Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2676 E. 2018/1903 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/2676 Esas
KARAR NO : 2018/1903
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/417 E.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “Bakırköy …İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı takibe konu 3.000.000 USD bedelli senedin sahte olarak düzenlendiğini, şirketin eski çalışanları dava dışı …ve davalının birlikte hareket ederek sahte senet tanzim ettiklerini, bu konuda Bakırköy 3.İcra Hukuk mahkemesinde 2018/100 sayılı dosya üzerinden dava açtıklarını, ayrıca Bakırköy CBS 2018/15592 E.sayılı şikayette bulunduklarını, şirket eski çalışanı olan davalı …’un şirkete bu kadar büyük bedelle borç vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, senetteki imzanın şirket eski çalışanı …’na ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bir an için böyle olduğu kabul edilseydi dahi mürekkep ve imza yaşı raporuna göre analiz tarihi olan 3 Nisan 2018 den yaklaşık 18 – 24 ay önce düzenlediği belirlenen senet tanzim tarihinde bu kişinin yetkili olmadığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmadığının, bağımsız denetim raporuyla da belli olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin çift yönetici imzası ile temsil edilebildiğini, tek imzanın şirketi bağlamayacağını” iddia ile HMK’nın 209/1 maddesi gereğince dava konusu senede dayalı Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durulmasını, şirketin çift imza ile temsil edilebilmesi ve senetteki imzanın sahte olması nedeniyle takibe konu 06.03.2013 tanzim, 03.06.2015 vade tarihli 3.000.000 USD bedelli senet ve bu senetle ilgili Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir.
Mahkeme 26.04.2018 tarihinde, “HMK’nın 209.maddesi kapsamında tedbir şartlarının oluştuğu gerekçesiyle tedbir isteminin teminatsız olarak kabulüyle dava konusu senet hakkında HMK’nın 209.maddesi gereğince sahtecilik iddiası hakkında bir karar verilinceye kadar bu senedin herhangi bir işleme esas alınamayacak oluşu nedeniyle icra takibinin tedbiren durdurulmasına” karar vermiştir.
Davalının tedbire itirazı üzerine duruşmalı inceleme sonucunda 21.06.2018 tarihinde itiraz reddedilmiş, bu red kararına karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafında, “red kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının Bakırköy 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davada, tedbir talebinin reddedildiğini, senedin kambiyo senetlerinin taşıması gereken tüm unsurları içerdiğini, davcının şikayeti üzerine müvekkili hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçu iddiasıyla Bakırköy 30.Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açıldığını, iddianameye esas bilirkişi raporlarının dayanaksız ve gerçeklere aykırı olduğunu, mürekkep yaşı konusunda Türkiye’de standart bir inceleme yöntemi bulunmadığını, Adli Tıp ve Polis Kriminal Laboratuvarlarının yapmadığı imza yaşı incelemesinin Prof .. tarafından subjektif olarak yapıldığını, HMK’nın 209.maddesini adi senetlerle ilgili olup, kambiyo senetlerini içermediğini, bu davada HMK’nın 209.maddesinin uygulanamayacağını, İİK’nın 72.maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, mahkemece bağımsız ve tarafsız bir bilirkişi raporu alınmadan, davacı tarafın sunduğu gerçeğe aykırı raporlara itibar edilerek tedbir kararı verildiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevaben, “takip konusu senedin, genel mahkemeler bakımından adi senet hükümde olduğunu, senedin kambiyo senedi olmasının, onu resmi senet haline getirmeyeceğini, kaldı ki senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığını, HMK’nın İİK’dan sonra yürürlüğe girdiğini ve öncelikle uygulanacağını, mahkemenin tedbir kararına dayanak oluşturan bilirkişi raporlarının, Bakırköy CBS tarafından alınmış raporlar olduğunu, sahtecilik şikayeti nedeniyle CBS tarafından iddianame düzenlendiğini, senetteki imzaların …na ait olmadığının tespit edildiğini, imza yaşına ilişkin raporda, senedin tanzim tarihinin en eski olarak 01.07.2016 tarihlerinde düzenlenmiş olabileceğinin belirlendiğini, HMK’nın 209.maddesinin, İİK’nın 72.maddesinden farklı olduğunu, verilen tedbir kararının doğru olduğunu, senette imzası bulunan şirket eski çalışanı …’nın şirketten ayrıldıktan yıllar sonra kambiyo taahhüdü yetkisi içermeyen bir vekaletname gerekçe gösterilerek senet düzenlenmesinin mümkün olmadığını, dar yetkili olan icra mahkemeleri kararıyla ilgili verilen Yargıtay kararlarının emsal olmadığını, ancak genel mahkemelerde dava açılması mümkün durumunda HMK 209.maddesine göre tedbir kararı verilebileceğinin, davalının sunduğu karalardan dahi görülebileceğini” iddia ile istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davalı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, Bakırköy CBS tarafından alınan bilirkişi raporları ve uzman görüşü ile tüm dosya kapsamıyla davalının, davacı şirektin eski çalışanı oluşu ve senet tutarı itibariyle davalının, daha önce çalıştığı şirkete 3.000.000 USD tutarında borç para verdiği iddiası da ticari hayatın olağan akışıyla uyumlu olmayıp, tüm bu hususlar yargılama sonunda açıklığa kavuşacak olup, belirtilen nedenlerle bu aşamada HMK’nın 209.maddesinin bu olayda uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, mevcut delil durumuna göre bu aşamada istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile :
-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/09/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.