Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2578 E. 2021/917 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/2578 Esas
KARAR NO : 2021/917
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI : 2017/393 E. – 2018/72 K.
DAVANIN KONUSU: Markaya Tecavüz, Haksız Rekabetin Meni Tespiti
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin … markasının sahibi olduğunu, son olarak markasını 09 ve 36.ncı sınıflarda geçerli olmak üzere 06/02/2013 tarihinde 10 yıl geçerli olmak üzere tescil ettirdiğini, müvekkilinin 1938 yılından bu yana bankacılık ve finans alanında faaliyet gösterdiğini ve tanınmış marka olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin istiraki olan … A.Ş. Tarafından düzenlenen açık arttırma yoluyla Türk Ticaret Net isimli operatör firma aracılığıyla www…. alan adının 3.kişiye satıldığının tespit edildiğini, yapılan sorgulamada siteyi satın alan kişinin … olduğunun tespit edildiğini, bu şahsın ilgili alan adını 9500 TL karşılığında satmak için müvekkiline e- posta yoluyla teklifte bulunduğunu, bu satış amacının davalının kötü niyetini ve … markasından haksız yararlanma kastını açıkca ortaya koyduğunu, İBB Medya tarafından alan adının isteyen herkese satılmasının müvekkili bankanın marka haklarını ihlal ettiğini ve aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğunu, alan adında müvekkilinin adı kullanılarak dolandırıcılık faaliyetlerinin gerçekleştirilebileceğini, bu nedenle kamu düzeni gereğince de alan adı devrinin iptal edilmesi gerektiğini, davalıların eylemlerinin 556 sayılı KHK 9/c bendine göre marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, açıklanan nedenlerle; davalıların eylemlerinin haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, … markasının tanınmış marka olduğunun tespitine, www…. alan adı hakkı devri ve muamelesinin iptaline, ,alan adının iptali ile kullanımın üçüncü kişilere satışın yasaklanmasına,bunun mümkün olmaması halinde müvekkili bankaya devrine, tedbir kararı verilmesine, mahkeme kararının ilan edilerak,kamuya yayın yoluyla duyurulmasına, harç masraf ücreti vekaletin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “… Tic. A.Ş” olan kurum adının davacı tarafından “… A.Ş ” olarak yanlış yazıldığını, söz konusu bu yanlışlığın düzeltimesi gerektiğini, müvekkilinin İstanbul Büyükşehir Belediyesinin internet sitesi, gazete, radyo ve televizyon ayıncılığı alanında faaliyet gösteren bir iştiraki olduğunu, 2012 yılında başladılan Yeni Üst Alan Adı Proğramı çerçevesinde yeni üst düzey alan adlarının işletim hakkının alınabilmesi için başvuraları kabul ettiklerini, dava konusu www…. alan adı için Landrush Döneminde birden fazla başvuru olduğu ve başvuralanlar arasında yapılan açık artırma sonucunda alan adı … isimli şahsa tahsis edildiğini ICABB tarafından onaylanan Genel Uyuşmazlık Çözüm Politikası ve diğer ilgili politikalar ve de Türk Hukuku uyarınca, başkasına ait bir markanın alan adı olarak kayıt edilmesi halinde, marka sahibinin sadece alan adını tecil ettiren kişiye karşı dava açabileceğini, bu anlamda üst düzey alan adı işleticisi olarak müvekkiline başvurulmasının mümkün olmadığını,bu nedenle dava husumeti olmayan müvekkili aleyhine hukuki temelden yoksun iş bu davanın haksız olarak açıldığını ICANN tarafından onaylanan politikalar çerçevesinde müvekkilinin başvuran kişilere ilgili alan adlarının tahsis etmek zorunda olduğunu, alan adının “ilk gelen ilk gelir ” kuralı çerçevesinde ilk başvuruyu yapan kişiye tahsis edilmesi gerektiğini, müvekkilinin başvuran kişinin alan adı üzerindehak sahipliğini sorgulamayacağını, müvekkili tarafından … markasının 556 sayılı KHK 9/e bendi uyarınca markasal olarak kullanımının söz konusu olmadığını, ticari etki yaratacak şekilde bir kullanım olmadığını, kaldıki alan adını satın alan … tarafından da www…. uzantılı alan adının ticari etki yaratacak şekilde kullanılmadığını, ilgili alan adı internet tarayıcısına yazıldığında herhangi bir sonucu ulaşılamadığını, aksi durumda bile alan adı kullanılıyor olsa bile müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmayacağını, açıklanan nedenlerle müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden ve hukuki temelin bulunmaması sebebiyle de açılan davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … adına usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. davalı … A.Ş hakkında açılan davanın reddine, davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, alan adının davacı tarafa devrine yönelik talebin reddine, “halkbank.istanbul” alan adının davacının markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, alan adının kullanımının önlenmesine, alan adına erişimin engellenmesine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı …AŞ’nin davaya konu olaydaki sorumluluğunun göz ardı edilerek davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,Marka hakkına tecavüz ile ilgili kararın ilanı talep edilmiş ise de bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmediği gibi gerekçede de değerlendirme yapılmadığını,Davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, … kelimesinin yüksek tanınmışlık düzeyi sebebi ile davalı şirketçe www…. alan adının davacı dışında kişiye tescil edilerek haksız bir yarar sağlanması ve markanın itibarına zarar verilmesi ve ayırt edici karakterinin zedelenme ihtimalinin söz konusu olduğunu, burada zararın gerçekleşmesinin gerekmediği gibi bu ihtimalin varlığı dahi kanunun korunmasından yararlanması için gerekli ve yeterli olduğunu, raporda tanınmış markanın itibarına zarar verme ihtimalinin tespit edildiği ve bu ihtimalin doğumunda davalı şirketin davranışının öneminin belirtildiğini rapordaki tespite rağmen şirket yönünden davanın reddinin hatalı olduğunu,Davalı şirketin ücret karşılığında davacı bankanın markasının esaslı unsurunu üçüncü bir kişiye alan adı olarak tahsis edildiğini, davalı şirketin bu davranışının haksız rekabet teşkil ettiğini ve markadan haksız yararlanıldığını, Müvekkilinin davaya sebebiyet vermediğini, yargılama giderlerinin bir kısmının banka üzerinde bırakılması ve müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin meni, tespiti, giderilmesi, www…. alan adının devri ve iptali, erişime engellenmesi ve hükmün ilanı istemlerine ilişikindir.İlk derece mahkemesince davanın davalı şirket yönünden reddine, davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili davalı … Ticaret AŞ yönünden davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüş ise de; mahkemenin gerekçesinde yerinde olarak belirtildiği üzere markaya tecavüz fiilinin davalı şirket tarafından gerçekleştirilmediği, alan adının üçüncü kişi tarafından tescil ettirilerek kullanılması nedeni ile davalı şirketin sorumlu olmayacağı, rapordaki tespite göre alan adını tescil ettirmek isteyen son kullanıcının isim kaydının ….com (Türkiye’de … adıyla faaliyet gösteren) şirket tarafından yapıldığı, davalı şirket ile yetkili kayıt operatörü arasında sözleşme mevcut olduğu, davalının aracılık faaliyeti yürüten kurumlardan olup alan adı üzerinde hak sahibi olan üçüncü kişi olup olmadığının denetlemekle yükümlü tutulamayacağından davalı şirket yönünden davanın reddine ilişkin karar yerindedir.Davacı vekilinin, hükmün ilanı istemi yönünden herhangi bir karar verilmediğine ilişkin istinaf istemine gelince; mahkemece tecavüzün meni kararı ile birlikte ilana da hükmedilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulü gerekmiştir. Bununla birlikte davacı yanın, dava dilekçesinde haksız rekabetin meni, tespiti talebinde de bulunmuş ise de hüküm kısmında bu hususta herhangi bir karar verilmediği, gerekçede ise haksız rekabetin reddi gerektiğinin açıklandığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda; dava konusu alan adını taşıyan web sitesinin kullanımına rastlanmadığından haksız rekabetin reddine yönelik karar oluşturulması gerekirken bu hususta hüküm kurulmaması kamu düzenine aykırılık teşkil etmekle HMK 355 maddesi gereğince re’sen dikkate alınmıştır.Davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf istemin gelince; davalı şirket yönünden davanın reddi nedeni ile davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olduğu gibi, dava kısmen kabul edildiğinden yargılama giderlerinin kabul/red oranına göre hesaplanmasına usul ve Yasa’ya aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 355 ve 353/1-b-2 maddeleri gereğince kaldırılmasına, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/393 Esas, 2018/72 Karar sayılı, 13.03.2018 Tarihli kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3- Davalı … Ticaret A.Ş hakkında açılan davanın REDDİNE,-Davalı … hakkında açılan davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, – Davacının haksız rekabetin tespiti talebinin ve Alan adının davacı tarafa devrine yönelik talebinin REDDİNE,”halkbank.istanbul” alan adının davacının markasına tecavüz teşkil ettiğinin TESPİTİNE, alan adının kullanımının ÖNLENMESİNE, ALAN ADINA ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, -Karar kesinleştiğinde hükmün Türkiye çapında yayın yapan ve tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde 1 kez ilanına, -Alınması gereken 53,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile 24,70 TL harcın davalı …’ dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına -Davalı … A.Ş yönünden; davanın reddinden dolayı Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine Avukatlık ücret tarifesi gereğince markaya tecavüz davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145 TL ücreti vekaletin davalı … dan alınarak, davacı tarafa verilmesine, -Davacı tarafça yapılan masraflar 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 2000,00 TL bilirkişi ücreti, 239,30 TL yargılama gideri olmak üzere 2297,70 TL yargılama giderinin red ve kabul oranlarına göre 1.148,85 TL sinin davalı … alınarak, davacı tarafa verilmesine kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından takdirine yer olmadığına 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 60,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 158,10 TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 26/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.