Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2700 E. 2021/907 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2700 Esas
KARAR NO: 2021/907
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/01/2018
NUMARASI: 2015/714 E. – 2018/7 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin … Mah. … Cad. … Merkezi K…. No:… Gebze adresine 30/12/2015 tarihinde isimlerini vermeyen bir takım kişiler gelerek dosyaya fotokopisi sunulan … A.Ş. İsmetpaşa Gebze Şubesine keşideli 31/12/2015 keşide tarihli 75.000,00 TL bedelli … çek numaralı … namına yazılmış, müvekkil şirketin … İBAN numaralı hesabına keşideli çek fotokopisini sunarak müvekkil şirket çekinin kendilerinde olduğunu ve çekin müvekkil şirkete ait olup olmadığını sorduklarını, şirket yetkilisi şirkette olmadığı için müvekkil şirket çalışanı çek fotokopisini şirket yetkilisine sormak amaçlı aldığını ve bu şahısların daha sonra uğrayacaklarını söyleyerek iş yerinden ayrıldıklarını, çekteki yazı ve imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkil şirket yetkilisi … olup müvekkil şirket yetkilisi bu çeki tanzim edip çek üzerinde ismi yazan … adlı kişiye vermediğini, çekteki yazılar ve imzanın hiçbiri müvekkil şirket yetkilisine ait olmayıp anılan çekin sahte yazılarla doldurulup sahte imza atılmak suretiyle tanzim edildiğini, bu şekilde tanzim edilen çek nedeniyle HMK’ın 209. Maddesi uyarınca müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunun tespitine, takdiren teminatsız yada uygun görülecek teminat karşılığında ödemeden men yasağı ile anılan çeke ilişkin icra takibinin yapılmasının önlenmesi için tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı cevap vermemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “..davanın kambiyo senedinde keşideci imzasının davacı şirket temsilcisine ait olmadığı belirterek açılan menfi tespit davası olduğu, söz konusu çek üzerinde imza incelemesinin yaptırıldığı, İstanbul ATK’dan alınan 1.bilirkişi raporunda çekteki keşideci imzasının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, davacı şirket temsilcisi …’in eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği, dosyada yaptırılan 2. bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda kuvvetle ihtimal imzanın …’a ait el ürünü olduğunun bildirildiği, dosyadaki 3.bilirkişi raporunda ise keşideci imzasının, mevcut mukayese imzalarına kıyasen … elinden çıktığının kabulünün mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. HGK’nun 26.04.2006 tarh, 2016/12-223 esas ve 2006/235 karar sayılı kararında borçlunun çekte imzasını inkar etmesi halinde imzanın borçluya ait olduğunu alacaklının ispat etmesi gerektiğini kabul ettiği, Yargıtay yerleşik uygulamasının da bu yönde olduğu.Davacı borçlunun imzasını inkar etmekle imzanın davacıya ait olduğunu alacaklının ispat etmesi gerektiği, dosyada alınan ilk raporda imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilemediği ve bu haliyle ilk raporun davacı borçlunun iddialarını doğrular mahiyette ve lehine bir rapor olduğu, 2.bilirkişi raporunda ise imzanın, kuvvetle muhtemel davacı temsilcisine ait olduğunu belirttiği ancak kesin olarak davacı temsilcisine ait olduğunun belirlenemediği, 2. bilirkişi raporu ile ilk raporun kısmen çelişmesi ve itiraz olması sebebiyle 5 kişiden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 3.raporda ise imzanın davacı temsilcisine ait olmadığının açıkça belirtildiği, mahkememizce iş bu raporun yeterli ve gerekçeli olması, dosya kapsamına uygun olması gibi hususlar nazara alınarak itibar edildiği, alınan bu bilirkişi raporu ile dosyada alınan 1.bilirkişi raporunun davacının iddialarını doğruladığı, davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak dava konusu … A.Ş. İsmetpaşa Gebze Şubesine keşideli 30/12/2015 keşide tarihli, 75.000,00 TL bedelli,0379682 çek numaralı çekteki keşideciye atfen atılı imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşılması üzerine davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine….” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Gerekçeli kararı müdahale talep eden vekili istinaf etmiş ve imza ile ilgili olarak bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmeden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince “….feri müdahilin kararı istinaf etme hakkı olmadığını ve bu nedenle istinaf dilekçesinin reddine …” karar verilmiş ve bu ek karar müdahilliklerine karar verildiği halde sonradan ara karardan rücu ile müdahale taleplerinin reddine karar verildiği ve kararı istinaf haklarının olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar feri müdahile talep eden tarafından istinaf edilmiştir. Feri müdahale talep eden yan; Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptığı için dava sonucunda verilen karar takibi ilgilendirdiği nedenle davanın reddini sağlamak için müdahale talebinde bulunmuştur. Davanın menfi tespit davası oluşu, keşideci tarafından açılmış oluşu ve davanın reddini talep ettiği nedenle davalı yanında müdahale talebi olmakla niteliği gereği feri müdahale talebidir. Mahkeme takip dosyası kapsamını değerlendirip talebini kabul etmiş ise de ; iş bu dosyanın davacısının ihtiyati hacze itirazı neticesi verilen kararın temyiz edilmesi neticesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin Esas no : 2017/955 Karar no: 2017/3194 sayılı kararı ile “…Geçerli bir ciro silsilesine göre senedi elinde bulunduran kişi yetkili hamil durumundadır. Davaya konu çek … namına keşide edilmiş olup çek arkasındaki ilk cironunda bu şahsa ait olması gerekir. Ancak ilk cironun vekaleten … adı yazılarak şirket kaşesi üzerine atıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda çek lehdarı tarafından adı yazılmak suretiyle çekin ciro edilmediği anlaşıldığından ciro silsilesi kopmuştur….” denilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi yönünde karar vermiştir. Bunun üzerine; ilk derece mahkemesi müdahale talebinin kabulüne dair ara karardan rücu etmiştir ki Yargıtay kararı kapsamında bu ara karar yerindedir. Bu nedenle de istinaf talep eden yanın istinaf talep etme hakkı bulunmamaktadır. Kaldı ki ; fer’i müdahilin davanın tarafının yanında ve ona yardımcı olmak üzere yargılamaya katılabileceği, ancak davanın tarafı olmadığı, HMK’nın 69. maddesinde “Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.” denildiği, bu durumda fer’i müdahilin yanında yer aldığı tarafın kararı istinaf etmemesi durumunda, tek başına kararı istinaf etme hakkı bulunmadığından ilk derece mahkemesince feri müdahil bankanın istinaf başvurusunun reddedilmesinin usul ve yasaya uygun olmakla ve bu ek karar aleyhine usulüne uygun bir istinaf talebi de bulunmadığından başvurusunun HMK 346. Madde gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Feri müdahale talep edenin istinaf başvurusunun HMK 346. Madde gereğince USULDEN REDDİNE 2- Yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3- İstinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu KESİN olmak üzere 26/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.