Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2494 E. 2021/1263 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2494 Esas
KARAR NO: 2021/1263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI : 2015/1081 2017/1014
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlattığını, takip konusu çekteki ciranta imza ve kaşesinin müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının çekin alacağın temliki hükümlerine göre iltisap ettiğinden %20 oranında kötüniyet tazminatından sorumluluğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin çekin ciranta …LTD şirketinden aralarında düzenlenen FK. sözleşmesine istinaden aldıklarını, müvekkilinin iyiniyetli ve meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının çekte imza inkârında bulunduğunu, imza incelemesi yapılması gerektiğini, davalı tarafın çek aslını ibraz etmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği ancak davalının dava konusu olmayan çeke ilişkin beyanda bulunduğu, davada ispat külfetinin davalıda olması ve davalının da çeki ibraz edememesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, bu durumun sonuçlarının da davalıya ihtar edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takip konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, ve % 20 oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; dava dosyasına sundukları 19.12.2017 tarihli dilekçede vekillik görevlerinin sona erdiğinin bildirildiğini, buna rağmen tebligatların yapılmaya devam edildiğini, her seferinde iade ettikleri halde asil’e tebliğ yapılmadığını, ancak kararın asil’e tebliğ edildiğini ve uyap sistemindeki vekil kaydının sonlandırıldığını, müvekkilinden aldıkları talimat üzerine 01.06.2018 tarihinde dosyaya yeniden vekalet sunduklarını ve davayı takip etmeye başladıklarını, mahkemenin bu süreçte duruşma tarihleri ve dava ilgili bildirimleri davalı asil’e veya vekile yapmadığını, bu sebeple müvekkilinin adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, hükmün gerekçesinde davanın reddedildiğinin belirtildiğini ancak hüküm fıkrasında davanın kabulüne karar verildiğini, böylece çelişki oluşturulduğunu, ayrıca ispat yüküne aykırı işlem yapmadıklarını, mahkemenin 31.05.2017 tarihinde ara kararı gereği çek aslına ilişkin beyanda bulunduklarını, ancak müvekkilinin zuhulen başka bir çek ile ilgili bilgiler sunduğunu, müvekkiline bu durumun düzeltilme imkanı verilmediğini, çekin ciro silsilesinde kopukluk olmadığını, müvekkilinin yasal yollardan alacağının tahsil etmek istediğini, bu durum kötüniyet olarak yorumlanamayacağını, zira müvekkilinin çekin imzasının sıhhatini bilemeyeceğini bildirmiştir. Davalı tarafından, davacı ve diğer borçlular aleyhine 7.500 TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattıkları, takip konusu çekin 30.09.2014 keşide tarihli, keşidecisinin dava dışı ….Ltd şirketi, lehdarının davacı, sonraki cirantaların ise …ltd şirketi, As İdeal…ltd şirketi, hamilin ise davalı olduğu çekin 17.06.2015 tarihinde ibraz edildiği, ibraz tarihi geçtiğinde ve üzerindeki imzanın banka kayıtlarındaki keşideci imzası ile uyuşmadığından işlem yapılmadığının şerh verildiği görülmüştür. 31.05.2017 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararında; çek üzerinde imza incelemesi yapılacağından çekin 2 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı, aksi halde çekteki imzanın davacıya ait olmadığı yolunda değerlendirilme yapılacağı ihtarıyla davalı vekiline tebligat çıkarılmasına karar verildiği, davalı vekilince sunulan 10.07.2017 tarihli beyan dilekçesinde 15.03.2014 tarihli 4.615 TL bedelli çekin Denizli CBS’nin 2014/22314 -12 sayılı soruşturma dosyasına gönderilmek üzere Denizli emniyetine teslim edildiği, çekin ilgili dosyadan celbinin istenmesinin beyan edildiği görülmüştür. Mahkemenin, 11.10.2017 tarihli celse de, çek aslının istenilmesine ve aslı geldiğinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara karar oluşturulduğu, 30.11.2017 tarihli celse de ise davalı vekilinin başka bir çeki beyan ettiği gerekçesiyle 11.10.2017 tarihli ara karardan dönülmesine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dosya içeriğinden davalı … şirketi vekili Av. … tarafından verilen tarihsiz dilekçede faktoring şirketinin alacağı … şirketine temlik ettikleri ve davayı takip etmedikleri yönünde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davada taraf hususu dava şartlarından olup bu husus dairemizce re’sen inceleme konusu yapılmış, buna göre davalı olarak gözüken …vekiline istinaf aşamasında muhtıra çıkarılmış, Av. … tarafından verilen 03/06/2021 tarihli dilekçede, alacağın 31/12/2015 tarihinde … A.Ş’ye devir ve temlik edildiği, devir ve temlik nedeniyle vekalet görevinin son bulduğunun beyan edildiği görülmüştür. Mahkemece verilen karar …hakkında kurulmuştur. Temlikle birlikte davalının taraf sıfatı son bulacaktır. Dolayısıyla davada taraf sıfatı bulunmayan kişi hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan taraf teşkili hususu mahkemece re’sen gözetilecek hususlardan olup yargılama sırasında da temlik hususu mahkemeye bildirildiği halde mahkemenin bu konuda gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadan temlik eden davalı yönünden hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır. Taraf teşkilinin usulüne uygun bir şekilde sağlanması için esasa dair istinaf talepleri incelenmeksizin dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin re’sen bağlamında KABULÜNE,2-İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih, 2015/1081 esas, 2017/1014 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde temlik hususu üzerinde durulup taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 51,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 149,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/06/2021