Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2569 E. 2021/971 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/2569 Esas
KARAR NO : 2021/971 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI: 2017/299 E. – 2018/176 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : ASIL DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alüminyum profil alanında faaliyet gösterdiğini ve 31/05/2006 tarihinde 2006/02426-2 başvuru numarası ile TPE’ye başvurarak “profil” başlığı adında iki adet tasarımını tescil ettirdiğini, ancak davalının müvekkilinin tescilli tasarımının birebir kopyasının tescili için … başvuru numaralı 4 nolu alüminyum profil başlıklı tasarımı ile 15/07/2009 tarihinde başvurduğunu ve akabinde taraflarınca TPE’ye yapılan itirazın kabul edilerek YİDK tarafından tasarım tescilinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine davalının Ankara 3. FSHHM’nin 2010/161 Esas sayılı dosyası ile YİDK kararının iptali davası açtığını, ancak tescil istenilen tasarımın müvekkili tasarımının birebir aynı olması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verildiğini, bu sürece rağmen davalı tarafından halen müvekkili adına tescilli tasarıma ilişkin taklit ürünlerin, KHK’ya aykırı ve müvekkilinin haklarına tecavüz edecek bir şekilde satışının yapıldığını ve ürünlerin piyasaya sürüldüğünü iddia ederek, tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, tecavüzün durdurulmasını, önlenmesini, mahrum kalınan karın tespitini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL mahrum kalınan kar tazminatı dahil olmak üzere tüm maddi tazminat ve zararların faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını, tasarıma konu ürün ile müvekkiline ait olduğu belirtilen ürünün esas kısımlarını oluşturan bölümlerinin farklı olduğunu, zira bütünlük kriteri çerçevesinde inceleme yapıldığında, ürünlerin farklı olduğu bilgilenmiş kullanıcı gözü ile rahatlıkla ayırt edilebileceğini, tasarıma konu ürün ile müvekkiline ait olduğu belirtilen ürünlerin benzer olduğuna kanaat getiren, davacı tarafından İstanbul 4. FSHHM’nin 2015/79 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunun soyut ve gerçeksiz olduğunu, davacının talep ettiği tazminat için zorunlu olan tecavüz şartı bulunmadığı gibi, söz konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığını, davaya konu tasarımın dünyada ve Türkiye’de davacı yanın başvuru tarihinden daha önceki tarihlerde başkaca firmalar tarafından uzunca bir süredir üretildiğini ve satışının yapıldığını iddia ederek,bu yönde karşı dava açıldığını asıl davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
KARŞI DAVA; Davalı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığını, davaya konu tasarımın dünyada ve Türkiye’de davacı yanın başvuru tarihinden daha önceki tarihlerde başkaca firmalar tarafından uzunca bir süredir üretildiğini ve satışının yapıldığını iddia ederek, davalı adına 2006/02426-2 başvuru numarası ile tescilli bulunan tasarımının, yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmaması sebebiyle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve karşı dava etmiştir.
CEVAP; Davacı-karşı davalı vekili karşı davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/04/2018 tarihli 2017/299 Esas- 2018/176 Karar sayılı kararıyla; “Alınan her iki heyet raporunda da asıl davaya dayanak yapılan ve karşı davada ise hükümsüzlüğü talep edilen 2006/02426 – 2 numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 31/05/2006 tarihinden önce kamuya sunulduğu ve hükümsüzlük şartlarının bulunduğunun tespit edildiği.. asıl davada davacı adına tescilli ETB’nin dava tarihi itibariyle zaten tescilinin mümkün olmayan daha önce kamuya sunulan bir ürün olması, dolayısıyla tasarımın serbest ve herkesin kullanımına açık olduğu, davalı tarafça üretimi yapılan davaya konu ürünlerin üretim faaliyetinin ise TTK’nın 54 vd. maddeleri kapsamında düzenlenen haksız rekabet oluşturmayacağının da açık olduğu, zira profiller incelendiğinde montajda müşteriye kolaylık sağlaması, ürünün daha kullanışlı ve ergonomik hale getirilmesi için profilde esnemeler ve belli açıda eğimler verilmesinin daha önce dava dışı … ait alüminyum profiller yolu ile meydana getirilmiş ve üzerinde düşünülmüş, emek verilip, çalışılıp kamuya sunulmuş olması nedeniyle ürünü farklı ergonomi ile kullanan farklı firmaların eyleminin haksız rekabet oluşmayacağı ” gerekçesiyle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, davalı adına 2006/02426-2 nolu Endüstriyel Tasarım belgesinin hükümsüzlüğüne, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı-karşı davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının müvekkilinin tescilli tasarımının kopyasının tescili için başvurduğunu, itirazları üzerine reddedildiğini, Ankara 3. FSHHM’nde YİDK kararının iptali için açtığı davanın da reddedildiğini, bu sürece rağmen davalının ürünü piyasaya sürmeye ve satışını yapmaya devam ettiğini, davalıya ihtarname göndermelerine rağmen fiillerini durdurmadığını, İstanbul 4. FSHHM’nin 2015/79 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin tasarımının taklit edildiğinin tespit edildiğini, 554 sayılı KHK ile korunan haklarına tecavüzünün varlığının kabulü gerektiğini,-hükümsüzlüğe ilişkin karşı davada dayanak olarak gösterilen 2006/01668-1 numaralı tasarım ile müvekkilinin tasarımının benzer olduğu, aralarında belirgin farklılıklar bulunmadığına dair tespitlerin yersiz olduğunu, dava dışı … ait alüminyum profillerin karşılaştırıldığında, seçenek özgürlüğünün oldukça kısıtlı olmasına rağmen müvekkilinin Ar-ge çalışmalarıyla ve müşterilerden gelen talep doğrultusunda montajda müşteriye kolaylık sağlanması, ürünün daha kullanışlı ve ergonomik hale getirilmesi için profilde belli esnemeler ve belli açıda eğimler vererek tasarımına yenilik ve ayırt edicilik kazandırdığını, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini,-kabul anlamına gelmemekle birlikte hükümsüzlük kararı verilse dahi haksız rekabet çerçevesinde bir tecavüzün olup olmadığının incelenmesi gerektiğini beyanla, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLER;TPMK kaydından, 2006/02426-2 tescil nolu profil tasarımının 31/05/2006 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu görülmüştür.
Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 29/12/2016 tarihli raporda; Asıl davada Davacı/karşı davalı … Tic. Ltd. Şti ne ait … tescil nolu tasarımla, Davalı/karşı Davacı … Şti’ne ait “…” kodlu profilin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, karşı davada, Davacı/karşı davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait 2006/02426-2 tescil nolu tasarımın tescil tarihi itibarıyla yenilik ve ayırt edicilik vasfına sahip olmadığından hükümsüzlük şartlarının yerine geldiğini beyan etmişlerdir.Mahkemece ikinci bir bilirkişi heyetinden alınan 12/02/2018 tarihli raporda; Davacı/Karşı davalı tarafa ait 2006/02426-2 numaralı tasarım tescili ile Hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan 24/04/2006 başvuru tarihli 2006/01668 – 1 numaralı tasarım tescili arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı,bu sebeple benzer olarak algılandıkları, Davacı / Karşı davalı tarafa ait 2006/02426 – 2 numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 31/05/2006 tarihinden önce kamuya sunulduğunu, 554 sayılı KHK m.52/a “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, tasarım hakkı sahibinin tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre” hükmü uyarınca dosya üzerinde maddi tazminat hesabı bakımından davacı karşı davalı ile davalı karşı davacının 31/05/2006 tasarım tescil tarihinden 30/11/2015 dava tarihine kadar ki stokları, alış-satış faturaları ve ticari defterlerinin incelendiği, yapılan incelemede davacı karşı davalı ile davalı karşı davacı bakımından da dava konusu ürünün alış-satış miktarı ile alış-satış tutarının tespit edilemediği, davanın her iki tarafı açısından da dava konusu ürünün ayırt edici bir “stok kartı ve açıklaması” şeklinde stok tanımı yapılarak kayıt altına alınmadığı, tüm alış ve satışların “alüminyum profil” şeklinde kayıt edildiği, tasarım yününden herhangi bir ayırt edici stok tanımı yapılmadığı, sonuç olarak bu şekilde dava konusu ürünün alış-satış miktarı ile alış-satış tutarının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple tazminat hesabının yapılamayacağını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E :Tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile maddi tazminat talepli asıl davada mahkemece davanın reddine, hükümsüzlük talepli karşı davanın kabulüne, davacı-karşı davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı asıl ve karşı dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince, iki ayrı bilirkişi heyetinden alınan raporlarda, davacı-karşı davalı adına tescilli 31/05/2006 başvuru tarihli, 2006/02426-2 tescil nolu profil tasarımının, yenilik giderici delil olarak sunulan dava dışı üçüncü şahsa ait, 24/04/2006 başvuru tarihli 2006/01668 – 1 numaralı profil tasarımı karşısında yeni ve ayırt edici olmadığının tespit edildiği, mahkemece hükümsüzlüğe karar verilmekle, hükümsüzlük kararı baştan itibaren sonuç doğuracağından, tasarıma tecavüze ve haksız rekabete ilişkin asıl davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalı vekilinin yenilik giderici olarak sunulan tasarımların benzer olmadığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, denetime elverişli bilirkişi raporlarında tasarımların benzer olduğunun tespit edildiği, davacı-karşı davalı vekilinin “montajda müşteriye kolaylık sağlanması, ürünün daha kullanışlı ve ergonomik hale getirilmesi için profilde belli esnemeler ve belli açıda eğimler vererek tasarımına yenilik ve ayırt edicilik kazandırıldığı” beyan edilmişse de, tasarımın işlevsel unsurlarının koruma kapsamı dışında tutulacağından, tasarımın bütünü itibarıyla bıraktığı izlenimde, davacı-karşı davalı tasarımındaki eğim ve açı farkının küçük ayrıntı olduğu tasarımlara ayırt edicilik katmadığı anlaşılmakla, karşı davaya yönelik davacı-karşı davalı istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davacı-karşı davalı vekili tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilse dahi, haksız rekabete yönelik davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı-karşı davalının tasarım başvurusundan önce profil tasarımının dava dışı üçüncü bir kişi tarafından kamuya sunulduğu davacının tasarım üzerinde tescil sahibi bulunmadığı, ürünlerin benzer olmasının tek başına haksız rekabet hükümlerinin uygulanmasını gerektirmeyeceği, davalı-karşı davacı adresinde yapılan delil tespiti ve 16/11/2015 tarihli tespit raporundan, davalı-karşı davacının ürünlerini “…” markası altında satışa sunduğu, davacının ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak bir ticari sunumunun bulunmadığı, TTK 54 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, haksız rekabete ilişkin davanın ve tazminat talebinin reddinde de hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davacı-karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı- karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Asıl ve karşı dava yönünden alınması gereken ayrı ayrı 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 82,70 TL eksik harcın davacı-k.davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı- karşı davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.