Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2533 E. 2018/1910 K. 21.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2533 Esas
KARAR NO : 2018/1910
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2018
NUMARASI : 2017/1043 E. – 2018/566 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Dairemiz önüne gelen istinaf istemi, Finansal Kiralama Konusu Gayrimenkuller hakkında tasarruf yetkisi verilmesi talepli olarak açılan davada mahkemece verilen yetkisizlik kararına karşı davacı istinafıdır.
Davacı vekili, Ankara ili Altındağ ilçesinde bulunan bir kısım gayrimenkullerin satılıp geri alma yöntemi ile davalı şirkete finansal kiralama yoluyla kiralandığını, davalının borçlarını ödemeyip, sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle 60 gün süre verilip, yasal prosedüre uygun olarak sözleşmenin feshedildiğini” iddia ile, davalının bu gayrimenkullerde haksız ve kötüniyetli zilyetliğine son verilmesini, tapu kaydına işlenen finansal kiralama şerhinin kaldırılmasını, gayrimenkullerin boş olarak müvekkiline teslimini ve teminat mukabilinde FK konusu gayrimenkullere tasarruf yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevaben, “mahkemece müvekkilinin beyanı alınmadan tek taraflı olarak tasarruf yetkisi verilmesi biçiminde tedbir kararı verildiğini, bunun kabulünün mümkün olmadığını, davacı lehine verilen tedbir kararı sonucunda davacının dava konusu gayrimenkulleri satışa çıkardığını, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, yatırılacak teminatın, malın rayiç değerinden mi yoksa tapu senedinde ve sözleşmede belirtilen değer üzerinde mi yatırılacağı konusunda 05.12.2017 ve 21.12.2017 tarihli kararlar arasında çelişki bulunduğunu, sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması gerektiğini” iddia ile tasarruf yetkisi verilmesine dair kararın geri alınmasını, bu yöndeki ara karardan dönülerek tedbir kararının kaldırılmasını, tasarruf yetkisi verilmesine dair kararın uygulanmasının kesin karara kadar durdurulmasını yada geri alınmasını, bu mümkün olmazsa dava konusu taşınmazların 3.kişilere devrinin, rehninin, ayni veya şahsi hak tesisinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme önce 05.12.2017 tarihinde, taşınmazların rayiç değerlerine ilişkin exper raporu sunulduğunda yeniden değerlendirilmek üzere bu aşamada tedbir talebinin reddine karar vermiş, davacı tarafça 13.12.2017 tarihinde bu konuda exper raporu sunulması üzerine 21.12.2017 tarihinde, “dava konusu gayrimenkullerin rayiç değerinin exper raporuyla 5.685.000 TL olarak belirlendiği ve teminat mektubuyla bu miktarın depo edildiği” gerekçesiyle 6361 sayılı kanunun 31/3 maddesi uyarınca 5.685.000 TL teminat karşılığında dava konusu gayrimenkuller üzerinde davacı şirkete tasarruf yetkisi verilmesi biçiminde karar vermiş ve bu karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, tasarruf yetkisi verilmesine dair 21.12.2017 tarihli karar karşı dilekçesindeki ve cevap dilekçesindeki itirazlarını tekrarla, davacının dava konusu gayrimenkulleri dava sonuna kadar 3.kişilere devri, rehni dahil olmak üzere bu gayrimenkullerle ilgili ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini, mahkemece verilen 21.12.2017 tarihli ara kararın, Yetkisizlik kararından sonra verilmesi ve usulü eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Öte yandan davacı vekili de istinaf cevap ve istinaf dilekçesi vererek, “uyuşmazlığı gayrimenkul mülkiyet veya herhangi bir sınırlı ayni hakka ilişkin olmadığını ve davanın HMK’nın 10.maddesindeki kesin yetki kapsamına girmediğini, taraflar arasındaki FK sözleşmesinin 58.maddesinde bir yetki şartı bulunduğunu ve HMK’nın 17.maddesi gereği bu yetki şartının geçerli olduğunun, Yargıtay 20.HD’nin 14.11.2016 tarih ve 2016/11238 E., 2016/10550 K.sayılı içtihadına göre de FK konusu taşınmazların iadesi ve tapu kaydındaki FK şerhinin kaldırılması istemli davalarda, sözleşmedeki yetki şartı gereği HMK’nun 17.maddesi gereği sözleşmede belirtilen mahkemenin yetkili olduğunu” iddia ile yetkisizlik kararına karşı istinafta bulunmuş İstanbul 14.Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunun tespiti ile dosyanın bu mahkemeye gönderilmesini, davalının istinaf isteminin ise, teminat mektubunun dosyada olması, tasarruf yetkisi verilmesine dair kararın 6361 sayılı kanunun 31/3 maddesine uygun olması ve tebligatların, ticaret sicilinde kayıtlı adresine yapılmış olması davalının tacir olması nedeniyle, sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması talebi ve genel işlem şartlarına ilişkin itirazının yerinde olmaması, nedeniyle reddini istemiştir.
Dosyada davacı tarafça yatırılmış istinaf harç makbuzuna rastlanmamıştır.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararına karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de, davacı tarafın istinaf harcı yatırdığına dair dosya da harç makbuzuna rastlanmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile tasarruf yetkisi verilmesine dair 21.12.2017 tarihli ara karara karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de, dava konusu taşınmazların rayiç değerlerine dair dosyada bulunan exper raporları ile gayrimenkullerin rayiç değeri kadar teminatın depo edilmiş oluşu karşısında 6361 sayılı kanunun 31/3 maddesi de dikkate alınarak davalının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı tarafın yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 344.maddesi gereğince davacı tarafça harç yatırılmadığından, istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama gideri olarak davacı avansından 68,60 TL, davalı avansından 11,75 TL harcandığı anlaşılmakla, 28,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/09/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.