Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2635 E. 2020/568 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2635 Esas
KARAR NO : 2020/568 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2016
NUMARASI : 2012/339 E. – 2016/887 K.
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 20/06/2012
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2013/171 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 19/06/2012
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanarak, davacı…vekilinin 15/02/2020 tarihli öne alım talepli dilekçesi üzerine, 17/02/2020 tarihli başkanlık kararı ile öne alım talebinin kabulü üzerine; HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı…vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı…. San ve Ticaret A.Ş. Aleyhine cari hesap alacağından dolayı K.Çekmece ….İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalı…tarafın kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini bu nedenlerle davalı…tarafın haksız itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacı…vekili Bakırköy 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde ; müvekkili şirket tarafından davalı …. Aleyhine cari hesap alacağından dolayı K.Çekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalı…tarafın haklı bir neden olmaksızın icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Bakırköy 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/171-48 E-K sayılı ilamı ile birleştirme kararı verdiği,yargılamanın mahkemenin 2012/339 E sayılı dava dosyası üzerinden devam olunduğu anlaşılmıştır.Davalı…vekilinin asıl ve birleşen davada cevap dilekçelerinde ; müvekkillerinin davacı…tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını , taraflar arasında düzenlenen 06.03.2009 tarihli ibranamelere göre tarafların aralarındaki alacak-borç ilişkisini tasfiye ettiğini, ibranameye göre tarafların birbirinden alacaklı olmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davanın dayanağı K.Çekmece …İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; davacı…tarafından davalı….A.Ş. Aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak 28.270,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı,Birleşen davanın dayanağı K.Çekmece …İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyasının celp ve tetkikinde ; davacı…tarafından davalı …Tic aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak 707.128,00 TL üzerinden icra takibi yaptığı ve davalı…borçluların süresinde takiplere itiraz ettiği ,takiplerin durdurulduğu anlaşılmıştır.Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli 2012/339 Esas- 2016/887 Karar sayılı kararıyla; ” davacı…tarafından birleşen dosya ile birlikte davalılar aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı icra takipleri yaptığı, davalı…tarafından dosyaya sunulan 06.03.2009 tarihli ibranamelerin düzenleniş şekli ve içeriği itibari ile taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak-borç ilişkisini sonlandırdığı, ibranamelerde davacı…tarafın herhangi bir alacağının bulunmadığının açıkça yazılı olduğu bu nedenlerle davacı…tarafın davalılardan icra takibine konu ettiği alacağının bulunmadığı” gerekçesiyle ; davacı…tarafından davalılar aleyhine açmış olduğu mahkemenin 2012/339 E ve mahkemenin dosyası ile birleşen Bakırköy 14.ATM ‘ nin 2013/171-48 E-K sayılı birleştirme kararına konu her iki davanın da ayrı ayrı reddine, davalıların tazminat taleplerinin koşulları oluşmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir.Davacı…vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin … 27.903,35TL, borçlu … A.Ş.’den 697.949,55TL cari hesap borcu bulunduğunu, borçların ödenmemesi üzerine … 09.03.2009 tarihine kadar ortağı olan …’ın, borçları kendisinin tahsil edebileceğini ileri sürerek 30.06.2010 tarihinde, … borçlulardan olan alacaklarının bir kısmını, ekinde cari hesapların bulunduğu Devir ve Temlik Sözleşmesi ile temlik aldığını, 07.02.2012 tarihli İhtarname ile ödeme yapıldıysa bildirilmesi istenildiğini, davalı…Şirketler tarafından gönderilen 21.02.21012 tarihli cevabı ihtarnamelerde “müvekkilin böyle bir borcuna rastlanılmamıştır. Söz konusu alacak iddianızın sebebinin gösterilmesi ve alacak iddianızla ilgili ekstre ve dayanaklarının tarafımıza bildirilmesini ihtar ederiz” denildiğini,12.03.2012 tarihli ikinci ihtarname gönderilerek borcun dayanakları ibraz edildiğini, bu ihtarnameye de borç bulunmadığı bildirilerek itiraz edildiğini, yapılan icra takiplerine de borcun bulunmadığına dair itiraz edildiğini, itirazlarda da alacağınız tarafınızdan ibra edilmiştir, bu nedenle de borçlu değiliz gibi bir ibare bulunmadığını,- davaya cevap dilekçelerinde taraflar arasında ortaklık ve ibra sözleşmeleri bulunduğunu ancak kendi ellerinde bulunmadığını, eski ortak … elinde bulunduğunu, bu şahıstan celbini talep ettiklerini beyan ettiklerini, davacı…şirkette 09.03.2009 tarihindeki hisse devri ile yetkileri sona eren … tarafından 2012 yılında açılan dava dosyasına yalnızca kendi ellerinde bulunduğunu iddia ettiği ibraname, sözleşmeler ve çek senet bordroları sunulduğunu,- mahkemece alınan bilirkişi raporunda ; davalının, davacıyı gerçek olmayan bir şekilde muhasebe usul ve esaslarına aykırı olarak borçlandırdığı tespit edilmesine ve bu tespitlerden dava konusu borcun tartışmalı olduğu, ibraya dayanak yapılan çek-senet teslim bordrolarının gerçek olmadığı görülmesine rağmen bilirkişilerin de dayaksız hukuki değerlendirmeler yaparak ibranın gerçek olduğunu beyan ettiklerini, Mahkeme tarafından da tespitlere aykırı olarak düzenlenen Rapora itibar edilerek davanın reddine karar verildiğini,-ibra sözleşmesinin, varlığı tartışmasız olan bir borcun sona erdirilmesine dair bir yol olup varlığı tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesi mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda tarafların ticari defterlerinde; … davalı….’den 27.903,35TL, … A.Ş.’den 697.949,55TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalı…defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığını, borç hesaplarının sıfırlandığını, -bilirkişi raporundaki çek senet bordroları ve çeklerin ödenmediğine ilişkin beyanlara itirazlarının dikkate alınmadığını,ikinci bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporun 17. sayfasında “davalının, davacıyı gerçek olmayan bir şekilde muhasebe usul ve esaslarına aykırı olarak borçlandırdığı(nın)…” tespit edildiği belirtilmesine rağmen ibranın geçerli olduğunun belirtilmiş olmasının da raporun tarafsız olmadığını gösterdiğini,-ibranın sahte olduğu dosyadaki belgelerle sabit olmasına rağmen kendileri tarafından dosyaya sunulan belgeler yok sayılarak ibranın gerçek olduğu gerekçesi ile hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, -30.06.2010 tarihli Devir ve Temlik Sözleşmesi’ni imzalayanın, aynı zamanda bu dosyaya ibraları sunan …. 09.03.2009 tarihine kadar ortağı olan … olduğunu, temlik tarihinde davalılardan davacının alacağını temlik alarak alacağın varlığını ikrar ettikten sonra ibraları sunmasının belgelerin geçmiş tarihli düzenlendiğini gösterdiğini,-Hukuken ibraların borçluların elinde bulunması gerektiğini, … 09/03/2009 tarihinden sonra davacı…şirkette yetkisinin kalmadığını, hisselerini devrederken şirkete ait tüm belgelerin devralanlara teslim edildiğini,
-ibraya dayanak çek ve senet teslim bordrolarında çeklerin karşılıksız olduğu için iade alındığını iddia etmişse de dosyadaki ödeme belgelerinde …’ın imzası bulunduğunu, bordrolarda 2008 yılında icra takibine konan ve bedellerinin ödendiği icra dosyası ile sabit olan çeklerin de bulunduğunu, ibraya dayanak yaptıkları çek senet bordrolarının gerçek olmadığı, usulsüz kayıtlar girilerek oluşturulduğunun sabit olduğunu, ibraların düzenlendiği tarihte davacı…şirket ortağı- yetkilisi … aynı zamanda davalı…şirketlerin de ortağı-yetkilisi olduğunu, ibra tarihinde … ve …’in de davacı…şirkette ortak-müdür olduğunu, ibranın danışıklı hazırlandığını,-Hükmün İİK 63. Maddeye aykırı olduğunu, davalı…şirketlerin takibe itirazlarını değiştiremeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı…vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; yargılama sırasında ibraz ettikleri dilekçelerine atıf yaparak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 01/12/2014 tarihli hukukçu ve mali müşavir bilirkişilerin düzenlediği raporda; 06/03/2009 tarihli ibranameler gereği davacının alacağının bulunmadığı beyan edilmiştir.Davacı…vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği, ibranamenin …. adına … ve … davalı…. adına …, davalı …adına … tarafından imzalandığını, ibra eden ve edilenlerin aynı kişiler olduğunu, geçerli bir ibranamenin bulunmadığını, davacı…şirket hisselerinin 09/03/2009 pazartesi günü …, …, ….tarafından … ve … devredildiğini, davalı…tarafın 06/03/2009 tarihinde yetkilisi oldukları … borçlu olan ve ortağı oldukları … borçlarını karşılıksız olarak ortadan kaldırdıklarını beyan ettiklerini , ibranamelerin davacı…defterlerinde kayıtlı olmadığını, 30/06/2010 tarihinde …’ın ortağı olduğu Hadde … tarafından temlik alınan alacağın ibra edildiğini bilmemesinin mümkün olmadığını beyan ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 08/11/2016 tarihli iki akademisyen hukukçu ve mali müşavir bilirkişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyet raporunda; davacı…ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı…ticari defterlerinde davacının takip tarihinde davalı…. 27.903,35 TL alacaklı olduğu, yine birleşen davanın davalısı … 697.949,55 TL alacaklı olduğu, davalı …. ticari defterlerinde 15/09/2008 tarihinde … 39.318,43 TL borçlu göründüğü, 12/12/2008 tarihinde …. 39.318,43 TL alacak kaydı girilerek hesapların sıfırlandığı, takip tarihinde davalı…ticari defter kayıtlarında davacı…şirketin 271.109,31 TL borçlu olduğu, davacıya işlenen iade çek kayıtlarından sonra davacı…şirketin davalı …e 1.517.473,65 TL borçlu gözüktüğü, 06/03/2009 tarihinde ise dava konusu ibranameye istinaden 1.517.473,65 TL alacak kaydı girilerek hesapların sıfırlandığı, iade çeklere ilişkin 1 klasör evrak ve davacı…ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede iade edilen çeklerden 926.949,65 TL’lık kısmın dava dışı şirketlere verilmiş olduğu, 590.524,00 TL’lık kısmın … verilmiş olduğu, davacı…ticari defterlerinde … çıkış yapılan çeklerden iade edilenlerin bir kısmının … değil … ciro etmiş olduğu firmalardan alacak olarak girilip, daha sonra bu firmalara çeklerin ödeme kaydının girildiği, muhasebe usul ve esaslarına aykırı çek giriş ve çıkış kayıtları girildiği, çeklerin 944.635,55 TL’lık kısmının ödendiğine dair ticari defter kayıtları, defterde kayıtlı olmayanların ödeme yazısı, protokol ve anlaşma belgelerinin ibraz edildiğini ancak 572.838,10 TL’lık çeklerin davacı…tarafça ödendiğinin ispat edilemediğini, davalı…ticari defterlerinde davalının 926.949,65 TL … verilmeyen+590.524,00 TL … verilen =1.517.473,65 TL iade kaydı girilerek davalı …in davacıyı borçlandırdığını, ibranamenin geçerli olması halinde davalı…şirketlerin borcunun bulunmadığını, davacı…tarafça … adına yapılan 169.343,20 TL ödeme düşüldükten sonra, davalı …şirketinin 101.766,11 TL alacaklı olduğu, ancak geçerli kabul edilmemesi halinde davacının davalı …den 697.949,55 TL – 70.874,01 TL(davalı…borçlunun borcuna işlenen işlemin dayanağının kaşe ve imzasız olması nedeniyle)=627.165,34 TL alacaklı olduğu, takip tarihine kadar işlemiş faizin 8.234,77 TL hesaplandığı, davacının … şirketinden 27.903,35 TL alacağının ve takip tarihine kadar işlemiş faizin 366,37 TL olduğu beyan edilmiştir. Davacı…vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği, raporda çek ve senet bordrolarında yer alan, ödemesi kabul edilmediği belirtilen toplam 88.250,00 TL’lık çeklerin davacı…şirkete ait olmadığını, ödemesi kabil edilmediği belirtilen çeklerden 183.391,50 TL’nin … firmasına verildiğini ve … tarafından yanlarında belirtilen firmalara ciro edildiğini, bir kısmının ödendiğini ödeme belgelerinin dosyaya sunulduğunu, bir kısmının icra takibine konu edildiğini ve ödendiğini, … tarafından ciro edilen çeklerin kayıtlarının davacı…defterlerinde aranmasının anlaşılamadığını , 590.524,00 TL çekten 526.150,00 TL’sının ödendiğinin yazılı belge ile sabit olduğunu, ödemesi kabil edilmeyen çeklerin bir kısmının … verilmediğini, davacı…şirket ve … kayıtlarının birbiriyle örtüşmediğini, müvekkilinin gerçek olmayan muhasebe kayıtlarıyla borçlandırıldığının sabit olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : İtirazın iptali talepli asıl dava ile birleşen davada; davacı…tarafın asıl davaya konu Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyası ile davalı…. A.Ş.’den cari hesap alacağına dayalı olarak 27.903,35 TL asıl alacak, 366,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.270,00 TL’nın, birleşen davaya konu Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyası ile birleşen davanın davalısı …San ve Tic şirketinden cari hesap alacağına dayalı olarak 707.128,00 TL ‘nın tahsilini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davalı…tarafından sunulan 06/03/2009 tarihli ibranamelerin düzenleniş şekli ve içeriği itibarıyla taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak-borç ilişkisini sonlandırdığı, ibranamelerde davacının hiçbir alacağının kalmadığının açıkça yazılı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı…vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davalı…vekillerinin asıl ve birleşen davada sundukları cevap dilekçelerinde; ibranamenin ortaklık protokolleri ve mutabakatın davacı…şirketin eski yetkililerinde olduğunu beyan etmesi üzerine müzekkere ile ibrazının istendiği, dava dışı …’ın 06/03/2009 tarihli ibraname ve senet ve çek teslim bordrolarını 3. Şahıs …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Eski yetkilisi sıfatıyla … tarafından 09/01/2013 tarihli dilekçe ekinde ibraz edildiği görülmüştür.Asıl ve birleşen davada ibraz edilen 06/03/2009 tarihli ibranamelerin incelenmesinde; davacı…şirket kaşesi üzerinde çift imza bulunduğu, isticvap edilen …’ın ibranamedeki imzalardan birinin kendisine ait olduğunu ve davacı…şirket adına atıldığını kabul ettiği, ibranamenin imza tarihinde davacı…şirketin temsil yetkisinin A Grubu yetkilileri olarak … ve …, B Grubu imza yetkilileri olarak … olduğu, 22 Temmuz 2008 tarihli 7110 sayılı Ticaret sicil Gazetesinde A ve B Grubundan birer yetkilinin imzası ile şirketi ilzam edici işlemlerin yapılacağının ilan edildiği, yine 19 Kasım 2008 tarihli 7192 sayılı Ticaret sicil Gazetesinde … Şirketinin yetkilisi olarak … münferit imza ile yetkili olduklarının ilan edildiği, davalı…. şirketinin yetkililerinin de davacı…şirkette B Grubu imza yetkilileri ile aynı olduğu dosya içerisinde bulunan Ticaret Odası kayıtları ile sabittir.Davacı…şirketin eski ortağı ve A Grubu imza yetkilisi …’ın 30/06/2010 tarihli devir ve temlik sözleşmesi ile aynı şirketten …. 112.950,00 TL alacağını ve … 26.000,00 TL alacağını devir ve temlik aldığı görülmüştür.06/03/2009 tarihinde davacı…şirketin ortağı ve yetkilisi olan … hem davacı…hem de davalı…şirket yetkilileri olarak , davacı … Şirketi aleyhine ibraname imzalamaları, aynı zamanda ortağı ve yetkilileri oldukları asıl davada davalı…. ve birleşen davada davalı …Şirketi lehine bir işlem niteliğinde olduğundan ve bu husus çifte temsilin kötüye kullanılması niteliğinde olmakla davacı…şirketi bağlamayacağından, ibranamenin batıl olduğu, ibranamede geçerli olan … ait imzanın da tek başına davacı…şirketi bağlamayacağından, ilk derece mahkemesince davanın ibranamenin geçerli olduğu kabulüne dayalı olarak çözümlenmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki ibraname tarihinde davacı…şirket yetkilisi olan …’ın da 30/06/2010 tarihli devir ve temlik sözleşmesi ile davacının davalı…şirketlerden olan alacağının bir kısmını temlik aldığı, ibranamede imzası bulunduğu ve ibranameleri dosyaya yazılan müzekkere üzerine kendisinin ibraz ettiği göz önüne alındığında da temlik tarihinde ibranamelerden haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, bu durumunda ibranamelere dayanan davalı…borçlu şirketler yönünden çelişki oluşturduğu kanaatine varılmıştır. (bkz emsal nitelikte Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2019 tarihli 2017/4277 Esas-2019/2308 Karar sayılı kararı)İlk derece mahkemesinin 06/03/2009 tarihli ibranamelerin geçerli olduğunu kabul ile davacının alacağının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar vermesi yerinde görülmemekle birlikte, dosya kapsamına alınan 08/11/2016 tarihli bilirkişi heyet raporuna davacı…tarafça esaslı itirazların ileri sürüldüğü, itirazları giderecek ek rapor yada yeni bir rapor alınmadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz olduğu karara esas alınamayacağı görülmekle, davacı…vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek davacı…itirazlarını giderecek şekilde ek rapor yada yeni bir heyetten rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı…vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli 2012/339 Esas- 2016/887 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı…tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı…avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 10,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 108,10 TL’nin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı…avansından kullanıldığı anlaşılan 65,00 TL (posta-teb-müz) masrafının üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/03/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.