep ettiği, tarafların karşılıklı iddiaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığının sabit olduğu, dolayısıyla davacının sözleşmeye dayalı olarak bir ücret talep etmesi mümkün olmadığı, bunun dışında haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunması mümkün ise de, dava konusu olayda haksız fiil iddiası ve sebepsiz zenginleşme iddiasının da bulunmadığı, davalının olay nedeniyle sebepsiz zenginleştiğinin de ileri sürülemeyeceği, Polis merkezine yazılan müzekkere ekinde gönderilen …’ın beyanında; sigorta şirketinden paraya aldıktan yaklaşık 1 ay sonra aracın bulunduğu ve sigorta şirketine durumu bildirdikleri beyan edilmesine karşın bu durum davacı tarafından davalıya bildirilme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, dolayısıyla şifai olarakta taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmadığı, sebepsiz zenginleşme yönünden değerlendirdiğinde de sebepsiz zenginleşmenin şartlarının bulunmadığı, zira sebepsiz zenginleşmede bir tarafın zenginleşmesi bir tarafın fakirleşmesi ve bu zenginleşme ile fakirleşme arasında illiyet bağının bulunması gerektiği, dava konusu olayda bu şartların gerçekleşmediği, (HGK’nun 2005/4-99 Esas 2005/191 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere) TBK’nun 526 ve devamı maddeleri üzerine vekaletsiz iş görme yönünden de değerlendirildiğinde de yasal şartların mevcut olmadığı, zira TBK’nun 526. Maddesi gereğince vekalet olmaksızın başkası hesabına iş göreninj o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlü olduğu, dava konusu olayda polis tarafından bırakıldığı belirtilen aracın yıllarca beklenildikten sonra bu davanın açılmasında davalının varsayılan iradesinden bahsedilemeyeceği, TMK’nun 2. Maddesi dikkate alındığında da hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumasının da mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine….” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rapora itirazların dikkate alınmadığını, B. Evler İlçe Emniyet Müdürlüğü Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezi Amirliğinden gelen 13.04.2017 tarihli yazıda “… isimli şahsın alınan ifadesinde aracın bulunduğunda sigorta şirketine durumu bildirdiğini belirtmiştir” ve bu yazı ekinde de …’ın ifadesi gönderildiğini, şahsın sigorta şirketine aracın bulunduğunu ve yerini söylemesine karşın, sigorta şirketi aracı gelip müvekkil otoparkından almadığını, müvekkilin değil ama araç sahibinin aracın bulunduğunu ve yerini söylemesi davalı bakımından temerrüt durumunu oluşturduğunu, raporda belirtildiği üzere araç ruhsatı ve diğer bilgiler olmadan müvekkiline aracın teslim edildiğini, Yargıtay HGK. Kararı esas alınarak hukuki bir değerlendirme yapılmışsa da; Bu karar da davalının bilgi ve iradesi dışında bırakılan aracın otopark ücretiyle ilgili uyuşmazlık denilerek, iki tane kriter belirlendiğini, araç sahibi parasını aldıktan bir ay sonra aracın bulunduğunu ve bu durumu sigorta şirketine bildirdiğini ifade ettiğini, müvekkil otoparkında bulunduğunu bildiği halde aracı gelip teslim almayan sigorta şirketi açısından, Yargıtay HGK. Kararı esas alınamayacağını, Hukuki olarak da vekaletsiz iş görme hükümleri içerisinde değerlendirilmesi yapılması gerektiğini, TBK MADDE 529- “İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır” şeklindeki düzenlemenin yer aldığını, 3. Şahıs araç sahibi …’ın da dinlenmesine karar verilmesini talep edilmişse de dinlenilmediğini, müvekkilin MK. 2 anlamında iyi niyetle yapmış olduğu muhafaza ve yediemin işleminin yok sayılmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, muhafaza edilmek üzere davacıya ait trafik otoparkına çekilen aracın yedieminlik ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya incelendiğinde, 2011 model Fiat marka… plakalı araç yönünden 30.07.2011’de çalıntı ihbarı yapıldığı, emniyet görevlilerince yakalanarak 15.11.2011 Tarihinde davacıya ait otoparka çekildiği anlaşılmaktadır. Aracın otoparka çekilmesi, bu durumdan haberdar olmayan davalı ile davacı arasında sözleşme bağı kurmaz. Taraflar arasında bir sözleşme bağı kurulmadığı sürece davalı otopark ücreti talep edemez. Bu davada, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Davalının talep hakkı ancak, vekâletsiz iş görme hükümlerine dayandırılabilir. Yapılan iş, iş yapanın menfaatine yapılmış olması itibarıyla davalı TBK’nın 530. maddesi uyarınca talepte bulunabilir. Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. maddesine göre araç sahiplerinin, araçlarının kaldırılıp götürülmesi sebebiyle yapılmış olan bütün masrafları ödemek zorunda olduğu yönünde benzer bir hükme yer verilmiş ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve işlemler hakkında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla çıkarılan 03.08.2005 tarih ve 296 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 2. maddesinde satışı yapılan araçların otopark ve çekici ücretlerinin satış bedelinden düşüleceği ve otopark ücreti olarak ödenecek bedelin araç satış bedelinin %25’ini geçemeyeceği belirtilmiştir. Dava konusu aracın otopark ücretinin ödenmesinde akdi ilişki bulunmasa da davalı vekâletsiz iş görme hükümlerine göre dava konusu yedieminlik ücretinden sorumlu olmakla birlikte, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında asıl sorumluluğun araç sahiplerine ait olması ve yedieminlik işi ile iştigal eden davacının hizmet bedelini en son çare olarak hizmete konu araçların satışı sonrasında, elde edilecek paradan tahsil edebilmesi gerekir. Ne var ki; uyuşmazlığa konu olayda araçların satışı için tanınan yasal 6 aylık süre geçmesine rağmen yediemine tevdi edilen aracın satışının davacı tarafından yapılmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu durumda yedieminlik işini meslek edinen davacının mevcut mevzuat kapsamında kendisine teslim edilen araçların satışının yapılarak otopark hizmet ücretinin ödenmesi için gerekli girişimlerde bulunması ve bu konuda çaba sarfetmesi gerekir. Aracın yasada belirtilen 6 aylık süreyi aşacak şekilde uzun süre teslim alınmaması sonucu (somut olayda 17 ay süre ile) davacının da müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca araç otopark ücreti olarak ödenecek bedel, aracın satış bedelinin %25’ini geçemeyecektir. (Yargıtay 3.HD 17.01.2011-2010/19449 Esas- 2011/72 Karar; 2016/26108 Esas, 2019/8432 Karar sayılı ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/581 Esas, 2019/11703Karar. 17.09.2019 Tarihli kararları ). Hâl böyle olunca, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda mahkemece, aracın satış bedelinin %25’ini geçmeyecek şekilde ve yalnızca ilk altı ay için otopark ücretinin hesaplanması gerekirken davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Her ne kadar, Adalet Bakanlığınca açılıp işletilen yediemin depoları hakkında uygulanmakta olan ücret tarifeleri sadece Bakanlıkça işletilen yediemin depoları için geçerli ise de, özel yediemin depolarına ilişkin ücret uyuşmazlıklarında da bu tarifedeki kurallardan yararlanılarak sonuca ulaşılmasının hakkaniyete daha uygun düşeceği, Yargıtay İçtihatlarıyla kabul edilmiştir. Dairemizce yapılan hesaplamada; araç teslim tarihine göre 2011 yılı Adalet Bakanlığına ait Depo ve Garajlarda Muhafaza edilen Mahcuz mallar için alınacak ücret Tarifesine göre kamyonetler için günlük ücretin 4,20 TL olduğu davacı yanca 6 ay için 4,20x30x6=756 TL talep edebileceği belirlenmiş olup takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz isteminin talep edilemeyeceği, hesaplanan bedelin aracın satış değerinin %25’ini geçmediği dikkate alınarak bu bedele karar vermek gerekirken davanın reddi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş ise de; taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi olmadığı, alacağın likit olmayıp yargılama ile belirlendiği dikkate alınarak koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 md gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/809 Esas, 2018/92 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünden İTİRAZININ KISMEN İPTALİNE, Takibin 756,00TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, Davacının icra inkar tazminat isteminin reddine, Alınması gereken 59,30TL harçtan peşin alınan 95,90Tl hrcın mahsubu ile bakiye 36,60Tl harcın karar kesinletiğinde istek halinde davacıya iadesine, Davacıdan alınan 59,30TL harç ile 24,30Tl başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı yanca yapılan 1500,00TL bilirkişi ücreti ile 365,20TL posta ve müzekkere gideri ki toplam1865,20Tl yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 251,05TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinden bırakılmasına, Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 756,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2180TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 59,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 157,10TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.