Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/265 E. 2020/2263 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/265 Esas
KARAR NO: 2020/2263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2017
NUMARASI: 2015/597 E. – 2017/937 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki 01/07/2011 tarihli sözleşme gereğince taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, 27/07/2011- 01/01/2014 arası hesap özeti ile faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu,iş bu hesap özeti ile ilgili Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2012/619 Esas ayılı davada sırasında aldırılan bilirkişi raporuna göre davalının müvekkiline borçlu olduğununu tespit edildiğini beyanla takibin 14.587,28 TL üzerinden devamını, % 20 oranından az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki 01/07/2011 tarihli sözleşme gereğince cari hesap ilişkisi bulunduğunu, iş bu sözleşme kapsamında hem davacı ve hem de davalı tarafça fatu- ralar düzenlendiğini, daha önce yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkili şirket tarafından satın alma sözleşmesine uygun olarak düzenlenen faturaların müvekkilinin kayıtlarında yer almasına rağmen davalının ekstresinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. Maddesine göre 28/06/2012 tarih … nolu 3.63,05 TL bedelli ve 07/07/2012 tarih … nolu 3.206,15 Tl bedelli faturaların iade faturası olarak düzenlendiğini, müvekkilinin elindeki stokların Bakırköy … Noterliği’nin 30/04/2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile davalı tarafa bildirildiğini, iade ürünlerinin halen depoda muhafaza edildiğini, müvekkilinin takip konusu alacak nedeniyle borçlu olmadığını vs beyanla davanın reddini savunmuş, kötü niyetle takip başlatan davacının % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…celp olunan Bakırköy 4.ATM ‘nin 2012/619 Esas, 2013/516 karar nolu dosyasının tetkikinde; davacı … vekilince davalı … AŞ aleyhine açılan menfi tespit davasında taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacak hakkında itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunduğu, ancak aldırılan bilirkişi raporuna göre yapılan yargılama sonunda davacının takip tarihi itibariyle tahsili gereken alacağı tespit edilemediğinden davanın reddine karar verildiği ve hükmün kesinleştiğinin görüldüğü, tarafların ticaret sicili kayıtları, dava konusu alacağın yasal dayanağını oluşturan “… Satın Alma Sözleşmesi”, hesap özeti ve faturaların celp edilerek, dava konusu alacağın varlığı ve talep edilebilir alacak miktarının tespiti hususunda bilirkişi incelemesine karar verildiği; son bilirkişi raporuna göre davacının iş bu davaya konu talebinin 14.856,14 TL olduğu gözetildiği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı/ borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 14.856,14 TL’lik borcun 12.493,82 TL’lik kısmına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak (01/01/2015 sonrası) % 10,50 oranında basit usulde ( 3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20 ‘si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine, yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 03.08.2011 tarihli 397775 nolu, 703,02-TL. bedelli faturanın davalı şirkete … Kargo kanalıyla gönderildiğini, fatura dosyaya sunulmakla, her ne kadar kargo firmasından gelen yazıya olumlu cevap verilmemiş olsa da bu yönde rapordaki tespitin yerinde olmadığını, 31.12.2011 tarihli, … nolu, 180,45-TL. tüketici şenliği faturasına itiraz edildiğini, iş bu faturanın da alacaktan düşülmesinin yerinde olmadığını, 28.06.2012 tarihli, … sayılı 3.636,05-TL. bedelli, 07.07.2012 tarihli, … sayılı 3.206,16-TL. bedelli faturaların sözleşmeye göre davalı şirketin düzenlenme yetkisi olduğunu belirtildiğini, dosya içeriğinde davacı şirkete iş bu iade konu ürünlerin gönderildiğinin ispat edilemediği belirtildiğini, sözleşmede aynen “ iadeye konu mallar makbuz karşılığı ticari antrepoya satıcı nam ve hesabına teslim edilir” şeklinde düzenlendiğini, davalı şirketi içeriği belli olmayan yurt için kargo taşıma faturası ile bu ürünleri iade ettiğini ispat edemediğini, ürünlerin teslim edilip edilmediği ispat edilemediğinden bu kalemlerin alacak kalemlerinden düşülmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin kararının bu yönü ile yerinde olduğunu, bilirkişiler raporunda vade tarihini 18.12.2012 tarihi kabul ederek, icra takibine kadar alacak hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin 18.12.2012 tarihi olarak kabul edilmesinin nedeninin anlaşılamadığını, son faturalı satış tarihinin 03.11.2011 tolup 75 günlük vade tarihinin iş bu tarih baz alınarak hesaplanması gerektiğini, icra takibinde iş bu tarihten çok sonra 06.04.2012 tarihinde vade tarihi başlatılmışken mahkemenin rapor itiraz dilekçesindeki faiz hesaplamasını değerlendirmemesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle mahkemece asıl alacak 9.751,43-TL. olarak kabul edilmesi halinde faiz miktarı 3.548,45-TL olabileceğini, Mahkemenin icra inkar tazminatına hükmetmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesinde müvekkil şirketin defter ve kayıtları kesin delil olduğunu, müvekkilinin defterlerine göre borcunun olmadığını, Gerekçeli kararda iade ilişkin savunmaya itibar edilmediği belirtilmiş ise de; … Kargonun taşıma faturasında gönderenin davalı, alıcnın davacı şirkett olduğunu, kargo cinsi:koli, brüt kg 614, kargo adedi 2 olarak belirtilen taşıma faturası müvekkili şirketin tanzim ettiği 26.06.2012 tarih ve … nolu irsaliye ile de aynı tarihe denk geldiğini, kargonun davacı yanca kabul edilmediğinin anlaşıldığını, bilirkişi raporundaki, 31.12.2011 tarihli 2.640,58-TL bedelli manuel-satıştan geri dönüş faturası için faturaya tanzim gerekçesinin belirtilmediği yönündeki değerlendirmeyi kabul etmediklerini, bahsi geçen faturanın firmadan alınan “yeni ürünlerine ait yeni ürün bedeli” olarak kesilen fatura olduğunu, Müvekkili şirket tarafından tanzim edilen … fatura nolu 123,38-TL ve … fatura nolu 116,58-TL bedelli idari para cezası açıklamalı faturaların sözleşmenin 18. Maddesine uygun olduğunu, bilirkişi raporundaki görüşü kabul etmediklerini, 28.06.2012 tarih … fatura 3636,05 TL bedelli ve 07.07.2012 fatura tarihli … fatura nolu 3206,15-TL bedelli iade faturaları ise taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde belirtilen iade şartlarına istinaden düzenlendiğini, müvekkili şirketin elindeki stokları Bakırköy … Noterliği’nin 30.04.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile davacıya bildirdiğini, davacının teslim almaktan imtina edince müvekkili şirketin halen iade ürünleri deposunda muhafaza etmekte olduğunu, ayrıca fatura toplamları bilirkişi raporunda belirtilenin aksine 5.343,54-TL +%18 =6.305,38-TL değil 5784,69 TL+ %18= 6.842,20-TL tutmakta olduğunu, Ciro primi olan 16.12.2011 tarih 835917 numaralı 121,19 -TL bedelli fatura için değerlendirme yapılmadığını, bu miktarın da düşülmesi gerektiğini, Mahkemece %10,50 oranında basit usulde temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi sona erdirilmeden ve dönem sonu gelmeden takip yapılmayacağından, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğinden faiz istenemeyeceğini, davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/619 -2013/516 açılan davada taraflar arasında 01.07.2011 tarihli cari hesap sözleşmesi akdedilmiş olduğu ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği muaccel bir alacağı bulunmadığı gibi cari hesap katledilmeden de talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini ve kararın onandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı yanca harçlandırılan dava değeri; 14.587,28TL olup mahkemece 12.493,12TL yönünden itirazın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın reddedilen kısmı 2.093,18TL’dir. Karar tarihi olan 17.11.2017 itibari ile davanın reddedilen kısmı 3.110TL olan istinaf sınırının altında olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 346.md gereğince reddi gerekmiştir. Davalı yanın istinaf istemine gelince; taraflar arasındaki satım sözleşmesinin iadeye ilişkin hükümlerin yer aldığı 12.maddesine göre; alıcının teslimden itibaren 30 gün içinde herhangi bir nedenle satılamayan ürünleri iade hakkı mevcut ise de kargo ile gönderilen malların iade iddiasına konu mallar olduğunun ispatlanamadığı, sözleşmedeki “satıcı noter vasıtası ile kendisine yapılan ihtarın tebliğinden itibaren iki hafta içinde malları almaz ise iadeye konu malların makbuz karşılığı ticari antrepoya satıcı nam ve hesabına teslim edilir ve teslimden itibaren iki hafta içinde iadeye konu malların bedeli satıcı tarafından alıcıya ödenir” şeklindeki hüküm gereği teslim alınmadığı iddia edilen malların antrepoya teslimi gerekirken teslim edilmediği, davalının istinaf dilekçesinde malların halen yedinde olduğunu beyan ettiği dikkate alındığında iade faturalarının davacı alacağından mahsup edilmemesi yerindedir. Sektör bilirkişisinin de yer aldığı 25.09.2017 Tarihli bilirkişi raporunda davalının idari para cezası adı altında noter masraflarını talep etmesinin sözleşmenin 18.maddesine uygun olmadığının belirtildiği, 31.12.2013 Tarihli 2.640,58TL satıştan geri dönüş faturasının dayanağının davalı yanca ispatlanamadığının belirtildiği, davalı istinaf dilekçesinde 121,19Tl bedelli 16.12.2011 tarihli … nolu faturanın değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de; ilgili fatura her iki tarafın ticari defterinde kayıtlı olmakla tartışılması gerekli olmadığından davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/619 esas, 2013/516 Karar sayılı Yargıtayca onanan ilamına göre taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olduğu kesinleşmiştir. İlgili dosya incelendiğinde davaya konu takibin 10.04.2012 Tarihinde başlatıldığı, alınan bilirkişi raporunda davacının 01.07.2012 olan cari hesap dönem sonundan önce talepte bulunmayacağını belirtildiği, satış sözleşmesinin 01.07.2011 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlığa konu takip; hesap döneminin hitamını olan 01.07.2012’den sonra 27.04.2015 Tarihinde başlatılmıştır. Davacı yan takipte 06.04.2012’den itibaren işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de; faturaların tesliminden itibaren 75 gün içinde şeklindeki düzenlemenin belirli vade niteliğinde kabul edilemeyeceği, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/619 esas, 2013/516 Karar sayılı Yargıtayca onanan ilamına göre taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olduğu hususunun kesinleştiği, davacının davalıyı usulüne uygun temerrüde düşürmediği dikkate alınarak işlemiş faiz talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü hatalıdır. Açıklanan nedenle; davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili, istinaf aşamasında sunduğu 08.06.2018 Tarihli dilekçesinde; hükmün 3.bendinin tavzihen düzeltilmesi için mahkemeye başvurduklarını mahkemenin talebin reddine karar verdiğini belirterek hükmün 3 nolu bendinin düzeltilmesini talep etmişse de bu hususta mahkemece tavzih değerlendirme kararı yazılmadığı gibi Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmakla bu yöndeki istem değerlendirmeye alınmamıştır. Açıklanan nedenle; davacı vekilinin istinaf isteminin miktar itibarı ile reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 341/4 ve 346 maddeleri gereğince REDDİNE, – Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2017 tarihli, 2015/597 E. – 2017/937 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 2-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, a)Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında itirazının KISMEN İPTALİ İLE, TAKİBİN 9.751,43 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 ‘i geçmemek üzere avans faizi üzerinden devamına, b) Kabul edilen alacağın % 20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c) Fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine, d) Yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına, e) Alınması gereken 666,12 TL karar ve ilam harcından davacı yanca yatırılan 174,84 TL ve icra veznesine yatırılan 74.28 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 417,00 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına, f) Davacı tarafça sarf olunan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti + 268,05 TL posta/tebligat ve müzekkereden ibaret toplam 1.868,05 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1248,79 TL’si ile 27,70 TL başvuru harcı + 174,84 TL nispi peşin harç + 4,10 TL vekalet harcından ibaret 206,64 TL harç masrafı ki neticeten toplam; 1455,43TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından sarf olunan 25,00 TL yargılama giderinin red oranına göre 8,25 TL’lik kısmının davacıdan tahsil olunarak davalıya verilmesine, bakiye kısmının davalı üzerinde bırakılmasına, Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine hüküm altına alınan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine, 3- İstinaf aşamasında yargılama giderleri ve harç yönünden; – Davacı yanın istemi reddedildiğinden alınması gereke 54,40TL harçtan peşin yatırılan 213,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 159,10TL harcın istek halinde davacıya iadesine, – Davalı yanın istemi kısmen kabul edildiğinden istinaf nisbi harcının istek halinde davalıya iadesine, -Davalı yanca yapılan 85,70TL istinaf harcı, 118,00TL posta ve tebligat gideri ki toplam; 203,70TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı yanca yapılan istinaf masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.