Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2488 E. 2020/2116 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2488 Esas
KARAR NO : 2020/2116 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI : 2016/80 E. – 2018/92 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 12/04/2018 tarihli kararına karşı davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle müvekkilli … Vakfının 1979 yılında …nin ise 2011 yılında … desteği ile … cemaati müntesipleri tarafından kurulmuş olduğu ve yıllardır vakıf amaçları doğrultusunda hizmet verdiğini İsmailağa camiinin 1723 yılında yaptırıldığı ve müvekkili vakıf ve derneğin eğitim ve ilim hizmetleri derneği olmak üzere gösterilen alanlarda faaliyette bulunduğu müvekkilinin … tescil nolu 16 ve 41.sınıflarda tescilli … markasının ve … sayılı +şekil markasının 35-45 sınıflarda tescil edildiğini 2012/63425 sayılı … markasının 1-8 ve 10-34 sınıfları arasında tescil edilmiş olduğunu davalılarını 9.sınıfta 2012/29042 numaralı … markasının sahibi oldukları bu sınıfta herhangi bir ticari faaliyette bulunmadıkları müvekkili vakfın ve dernekleri temsil ettikleri cemaatin isminden haksız şekilde faydalanmak amacıyla markayı tescil ettirdikleri davalıların da yönetim kurulu üyesi olduğu fatih medreseleri isimli oluşumun … adını kullanarak bir takım faaliyetlerde bulunduğunu bu nedenle oluşumun başkan ve yöneticisine Bakırköy ….Noterliğinden ihtarname gönderilerek bu kimselerin cemaatten uzaklaştırıldığını davalılar adına tescil edilen markanın iltibas yarattığı ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlik nedeniyle iptali gerektiğini, davalıların söz konusu internet sitesinde de müvekkilinin marka ve isim haklarını tecavüze uğratan yayınlar yaptığını ve sitede … Derneğinin faaliyetlerini tanıtımı ve reklamları için kötü niyetli olarak kullanıldığını, davalıların iyi niyetli olmadığını, daha önce yapılan marka başvurularının TPMK tarafından reddedildiğini, davalıların … TV ve … adıyla kurmak istedikleri TV için yaptıkları marka başvurusunun reddedilmesi üzerine … adı ile kanal işletmeye başladıklarını belirterek davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, davalı alan adının müvekkillerine devri olmadığı takdirde iptali davalıların vaki marka tecavüzünün tespiti durdurulması ve önlenmesi ile verilecek kararın ilanını talep etmişlerdir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle davacı dernek ve vakıfların müntesipleri tarafından daha önce açılan aynı iddialara dayalı davanın reddedildiğini, Anadolu 1.FSHHM’nin 2014/76 D.İş sayılı tespit dosyasında mahkemece haksız rekabetin olduğuna veya markasal bir kullanım olduğuna ilişkin tespit yapılamadığını 556 sayılı KHK’nin 7/1-j bendi uyarınca dini değer ve sembollerin marka olarak tescil edilemeyeceğini, müvekkilinin bir camii ismini yada sembolünü kullanarak haksız kazanç elde etmediği ve haksız rekabet yaratmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarihli 2016/80 Esas- 2018/92 Karar sayılı kararıyla; ” dosya kapsamından … A.Ş unvanı altında kurmuş olduğu şirket ile TV kanalı işlettiği ve burada davacı yanın tescilli markasına tecavüz edecek şekilde ticari etki yaratacak şekilde kullanımda bulunduğunun anlaşıldığı, … cemaatinin yazılı basın ve görsel basında Türkiye’de belli bir tanınmışlığa sahip bir grup olduğu davalı tarafın markasını tescil edildiği sınıfta kullanmadığı ve söz konusu grubun lideri olarak bilinen kişinin isim ve resmini kullanarak yarar sağlama amacıyla hareket ettiği bu nedenle toplanan deliller kapsamında kötü niyetin varlığının anlaşıldığı” gerekçesiyle; “davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile, davalılar adına TPMK nezdinde tescilli 2012/20942 tescil nolu “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalılara ait www……com.tr alan adının iptaline, davalıların marka tescili dışında kullanımları nedeniyle davacı yanın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men’i ve ref’ine, masrafı davalılardan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; 556 Sayılı KHK 7/1-j maddesi uyarınca “dini değerleri ve sembolleri içeren markaların tescil edilemeyeceğini, davacıların bir cami ismini marka olarak tescil ettirdiğini, caminin, dini bir sembol ve değer olduğunu, davacıların marka olarak tescil ettirdikleri ibarenin ayırt edici bir ibare olmadığını,- müvekkilleri adına … Sınıfta tescil edilen markanın, davacıların izni ile ve tescilli olduğu sınıfta “… A.Ş.” tarafından kullanıldığını, davacılar ile ilgisinin bulunmadığını,-müvekkili şirket kurucuları ve çalışanlarının tamamının “…cemaatine” mensup olduğunu, müvekkilinin de bu nedenle dini içerikli yayınlar yaptığını, Anayasaca korunan fikir, din ve vicdan hürriyeti çerçevesinde yayın yaptıklarını, eğitim ve öğretim hizmeti verdiklerini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının doğru olmadığını, aynı iddialarla açılan mahkemenin 2013/179 Esas sayılı davanın reddedildiğini, İstanbul Anadolu 2014/76 D.İş sayılı tespit dosyasında da haksız rekabet ve markasal kullanım tespit edilemediğini,-11/04/2016 tarihli tedbir kararının da haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesinde; davalıların … markasının davacılara ait olduğunu çok iyi bildikleri halde, 9. Sınıfta herhangi bir faliyetleri olmamasına karşın, MK 2. Maddeye aykırı olarak markayı adlarına tescil ettirdiklerini, tescil sınıfında kullanmadıklarını, kullandıklarını ikrar ettikleri alanların 38/41 ve 42. Sınıflar olup müvekkilinin bu sınıflarda tescilinin bulunduğunu, -davalıların internet sitesi incelendiğinde markasal ve ticari bir kullanım olduğunun açık olduğunu, web sitesinde cemaat lideri … fotoğrafının konulduğunu, davalıların kötüniyetli olarak www….com.tr alan adını markasal olarak kullanarak haksız menfaat elde ettiğini,, web sitesinde “…” ibaresini tek başına markasal olarak da kullandığını,-herhangi bir kimsenin web sitesine girdiğinde ve yazıları okuduğunda bu sitenin …. ve müvekkillerini temsilen kurulduğu kanısına vardığını halbuki Bakırköy …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile buna muvaffakat etmediklerinin sabit olduğunu, -dosyaya ibraz edilen web sitesi içeriğinden www…..com.tr alan adı ile esnaftan para topladıklarının ve haksız menfaat elde etmek amacıyla alan adının ticari olarak kullanıldığının ve müvekkilinin marka adına tecavüz ettiğinin sabit olduğunu, İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2014/76 D.İş dosyasında alınan 05/03/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda alan adının ticari amaçla kullanıldığının sabit olduğunu, İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/349 Esas sayılı davada taleplerinin kabulüne karar verildiğini beyanla davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;TPMK’dan gelen marka tescil belgelerinden davacı … adına tescilli … tescil nolu 16.ve 41.sınıfta tescilli markanın bulunduğu, ayrıca 2011/01620 tescil nolu 35,36,37,38,39,40,42,43,44 ve 45.sınıflarda tescilli İsmailağa+şekil markasının 25/05/2012 tarihinden itibaren davacı adına tescil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı derneğin … tescil nolu 1-34. sınıflarda tescilli …+şekil markası 27/11/2013 tarihinden itibaren tescil edildiği görülmüştür.Davalılar adına tescilli … tescil nolu … markasının 09.sınıfta 20/05/2013 tarihinden itibaren tescilli olduğu görülmüştür.. Davalıların www……com.tr adlı alan adının 29 mart 2012 tarihinde tescil edilmiş olup 2016 yılına kadar tahsis edildiği görülmüş, mahkemece yargılama esnasında 11/04/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile 3.kişilere devrinin önlenmesine karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2014/76 D.iş dosyasında bulunan, … ve arkadaşları tarafından … ve … aleyhine yaptırılan tespitte alınan bilirkişi kök ve ek raporunda tespite konu mahaldeki faaliyetin 556 sayılı KHK’nın 7/1-j bendi kapsamında olduğu faaliyetin İsmailağa ibaresini içermekle beraber aleyhine tespit istenen adına tescilli 2012 29042 nolu markanın koruma kapsamında olmamakla beraber tespit isteyen markalarından birinin koruma kapsamında da olmadığı belirtilmiştir.İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/82 esas sayılı dosyasının mahkemenin kapatılması sonucu 1.FSHHM’e devrolunarak 1.FSHHM’nin 2017/349 esasını aldığı ,davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dosyada davacılar tarafından … A.Ş aleyhine açılan davada davacıların dosyada dayanak gösterdikleri markalarından dolayı davalı yanın www…..com.tr alan adının www…..com.tr internet sitesine yönlendirme yapıldığı ve davacılara ait marka haklarını tecavüz teşkil eden yayınların yapıldığı davalının radyo ve tv yayıncılığı alanında tescilli markasının bulunmasına rağmen bu alanda kullanımda olduğu belirtilerek açılan davada markayı ilk ihdas edenin davacılar olduğu ve davacıların davalının faaliyet kapsamında marka tescilinin bulunduğunun ve bu alanda tescilli markası olmamasına rağmen İsmailağa ibaresini markasal olarak kullandığı gerekçesiyle davalı şirketin davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti önlenmesi ve durdurulmasına karar verilmiş davalı ticaret ünvanından İsmailağa ibaresinin kaldırılmasına ve www…..com ve www…com.tr ve sair mecralarda davacıya ait tescilli emtia kapsamındaki İsmaliağa markasının iltibas yaratır şekilde kullanımının önlenmesi, bu ibarenin içerikten çıkarılması, mümkün olmazsa siteye erişimin engellenmesine karar verilmiş, kararda kesinleşme şerhi bulunmadığı anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince hukukçu, marka-patent vekili ve sektör temsilcisi bilirkişilerden alınan 18/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; hükümsüzlüğü istenen davalı markası ve davacı markalarının “…” sözcüğü ile birebir aynı olduğu, farklı mal ve hizmetlere yönelik olarak tescil edildiği, MarKHK m.8/1-b hükmü kapsamında hükümsüz kılınamayacağı, davacılara ait markanın tanınmış marka olduğu konusunda yeterli kanaate ulaşılamadığı, davalı … tescil numaralı markanın kötüniyetle tescil edildiğinin ispatlanamadığı, davalıların “…” ibaresini yalnızca cemaat adı olarak kullandığı, ticari/markasal kullanımın bulunmadığı, internet sitesindeki kullanımın marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet oluşturmadığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekili, davalılar adına 2012/29042 tescil numarası ile, 09. Sınıfta tescil edilen “…” markasının kötüniyetle tescil edildiği ve tescil sınıfı dışında davacı markaları ile iltibas yaratacak şekilde kullanılarak, davacı markalarına tecavüz ettiği iddiasıyla; marka hükümsüzlüğü ve terkini, alan adı iptali, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile hükmün ilanı talebiyle dava açmıştır. Davalılar vekili taraflar arasındaki önceki yargılamaları da emsal göstererek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, markanın hükümsüzlüğüne ve davacı marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulmasına, davalılara ait www…..com.tr alan adının iptaline karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince dosya kapsamında 18/12/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış, raporda, “davalıların ticari/markasal kullanımın bulunmadığı, internet sitesindeki kullanımın marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet oluşturmadığı” beyan edilmiş, davacılar vekilinin yeniden rapor alınması talebi 08/02/2018 tarihli ara karar ile reddedilmiş ancak gerekçeli kararda, bilirkişi raporunda beyan edilen görüşlere neden itibar edilmediği gerekçeleriyle açıklanmamıştır. Mahkemenin gerekçeli kararında, İstanbul 1. FSHHM’nin dosyasında alınan bilirkişi raporundaki görüşlere yer verilmiştir. İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/349 Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı … A.Ş. Aleyhine marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi davası açıldığı, yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği, dosyanın istinaf incelemesinde bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 266. maddesi uyarınca mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilecektir. HMK 281 ve 282. maddeleri uyarınca Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirebilmekle birlikte bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, yeni bir heyetten de rapor alabilecektir. Mahkemece bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılamayacağı kanaatine varılması halinde, gerekçelerinin açıklanması gereklidir. Farklı davalı aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporuna dayanarak ve hangi somut tespitlerin esas alındığı açıklanmadan karar verilmesi yerinde olmamıştır.Dairemizce yapılan incelemede de; ilk derece mahkemesince görevlendirilen bilirkişi heyetinde bilişim uzmanı bilirkişi bulunmadığı, alınan raporda internet sitesi içeriklerine yer verilmediği, yeterli inceleme içermediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davaya konu internet sitesinde “…” ibaresinin markasal kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa somutlaştırılarak ne şekilde olduğu, kullanımın davalıların markasının tescil sınıfı içerisinde kalıp kalmadığı, davacı markalarının tescil sınıflarında kullanılıp kullanılmadığı, hangi mal ve hizmet sınıfında kullanıldığı ve kullanılıyorsa bu kullanımın ve alan adının dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK 9/1-c maddesinde düzenlenen “ticari etki yaratacak biçimde” olup olmadığı konusunda bilişim uzmanının da bulunduğu heyetten rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi, davacı tarafın markanın kötüniyetli olarak tescil edildiğine yönelik iddiasının incelenmesinde de, davalının marka başvurusunda bulunulduğu sırada kötüniyetli olup olmadığı tartışılmadan ve delil olarak sunulan hususlar irdelenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek, yukarıda yer verilen eksiklikler konusunda da ayrıntılı rapor alınarak ve taraf iddia ve delilleri değerlendirilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 12/04/2018 tarihli 2016/80 E. – 2018/92 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek, yukarıda yer verilen eksiklikler konusunda ayrıntılı rapor alınarak ve taraf iddia ve delilleri değerlendirilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalılar tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine, 4-İstinafa geliş aşamasında davalılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacılardan alınarak davalılara verilmesine,-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.