Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2688 E. 2019/270 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2688 Esas
KARAR NO : 2019/270 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2017
NUMARASI : 2017/4 E., 2017/1378 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tanınmış markası olan …’in prestiji ve müşteri potansiyelinden yararlanmak amacıyla davalı tarafından” bire bir aynı iş kolunda aynı binada, … isimli çay ocağı olduğunu iddia ettiği ve binanın üst katında açmış göründüğü mekanda müvekkilinin konsepti ile bire bir şekilde sadece çay sattığı, önce müvekkilinin tentesinin hemen üstüne kendi tentesini kurmak istediğini sonrada müvekkilinin işletmesinin klasikleşen tarihi özgür pencere figürü içerir logosunu ihtiva eder tabelasını müvekkilinin masalarının önüne koyarakmüşterinin kafasını karıştırır şekilde kendisinin işletmesine gelmesini sağlamaya çalıştığını,ayrıca cephesini müvekkilinin kullanma hakkını haiz olduğu cam kenarına ve dükkan kenarına işletmesi binanın üst katlarında açıldığı halde masalarını bina girişine koymak suretiyle müvekkilinin müşterilerinin algısında karışıklık yaratarak sanki …’in masasına oturuyor sandıkları halde …’ın masasına oturmalarının hedeflendiğini, iyiniyet kurallarına aykırı davranıldığını ” beyanla haksız rekabete son verilmesi , maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi, davalının tabela ve diğer tanıtım vasıtalarını müvekkilinin işletmesinin önünde kullanmasının önlenmesi, hükmün gazete ile ilanına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının mülk sahibi olduğu han içerisinde yalnızca bir adet iş yerinin kiracısı konumunda olduğunu, 2 katlı iş hanının maliki olduğunu, davacının ilgili işletmede kendi beyanıyla sadece üç yıldır faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin davaya konu işyerinde bir yıla yakın süredir kafe hizmeti vermeye başlamış olup, davacı bu süre içerisinde sessiz kaldığını ve hatta rıza gösterdiğini, internetteki mekan sitelerinde bir karıştırılmanın mevcut olmadığını, davacı ile müvekkilinin farklı ürünler için hizmet verdiğini, davacının dava dilekçesinde de ifade ettiği üzere yalnızca çay ürün grubu için hizmet verdiğini davacının haksız rekabet iddialarını kabul etmediklerini beyan ederek haksız davanın reddini talep etmiştir.İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2017 tarih ve 2017/4 Esas 2017/1378 Karar sayılı kararıyla; “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı adına marka olarak tescilli ürünü, davalı tarafından kullanıldığı iddiasına dayalı haksız rekabet iddiasından kaynaklandığı, haksız rekabet hallerinin genel itibariyle haksız fiil olup, haksız fiillerin özel bir türü olduğu, sınai mülkiyet haklarına tecavüz genel itibariyle haksız rekabet filleri olup, haksız rekabetin özel bir görünümü olduğu, uyuşmazlık konusu göre yargılama yapma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu olduğu” gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli olduğunu,davalı tarafından bire bir aynı iş kolunda aynı binada, … isimli çay ocağı olduğunu iddia ettiği ve binanın üst katında açmış göründüğü mekanda müvekkilinin konsepti ile bire bir şekilde sadece çay sattığı, önce müvekkilinin tentesinin hemen üstüne kendi tentesini kurmak istediğini sonrada müvekkilinin işletmesinin klasikleşen tarihi özgür pencere figürü içerir logosunu ihtiva eder tabelasını müvekkilinin masalarının önüne koyarakmüşterinin kafasını karıştırır şekilde kendisinin işletmesine gelmesini sağlamaya çalıştığını,ayrıca cephesini müvekkilinin kullanma hakkını haiz olduğu cam kenarına ve dükkan kenarına işletmesi binanın üst katlarında açıldığı halde masalarını bina girişine koymak suretiyle müvekkilinin müşterilerinin algısında karışıklık yaratarak sanki …’in masasına oturuyor sandıkları halde …’ın masasına oturmalarının hedeflendiğini, iyiniyet kurallarına aykırı davranıldığını , davada 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında koruma taleplerinin bulunmadığını, müvekkilinin tanınmış markası ….’in prestiji ve müşteri potansiyelinden yararlanmak için davalının birebir aynı işkolunda aynı binada sanki müvekkilinin işletmesinin devamıymış gibi karışıklığa meydan verebilecek şekilde iltibasa yol açılması ve müvekkilinin ticari itibarının zedelenmesi sebebiyle TTK 56 ve devamı kapsamında haksız rekabetin men-i , maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalı tarafın aynı konseptte faaliyet göstererek, çay sattığını, müvekkilinin tentesinin üstüne tentesini koyduğunu, tabelasında müvekkilinin klasikleşen tarihi özgün pencere figürü koyduğunu, tabelayı müvekkilinin masalarının önüne koyarak müşterilerin kendi işletmesine gelmesini sağlamaya çalıştığını ve müşterilerin kafasını karıştırarak müvekkiline ait işletmede oturduklarını sanmalarını sağlayarak kendi masasında oturmalarının hedeflenerek haksız rekabet fiilini işlediğini beyanla, haksız rekabete son verilmesini, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2017 tarih ve 2017/4 Esas 2017/1378 Karar sayılı kararıyla, davanın sınai mülkiyet haklarına tecavüzden kaynaklanan haksız rekabet davası olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı vererek dosyanın İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesine karar vermiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere, davacının tescilli markası “…” davalının kullandığı isim ise “…” dır, davacı taraf tescilli markasından kaynaklanan haklarının ihlal edildiği iddiasıyla koruma talep etmediğini, davalı tarafın müvekkilinin tanınmış markasının prestijinden ve müşteri potansiyelinden faydalanmaya çalıştığını, davanın TTK 56 ve devamı kapsamında haksız rekabetin men’i ve maddi-manevi tazminat davası olduğunu beyan etmiştir.Davacının markaya tecavüz iddiasının bulunmadığı, davanın haksız rekabetten kaynaklandığı anlaşılmakla , 6769 Sayılı SMK 156. Madde ve TTK 55-56. Maddeler ile TTK 4-5 maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesi’nin davaya bakmaya görevli olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2017 tarih ve 2017/4 Esas 2017/1378 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf aşamasında peşin olarak alınan 35,90 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 37,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 135,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 07/02/2019