Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2630 E. 2018/1835 K. 17.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/2630 Esas
KARAR NO : 2018/1835
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2013/308
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 200.000,00 TL’lik icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalı ile bir ilgisinin ve ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin muhtar olup, köylüsü olan dava dışı…ün davalıya olan borcu nedeniyle konuşmak için davalı şirketin ortağı ya da yetkilisi … isimli kişi ile görüştüğünü, bu sırada kendisine zorla 65.000,00 TL’lik bononun imzalattırıldığını, ancak davalı şirketin senedi 650.000,00 TL’ye tahrifat yaptığını, bunun üzerine suç duyurusunda bulunduklarını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Dava başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup ilk olarak 14/09/2012 de İİK 72/3 Maddesi uyarınca takibin durdurulması şeklinde karar verildiği, asliye hukuk mahkemesince 08/05/2013 tarihinde ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, ticaret mahkemesinde ise yargılama devam ederken mahkemece 12/05/2014 tarihinde icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Ticaret mahkemesinde yargılama devam ederken davalı vekilinin 29/03/2018 tarihli dilekçesi ile müvekkili hakkındaki ceza davasının beraat kararı ile sonuçlandığını ve kararın onandığını, bu nedenle takibin durdurulması şeklindeki kararın kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, 03/04/2018 tarihinde hukuk hakiminin ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı, ihtiyati tedbir kararının HMK’nun 209.maddesinde yazılı sahtecilik ve tahrifat iddiasına dayalı olarak verildiği, ihtiyati tedbirin kaldırılması şartlarının oluşmadığı gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; tedbirin dayanağının HMK’nun 209.maddesi olamayacağını, zira Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla verilen beraat kararının kesinleştiğini, buna göre davanın dayanağının kalmadığını, TTK’nun 676.maddesi uyarınca rakamla yazı arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen bedele itibar edilmesi gerektiğini, ayrıca Yargıtay’ın içtihat değişikliğine gittiğini, bu nedenle İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini, ya da tedbirin tamamen kaldırılmasını ileri sürmüştür.
İcra takibine konu senedin 15/03/2012 tanzim, 15/06/2012 vade tarihli, 650.000,00 TL bedelli olduğu, keşidecisinin davacı , lehtarının ise davalı olduğu görülmüştür.
Davalı şirket yetkilisi olduğu belirtilen … aleyhinde senet yağması suçundan 10/07/2013 tarihinde ağır ceza mahkemesinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/109 esas, 2014/242 Karar sayılı ilamıyla delil yetersizliğinden sanığın beraatine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay’dan onanmak suretiyle kesinleştiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir kararına yöneliktir. Davacı, senedin bedel hanesinde tahrifat yapıldığını ileri sürmüştür. İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünden tedbir kararı verilebilir. Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açıldığından anılan medde uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, İİK’nun 72/3 maddesi hükmü göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Buna göre davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/308 Esas sayılı dosyasında verilen 03.04.2018 tarihli kararın kaldırılmasına,
3-Davalının tedbire yönelik 29/03/2018 tarihli talebinin kabulü ile; İİK 72/3 maddesi gereğince icra takip tutarı olan 206.325,83 TL’nin %15’i oranında nakdi veya banka teminat teminat mektubunun davacı tarafından ibrazı halinde icra veznesine yatacak paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmesinin durdurulmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının isteği halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 43,00 TL posta masraf olmak üzere toplam 141,10 TL’nin davacıdan alınarak alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
7-Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.17/09/2018