Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2559 E. 2021/1041 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2559 Esas
KARAR NO: 2021/1041 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2017/299 E., 2018/66 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” markasını 1994 yılında 06 ve 11 sınıflarda tescil ettirdiğini ve bu seneden beri kullanmakta olduğunu, davalının ise davacı ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, tescilli …. markasını ticaret ünvanında, web sitesinde, katıldığı fuarlarda, ürün ve ambalajlarında vb.’inde kasten kullanarak davacı … Armatür’ün markasıyla iltibas yarattığını, müvekkilinin markasına tecavüz ettiğini, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/23 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalı …’nun ayrıca … olarak aldığı markasını “…”ya dönüştürerek kendi ürün ve ambalajlarında, internet sitesinde fuar ve benzeri yerlerde kullandığını, müvekkilinin şubesi izlemini yarattığını, ayrıca davalı …’nun davacı … müşterilerine … adı altında aramalar yaptığını, e-postalar gönderdiğini, davacının müşterilerinden siparişler aldığını ve bu suretle de haksız kazanç sağladığını iddia ederek; davacı … ait tescilli markaya davalının eylemleri nedeniyle tecavüzünün tespiti, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men’ine, davalı şirketin ticaret unvanında yer alan … ibaresinin ticaret unvanından terkinine, www…..com.tr internet sitesinin erişiminin engellenmesine, belirsiz alacak davası şeklinde olmak üzere 1.000-TL maddi ve 10.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden olmak üzere ticari faizi ile birlikte tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH; Davacı vekilinin 07/02/2018 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde 1.000 TL olarak talep ettiği maddi tazminat miktarını 5.402,00 TL artırarak 6.402,00 TL’ya yükselttiği görülmüştür.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde; ticaret ünvanı terkinininde görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, davacı … Armatür’ün sadece su armatürleri alanında faaliyet gösterdiğini, bu hususun davacı tarafından ekte sunulan 2015 yılı katalogundan ve davacının web sitesinden anlaşılacağını, … markasının tanınmış bir marka olmadığını, tescilli bir ticaret unvanının terkin edileceği tarihe kadar koruma altında olacağını, bu kapsamda da iltibas iddiasının dinlemeyeceğini, davacı tarafından atıf yapılan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı müvekkilinin … ibaresini davacı markası ve unvanı ile iltibas yaratmayacak şekilde “aksu banyo” olarak veya ticaret unvanının içinde kullandığını, “… ” ve ” …” ibarelerinin hem fonetik, hem anlam ve hem de görsel olarak farklı olduklarının sıradan bir vatandaşın bile fark edebileceğini, müvekkili şirketin 15/05/2013 tarihinde kurulduğunu, faaliyet alanının “toprak ürünleri” olduğunu, davacının ise meslek grubunun “mekanik tesisat ve doğalgaz tesisatı” olduğunu, çalışma alanları ve meslek gruplarının farklı olduğunu, unvanlarda yer alan “aksu” kelimesinin aynı olmasına rağmen ayırt edici bölümün diğer sözcükler olan “banyo” ve “armatür” kelimelerinin olduğunu, müvekkili şirketin 2013 yılında kurulduğunu davacının sessiz kalarak hak kaybına uğradığını, müvekkili davalı tarafın “…” markasını 06/04/2016 tarihinde TPE nezdinde tescil ettirdiğini, bu tarihten sonra ise müvekkili davalı tarafın tüm basılı evraklarında “…” ibaresini kullandığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 22.03.2018 tarihli 2017/299 E. – 2018/66 K. sayılı kararıyla; “.. davalı … tarafından usulüne uygun şekilde tescil edilen “ticaret unvanı”nın, tescil edildiği şekilde kullanılmasının “haksız rekabet” oluşturmayacağı, diğer yandan tarafların unvanlarının birebir aynı olmamakla beraber unvanlarının ihtiyari eki olan “AKSU” kelimesinin aynı olduğu, “…” kelimesinin her iki taraf ticaret unvanında ortak unsur olduğu, unvanların ana karakteristik özelliğini ve vurgu sözcüğünü oluşturduğu, tarafların aynı sektörde faaliyette bulundukları dikkate alındığında, şirket kuruluş tarihi itibariyle tescil önceliği bulunan davacı … Armatürün, ünvanda değişiklik yapılması veya davalı unvanının sicilden terkinini isteme hakkını kullanabileceği, davanın açılma tarihinin 27/04/2016 ve davalının ticaret unvanının tescil tarihinin 15/05/2013 olduğu dikkate alındığında, geçen 3 yıl 1 ayın, “sessiz kalma yoluyla hak kaybı oluşturmayacağı bu nedenle ünvanın terkininin talep edilebileceği..Davalı …’nun ticaret unvan’ını tam olarak değil de … ibaresini ön plana çıkarmak suretiyle (fatura, irsaliye ve ürünlere yapıştırılan etiketlerin üzerine …. marka ibareli baskılar şeklinde ve fuarlarda marka şeklinde) kullanmasının markasal kullanma teşkil ettiği, bu kullanımlann hukuki himaye görmeyeceği” gerekçesiyle; ” Davanın kısmen kabulü ile;1-Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açılan davanın kabulü ile , 2-Davalının davacıya ait “…” ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak şekilde markasını ve ticaret unvanını markasal olarak ve tescili dışında kullanmak suretiyle davacı marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve men’ine, 3-Davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin çıkartılarak sicilden terkinine, 4-Davalının www…..com.tr. Alan adının iptaline, 5-Yoksun kalınan kazanç hesap edilen 6.402,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetten dolayı meydana gelen manevi zararına ilişkin takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, 7-Masrafın davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan trajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin marka tescil başvurusunun kabul edildiği 06/04/2016 tarihine kadar tüm yazışmalarında, basılı evraklarında, unvanını ve ayırt edici karakteri olan “…” ifadesini ticaret unvanı ile birlikte kullandığını, başvurusu kabul edildiğinde tescilli … markasının kullanılmaya başlandığını, ancak ne dosyada mevcut bilirkişi raporlarında, ne de yerel mahkemenin gerekçeli kararında bu husus ve delillerinin tartışılmadığını,-mahkemenin “iki şirket aynı sektörde faaliyet göstermektedir” değerlendirmesinin İstanbul Ticaret Odası kayıtları ile çeliştiğini, iki firmanın farklı faaliyet alanlarında iştigal ettiğinin sabit olduğunu,- mahkemenin müvekkilinin unvanının davalı şirket adına tescilli … markasına tecavüz oluşturduğu gerekçesinin hatalı olduğunu, -müvekkilinin şirket banyo aksesuarları imalatı yapan küçük bir işletme olduğunu, davacı şirketin varlığından bile haberdar olmadığını, ayrıca tescilli bir unvanın terkin edildiği tarihe kadar koruma altında olup, müvekkilinin tescilli unvanına güvenerek yaptığı faaliyetlerinin haksız rekabet oluşturmayacağını,-İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/23 D.İş dosyasına sunulan bilirkişi raporunda sunulan görseller incelendiğinde de müvekkili şirketin … ibaresini davacı markası ile iltibas yaratmayacak şekilde …. SAN. TİC. LTD. ŞTİ olarak kullandığını,-ticaret unvanının ve alan adının terkinine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının alan adının www…..com şeklinde olduğunu, müvekkilinin alan adının ise www…. .com.tr olduğunu, birbirinden farklı olduklarını,-davacının zarara uğradığını ispatlayamadığını beyanla, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER:Davacı vekilinin dava dilekçesinde, TPE nezdinde tescilli 94/013035 başvuru nosu ile 09/12/1994 başvuru tarihli … markası bulunduğunu beyan ettiği, davalının ise TPE nezdinde tescilli … ibareli markasının bulunduğu beyan edilmişse de, marka tescil sınıflarını gösterir kayıtların dosyaya getirtilmediği, bilirkişiler tarafından online kayıtlar üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmış, Dairemizce kayıtların celbi için müzekkere yazılmıştır.Dosya kapsamında bulunan ticaret sicil gazete örneklerinden; davacı … 25/02/2004 yılında kurulduğu ve ” Sıhhi tesisat ve ısıtma tesisatı malzemesi toptan ticareti (lavabo musluğu, vana, valf, tıkaç, -parçaları, bağlantılar, vb.) (kombiler ve radyatörler hariç) Her türlü su armatürleri sıhhi tesisat malzemeleri alım satım imalat pazarlama ithalat ve ihracat ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler” alanında iştigal ettiği, davalı …’nun ise 15/05/2013 yılında kurulduğu ve banyo ve mutfak aksesuarlarının üretimi, alımı-satımı ile iştigal ettiği anlaşılmıştır. İstanbul 1. FSHHM 2016/23 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporundaki görsellerden davalı tarafından “fatura, irsaliye ve ürünlere yapıştırılan etiketlerin üzerine … marka ibareli baskıların tespit edildiği, ambalajlar üzerinde de … şeklinde kullanım olduğu görülmüştür.Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda; Davacı şirketin 2004 yılında, davalı şirketin 2013 yılında kurulduğu ve aynı sektörde faaliyette bulundukları, davacı markasının tanınmış marka olmadığı, davalıya ait tescilli … markasının bulunduğu, davalı tarafından usulüne uygun tescil edilen ticaret unvanının tescil edildiği şekliyle kullanımının haksız rekabet oluşturmayacağı, taraflarının unvanlarının bire bir aynı olmamakla birlikte unvanların ihtiyari-ek kısmı olan “…” kelimesinin aynı olduğu, şirket kuruluş tarihi itibariyle tescil önceliği bulunan davacının, davalı şirketin unvanında değişiklik yapılması veya davalı unvanının sicilden terkinini isteme hakkını kullanabileceği, davalı unvanının tescili ile dava tarihi arasında geçen 3 yıl 1 aylık sürenin sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin uygulanması açısından yeterli olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, davalının ticaret unvanının tam olarak değil de “…” ibaresini ön plana çıkarmak suretiyle çeşitli şekillerde kullanmasının “markasal kullanma ” teşkil ettiği ve bu kullanımların hukuki himaye görmeyeceği, davalı tarafından TPE nezdinde tescilli “ …” markasının “…” ibaresine ilave harfler eklenmek ve “Y” harfi değiştirilmek suretiyle “…” olarak ve “…” ibaresinin “G” harfi değiştirilmek suretiyle “…” olarak ve tümüyle “…” olarak kullanıldığı, bu kullanımın tescilli markanın anlamını değiştireceği için tescilli markanın ayırt edici karakterinin değişmesine sebebiyet verdiği ve 556 sayılı KHK ya uygun bir kullanım olmadığı, 556 sayılı KHK 61 ve 556 sayılı KHK m. 9 kapsamında davalının bu kullanımlarının, davacıya ait TPE nezdinde tescilli AKSU markası ile iltibasa sebebiyet verebileceği, 556 sayılı KHK 62’ye istinaden maddi tazminat talep edebileceği ancak talebini açıklaması gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece, tazminat hesaplaması yapmak üzere heyete hesap bilirkişisi eklenmek suretiyle alınan heyet raporunda; önceki bilirkişi heyeti görüşünü tekrarlamış ve davalının ticari defterlerinin 2013 yılından dava tarihine kadar inceleyerek KHK 66/2 (b) bendindeki “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” hesaplanarak, markayı kullanma yoluyla davalının elde ettiği kazancın 6.402,11 TL olduğu hesaplanmıştır.Davacı ve davalı marka tescil kayıtlarının mahkemece celp edilmediği anlaşılmakla Dairemizce celp edilerek incelenmiş; Davacı adına 09/12/1994 başvuru tarihli 94/013035 başvuru numaralı, … markasının, 06 ve 11. Sınıflarda, davalı adına 05/10/2015 başvuru tarihli 2015/80185 başvuru numaralı şekil+… markasının 11. Ve 35. Sınıflarda Tescilli olduğu görülmüştür.
GEREKÇE;Markaya tecavüzün tespiti, meni, refi, ünvan terkini, alan adı iptali, maddi ve manevi tazminat talepli davada ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekilinin dava dilekçesinde tescilli ticaret ünvanı ve tescilli markasına dayandığı, Ticaret Sicil kayıtlarından, davacının … ünvanının … 25/02/2004 tarihinde tescil edildiği ve her türlü su armatürleri sıhhi tesisat malzemelerinin alımı-satımı ile iştigal ettiği, davalı …’nun ise 15/05/2013 yılında kurulduğu ve banyo ve mutfak aksesuarlarının üretimi, alımı-satımı ile iştigal ettiği, sektör uzmanı bilirkişinin de bulunduğu heyetin, tarafların iştigal ettiği alanların aynı sektörde olduğunu tespit ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde taraf sektörlerinin farklı olduğunu ileri sürmüşse de, davacının armatür sektörü, davalının banyo aksesuarları sektöründe faaliyet gösterdiği, birbirlerine çok yakın ve bağlantılı sektörler olduğu gibi, piyasada birçok armatür firmasının da banyo aksesuarları ürettiği de göz önüne alındığında, aynı sektörde faaliyet gösterdiklerinin ve davacının tescil önceliğinin bulunduğunun kabulünde usule aykırılık bulunmamaktadır. Davacı ve davalı şirketin ticaret ünvanının “…” ibaresi ile başladığı, davacı ünvanında ARMATÜR, davalı ünvanında BANYO AKSESUARLARI ibaresinin … ibaresinin yanına getirildiği anlaşılıyorsa da, bu ibarelerin yapılan işe atıf yapan tali unsurlar olduğu ve ticaret unvanına ayırt edicilik katmadığı anlaşılmıştır. TTK 52. Madde de; “Ticaret ünvanının ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde, hak sahibi bunun tespitini ve yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun şekilde değiştirilmesine veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını… Maddi ve manevi tazminat isteyebileceğini” düzenlemiştir. Davalı şirketin, İstanbul 1. FSHHM 2016/23 D.İş dosyasında adresinde yapılan tespit neticesinde; ticaret evraklarında, ambalajlarında ticaret unvanının çekirdek unsurunu markasal olarak ” …” şeklinde kullandığı, dosyaya sunulan fuar katılım görsellerinde de, ” …” ibaresinin fuar katılım belgesinde ve tabelada markasal olarak kullanıldığının anlaşıldığı, kullanımın ticaret unvanı kullanımı mahiyetinde bulunmadığı, davalının tescilli markasından da farklı şekilde, davacı markasına yaklaştırarak kullanım olduğu, TTK 52. Madde gereğince unvan terkini koşullarının oluştuğu, davalının internet sitesi alan adında kullanımının da, davacının tescilli markası ve alan adı ile iltibas yaratacağı ve terkinine karar verilmesine engel bulunmadığı, aynı sektörde faaliyet gösteren davacının ticaret unvanı ve markasından haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, davacı markasının iktibas suretiyle, … şeklinde ve davacının markasının tescilli olduğu emtia grubunun satışı hizmetlerinde 35. Sınıfta kullanımının davacı markasına tecavüz teşkil ettiği, davalı adına 11 ve 35. Sınıflarda 2015/80185 başvuru numaralı şekil+ … markası tescilli ise de, davalı kullanımının tescilli markanın kullanımı kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla, tazminata hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararının da yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf sebepleri haklı görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 778,87 TL harçtan peşin alınan 194,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 584,15 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/05/2021