Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2698 E. 2021/895 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2698 Esas
KARAR NO: 2021/895
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2018
NUMARASI: 2017/268 E. – 2018/401 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dilekçesinde; Müvekkilinin ikinci el klima alım satım işi ile uğraşan bir kişi olduğunu, … Yeşilyurt Şubesine ait 12.500.TL bedelli 10.11.2016 keşide tarihli çeki iş yaptığı … Hizm. Ltd. Şti firmasından alıp işyerine doğru giderken anılan çeki cebinden metrobüste çaldırdığını, çekle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/103958 soruşturma numaralı dosyası ile şikayette bulunduğunu ve savcılıkta anılan çekin ibrazı halinde kolluk kuvvetlerine bildirimi ve suç delili olarak çeke el konulması istemi ile muhatap bankaya tezkere yazıldığını, iş bu tezkerenin aynı gün bankaya elden ulaştırıldığını, bankanın tümü ile kendi ihmali ile(bankaya başvuru haklarımız saklıdır) çek kaydına anılan şerhi düşmediğini ve çeki ibraz eden davalıya aynı gün ödendiğini, iş bu çeki elinde bulunduran kişi aleyhine bu defa sebepsiz zenginleşmiş olması ve bir suç marifeti ile bu eylemi gerçekleştirmiş olması nedeni ile hem muhatap banka şubesi hemde o kişi aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının gönderilen ödeme emri süresinde tebliğ edilerek, yasal süresi içinde davalı tarafından dosyaya itiraz edilerek takibin durduğunu, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptalinin gerektiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve borçlunun haksız itirazı sebebi ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kayınbiraderi …’in atölyesinde 10/11/2016 tarihinde geçici süreyle işle ilgilendiğini, bu sırada … şirketinin satın alma şefi olarak kendisini tanıtan …’nın işyerindeki avizeleri almak istediğini beyan etmesi üzerine müvekkilinin kendisine yardımcı olduğunu, ödemeyi 12.500,00 TL bedelli çek ile yaptığını, alışverişten bir gün sonra çeki tahsil ettiğini, müvekkilinin yapılmış bir alışveriş neticesinde çeki aldığını, çalıntı olduğunu bilmediğini, bilebilecek durumda olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “…Bilirkişi 08/03/2018 havale tarihli raporunda; dava dışı …’a ait kayıtlarda davacı ve davalı ile ticari ilişkinin tespit edilemediği, dava konusu çekle ilgili bir kaydın da defterlerinde yer almadığı, davacı tarafından dava konusu çekin ciro yoluyla dava dışı … firmasından kendisine verildiğine dair ibraz edilen belgeler üzerinde yapılan incelemede …’ın firma yetkilisi olduğu anlaşılan dava dışı … tarafından çek tevdi bordrosu düzenlenmiş olduğu ve dava konusu çekin … ile aralarında olan ticaretten dolayı kendisine verdiğini, … adındaki şahsı tanımadığını, aralarında herhangi bir ticaretinde bulunmadığı hususunda dosyaya yazılı beyanda bulunulduğu, ancak çek tevdi bordrosunun her zaman düzenlenebilecek nitelikte belge olmasının yanısıra bu çek çıkışına dair herhangi bir muhasebe kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; her ne kadar davacı ciro yoluyla …’tan aldığını iddia ettiği takibe konu çeki çaldırdığını ve davalı tarafça çekin tahsil edilmesi nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek ilamsız icra takibinde bulunulmuş ise de, çekin rıza dışı elden çıkması halinde davacının yetkili hamil olduğunu ve davalının çekin ihtisapta kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğunu ispat külfeti altında olup, davacı yetkili hamil olduğunu ve davalının kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğunu ispat edemediğinden ….” davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…Öncelikle çek kesin olarak çalınmıştır bu konuda verilen izahat hayatın olağan akışına uygundur.Hayatın olağan akışına uygun olmayan durum öncelikle “çeki ödeme” diyen savcılık kararına bankanın uymamasıdır.Bu durum yapılışına dahil olamayacağımız ve dahi sorumluluğumuzu yerine getirmemize rağmen engelleyemeyeceğimiz bir vakıadır. Zira davalı yan icra takibine itirazda ve daha sonra muvafakatimiz olmadığını beyan etmemize rağmen genişlettiği dava cevap dilekçesinde çeki kendisinden önceki ciro olan … LTD. ŞTİ nden aldığını beyan etmiştir. Hukuk Fakültesinde ispat külfeti ile ilgili öğretilen teori aynen şu şekildedir. Alacaklıyım diyene borcum yoktur demen yeterlidir. İspat külfeti alacaklı olduğunu iddia edendedir. Mizansen de ki çelişkiler dahi aslında anlatılan durumun gerçek dışı olduğunun ve dahi zorunda olmasa bile davalı yanın kendi kendisinin beyanı ile çeki elinde bulundurma halinin hukuk dışı bir yolla olduğunun açık kanıtıdır.Zira çalıntı çekler de illaki diğer çalıntı tüm emtia gibi devir kabiliyetine haiz olup el değiştirilmektedir. Davalı yan güvenlik görevlisi imiş.O gün tesadüf kayın biraderinin avize dükkanına gitmiş. … isimli kayınbiraderinin dükkanına geçici bakarken 24 tane avizeyi tanesi 12.500/24=520.833.33.TL ye … isimli bir şahısa satmış.Bu şahıs kendisini … firmasının satın alma şefi olarak tanıtmış ve aynı gün vadeli olan çek ile bu avizeleri satmış ve çeki de ertesi gün tahsil etmiştir.Bu ibareleri biz değil bizzat davalı yan 17.10.2017 tarihli cevap dilekçesi ile beyan etmiştir. Şimdi öncelikle bu “ben çeki UV den aldım” beyanı tek başına ispat külfetini aynen yerini değiştirir.Bunu bir kenara bıraksak dahi davalı yanın beyanları o kadar birbiri ile çelişkili tutarsızdır ki;bir avize 520.833 TL küsuratlı bir bedele satıldı beyanına inansak bir an için nerde bu satılan ürünlerin faturası?Teslim makbuzları? … adlı firmadan alınan çeke karşılık düzenlenen ve muhatabı … olan faturalar?Madem geçici olarak bakılıyordu bu dükkana bu dükkan sahibinin vergi kayıtları?Çeki tahsil eden şahsın kendisi yani davalı ise ve dahi vergi mükellefi olarak adına tahsil ettiği … adına böyle bir gelir alışveriş karşılığı var ise bunun resmi kayıtları? Soru işaretleri çoğaltılabilir.Davalı yan bu çeki ne şekilde aldığım beyan etmek zorunda değil iken savunmasını ben bu çeki … adlı firmadan (Çekte cirosu olan firma) aldım demekle bu firmadan ne şekilde aldığını kanunen ispatlamak zorunluluğu ve dahi külfeti altına girmiştir.Yerel Mahkemenin ispat külfeti kimin üzerinde tayini yanlış ve hatalı olası sebebi ile iş bu hüküm de usul ve yasaya aykırıdır….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali isteminden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının dava dilekçesindeki maddi vakıayı açıklayışı şu şekildedir: Davacı dava dışı UV Danışmanlık firmasından ticari alışveriş neticesi ödeme mahiyetinde davaya konu çeki almış; ancak ciro edemeden çaldırdığı için tahsil edememiş, hatta bu çek haksız yola davalı yanca iktisap edilerek tahsil edilmiştir. Mahkeme ; hukuki nitelendirme ile bağlı olmamakla birlikte; tarafların iddia ve savunmaları ile bağlıdır. Oysa mahkeme davayı bir menfi tespit davası gibi yürütmüş ve ispat kurallarını menfi tespit davası gibi uygulamış ve hatta davacı yan da istinaf dilekçesinde mahkemenin gerekçeli karar şekline göre istinaf talebinde bulunmuştur. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, takip talepnamesindeki takip nedeni tarafları ve mahkemeyi bağlar. Daacı çek bedelini tahsil edemediği veya başka bir ödemesinde kullanamadığı için sebepsiz zenginleşenden çek bedelini talep etmektedir. Çekteki ciro silsilesi incelendiğinde keşidecinin dava dışı …, lehdarı dava dışı …, lehdarın cirosu ile ilk ciranta … ve son ciranta … ( davalı) dir. Çekin … tarafından tahsil edildiği de banka kayıtları ile sabittir. Davacı iddiasına göre; çeki mal satımına karşılık dava dışı …tan aldığına göre bu çeki tahsil edememiş olması nedeni ile sebepsiz olarak zenginleşen …tır. Bu nedenle davacı yan takip sebebine bağlı olarak sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak ancak akdi ilişkisi olduğunu beyan ettiği şirketten talepte bulunabileceğinden davalı hakkında sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı takip yapması hukuken mümkün görünmediğinden davanın bu nedenle reddi gerekmektedir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 355 . Maddeye göre KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; 2- HMK 353/1-b-2 madde uyarınca ; ilk derece mahkemesine açılan davada Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE Koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin de reddine Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,30 TL nin mahsubu ile bakiye 28,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana verilmesine Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yanlara iade edilmesine
İSTİNAF YARGILAMASINDA 3- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 4- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.