Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2705 E. 2021/951 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2705 Esas
KARAR NO : 2021/951 Karar
İNCELENEN KARARI
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018
NUMARASI : 2017/283 E., 2018/12 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin 16.04.1996 yılında kurulmuş bir şirket olduğunu, ayrıca…tescil numaralı markası bulunduğunu, ancak davalının da …tescil numaralı markalarının bulunduğunu, davalıya ait bu markaların 556 sayılı KHK’nın 7. ve resen gözetilecek sebeplerle hükümsüz kılınmasını ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, markalar arasında benzerlik bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davaya konu davalıya ait markaların dava tarihi itibariyle henüz tescil aşamasının devam ettiği ve davanın dava tarihindeki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle erken açılan hükümsüzlük davasının reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinafında; Yargıtay 11 HD’nin 2007/2294 E. – 2008/10147 K.sayılı ilamına göre, markanın tescilinin dava aşamasında tamamlanması halinde davanın reddinin doğru olmadığını, davalının tescil ile ilgili süreçte kötüniyetle hareket ettiğini, bu davayı açmakta hukuki yararları bulunduğunu, çünkü; korumanın başvuru tarihinden başladığını bildirmiştir.
Davacıya ait … tescil numaralı …ŞİRKETİ markasının 21.sınıfta tescilli olduğu,
Davalıya ait … tescil numaralı … markasının 21.sınıfta 16.09.2014 de başvurusunun yapıldığı, 07.09.2016 da tescil edildiği ; 2014/79482 tescil numaralı … markasının 21.sınıfta 26.09.2014 de başvurusunun yapıldığı 13.06.2016 da tescil edildiği görülmüştür.
Eldeki davanın 18.03.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında alınan 30.10.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı markası ile davalı markalarından 2014/79482 tescil numaralı ile “Camdan, Porselenden, Seramikten, Kilden süs ve dekorasyon eşyaları (vazolar dahil). İşlenmemiş cam, Yarı işlenmiş cam, Dekorasyon için cam ve Mozaikler ve Cam kozları (inşaat için olanlar hariç), Cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan)” emtiası ve davalı markası …tescil numaralı marka yönünden ise “Camdan, Porselenden, Seramikten, Kilden süs ve dekorasyon eşyaları (vazolar dahil). İşlenmemiş cam, Yarı işlenmiş cam, Dekorasyon için cam ve Mozaikler ve Cam kozları (inşaat için olanlar hariç), Cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan). Spor müsabakalarında verilen kupalar ” emtiası bakımından iltibasa sebep olduğu ve KHK’nın 8 ve 42 .maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davacı ve davalı firmaların aynı sektörde bulunduğu ve…ibaresinin tescil edildiği emtiaya anlamca uzak bir kelime olduğu dikkate alındığında davalı tarafın tescillerini kötüniyetli olarak değerlendirilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir.
Davacı taraf, davalıya ait markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiş ise de, davaya konu markaların dava tarihi olan 18/03/2016 tarihi itibariyle tescilli olmadıkları daha sonradan tescil işlemlerinin tamamlandığı anlaşılmıştır. Kural olarak her dava, dava tarihindeki koşullara göre değerlendirilir. Dava tarihi itibariyle tescilli bulunmayan markaların hükümsüzlüğü istenemez. Davacı vekilince istinaf dilekçesinde belirtilen Yargıtay kararından aksi yönde bir yorum yapılamaz. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021