Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2644 E. 2018/2438 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2644 Esas
KARAR NO : 2018/2438 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2018
NUMARASI : 2018/51 E., 2018/51 K.
DAVANIN KONUSU: Yargılamanın İadesi
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
Dairemizin 29/06/2018 tarihli 2018/2023 Esas- 2018/1522 K sayılı istinaf isteminin
reddi kararına karşı, davacı vekilinin yargılamanın iadesi talebinde bulunması üzerine, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tespit ve tedbir isteyen vekili İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk
Mahkemesi’nin 2018/51 D.İş dosyasında; “müvekkilinin denizde, kumda, havuzda ve
evde giyilebilen sıcaklıktan etkilenmeyen, ıslak zeminlerde kaymayan Ayak Giysisi buluşu için TP nezdinde 2015/15650 no’lu Faydalı Model’i bulunduğunu ve aleyhine tespit ve tedbir istenenlerce üretilip satılan ürünlerin müvekkilinin FM ile birebir aynı veya ayırd edilmeyecek kadar benzer olduğunu, karşı taraf ürünlerinin taklit ve tecavüz oluşturduğunu, faydalı model konusu buluşun taklit edildiğini, ürünlerin mağazada online satış sitesinde satıldığını, karşı tarafın eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu” iddia ile bilirkişi vasıtasıyla tespit yaptırılarak FM hakkına tecavüz fiillerinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesini ve durdurulmasını, taklit ve tecavüz konusu ürünlere el konularak toplatılmasını ve yediemine teslimini” talep etmiştir.
Aleyhine tespit ve tedbir isteyen … A.Ş vekili, “müvekkilinin… Ltd şirketi adına fason üretim yaptığını, bu şirketçe TPMK’ya 2018/00910 başvuru no’lu FM başvurusu yapıldığını, bu başvuru sonucunun beklenmesi gerektiğini, ayrıca talep edenin FM’nin hükümsüzlüğü için … Çorap şirketi tarafından İstanbul 1.FSHHM’nin 2017/775 E.sayılı dosyasında dava açıldığını, belirtilen dosyaya sunulan bilirkişi raporunda talep edenin FM’inin yeni olmadığının tespit edildiğini, WPO başvurusunun da olumsuz geldiğini, bilirkişi raporunun yanlış olduğunu” savunarak tedbir isteminin reddini istemiştir.
Aleyhine tespit ve tedbir istenen …A.Ş vekili, ” davacının dayandığı 2015/15650 no’lu FM’in hükümsüzlüğü için İstanbul 1.FSHHM’nin 2015/775 E.sayılı dosyasında hükümsüzlük davası açıldığını, davacının FM başvurusu dosyasında ihtiyati tedbir bulunduğunun, tespit isteyenin WPO nezdinde yaptığı başvurunun reddedildiğini, ulusal ve uluslararası başka firmaların da aynı ürünü ürettiklerini, talep edenin başvurusunun tescil edilmemesi gerekirken tescil edildiğini, bilirkişinin tescil üzerinden değil, resim ve görseller üzerinden inceleme yaptığını, raporun yanlış olduğunu, ürünün anonim bir ürün olduğunu” savunarak talebin reddini istemiştir.
İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin, 26.03.2018 tarihli ve 2018/51 D.İş sayılı kararı ile, 2015/15650 no’lu FM belgesinin hükümsüzlüğü için dava açıldığından ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verdiği görülmüştür.
Karara karşı talep eden vekilinin istinaf başvurusu Dairemizce incelenerek; 29/06/2018 tarihli 2018/2023 Esas- 2018/1522 Karar sayılı kararı ile,”Her ne kadar dosyada alınan bilirkişi raporunda, davalı taraf ürünleri ile davacı tasarımının benzer olduğu görüşü açıklanmış ise de, davacı tarafça dayanılan faydalı modele konu buluşla ilgili olarak yapılan uluslararası patent başvurusu hakkında WIPO tarafından düzenlenen uluslararası araştırma raporunda 3 adet X dökümanının mevcut oluşu ve mevcut delil durumuna göre 6769 sayılı SMK’nın 159.maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 389-390.maddelerinde yazılı tedbir koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen red kararının yerinde olduğu ” gerekçesiyle, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin, 06/08/2018 tarihli dilekçesi ile, dairemizin 29/06/2018 tarihli 2018/2023 Esas 2018/1522 Karar sayılı kararına karşı yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu, dilekçesinde; HMK 375. Maddede düzenlenen “lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli davranışta bulunmuş olmasının” yargılamanın iadesi nedeni olarak gösterildiğini, davalının gerçek dışı beyanlarla dairemizi yanılttığını, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/241 E sayılı dosyasında asıl davayı açtıklarını, mahkemenin haklı tedbir taleplerini kabul ettiğini, ancak davalı tarafın haksız yere itiraz ettiğini, mahkemenin dairemizin kararının beklenmesine karar verdiğini, davalı …Çorapları vekilinin öne alım dilekçesi verdiğini, dairemizin de talebi kabul ederek talebin reddine karar verdiğini, davalının dilekçesinde mükerrer bir talep varmış gibi yansıtmışsa da, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/241 E sayılı dosyasında İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/51 D.İş dosyasının getirtilerek tedbir kararı verildiğini, mükerrer talep bulunmadığını, D.İş dosyasının geçici hukuki koruma talepli olup esas mahkemesinden tekrar tedbir talep edilmesine hukuken engel bulunmadığını, davalının fason üretim yaptırdığını beyan ettiği …Tic. Ltd. Şti ile birlikte kötü niyetle hareket ettiğini, ….Tekstil’in bir taraftan davacının tescilli faydalı model belgesinin yeni olmadığını iddia ederken, bir taraftan da birebir aynı istemlerle faydalı model başvurusunda bulunduğunu, hileli hareketlerle mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını, her nekadar faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü davası açılsa da işbu dava dosyasının İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/775 E sayılı dosyasında derdest olduğunu, dosyaya davalı tarafından sunulan raporun mütala vasfında olmadığını, WIPO tarafından reddedilen başvurularının bulunmadığını, söz konusu başvuru için araştırma raporu alındığını, araştırma raporunun bağlayıcı olmadığını beyanla dairemizin kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak suretiyle tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı E-Bebek vekilinin yargılamanın iadesi talebine karşı ibraz ettiği dilekçede; Yargılamanın iadesi sebeplerinin HMK 375 ve 376. Maddelerde sınırlı olarak sayıldığını, kıyas yoluyla genişletilemeyeceğini, davacı tarafın dilekçesinde beyan ettiği hileli davranışların soyut ve afaki olduğunu, beyanla haksız talebin usul ve esastan reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin yargılamanın iadesi talebini HMK 375/h bendine dayandırdığı, davalı tarafın karara tesir eden hileli davranışlarda bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
HMK 374 ve devamı maddelerde düzenlenen ,”Yargılamanın İadesi”, bazı ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı ” kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı istenebileceğinden” olağanüstü kanun yollarındandır ve kanunda sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır.
Yargılamanın iadesi talebinin ;davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine ilişkin karara karşı ileri sürüldüğü anlaşılmıştır.
Dairemizin vermiş olduğu kararın yargılamanın iadesi talebinde bulunulabilecek kararlardan olup olmadığı, başvurunun usulüne uygun olup olmadığı öncelikli olarak incelenmiştir.
HMK 374. Madde de yargılamanın iadesinin ” kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükme karşı istenebileceği” düzenlenmekle, hükmün ise (Baki Kuru-II. Cilt sf 2059) “davayı esastan çözümleyen (halleden), taraflar arasındaki uyuşmazlığı, (ihtilafı) sona erdiren nihai kararlar” olarak tarif edildiği göz önüne alınarak, ancak kesin nitelikte nihai kararlara karşı istenebileceği anlaşılmaktadır.
(Baki Kuru-III. Cilt sf 3613’de) “Yargılamanın iadesinin, sadece (kesinleşmiş olan) esasa ilişkin nihai kararlara (hükümlere) karşı başvurulabilecek bir kanun yolu olduğu, bu nedenle, bir hüküm mahkemesi kararının Yargıtay’dan geçmek suretiyle kesinleşmiş olsa bile, yargılamanın iadesi yolu ile hüküm mahkemesi kararının (hükmün) değiştirilmesinin istenebileceği, yoksa Yargıtay’ın temyiz veya karar düzeltme talebi üzerine verdiği kararlara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulamayacağı “, “Yargılamanın iadesi talebinin ancak maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar için açık olduğu maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen kararlara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulamayacağı” açıklanmıştır.
Yukarıda alıntı yapılan teorik açıklamalar ve HMK 374/1 madde düzenlemesi gözönüne alındığında, yargılamanın iadesi talebine esas dairemizin kararının, istinaf başvurusunun reddine ilişkin olduğu, esasa ilişkin nihai kararlardan olmadığı gibi, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, göz önüne alınarak HMK 374 ve HMK 379/1- b maddesi gereğince talebin reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 374/1, HMK 379/1-b maddesi gereğince yerinde görülmeyen YARGILAMANIN İADESİ TALEBİNİN REDDİNE,
Yargılama giderlerinin talep eden …Tic. Ltd.Şti üzerinde bırakılmasına,
Talep duruşmalı olarak incelendiğinden 1.090r TL maktu vekalet ücretinin …. Ltd.Şti’den tahsiliyle davalılar… Tic.AŞ ve … AŞ ‘ye ödenmesine,
Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.14/11/2018