Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2716 E. 2021/953 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2716 Esas
KARAR NO: 2021/953 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2017/519 E., 2018/186 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin … Ltd şirketinin %25 hissedarı olduğunu, diğer hissedarlarında müvekkilinin kardeşleri olduğunu, şirket müdürünün ise ortaklardan … olduğunu, şirketin …, … ve … markalarının bulunduğunu, 23.02.2016 dan sonra şirket ortakları arasında uyuşmazlıklar çıktığını, konu ile ilgili davaların devam ettiğini, davalı şirketin ise 21.12.2016 da kurulduğunu, ortaklarından … müvekkil şirketin halen müdürlüğünü yapan …’un olduğu, diğer ortakların ise …’un eşi ve yeğeni olduğunu, davalı şirketin 19.12.2016 da … markasının tescili için başvuru yaptığını, müvekkilinin ve diğer ortağın itiraz ettiğini ancak markanın 05.06.2017 de tescil edildiğini, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin en çok tanındığı, müşteri çevresinin en yoğun olduğu Ataköy’de davalı şirketin mağaza açtığını, davalının kullanımlarından … markasını öne çıkardığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalının ticaret unvanının müvekkilinin marka ve ticaret unvanı ile iltibas oluşturmayacak şekilde değiştirilmesine, veya mümkün değil ise … ibaresinin ticaret sicilinden terkinine, kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının işbu davayı açamayacağını, ortaklar arasındaki ihtilafın bu davanın konusu olmadığını, … markasının soyadı kullanım kapsamında olduğunu, markalar arasında iltibas bulunmadığını, ayrıca davacının ortağı olduğu şirketin … markasını müvekkiline kiraya verdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davacının ortağı olduğu şirketin … ibareli marka tescilleri bulunduğu, davalının ise … ibareli markasının bulunduğu, davacı markasındaki … ibaresinin asli unsur olup, davalı markasının seri marka imajı oluşturduğu, yine davalı markasındaki … ibaresinin asli unsur olduğu, davacının ortağı olduğu şirketin … ibaresini uzun süredir kullandığı, davalının bunu bildiği halde … ibaresini ticaret unvanı olarak çekirdek unsur olarak kullandığı gerekçeleriyle;1-Davacı tarafın davasının kabulü ile, davalı tarafa ait 2016/102884 … markasının … ibareli daha önceki tescilli markalara benzer olduğundan hükümsüzlüğüne 2-TPMK. Dan terkinine, 2-Davalıya ait … ibareli ticaret unvanı davacı tarafın ortak olduğu şirket ticaret unvanına benzer olduundan davalıya ait ticaret unvanındaki … iaberisinin çıkarılmasına, 3-Ticaret sicil kayıtlarından terkinine yapılacak terkin işlemleri ilgili sicil kayıtlarında ilan edileceğinden davacı tarafın ilan talebinin reddine, karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı, 6769 sayılı kanunun 25.maddesinde menfaati olanların sayıldığını, aktif dava yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının ortak olduğu şirketten ortaklıktan çıkma talebiyle ilgili açtığı davanın (Bakırköy 3.ATM 2016/1125 E.) bekletilme sebebi yapılması gerektiğini, ancak mahkemenin taleplerini reddettiğini, ticaret unvanı ve markalar arasındaki benzerlik hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini, müvekkilinin ticaret ünvanı ve markası ile davacı ticaret unvanı ve markası arasında benzerlik bulunmadığını … ibaresinin dikkat çekici olduğunu, yine … markasının soyadı kullanımı kapsamında kaldığını ve iyi niyetli olduğunu, davacının ortağı olduğu şirketin marka haklarının lisans sözleşmesi ile müvekkili şirkete kiraya verdiğini bildirmiştir. Davacının ortağı olduğu şirkete ait 2003/00713 tescil numaralı KUZ markasının 9/14/35.sınıflarda 13.01.2003 tarihinde tescil edildiği, yine … tescil numaralı … LİMİTED ŞİRKETİ + ŞEKİL markasının 9 ve 35.sınıflarda 11.06.2002 tarihinde tescil edildiği, yine … tescil numaralı … markasının 9/14.sınıflarda 25.01.1998 tarihinde tescil edildiği, davalı şirkete ait … tescil numaralı … markasının 35.sınıfta 19.12.2016 tarihinde tescil edildiği, markaların sahipleri adlarına geçerliliği korunduğu anlaşılmıştır. Dava dışı … LTD şirketi tarafından 25.08.2017 tarihli sözleşme ile bu şirkete ait markaların 01.09.2017 den itibaren 2 yıl süre ile kiralama suretiyle kullanım konusunda anlaşma yapıldığı görülmüştür. Dava dilekçesinin ekleri arasında davalı şirkete ait ve dava dışı şirketin tabelalarının fotoğraflarının yer aldığı görülmüştür. Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabi yazıdan; davacının ortağı olduğu şirketin 23.05.1996 tarihinde kurulduğu, çalışma konusunun Camlar, Gözlük Çerçeveleri, Mercekler, Gözlük Yan Ürünlerinin toptan ve parekende alım satım vs..işlemleri olduğu görülmüştür. 21.12.2016 tarihli T.S.Gazetesi içeriğinden; davalı şirketin amaç ve konusunun hertürlü optik malzemeleri, gözlük çerçeveleri, gözlük camları alım satımı, ithalat ve ihracaat işleri olduğu, davalı şirketin 15.12.2016 da tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü, sicilden terkini ve ticaret ünvanının terkini taleplerine ilişkindir. Davayı dava dışı … Ltd. Şti ortağı olan … açmıştır. Her ne kadar davacının ortağı olduğu şirket tarafından söz konusu talepler yönünden dava açılabilir ise de, davacının şirket ortağı olarak kendi başına bu davayı açma bakımından aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin bu yönlerden istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/519 Esas 2018/186 Karar sayılı 17/05/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının iş bu davadaki talepleri yönünden aktif dava ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığından davanın REDDİNE, 4-İlk derece yargılaması yönünden: A-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27, 90 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına, B-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, C- AAÜT gereğince davalı lehine 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden: A-Davalı vekilince istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, B-Davalı vekilince istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine, C-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, D-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, E-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021