Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2634 E. 2021/902 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2634 Esas
KARAR NO : 2021/902
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2018
NUMARASI : 2016/1040 E. – 2018/479 K.
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Poliçe İptali)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının yasal hamili olduğu, 6992537 çek nolu 31/08/2016 keşide tarihli, 5.500,00 TL bedelli çekin çalınarak zayi olduğunu, bu nedenle Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/227 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açtıklarını, ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, daha sonra İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası ile davalı tarafından bu çek ile ilgili icra takibi yapıldığını öğrendiklerini, çekin kendilerine ait olduğunu ileri sürerek dava konusu çekin istirdatını talep ve dava etmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekili 03/01/2018 havale tarihli dilekçesi ile davalı şirket hakkındaki davadan feragat etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı şirket vekili cevabında; davanın reddini istemiştir.
Diğer davalıya yapılan tebligata rağmen bu davalı bir cevap vermemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince; “…dava konusu çekin çalındığını ileri sürerek çek iptali davasını 10/03/2016 tarihinde açtığı, söz konusu çekin 27/10/2016 tarihinde davalı … tarafından icra takibine konulduğu, çek de davacının lehtar yada ciranta olarak görülmediği, son hamil olarak davalı …’in çeki icra takibine koyduğu, arada birden fazla cirantanın bulunduğu, davalı …’in çeki kötü niyetli iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, soruşturma dosyasında davalının adının geçmediği anlaşılmakla, davalı … yönünden davanın esastan reddine, davalı şirket yönünden ise feragat nedeniyle” reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı yan kararı istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “… Müvekkil şirket defterlerinde inceleme yapılarak çekin cirolanarak müvekkil şirkete geçip geçmediği, taraflar arasında ticari bir ilişki olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu yönüyle davamızın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dava konusu çekin müvekkil şirketin rızası hilafına elinden çıkması neticesinde çekin meşru hamilinin müvekkil şirket olmasından bahisle dava konusu çekin istirdadtını talep etmiş olduğumuz davamızın reddi yönünde karar verilmiştir. Sayın mahkeme delillerimizi incelemiş ve davanın reddine karar vermiştir. Sayın mahkeme yeterli incelemeyi yapmaksızın davanın reddi yönünde karar vermiştir. Müvekkil şirkettin kasasının çalındığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmiştir. Bu durumda zayi olan tek çekte dava konusu çek olmayıp aynı kasadan birden çok çek hırsızlık eyleminin konusu olmuştur. Yargılama süresince yapılan incelemelere ve tespitlere karşın davanın reddi yönünde karar vermek usul ve yasaya aykırı bir kararın doğmasına sebep olmuştur….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ;çek istirdadı davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.
Davacı yan çekin gerçek hamili olduğunu ve bunun ticari defter ve belgelerle kanıtlanabileceğini mahkemenin bu yönde kanıt toplamadığını ve eksik inceleme ile karar verildiğini iddia etmektedir.
Davaya konu çek incelendiğinde ; keşidecisinin … Proje Müşavirlik… Şirketi, lehdarı …Reklam ( …) , cirantaların sırasıyla …rünleri.. Şirketi, …Reklam… , Değişim Kağıtçılık , … Nakliyat…. ve hamilin … olduğu görülmektedir.
Ciro silsilesinde şeklen kopukluk bulunmamaktadır.
Davalı ile davacı arasında doğrudan ciro ilişkisi bulunmadığından davacının ticari defterlerinde çekin kaydının bulunması ve çeki ödeme olarak almış olması hususu kanıtlansa bile, birden fazla ciro silsilesi neticesi son hamil konumunda olan davalının çekin çalıntı olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği, iktisapta ağır kusurlu olduğu yönünde ayrıca kanıt bulunmadığından mahkemece verilen red kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1- Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına
3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına
Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.