Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2450 E. 2021/776 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2450 Esas
KARAR NO: 2021/776
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2017
NUMARASI : 2014/2329 E. – 2017/879 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin öğrenci servisi taşımacılık işleri yapmakta olduğunu, davacı firmanın ekte fotokopisi yer alan senede dayanılarak yapılan takipte hiçbir ticari ilişkisi olmayan davalı şirket vekiline 18.01.2014 tarihinde 8.400,00 TL ödemek zorunda kaldığım, takibe konu senedin davacı Ue bitlikte hareket katan alan … isimli şahsa karşı bu taşıma işinde ortak hareket edileceğine teminat olarak verilmiş senet olduğunu … de kendilerine borçlu olduğu bir senedin taraflarında olduğunu, ancak her nasılsa aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmayan davalı firma tarafından takibe komılduğunu. İstanbul Anadolu ….icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında yer alan senet fotokopisinde yer almayan cirolar olup, borç ödendikten sonra teslim edilen seneder arkasına bahsi geçen … isimli şahsın ve ardından tekrar davalı firmanın ciro attığını, dolayısıyla davalı firma açısından alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğini, bu nedenlerle icra takibi baskısı ile dosya borcunu Ödeyen davacının ödemiş olduğu kısmın istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesİne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından keşide edilen bononun dava dışı ciranta … maaş alacaklarına binaen verildiğini, … ise borcu dolayısıyla davacı şirkete ciro ederek teslim ettiğini, dava esasen menfi tespit davası olduğunu, ödeme dolayısıyla istirdat davasına dönüştüğünü, kambiyo sözleşmesinin muteber olup olmamasından çok temel borç ilişkisinin varlığı ya da yokluğunun önem arz edeceğini, davacı dava konusu bonoyu … teslim ettiğini dilekçesinde kabul ettiğini, bono hamile yazılı senet olup devri için ciro gerekmeyeceğini, senedin hükümsüzlüğüne yol açmayacağını sadece cironun teşhis fonksiyonunu, yani hamilin hukuk bakımından hak sahibi olduğu karinesini ortadan kaldıracağını, davacı … senet üzerinde hak sahibi olduğunu kabul ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama masraf ev ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davacı borçlu tarafından dosya borcunun 18.01.2014 tarihinde ödendiği, davacı borçlunun, iş bu dava ile takibe konu olan senedin, dava dışı … isimli şahsa teminat olarak verildiğini, senedin borcunu ödediğini, buna rağmen senedin arkasının cirolanarak davalıya verildiğini, davalıya borcu bulunmadığı halde icra zoruyla ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek ödediği bedelin istirdatını talep ettiği, TTK.nun 776/1-e maddesi uyarınca bononun, kime veya kimin emrine ödenecek ise, onun adı ve soyadını içermesi gerektiği, bononun hamiline düzenlenemeyeceği gibi lehtarının da açıkça gösterilmesi gerekmekte olup, lehtar ismi içermeyen veya hamiline olarak düzenlenen belgeler bono sayılmayacağını (Yarg. İ.B.K. 08.07.1968 T. E.23 K.36), 6102 sayılı TTK’nun 776/1-e maddesi gereğince; bonoda lehtarın ad ve soyadının yazılı olmasının zorunlu olduğunu, lehtar gerçek veya tüzel kişi olarak bonoda gösterilmez ise, dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, bu belgeye dayanılarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olmadığı (Yarg. 25.04.2017 T. 2016/13406 E. 2017/6363 K.), TTK.nun 776/1-f maddesi uyarınca bono da düzenleme gününün bulunmasının da zorunlu unsurlardan olduğu, bonoya bir tarih konmamış ise ya da senet tedavüle çıkarıldıktan sonra senede tarih yazıldığı kanıtlanırsa, bononun geçersiz olacağı, öte yandan TTK.nun 778. Maddesi yollamasıyla 680. Madde hükmüne göre açık bono düzenlenmesi mümkün ise de, açık bırakılan kısımların en geç vade tarihine kadar doldurulması gerektiği, somut olayda takibe konu senedin incelenmesinde, düzenlenme tarihi bulunmadığı gibi lehtarının da gösterilmediği ve bu haliyle takibe konulduğu, bu durumda takibe konu senedin TTK.nun 776. Maddesindeki şartları taşımaması nedeniyle geçersiz olduğu, davacının senedi dava dışı … verdiğini beyan etmesi ve senedin davalının eline … cirosu ile geçmiş olmasının senede kambiyo vasfı kazandırmayacağı, dava konusu senedin takibe konulurken de lehtar ve düzenleme tarihi bakımından eksik olduğu anlaşıldığına göre senetteki eksikliklerin dolayısıyla senedin geçersiz olduğunun davalı tarafından bilindiği, takibe konu senedin geçersiz olması nedeniyle davacıyı davalı lehine borç altına sokmayacağı, davacı tarafından ibraz edilen ibranameye göre, geçersiz olan senede dayalı olarak başlatılan İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı 8400,00 TL ödeme yaptığı, bu nedenle davacının istirdat talebini kabul etmek gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davadışı … tarafından müvekkili şirkete olan borcuna karşılık, davacı şirketin tanzim ettiği bononun ciro ile teslim edildiğini, vadesinde ödenmediğinden İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi 8.400,00 TL. bedel karşılığında haricen tahsil edildiğini, Davanın menfi tespit davası değil istirdat davası olduğunu, davacının borcunun olmadığı bir parayı ödemiş olmasının tespiti gerektiğini, tahsille beraber kambiyo senedine dayalı takip hukuku bitmiş olup incelenmesi gereken; Taraflar arasında temel bir borç ilişkisi olup olmadığının tespiti gerektiğini, kambiyo senedinin geçersizliğinin de borcun olmadığı anlamına gelmediğini, keşidecinin dava dilekçesinde lehdarı açıkladığını, keşidecinin kambiyo senedindeki bu eksikliğe dayanarak borçlu olmadığı iddiasına dayanması M.K.2. Maddesine aykırı olduğunu, Yargıtay 11. H.D. 2012/410 E. -2012/1015 K. Sayılı kararında Takibe ve davaya konu senedin bono vasfını taşımaması hali bizatihi borçluyu senet içeriğinde taahhüt edilen edimin yerine getirilmesi borcundan kurtarmayacağı belirtildiğini, Yargıtay 19. H.D. 2015/3942 E. 2016/268 K. Kambiyo senedi vasfı taşımayan belge için imzası inkar edilmediğinden borç ikrarını içeren adi yazılı belge niteliğindedir. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın bu çerçevede değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının bononun tanzimine sebep olan … temel ilişkinin varlığı hususunda taraf olarak göstermediği müddetçe temel ilişkide borcu olmadığını kanıtlayamayacağını, müvekkili şirketin, iyiniyetli üçüncü şahıs olduğunu, kararda “Düzenleme tarihinin olmadığı” yazılı ise de düzenleme tarihinin mevcut olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan istirdat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Takibe konu senette; lehtar hanesi yazılmadığından senedin kambiyo vasfında bulunmadığı, dava dilekçesi ekindeki senet örneğine göre davacı ile davalı arasında doğrudan ciro ilişkisi bulunmadığı, kambiyo senedi vasfına haiz olmayan adi senedin ciro yolu ile el değiştirilmesi ve senetteki hakların da devredilmesinin de mümkün olmadığı, davalının bonoda keşideci konumunda olan davacıya karşı talepte bulunamayacağı (Y.19HD, 2016/8593E, 2017/5562K, 05.07.2017) dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 573,80 TL harçtan, peşin yatırılan 145,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 428,80TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.