Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2657 E. 2021/898 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2657 Esas
KARAR NO: 2021/898
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2018
NUMARASI: 2014/2447 E. – 2018/366 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; Bodrum’da bulunan 1207 parsel sayılı taşımazdaki otelin taraflarca ortak satın alındığını, bedelin ödenmesi amacıyla bir bankadan 700.000,00 TL kredi çekildikten sonra bir başka bankandan da 1.000.000,000 TL kredi çekilip önceki kredi borcunun kapatıldığını, kredinin davalıdan da çekilebilmesinin mümkün olması nedeniyle davalının tapuda malik olarak gözüktüğünü, davacı tarafça 500.000,00 TL nakit verilmesinden sonra ayrıca 1.800.000,00 TL davacı şirketin barter çeklerin verildiğini, bugüne kadar oteli davalının işlettiğini, davacının ortaklık ilişkisi gereği edimlerini yerine getirdiğini, buna karşı davalının payına düşen 900.000,00 TL ‘yi davacıya ödemediği gibi ötelin 1/2 tapu payını da devretmediğini, Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptal ve tescil davasının derdest olup davalının otelin gelirinden davacılar hiç ödeme yapmadığını, otelin gelir payı konusunda açtıkları davanın İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest olup bu davayı ve davaya konu takibe barter çeki nedeniyle açtıklarını, davalının itirazının haksız olduğunu bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkilinin barter çekinin keşidecesi olup cirantası olmadığını, davacıların lehine çek kesen kişiye bir ödeme yapmadıklarını, bu çeklerin 1.670.000,00 TL’lik bölümünün lehtarı … tarafından önce 5 TM Barter şirketine bu şirketten de davalıya alacağın temliki sözleşmesi ile 03/11/2014 tarihinde devrettiğini, bu nedenle davalının davacılardan alacaklı hale geldiğini, protokolde barter çeklerin 900.000,00 TL’lik bölümünden davalının sorumlu olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığını, otelin satış bedeli için çekilen kredilerin davalı tarafından çekilip ödemelerin davalı tarafından yapıldığını, davacıların dosyaya sunduğu ödeme belgelerinin dava konusu ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine davacı tarafın kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “..Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/817 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davacı tarafın davasının kabulü ile tarafların ortak oldukları otelin bulunduğu 1207 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan 1/2 payının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı, toplanan tüm deliller, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ve ek raporları ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın barter sözleşmesinden kaynaklandığı, yasal mevzuatımızda bu nitelikteki sözleşmelere ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununun ve Borçlar Kanununun genel düzenlemelerine göre çözülmesi gerektiği, somut olayda davacı şirketin bir barter şirketi dava dışı otelin bulunduğu taşınmazı satan …’nın ise barter üyesi olduğu, barter çekinin iki üye firma arasında gerçekleşen alım satım işlemlerinde bir ödeme ve tahsilat aracı olarak kullanılan üzerinde yapılan işlemin tutarının yazılı olduğu mal ya da hizmeti alan tarafından keşideci olarak imzalanan sistemin kıymetli evrakı olduğu, davacı şirket ile dava dışı taşınmazın satıcısı … arasında düzenlenen barter sözleşmesinin 7.2 maddesinde verilen çeklerin üçüncü kişilere devrinin yasaklandığı, çekin devredilebilmesi için davacı şirketin onay vermesi koşulu ön görüldüğü, her ne kadar davalı vekili yapılan temlik nedeniyle alacaklı hale geldiklerini iddia etmiş ise de davacı şirketin barter çekinin davalıya devrine onay verdiğine dair bir belgenin dosyaya sunulamadığı, dolayısıyla davacı şirket yönünden yapılan bu temlik ve devirlerin hükümsüz olduğu gibi temlikinde davadan önce yapılmadığı, diğer yandan davalı vekili davacının bu çeklerle ile ilgili ödeme yapmadığı bu nedenle davalıdan talepte bulunamayacağı iddiasında bulunmuş ise çekin kendisinin bir ödeme aracı olması karşısında davacı şirket tarafından dava dışı satıcıya verilip teslim edilmesinin yeterli olduğu ayrıca ödeme yapma koşulunun aranmayacağı, gayrimenkul satış sözleşmesinde özel niteliğindeki taşınmazın bedeli olarak dava dışı satıcıya nakit para yanında 1.800.000,00 TL davacı şirket tarafından barter çeki ile ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, 18/05/2012 tarihli protokolde 1.800.000,00 TL bedelli barter çekinin %50’sinin davalıdan mahsup edileceğinin kararlaştırıldığı, yine 06/01/2012 tarihli protokolde de benzer nitelikte hükümlere yer verildiği, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalı adına olan tapu kaydının 1/2 payının iptali ile davacı … adına tesciline karar verildiği, mahkememiz dosyasında görülen davanın niteliği itibariyle tapu iptal tescil ve İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen otelin işletilmesi nedeniyle elde edilen karın paylaşılmasının konu edildiği dava ile doğrudan bağlantılı bulunulmadığı, bu nedenle bu davanın diğer davadan bağımsız olarak görülebileceği, sözleşme ve protokoller çerçevesinde davacı şirketin taraflar arasında ortak olarak satın alınan taşınmaz nedeniyle barter çeki ile ödediği 1.800.000,00 TL’nin taşınmazı davalı adına tescili nedeniyle davalı payına düşen 900.000,00 TL’sini talep edebileceği, bu paranın davalı tarafça davacıya ödenmesinin her hangi bir takvime ve şarta bağlanmadığı dikkate alınarak davacı şirketin davalı hakkında yaptığı takibin haklı olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu anlaşılmakla davacı şirketin davası yönünden davanın kabulü ile davalının itirazın iptaline, davacı tarafça takip talebinde ve buna bağlı ödeme emrinde ticari faizin yalnız artan oranlarda istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu göz önüde tutularak işleyecek faizin talep tarihine göre yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına, alacağın likit olması ve davalının haksız itirazı nedeniyle davalı tarafından %20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı şirket ile birlikte davacı … da barter çekinden doğan alacak için davalı hakkında takip yapmış ve davacı şirket ile birlikte alacağın ödenmesini talep etmiş ise de; sözleşme ve protokollerin içeriği dikkate alınarak barter çekinin davacı şirket tarafından dava dışı taşınmaz satıcısına verildiği, dolayısıyla çekle ödemenin davacı şirket tarafından yapıldığı, davalının payına düşen bedelin buna göre ancak davacı şirket tarafından talep edilebileceği, davacı …’ın davaya konu bedeli davadan talep etmeye hak ve yetkisinin bulunmadığı dikkate alınarak davacı …’ın haklı husumet yokluğu nedeniyle davasının reddine, davacı …’ın yargılama sırasında dava konu alacağın 329.512,05 TL’lik bölümünü …’e temlik ettiği, bu miktar yönünden …’in davacı sıfatı ile davada yer aldığı anlaşılmakla temlik alan davacı …’in temlik aldığı alacak miktarı yönünden de aynı gerekçe ile temlik edenin dava konusu alacağı hak ve talep etmeye hakkının bulunmaması karşısında temlik alanında hak ve yetkisinin bulunmaması nedeniyle davasının reddine karar verilmiş, davası reddedilen … ile …’in davalarının reddi nedeninin husumete ilişkin olması, protokollerde …’ın da imzacı olarak yer alması karşısında kötü niyetli takip yapılmadığı göz önünde tutularak davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ….”karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı temlik alan davacı … istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Davacılar ile temlik aban davacı müvekkil … arasında 25.10.2017 tarihli mutabakat/sözleşme tanzim edilmiş ve dava değerinin 329.512,05 TL’lik kısmının tüm fertleriyle birlikte temlik alan davacı müvekkil …’e devir ve temlik edilmesine karar verilmiş, İş bu sözleşme 25.10.2017 tarihli beyan dilekçesi ile birlikte Yerel Mahkeme’ye ibraz edilmiştir. (Belirtilen sözleşme ve beyan dilekçesi dosyada mûbrezdlr.) Taraflar arasında düzenlenen iş bu sözleşme gereğince, temlik alan davacı müvekkil …’in davalıdan alacaklı hale geldiği açıktır. Kaldı ki, dosyada mübrez bilirkişi raporları ile davalının borçlu bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak, bilirkişi raporlarında bu tespitte bulunulurken, davacılardan …’m diğer davacı İle birlikte davalıdan alacaklı olduğu hususu değerlendirilmemiş ve buna ilişkin yapmış olduğumuz itiraz Yerel Mahkemece dikkate alınmamıştır. Oysa ki, Sayın Yüksek Mahkemece de bilindiği üzere hukuki tarif Mahkeme’ye aittir. Yerel Mahkemece, dosya kapsamı itibariyle …’ın da diğer davacı ile birlikte davalıdan alacaklı olduğuna karar verilmesi gerekirken davacı …’ın davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi haksız ve hukuka aykırı olmuştur….” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür. İstinaf aşamasında dosyaya gönderilen ancak ıslak imzalı asılları bulunmayan; 07/06/2018 tarihli ,18/06/2018 tarihli , 02/07/2018 tarihli ve 28/11.2018 tarihli değişik protokoller sunulduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava sonucunu etkiler mahiyette olmakla, protokol asılları celp edilerek ,gerekirse tarafların isticvabı yoluna da gidilerek bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, protokol içeriklerinde davaya konu icra dosyasının da yer alıyor oluşu ve ödeme hususunun borcu sona erdiren bir husus olması nedeni ile her zaman ileri sürülebileceği nazara alınarak kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Temlik alacaklısı davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a- 6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2- Temlik alacaklısı tarafından yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı gideri 98,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 28,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 81,50 TL olmak üzere toplam 207,60 TL yargılama giderinin davalı yandan tahsili ile istinaf edene verilmesine 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.