Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/2585 Esas
KARAR NO : 2018/1816
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/50
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 14/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında finansal kiralama ve tadil sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı tarafa iki adet tavuk kafesi, 1 adet civciv kafesi ve 1 adet tavuk kümesi havalandırma sistemi teslim edildiğini, davalı kiracının ödeme şartlarına uymadığından çektikleri 27/04/2017 tarihli ihtarname ile 60 gün süre verilerek borçların ödenmesinin istendiği, ancak davalı tarafça 60 günlük süreden itibaren tanınan 5 günlük süre içinde de ödeme yapılmadığını, malların da teslim edilmediğini, buna göre davalının malları iade etmesi gerektiğini belirterek finansal kiralama konusu malların aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın dayanaksız olduğunu, müvekkili şirket hakkında Afyon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/313 esas sayılı dosyası ile açılmış iflas erteleme davası mevcut olduğunu, davacının o davada müdahil sıfatı bulunduğunu, davacının malın iadesi talebinin iflasın ertelenmesi davasının mahiyetine ters düştüğünü, yine davacının talebi üzerine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/577 D.İş sayılı dosyası ile tedbir kararı verilmesine rağmen Afyon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/313 esas sayılı iflasın ertelenmesi dosyasında 12/06/2017 tarihli ara karar ile İstanbul 5.ATM’nin tedbire ilişkin kararının infazının iflasın ertelenmesi davasından sonuna kadar durdurulması yönünde hüküm kurulduğunu, kısmi ödemeler yaptıklarını, davacının bu ödemeleri borca mahsup etmediğini, ödemelere rağmen malın iadesi talebinin MK’nun 2.maddesine aykırı olduğunu, malın iadesini gerektirir bir durum bulunmadığını, davacının zarara uğramadığını, söz konusu kafeslerde 200-250 bin tavuk bulunduğunu, bu kafeslerin iadesi halinde tavukların telef olacağını ve birçok kişinin işinden olacağını bildirerek davanın reddini istemiş, ayrıca iflas erteleme davasının sonucunun beklenmesini istemiştir.
Mahkemece, 23/01/2018 ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve finansal kiralama konusu malların tedbir isteyene yedi emin sıfatıyla teslimine ve teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiş, işbu karara davalı vekili itiraz etmiştir.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; müvekkili hakkında iflasın ertelenmesi davası olduğunu ve bu davada hem genel tedbir kararı , hem de Leasing şirketleri hakkında verilmiş ara kararları bulunduğunu ve davacının bu durumu bildiğini, müvekkilinin ödemelerinden davacının bahsetmediğini, yine sözleşmenin teminatı olarak gösterilen ipotek ve senetlere dayalı olarak takipler başlatıldığını, bu durumda davacının sebepsiz zenginleşeceğini, ipotekli takibin satış aşamasında olduğunu, davacının zarara uğrama ihtimalinin bulunmadığını, kafeslerin davacıya teslimi halinde telafisi imkansız zararlar doğacağını bildirerek tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; davalı hakkında iflas erteleme kararı verilmiş ise de, finansal kiralama konusu malların tedbir dışında kaldığı, maddi hukuktan doğan takas mahsup temlik hapis hakkı kullanılması gibi durumlarda tedbir kararı verilmesinin hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; itirazın reddinin doğru olmadığını, iflas ertelemesi davası bulunduğunu, ayrıca müvekkilince yapılan ödemelerin bulunduğunu, yine iflas ertelenmesi davasının yargılaması sırasında verilen tedbir kararının şirketin durumunu iyileştirmeye yönelik olduğunu, oysa kafeslerin davacıya teslimi halinde müvekkilinin büyük zararlara uğrayacağını, mahkemenin İİK’nun 307.maddesindeki hükümleri gözardı ettiğini, davacı tarafın zarara uğrama ihtimalinin bulunmadığını bildirmiştir.
Taraflar arasında 4 Kasım 2013 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı, ayrıca 29/08/2016 tarihinde tadil sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya çekilen 27/04/2017 tarihli ihtarname ile ödenmemiş kira borçlarının bulunduğu belirtilerek 60 günlük süre içerisinde ödenmesinin istendiği, aksi halde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı, ayrıca 5 günlük süre içerisinde de malların iadesinin istendiği, ihtarnamenin davalı şirkete 29/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava dilekçesinde harca esas değerin 50.000,00 TL olarak gösterildiği, oysa sunulan belgeler içerisinde mal bedellerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.
Afyon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/313 esas sayılı dava dosyasında davacının …. Ltd. Şti olup, iflasın ertelenmesi talebinde bulunduğu ve mahkemece 12/06/2017 günlü ara kararla davacının finansal kiralamaya konu olan zilyetliğinde taşınırların tedbiren ya da aynen iade davasının mülkiyet sahibi finansal kiralama şirketine iadesinin , infazının, iflasın ertelenmesinin sonucuna kadar yapılamayacağı gerekçeleriyle ihtiyati tedbirle yedi emin olarak müdahil …Kiralama A.Ş’ye teslimine dair İstanbul 5. ATM’nin 2017/577 esas D.İş sayılı kararının infazının, iflasın ertelenmesi davasının sonucuna kadar durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, finansal kiralama konusu malların iadesi davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına davalı tarafından yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı tarafın finansal kiralama sözleşmesini feshettiği ve malların davacıya iade edilmediği, 60 günlük süre verilmesine ilişkin ihtarnamenin de davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti davacı … şirketine aittir. Sözleşmenin sona ermesiyle davacının malın iadesini isteme hakkı mevcuttur. Dolayısıyla davalının hakkında iflas ertelenmesi talebiyle açılan bir davanın bulunması davacının finansal kiralama konusu malı istemesine mani olmaz. Öte yandan Yargıtay 23.HD’sinin istikrar kazanmış uygulamaları uyarınca finansal kiralama konusu malla ilgili olarak iflas erteleme davasında tedbir kararı da verilmesi doğru değildir. Tüm bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.14/09/2018