Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2728 E. 2021/945 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2728 Esas
KARAR NO : 2021/945 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2018
NUMARASI : 2016/79 E., 2018/227 K.
DAVANIN KONUS : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin 09.09.1993 tarihinde … numaralı “…” markasını temizlik ürünleri ve toptan satışını kapsayacak şekilde tescil ettirdiğini, müvekkilinin geçen 20 yıllık zaman içerisinde markayı ülke pazarında tanınan ve bilinen bir marka haline getirdiğini, davalının ise KREP markasını aynen kullanmakta olduğunu, müvekkilinin marka üzerinde önceye dayalı hak sahipliğinin bulunduğunu, davalının müvekkiline ait markayı aynen tescil ettirdiğini, tescilin kötüniyetli olduğunu belirterek, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, kararın gazetede ilanına, maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının daha önceden tescil ettirdiği bir markaya dayandığını, ancak davacının dayandığı fiili kullanımın dava tarihinden ve müvekkilinin tescilinden çok önce ortadan kalktığını, davacının bir anlamda markayı terkettiğini, dolayısıyla davacının tescilsiz kullanıma dayalı iddialarının reddi gerektiğini, davacının markasının 2.yenileme süresinin 20.05.2013 tarihinde dolduğunu, ancak süresi içerisinde yenileme yapılmadığından markanın koruma süresinin dolduğunu, davacının bu davayı açabilmesi için 556 sayılı KHK 8/son maddesi gereğince; koruma süresinin dolmasından itibaren 2 yıl içerisinde kullanılmasının gerektiğini, oysa fiilen kullanımın olmadığını, müvekkilinin başvurusundan en az 1 yıl önce marka kullanımının davacı tarafından bırakıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacıya ait … markasının yasal süre sonunda yenilenmemesi nedeniyle 30.11.2013 tarihinde sona erdiğini, davanın 06.04.2016 tarihinde açıldığı, 556 sayılı KHK’nın 8/son maddesindeki 2 yıllık sürenin dava tarihi itibariyle dolduğu, davacının tanınmış marka olmadığı, davacının, davalının marka başvurusuna itiraz etmediği, davacının marka üzerindeki kullanımını ispat eden hiçbir delil sunmadığını, dava tarihi itibariyle marka üzerinde davacının üstün ve korunmaya değer bir hakkı bulunduğundan söz edilemeyeceğini, davalının marka başvurusunda kötüniyetli olduğuna ilişkin iddiaların dinlenilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, bu markayı meydana getiren müvekkili olduğunu, davalının basiretli davranmadığını, markanın müvekkiline ait olduğunu, bilerek tescil ettirdiğini, gerçek hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunu, 556 sayılı KHK’da tescilsiz markaların sahiplerine, başkalarının bu marka veya işaretlerin aynı veya benzeri olan işaretleri tescil ettirmek istemeleri halinde itiraz, tescili halinde ise hükümsüzlük talebi hakkının olduğunu, böylelikle tescilsiz bir markayı yada işareti ilk defa kullanan kişinin elde ettiği hakka üstünlük tanındığını, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu, bu nedenle hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğini, kararın hatalı olduğunu bildirmiştir.
Davalıya ait; … tescil numaralı …markasının 3 ve 16.sınıflarda 20.03.2015 tarihinde tescil edildiğini, markanın halen geçerliliğinin korunduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait; … tescil numaralı…Türk malı markasının 3/5/16.sınıflarda 20.05.1993 tarihinde tescil edildiği, 20.05.2003 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle yenilendiği, ancak süresi içerisinde ikinci yenilenmesinin yapılamaması nedeniyle 30.11.2013 tarihi itibariyle hükümden düştüğü, sahibi adına geçerliliğin yitirdiği ve markanın müddet olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında alınan ve 25.10.2017 tarihinde sunulan bilirkişi heyet raporunda; davacının markayı müddet olduğu dönemde kullandığının dosya içeriğine göre ispat edemediği, dolayısıyla davalıya ait markanın hükümsüzlüğünün istenemeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 03.05.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; taraf markalarının ayniyet derecesinde benzer olduğunu, davacının markasının hükümden düştüğü, davalının markasının hükümsüzlüğü için yeterli şartların oluşmadığı, davacının kullanıma dair sunduğu faturalar ile yurt genelinde tanınmış marka olma vasfına haiz olmadığı, TPMK kayıtlarında tanınmış marka olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, marka hükümsüzlüğü, sicilden terkini, kararın ilanı ile maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına ilişkindir.
Davacı tarafın … numaralı … ibareli markasının yasal süre sonunda yenilenmemesi nedeniyle 30/11/2013 tarihinde hükümden düştüğü, eldeki davanın 06/04/2016 tarihinde açıldığı, buna göre 556 Sayılı KHK’nun 8/son maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin dava tarihi itibariyle dolduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesi ekinde bir kısım faturalarla internet çıktıları sunmuş ise de alınan bu belgeler markanın davacı tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığını ve tanınmışlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
29/04/2021