Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2553 E. 2021/904 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2553 Esas
KARAR NO: 2021/904
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2018
NUMARASI: 2017/513 E. – 2018/221 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilİ şirketin davalı borçlu …San. Tic. A.Ş.’ den işlemiş faiz hariç 3.886.670.00-TL alacağının bulunduğunu, söz konusu borcun tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, başlatılan takibe davalının itirazda bulunduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptalinin gerektiğini, müvekkili tarafından davalı borçlu şirkete; 24/05/2013 tarih ve 2013-05-24-14.15. … sıra nolu havale ile 184.000,00-TL, 07/06/2013 tarih ve 2013-06-0-09.02.12. … sıra nolu havale ile 564.000,00-TL -20/06/2013 tarih ve 2013-06-20-12.49.58.040438 sıra nolu havale ile 1.330.000,00-TL, 10/07/2013 tarih ve 2013-07-10-14.26.34.264588 sıra nolu havale ile 290.550,00-TL, 23/07/2013 tarih ve 2013-07-23-13.45.43…. sıra nolu havale ile 251.620,00-TL, 02/08/2013 tarih ve 2013-08-02-11.20.33…. sıra nolu havale ile 250.000,00-TL, 09/10/2013 tarih ve 2013-10-09-11.29.22. … sıra nolu havale ile 300.000,00-TL, 13/05/2013 tarih ve 2013-05-13-16.22.03. … sıra nolu havale ile 900.500,00-TL olmak üzere toplam 4.070.670,00-TL borç olarak davalı borçlu şirkete havale edilmiş bulunmakta olduğunu, müvekkili şirketin … Bankası Küçükbakkalköy Şubesi nezdinde bulunan hesaba ait hesap hareketleri ve davalı borçlu şirket hesap hareketleri incelendiğinde, açıkça ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde dava konusu miktarın müvekkili şirket hesabından gönderildiği ve davalı şirket hesabına aktarıldığının belli olacağını, 24/05/2013 tarih ve 2013-05-24-14.15…. sıra nolu havale ile borçlu şirkete gönderilen 184.000,00-TL için ise Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine takibe geçildiğini, söz konusu takip dosyasının kesinleşmiş olduğunu, ticari şirketler arasında gerçekleştirilen banka havalelerin de, Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu uyarınca, şirketlerin ticari defter tutma zorunluluğu ve ticari işlemlerin kayıt altına alınması zorunluluğu bulunması nedeniyle, ticari şirketten şirkete yapılan havalenin borç ödeme vasıtası olarak kabul edilebilmesi için karşı tarafın ticari defterlerinde havale alanın alacaklı olduğuna/havalecinin borçlu olduğuna dair ticari defter kaydın bulunması zorunlu olduğuna dair karinenin mevcut olduğunu, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlarında ise dava konusu miktarın borç olarak davalı borçlu şirketin gönderildiğinin açıkça görüleceğinin, alacağın sabit olması ve başlatılan takibe yapılan itirazın da haksız olması neticesinde, sayın mahkemeden müvekkili şirketin dava konusu alacağının ileride tahsilinin temini için davalının borcunu ödememek için kaçma ve mallarını kaçırma hazırlığında olmasından dolayı davalı borçlunun menkul, gayrimenkul malları ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine İhtiyati Haciz kararı vaz edilmesini talep ve dava etmek zaruretinin hasıl olduğunu, huzurdaki dosyanın tarafları ve dava konusunun aynı olan Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/558 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından aynı mahiyette olan ve borç olarak davalı borçlu şirkete gönderilen 184.000.00-TL’nin tahsili amacıyla davalı taraf aleyhine Bakırköy ….icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile aynı nitelikte icra takibi başlatılmış olduğunu ve iş bu takibe itiraz edilmediğini ve takibin kesinleşmiş olduğunu, davalı taraf bahse konu takibe karşı Bakırköy 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2016/558 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası ikame etmiş olup, söz konu dosyada tarafların ve dava konusunun aynı olması hasebiyle iş bu dosyanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/558 esas sayılı menfi tespit davası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek müvekkili şirketin dava konusu alacağının ileride tahsilinin temini için davalının menkul, gayrimenkul malları ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz kararı vaz edilmesine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamsız icra takibi hakkında davalı tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin devamına, Huzurdaki dosyanın Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/558 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine; Davalının haksız ve kötü niyetli itirazından dolayı %20, dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; özetle;davacı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine hiçbir açıklama yer almayan banka dekontları borç sebebi göstermek suretiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edilmiş ve takibin durduğunu, müvekkil şirketin davacı şirkete borcu olmadığını, davanın reddinin gerektiğini, davacı şirketin ihtiyati haciz talebinin reddinin gerektiğini, davanın sonucuna etkili ve asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği bilinen bir hukuk kuralı olduğunu, tedbir talebinin kabul edilemeyeceğini, dava konusu alacak iddiası ile ilgili ihtiyati haciz şartlarının da oluşmadığını, İİK md. 257’de ihtiyati haciz şartları açıkça belirtildiğini, Vadesi gelmeyen bir alacak iddiasından dolayı ancak borçlunun yerleşim yeri adresi yoksa ve borçlunun taahhütlerinden kurtulmak için mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya çalışırsa, kaçarsa yahut hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceğinin ifade edildiğini, Müvekkil şirketin davacı şirkete bir borcu olmadığı gibi, müvekkil şirket muayyen bir adrese sahip olup, davacı şirkete bir taahhüdü olmadığı gibi olmayan bir taahhütten kurtulmak için mallarını kaçırması ve hileli işlemler yapmasının düşünülemeyeceğini, davacının bu talebinin reddi gerektiğini, taraflar arasında aynı mahiyette açılmış ve karar çıkmış olan Mahkemenin 2016/558 Esas sayılı dosyasından da müvekkil şirketin davacı şirkete borçlu olmadığına ilişkin karar verildiğini, müvekkil şirket aleyhine aynı sebebe dayalı (açıklamasız banka dekontu) başlatılan icra takibi hakkında mahkemede acılan davada müvekkil şirketin davacı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, Davacı tarafından, Müvekkil şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yine 2013 yılına ait 184.000,00-TL bedelli banka dekontuna dayalı ilamsız icra takibi başlatılmış, bu dosya için müvekkil şirket tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/558 Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açılmış olduğunu, davada alman bilirkişi raporunda da taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığı tespit edilmiş olduğunu, sayın mahkemenin 2016/558 Esas sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş olduğunu, Davacı şirket, huzurdaki davada da alacak iddiasını kanıtlayamamış buna ilişkin hiçbir belge ve bilgi ayrıca sunmamış, sunamamış olduğunu, dava konusu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin devamı niteliğinde olması sebebi ile gerek mahkemenizin 2016/558 Esas sayılı dosyasından alman bilirkişi raporundan taraflar arasına ticari ilişki olmadığı tespiti ve gerekse Mahkemenin müvekkil şirketin davacıya borçlu olmadığı tespiti sebebi ile huzurda açılan dava konusu icra takibinin de aynı mahiyette olması sebebi ile davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemece bu aşamada davanın reddine karar verilmemesi halinde mahkemenin 2016/558 esas sayılı dosyasının kesinleşmesini bekletici mesele yapmasını ve davanın is bu aşamada durmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Davacı tarafından Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan itirazın iptali davası tarafların aynı olması, dava konusunun aynı mahiyette olması ve Mahkemenizin 2016/558 Esas sayılı dosyası ile aynı nitelikte ve bağlantılı olması sebebi ile birleştirilme kararı verildiğini, 2016/558 Esas sayılı dosyada karar verildiğinden dosya ayrılarak 2017/513 Esasına kaydedilmiş olduğunu, davanın bu aşamada reddine karar verilmeyecek ise mahkemenizin 2016/558 Esas sayılı dosyasının HMK md. 165 uyarınca bekletici mesele yapılmasını, davanın kesinleşmesi üzerine davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkil şirketin takip alacaklısı davacı şirkete hiçbir borcu yoktur, takip bedelinin ticari defterde yer alması da tek basına alacağı kanıtlayamayacağını, davacı tarafın ticari ilişkiyi ve borcun sebebini kanıtlamasının gerektiğini, zira Yargıtay Yerleşik İçtihatları uyarınca açıklama yer almayan banka dekontları bir borcun ödendiğine karine teşkil ettiğini, karinenin davacı şirketin ispat etmesi gerektiğini, davacı şirketin durumu ispat edecek bir delil de sunmadığından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin davacı takip alacaklısına hiçbir borcunun olmadığını, müvekkili şirketin davalıya hiçbir borcu olmamasına rağmen aleyhine icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, icra takibine dayanak olarak sunulan söz konusu dekontlar üzerinde davacı şirketin alacaklı olduğu iddiasını doğrulayan hiçbir açıklamanın bulunmadığını, davacı şirket bahsi geçen tutarları borç olarak gönderdiği iddiasında bulunduğuna göre dayandığı borç ilişkisini de ispatlamak zorunda olduğunu, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarından da anlaşılacağı üzere havale makbuzu taraflar arasındaki bir borç ilişkisinin varlığını kabule yeterli olmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden taraf havale edilen paranın ileri sürdüğü ilişki nedeniyle gönderildiğini kanıtlaması gerektiğini, birlikte içeriğinde hiçbir açıklama yer almayan havale dekontları mevcut bir borcun ödendiğine karine teşkil etmekte olduğunu, icra takibine konu bedelin davalı tarafa yurtdışından müvekkil şirkete ödenmek üzere gönderilmiş olup, davalı şirket yurtdışı bankanın temsilcisi vasfı ile ödeme yapmış olduğunu, kendi borcunun ve sorumluluğunun gereğini yerine getirmiş olduğunu, müvekkil şirketin hir alacağı söz konusu olmadığını, İcra takibine konu edile ilgili bedeller, müvekkil şirkete resmi olmayan yurtdışı ortaklarının şirkete olan borcu sebebi ile yurt dışından … Ltd vasıtası ile temsilci sıfatı ile … Ticaret Limited Şirketime, bu şirketten de yine ortakların şirkete olan borcu için müvekkil şirkete ödenmiş olduğunu, Şirket kayıtlarında da ortaklar hesabına alınmış olduğunu, bu ödeme müvekkil şirkete, resmi olarak şirkette gözükmeyen yurtdışı ortaklarının borçları sebebi ile ödenmesi gerekirken muvazaalı olarak davalı şirket üzerinden müvekkil şirkete ödenmiş olduğunu, davacının da muvazayı bildiğini, İcra takibine konu bedellerin müvekkil şirkete hangi maksatla gönderildiğine ilişkin tanıklarının mevcut olduğunu, Davalarında ispat yükü davacı şirkette olmakla birlikte, Mahkeme muvazaa konusunda tanık dinlenmesine karar verdiği takdirde tanıklarının bildirileceğini, ekte sunulan … Ltd. tarafından gönderilen 13 Mayıs 2016 tarihli … Ticaret Anonim Şirketi ve … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile ilgili yazıda “… Ticaret Limited Şirketi’ni vergi sorunlarından kurtarmak için … Ticaret Limited Şirketi tarafından imzalanan … Ticaret Limited Şirketinin bu ilişkide sadece temsilci olarak yer alacasına ilişkin sözleşmenin Ekonomi Bakanlığı’ nın vergi bölümüne sunulduğu da bildirilmiş olduğunu, davacı şirket tüm bu hususlara rağmen ve temsilci vasfı ile ilgili bedelleri müvekkil şirkete gönderilmesine rağmen ve bu hususu davacı şirkette bilmesine rağmen icra takibine geçmesinin kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirketin davacı şirkete borçlu olmadığını açıkça göstermekte olduğunu, Davacının icra takibine konu ettiği bedel için taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve alacaklı olduğu hususunu ispat etmesi gerektiğinin açık olduğunu, Bu hususun ise ispatının mümkün olmadığını, …Ticaret Limited Şirketi’ ne icra takibine konu bedelleri yurtdışından müvekkil şirkete ödenmesi için gönderilmiş olup bu sebeple bu ödeme müvekkil şirkete yapılmış olduğunu, Aksini ispat etmek davalının uhdesinde olduğunu, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında ticari bir ilişki olmadığı gibi müvekkil şirketin davacıya bir borcunun da olmadığını, Davalı tarafından müvekkil şirkete borç olarak gönderildiğine ilişkin bir kayıt, açıklama da banka dekontları üzerinde yer almamakta olduğunu, Savın Mahkemenin 2016/558 Esas sayılı dosyasından alman bilirkişi raporundan taraflar arasına ticari ilişki olmadığı tespit edilmiş olduğunu, Davacı hem 2016/558 Esas sayılı davada hem de huzurdaki davada alacaklı olduğunu ispat edecek hiçbir delilin sunulmamış olduğunu, davacı icra takibinde kötü niyetli olduğunu, İİK MD 67/2 uyarınca icra takibinde kötü niyetli ve haksız olan davacı şirket aleyhine müvekkil şirket lehine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, davacının taraflar arasındaki ilişkiyi bilmesine ve yurtdışı ortaklardan gelen bedelleri müvekkil şirkete göndermesine rağmen, banka dekontlarına konu işlem tarihi 2013 yılına olup yaklaşık 4 yıl beklendikten sonra dekontların düzenlenmesini talep edip müvekkil şirket hakkına icra takibi yapılması kötü niyetli ve haksız olduğunu, 10.000-TL esas sermayeli davacı şirketin 3.886.670-TL bedeli borç olarak gönderdiğini iddia etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, davacı şirketinde icra takibinde ve huzurdaki davada açıkça kötü niyetinin ve haksızlığının göstergesi olduğunu, üzerinde davalı şirketin alacaklı, müvekkil şirketin ise borçlu olduğunu gösterir hiçbir açıklamanın yer almadığı bir banka dekontuna dayanılarak müvekkil şirket aleyhine yapılmış bu icra takibi tamamen haksız olduğunu, davalı yasal karinenin aksini ispat edecek hiçbir bilgi ve belgeyi icra takibinde sunamamış olduğunu, sayın mahkemenin 2016/558 Esas saydı dosyasından alınan bilirkişi raporundan taraflar arasına ticari ilişki olmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen huzurdaki davanın açılmış olması davacı şirketin haksızlığını ve kötü niyetini açıkça ortaya kovduğundan davacı şirket hakkında İİK md 67/2 uyarınca müvekkil şirket lehine, davacı şirket aleyhine dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini ve müvekkil şirkete verilmesini talep ettiklerini” beyan ederek, davacının ihtiyati tedbir mahiyetinde olan ihtiyati haciz talebinin şartları olmadığından talebin reddine, mahkemenin yargılaması yapılan ve karar verilen 2016/558 esas sayılı dosyasının huzurdaki dava ile aynı mahiyette olması ve borçlu olmadığımızın tespit edilmiş olması sebebi ile öncelikle bu nedenle davanın reddine, aksi halde bu davanın kesinleşmesinin bekleticisi mesele yapılmasına ve kesinleştiğinde davanın reddine, davacı ile müvekkil şirket arasında ticari ilişki olmaması ve davacının borç ilişkisini ispat edememiş olması sebebi ile yerleşmiş Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak davanın esastan reddine, davacı şirketin taraflar arasında ticari ilişki olmadığını ve icra takibine konu olan bedelin borç olarak gönderilmediğini bilmesine rağmen müvekkil şirket hakkında icra takibinde kötü niyetli ve haksız olması sebebi ile İİK md 67/2 uyarınca davacının takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve müvekkil şirkete ödenmesine, karar verilmesini talep etmiş oldukları belirlenmiştir.C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “…. davacı, adına bulunan … Bankası Küçükköy şubesinden davalıya banka havalesiyle gönderdiğini paraların tahsili için takipte bulunduğunu, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek iptalini talep etmiş, davalı ise böyle bir borcu bulunmadığını beyan etmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından havale yoluyla takibe dayanak makbuzlarda gösterilen miktarda paranın gönderilip gönderilmediği, göndermiş ise bir borcun ödenmesi amacıyla mı gönderildiği, gönderilen havale miktarlarının davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında bulunmaktadır. Davacı takip dosyasındaki talebinde ve dava dilekçesinde havale olarak gönderdiği paranın tahsilini talep etmiştir. Havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini iddia eden şahsın ispat etmesi gerekir. Dava konusu olayda da davacı havale olarak para gönderdiğini belirterek iadesini talep ettiğinden bunun borç olarak gönderildiğini ispat etmesi gerekir. Dosyaya sunulan dekontlarda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı ticari defterlerine dayanmış ise de, defterlerde havalelerin görünmesine karşın, bu bedellerin neye karşılık gönderildiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Aksine havalelerin yapıldığı 2013 dönem sonu itibariyle alacağın dava dışı … adına aktarıldığına dair kayıtta bulunmaktadır. Her ne kadar davacı rapora karşı beyanında 2017 defterlerinde kayıt bulunduğunu belirtmiş ise de dayanılan havalelerin ibraz edilen defterlerde bulunduğu, bu sebeple 2017 defterlerinin incelenmesinin neticeye etkili olmadığı, havalelerin 2013 yılı kayıtlarında yer aldığı ve dönem sonu itibariyle de dava dışı bir şahsa virman yapılarak hesabın kapatıldığı anlaşılmaktadır. Netice itibariyle banka havalesi bir borcun ödenmesine ilişkin yapıldığına dair karinenin aksi aynı ölçüde yazılı delille davacı tarafından ispat edilemediğinden… ” davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı yan istinafında “…. Huzurdaki dosyada iddiaya konu havalelerin mevcut olduğu ve havale dekontlarında havalecinin başkası adina para gönderildiğine ilişkin şerh bulunmadığı durumunda ispat külfetinin karsı tarafa düşeceği Yargıtayca içtihat edilmiş olup. btr çok kararlarında hüküm altına alınmıştır. Nitekim davalı taraf iddiası, dava konusu paranın tarafımızca gönderildiği ikrar edilmiş olup; iş bu havalenin ise … şirketinin gayri resmi ortakların şirkete olan borçlan sebebiyle gönderilmiş olduğu şeklindedir. Bu durumda ispat külfeti davalı yandadır.2013 yılı sonu itibariyle davalının herhangi bir borcu bulunmadığına dair bilirkişi tespitine itirazlarımız dosyada mevcuttur. 31/12/2013 dönem sonu itibariyle davalının borcunun virman yapılarak 2014 yılına devretmediği bilirkişi raporunda tespit olunmuştur. Bu doğrultuda; davalının herhangi bir borcu bulunmadığı haksız olarak değerlendirilmiştir. Gerçeğe ve ticari defter ile kayıtlara aykırı olan bu tespite tarafımızca itiraz edilmiştir. Şöyle ki; 2017 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtların incelenmesiyle, davalının müvekkil şirkete borçlu olduğu görülecektir. Müvekkile ait 2017 yılı ticari defter vc kayıtlarıma incelenmesiyle; davalının borçlu olduğu anlaşılacaktır. Dolayısıyla eksik inceleme neticesinde düzenlenen rapor, hükme esas alınamaz ve denetime elverişli değildir» Ayrıca; tarafımızca hem bilirkişi raporuna itiraz dilekçemizde hem de karar cebesinde talep edilmiş olmasına rağmen “2017 defterlerinin incelenmesinin neticeye etkili otmadığt” gerekçesiyle talebimiz reddedilmiştir. Dava konusuna etkili olduğu açıkça ortada olan defter ve kayıtların incelenmemiş olması, Yere! Mahkemece incelemenin neticeye etkili olmayacağına dair kanaate gerekli inceleme yapılmaksızın nasıl ulaşıldığı izaha muhtaçtır. Davalıya ait ticari defterler delil niteliğtne haiz değildir.Davah şirketin İddiası havale edilen paranın resmi olmayan yabancı ortakların şirkete olan borçlarına istinaden gönderildiğini ve ticari defterlerinde ortaklar hesabına alındığını ve bu şekilde kapatıldığı şeklindedir. Bilirkişi raporunda belirtildiği iizere; davaya konu havaleler, davalının yevmiye defterine şirket ortağı olan … A. Ş. Hesabına gelen havale olarak işlenmiştir. Dolayısıyla davalının ticari kayıtları kendi iddiaları ile çelişmektedir…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ;itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı davalı yana borç olarak gönderdiği paraların ödenmemesi sebebine dayalı olarak banka havale dekontlarına dayalı olarak icra takibi yaptığını ve davalı yanın haksız takibinin iptalini talep etmektedir.Davalı yan ise; havalenin mevcut bir borcun ödenmesine karine olduğunu, havale dekontlarında da aksine bir açıklama olmadığını beyan etmekte ve cevap dilekçesinde geçen “…. Aslında bu ödeme müvekkil şirkete , resmi olarak ortak olmayan ancak yurtdışında mukim yabancı ortakların borç ödemesi olduğunu, muvazaalı olarak davacı şirket üzerinden davalı şirket ödenmiştir….” beyanı mevcuttur. Hukuki sorun bu beyanın havale ile ilgili mevcut karinenin aksini ispata elverişli bir beyan olup olmadığı ve ispat yükünün yer değiştirip değiştirmeyeceği hususundadır. Taraflar arasında aynı nitelikteki BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ‘nin 29/05/2017 tarih ve : 2016/558 2017/563 Esas ve karar sayılı dosyasındaki menfi tespit talebi hakkında verilen karar Yargıtay incelemesi aşamasında olmakla, bu dosyanın kesinleşmesi beklenilmesi gerekmektedir.Bu nedenle davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne ve kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ; Dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı gideri 98,10TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 28,00TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 70,00 TL olmak üzere toplam 196,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.