Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2611 E. 2021/959 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2611 Esas
KARAR NO: 2021/959 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2018
NUMARASI: 2017/360 E., 2018/77 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin, ….com adlı e ticaret sitesinin sahibi olduğunu, ayrıca … esas unsurlu birçok markasının bulunduğunu, müvekkilinin yaptığı denetimlerde, http://…com sitesinin müvekkilinin marka ve ticaret unvanından doğan haklarının ihlal edildiğinin anlaşıldığını, bu durumun aynı zamanda haksız rekabette teşkil ettiğini belirterek 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, markaya tecavüzün durdurulmasına, haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, ref’ine, men’ine ve kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar …, … ve … vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu sitenin hazırlanması için diğer davalı ile müvekkillerinin anlaştığını, ancak sitenin hiçbir suretle faal hale getirilmediğini, kapatıldığını, dolayısıyla gelirde elde edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı …; kendisinin üniversite öğrencisi olup, dava konusu siteyi davalılar adına aldığını, onların isteği üzerine siteyi kurduğunu, kendisinin sorumlu olmadığını bildirmiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davalıların herhangi bir tescili bulunmayan … ibaresini kendisi adına tescilli markalarıymış gibi göstermeye çalıştıkları bu ibarenin davacının tescilli “…” markası ile ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimali bulunacak şekilde kullanıldığı, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı gerekçeleriyle; “1-DAVANIN KABULÜNE 2-Zamanaşımı itirazının reddine, Davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 3-Marka hakkını ihlal nedeniyle 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve meteselsilen tahsiline, 4-Davalı … adına kayıtlı olup, diğer davalıların fiilen dava tarihi öncesinde kullandıkları www…com alan adı yönünden verilen erişim engellenmesine ve sitenin 3.şahıslara devrinin önlenmesi kapsamında verilen her iki tedbir kararın mahkeme hükmü kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde davacı yanca yatırılan teminatın davacıya iadesine, karar kesinleştiğinde davacı markası ile iltibas yaratan sitenin kalıcı olarak erişime kapatılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan alınmasına,” karar verilmiş, kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinafında; müvekkilinin dava sürecinde davacı tarafla sulh sağlayarak davaya katkı sağlamasına rağmen aleyhine hüküm kurulmasının doğru olmadığını, ancak İstanbul 3.FSHHM’nin kapanması ve dosyanın başka bir mahkemeye tevzi edilmesi nedeniyle bu hususun dikkate alınmadığını, konunun teknik uzmanlık gerektirmesine rağmen bilirkişi raporun alınmadan karar verildiğini, 10.000 TL manevi tazminatın fahiş nitelikte olduğunu, müvekkilinin üniversite öğrencisi olup, kusurunun bulunmadığını, ayrıca ihlalin süresi, kapsamı ve boyutuna dair herhangi bir inceleme yapılmadığını, davacının somut bir zararının dahi belirlenmediğini, buna rağmen manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, hükmün ilanına dair kararın ve masrafının müvekkilinden alınmasına dair kararında hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. Davacı vekili istinafa cevabında; davalı ile müvekkilinin sulh olduğuna dair iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, tespit dosyasında rapor alındığını, davalının da bu zararlardan sorumlu olduğunu bildirmiştir. İstanbul 1.FSHHM’nin 2016/21 D.İŞ sayılı dosyasında; davacı tarafından internet sitesi sahibi aleyhine yaptırılan tespit işlemi sonucunda, düzenlenen 28.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda; “www…com” alan adlı internet sitesinin davacı adına tescilli olduğu, 26.03.2016 tarihinde görüntülenen “www…com” alan adlı internet sitesinde çeşitli markalarda ayakkabıların online satışa sunulan bir site olduğunu, site kaynak kodlarına bakıldığında anahtar kelime olarak … online alışveriş sitesinin yer aldığı, whois kayıtlarında yapılan incelemede, satın alan kişi bilgisinin gizlendiği, hosting sağlayıcı firmanın … firması gözüktüğü, bu firmaya müzekkere yazıldığında sitenin sahiplerine dair bilgiye ulaşılabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Tespit dosyasında ilgili firmaya müzekkere yazıldığı gelen cevabi yazıda; kullanıcı bilgilerinin … olduğu ve mahkemenin de bunun üzerine ihtiyati tedbir kararı verdiği görülmüştür. Dosya içinde TPMK’dan davacıya ait trendyol esas unsurlu marka sicil kayıtlarının celp edildiği görülmüştür. … firmasından gelen 09.05.2017 tarihli cevabi yazıda; …com domain isimli 13.02.2017 de süresi sona erdiği ve domain’in silindiği yolunda beyanda bulunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalının http://..com isimli internet sitesiyle müvekkiline ait marka haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dosya içeriğinden davacı tarafa ait “…” esas unsurlu birçok markanın bulunduğu anlaşılmıştır. Ayrıca bu markanın tanınmış marka olduğu da sabittir. Davalı tarafça …com isimli internet sitesinde çeşitli markalara ait ayakkabıların online olarak satışının yapıldığı, yine site kaynak kodlarına bakıldığında, anahtar kelime olarak … online alışveriş sitesinin yer aldığı tespit bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmaktadır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalıların eylemleri marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmektedir. Her ne kadar istinafa gelen davalı … vekili müvekkilinin üniversite öğrencisi olup kusuru bulunmadığını ileri sürmüş ise de yukarı yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri yerinde değildir. Yine davalı vekilince davacı tarafla sulh olunduğu ileri sürülmüş ise de; davacı vekilince istinafa verilen cevapta bu hususun kabul edilmediği ve davalı vekilince bu yolda bir bilgi ve belge sunulmadığından bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Öte yandan kararın ilanına dair hüküm kurulmasında da usule aykırı bir yön bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Ne var ki, istinafa gelen davalının sosyal ve mali durumu, eylemin ağırlığı dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu somut olay bakımından 5.000 TL manevi tazminatın hakkaniyete daha uygun düşeceği gözetildiğinde bu yönden istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve diğer davalıların kararı istinaf etmediği gözetildiğinde kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/360 Esas 2018/77 Karar sayılı 08/03/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi talepleri yönünden KABULÜNE, 4-Davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, 5-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜNE, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan (davalı …’in sorumluluğunun 5.000 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, Davalı … yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, 6-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiyede tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafının davalılardan alınmasına, 7-İlk derece yargılaması yönünden: A-683,10 TL ilam harcından peşin alınan 170,788 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 512,32 TL harcın davalılardan ( davalı …’in sorumluluğunun 256,16 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsiliyle hazineye irat kaydına, B-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 29,20 TL başvuru harcı 170,78 peşin harç 240 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 439,98 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, C- Manevi tazminat talebi yönünden 5.000 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalılar …, …, …’ün ilk derece mahkemesince verilen ilk kararda aleyhlerine manevi tazminat yönünden 3.145,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu davalılar kararı istinaf etmediğinden bu davalılarının sorumluluğunun 3.145,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, D-Tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden AAÜT uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalılar …, …, …’ün ilk derece mahkemesince verilen ilk kararda aleyhlerine manevi tazminat yönünden 3.145,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu davalılar kararı istinaf etmediğinden bu davalılarının sorumluluğunun 3.145,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, 8-İstinaf yargılaması yönünden: A- Davalı … tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 683,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde ilk derece mahkemesince davalı …’e iadesine, B- Davalı … tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 63,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 161,10 TL ‘nin davacıda alınarak davalı …’e ödenmesine, C- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, D-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, E-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021