Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2658 E. 2021/958 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2658 Esas
KARAR NO: 2021/958 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2018
NUMARASI: 2017/525 E., 2018/49 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı; 04.09.2011 tarihinde … Yönetim Kurulu Başkanı …’a, 05.09.2011 de …’dan …’a ve …’den …’a 2 adet çamaşır makinası reklam filmi senaryosunu email ile gönderdiğini, ikinci versiyon olan … adlı reklam filmi senaryosunun içerisinde “…” kelime öbeğinin bulunduğunu, aradan 4 yıl sonra davalının … reklamlarında senaryoyu … kelime öbeği üzerinde kurgulayarak … da kullandığını belirterek “…” sloganının sahipliğinin tespitine, TPMK nezdinde adına tesciline, davalının sloganı kullanım bedelinin tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; “…” deyiminin marka olarak tescil edilemeyeceğini, davacının reklam filmi senaryosunda belirttiği metnin veya fikrin hiçbir zaman çekilmediğini, ve reklam olarak yararlanılmadığını, ortada sahibinin hususiyetini taşıyan bir eserde bulunmadığını, müvekkilince kullanılan reklam filmlerinin tecavüz oluşturmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; … ibaresinin kullanıldığı yere göre hayranlık, hayret, memnuniyet, şaşkınlık, yerine göre sitem belirten bir ibare olduğu, bu ibarenin reklam filmlerinde yada hareket içeren film, sinema gibi eserler içerisinde kullanılmasının davacıyı slogan üzerinde hak sahibi yapmayacağını, Türk toplumu için sıradan olan günlük konuşma dilinde kullanılan anonim deyimlerinin, atasözlerinin, yöresel deyişlerin yada sinema veya reklam filminin içerisinde geçen sözcükler içerisinde kimsenin tekelci haklar talep edemeyeceği, nitekim pazarlarda satıcıların bir kısım ürünleri … diyerek satış yaptıkları, güzel bir çocuk gören büyüklerin nazar değmemesi inancıyla bu ibareyi kullandıkları, başarılı öğrencilere bu ibarenin kullanıldığı, birçok eski şarkı sözünde, sinema filminde, dizi filmlerinde bu ibarenin yer aldığı, davacının bu slogan üzerinde kendisinin bir marka yada yeni bir fikir ürettiğine ve reklam içerik olarak konsepti üzerinde farklı olduğuna dair bir iddiası ve delili bulunmadığı, sloganın tescil işleminin idari bir işlem olup, mahkemenin de tescil makamı olmaması nedeniyle davacının taleplerinin yerinde olmadığı, davacı tarafça sunulan başka mahkeme ilamının konusunun ve davasının farklı olduğu henüz kesinleşmediği, bu nedenle emsal olamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş kararı davacı istinaf etmiştir. Davacı istinafında; davalının 2 haftalık kesin sürede cevap vermediğini, dolayısıyla dava dilekçesindeki vakıaları kabul etmiş olduğunu, 26.05.2017 tarihli dilekçesinde bu sloganın davalıya nasıl ulaştığına dair alternatifler sunduğunu, sloganın davacıdan öğrenilmediğinin kabulü halinde dahi sunduğu emsal bilirkişi raporu içeriğinden haksız rekabetin varlığı halinde sloganın önce kullananın korumaya değer hukuki menfaatinin mevcut olduğunun belirtildiğini, davalının kendisinin bu reklamları … ile … ve …ya sunduktan 4 yıl sonra reklamda kullanıldığını, İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/266 E.sayılı kararının bu davada emsal alınması gerektiğini, mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, örneğin; “…” kelimesinin toplumda herkes tarafından kullanıldığını, ama … şirketinin … markalı ürünü bulunduğunu, buna göre başka hiçbir şirketin hayat markası ile su üretemeyeceğini, mahkemenin mantığına göre başka firmalarında bu marka ile su üretebileceğini, böyle birşeyin kabul edilemez olduğunu bildirmiştir. Dava dilekçesi ekinde; davacının …’ya, …’e, ve …’a gönderdiğini belirttiği reklam senaryolarının bulunduğu, buna göre … isimli reklam filmi senaryosunda “…” ibaresinin geçtiği görülmüştür. Davacının emsal diye belirttiği İstanbul 4.FSHHM’nin 2016/18 E.sayılı dosyasına sunulan, bilirkişi heyet raporunda ; “…” sloganını ilk defa kullananın davacı olup FSEK kapsamında korumaya değer hukuki menfaati bulunduğu, davacının eser sahibi olduğu yolunda görüş bildirdiği görülmüştür. Davacının dosyaya sunduğu İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/266 E.-398 K.sayılı ilamının incelenmesinde; davacının …, davalının … olduğu dava konusunun ise “…” sahipliğinin davacı adına tespit – tescilli talebine ilişkin olduğu, yargılama sonunda mahkemenin davanın kabulü ile “…” ibareli eser mahiyetindeki sloganın davacıya ait olduğu, davacının eser sahipliğinin tespitine 30.11.2017 tarihinde karar verildiği görülmüştür. Dosya Dairemizde iken, davacı tarafından 26.03.2021 tarihinde verilen beyan dilekçesinde; davalının 4054 sayılı Kanun 4 ve 6.maddesinin ihlal ettiği gerekçesiyle Rekabet Kurulu tarafından 480.200.000 TL para cezasıyla cezalandırıldığı ve davalının … coğrafi işaretinin iptali için Ankara 4.FSHHM’de açtığı davayı kaybettiğine dair beyanda bulunduğu ve konu ile ilgili gazete haberlerinin internet çıktısının sunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, “…” ibaresi üzerinde sahipliğin tespitine, TMPK nezdinde tesciline ve slogan kullanım bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Davacı taraf dava dışı kişi ve kuruluşlara gönderdiği reklam filmi senaryosunda yer alan “…” ibaresinin davalı tarafından … reklamlarında kullanıldığını, bu slogan üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi kararında da isabetle belirtildiği üzere, … ibaresi kullanıldığı yere göre hayranlık, hayret, memnuniyet, şaşkınlık, yerine göre de sitem belirtmek için kullanılır. Öte yandan bu ibare Türk toplumunda herkes tarafından günlük hayatta beğenilen durumları ifade etmek için hayranlık ifadesini bildirmek için ve yerine göre de övme amacıyla kullanılmaktadır. … vb.ifadeler halka ait olup ve günlük konuşma dilinde kullanılan deyimlerden olması itibariyle kimsenin tekeline bırakılamaz. Kaldı ki somut olay bakımından davacı tarafça bu ibarenin kendisi tarafından üretildiği hususu da iddia ve ispat edilememiştir. Yine 556 Sayılı KHK’nun 5.ve 7.maddeleri (6769 Sayılı SMK’nun 4 ve 5.maddeleri) gereğince anonim nitelikteki ayırt edici niteliği bulunmayan deyimlerin marka olarak tescili mutlak ret sebebidir. Davacının dosyaya sunduğu deliller itibariyle dava konusu slogan üzerinde hak sahibi olduğunu göstermeye yeterli değildir. Öte yandan davacı tarafça bir başka mahkemede alınan bilirkişi raporunda “…” sloganıyla ilgili olarak davacının eser sahibi olduğu yolunda görüş belirtilmiş ve mahkemece de bu konuda davanın kabulüyle “…” ibareli eser mahiyetindeki sloganın davacıya ait olduğu ve eser sahipliğinin tespitine dair karar verilmiş ise de söz konusu bu kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2018/809 Esas 2021/340 Karar sayılı ilamıyla yapılan istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş ve kararın istinaf inceleme tarihi itibariyle temyiz incelemesi bakımından Yargıtay’da olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının bir başka mahkemede alınan bilirkişi raporunun ve bu rapora dayalı olarak İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/266 Esas -398 Karar sayılı ilamının bu dava bakımından emsal niteliği bulunduğuna dair istinaf talepleri de yerinde değildir. Tescil talebi bakımından ise, tescil işlemi idari bir işlem olup bu konudaki davacı talebi de yerinde değildir. Davacı tarafça istinaf aşamasında davalı yönünden bir kısım belge ve bilgiler sunulmuş ise de bu hususların istinafa konu somut dava yönünden doğrudan bir ilgisi bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021