Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2446 E. 2021/1040 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/2446 Esas
KARAR NO: 2021/1040 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2018
NUMARASI : 2017/278 E., 2018/42 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına 2013/15086 tescil nolu patentin tescilli olduğunu, yaptıkları araştırmada, davacı patentinin koruma kapsamında kalacak şekilde, alınan raporlarda davalı tarafından … kodlu ürünler üretildiğini ve ürünlerin 1 ve 2 nolu istemlerde yer alan unsurlara tecavüz eder şekilde kumaşların piyasaya sürüldüğünü bu nedenle davalının ürünlerinin müvekkilinin patent hakkına tecavüz etmiş olması sebebiyle patent hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, ürünlerin üretilmesi, ithalatı, ihracı, dağıtımının yapılmasının önlenmesine, üretilmiş ürünlerin malzemeleri toplatılmasına ve imha edilmesine karar özetinin gazetede ilanına, 100.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın hakısz rekabet en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA:Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının dayanağı olan patentin yenilik ve ayırt edicilik bulunmadığını, davacının Avrupa Patentinin , ABD patent başvurusuna dayandığını ve ABD patent başvurusunun reddedildiğini, bu hususu davacının bilinçli olarak mahkemeden gizlediğini, dilekçeleri ekinde ABD patent başvurusunun red kararı ve tercümesinin sunulduğunu, red gerekçelerinin incelenmesi gerektiğini, başvurunun 1-38 ve 44-47 arası istemlerinin reddedildiğini, 39-43 aralığındaki istemlerin ise Patent Ofisi’nin değerlendirmesinden önce başvurucu tarafından geri çekildiğini, Amerikan Patent Ofisi’nin davacının 1,28,44 ve 46 sayılı istemlerinin “DE 3247651 sayılı Tenge”, “ABD 2,810,281 sayılı Appleton” ve “ABD 4,283,194 sayılı Teague” patentleri ile bağlantılı olduğu gerekçesi ile reddettiğini, sayılı istemlerde de kumaşın dokuma tekniklerinin anlatıldığını, dilekçe ekinde buluşların istemlerinin sunulduğunu, 551 Sayılı KHK da bir buluşun yeni olabilmesi için tekniğin bilinen durumunun aşılmış olması gerektiğini, Amerika Patent Ofisi’nin red gerekçeleri incelendiğinde tekniğin bilinen durumunun aşılmadığının subuta erdiğini, davacı patentinin ana isteminin TEİJİN patentinin ve Woven Elastic Fabric Patentinin varlığı sebebiyle yeni olmadığını, ürünün 2006 yılından beri Türkiye de üretildiğini, 31/03/2010 tarihli 2010/02466 sayılı … karşısında da yeni olmadığını, davacının Avrupa Patentine buluşun yenilik niteliği bulunmadığından bahisle çeşitli şirketler tarafından itirazlar edildiğini, davacının patentin yenilik niteliğinin bulunmadığını bile bile çeşitli firmalara ihtarnameler göndererek haksız rekabet yarattığını beyanla karşı dava yönünden hükümsüzlük kararı verilmesini, haksız rekabet nedeniyle 1 TL maddi ve 1 TL manevi tazminata hükmedilmesini esas yönünden de dava konusu olan ürünlerin tedbir kararından sonra icra müdürlüğünce bulunmadığının tespit edildiğini , dava konusu kumaşlara müvekkilinin herhangi bir üretim yada satşı olmadığını , numune vasfı bile bulunmayan 60*60 ebatındaki ürünün fabrikadan gelen bir ürün olduğunu ürettikleri ve sattıkları bir ürün olmadığını, asıl davanın reddine , karşı davanın kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 22.02.20218 tarihli 2017/278 E. – 2018/42 K. sayılı kararıyla; “..davalı karşı davacı tarafın her ne kadar patentin hükümsüzlüğü talep edilmiş ise de ,referans olarak sunulan kayıt ve belge dikkate alındığında; davacıya ait 2013/15086 tescil nolu patentin kendine özgü yenilik tarif eden yeni bir buluş niteliğinde olup hükümsüzlük şartları ispat edilemediğinden yerinde olmayan karşı davanın reddine karar vermek gerekli ve yerinde görüldüğü…Asıl dava yönünden davalı tarafın patente konu ürünleri kullandığına ilişkin ticari amaçlı kullanıma yönelik bir husus ispat edilmediğinden delil tespiti niteliğinde bir inceleme olmayıp davacı tarafın sunduğu numunelerin kime ait ve nereden temin edildiği belli olmadığından patentin ticari amaçlı kullanımı hususu ispat edilemediği” gerekçesiyle; asıl davanın reddine,Karşı dava yönünden mevcut patentin sunulan deliller çerçevesinde hükümsüzlüğü ispat edilemediği gibi maddi ve manevi tazminat talebi yasal hakların kullanılması kapsamında yerinde olmadığından tüm talepler yönünden karşı davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı-K.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının dava konusu ürünleri kullanıma konu ederek ticari hayata sunduğu konusunda çekişme olmadığını, mahkemenin patente tecavüz iddialarının ispat edilemediği yolundaki değerlendirmelerin kabul edilebilir olmadığını, dava dilekçesi ekindeki delil listesinde Ek-4, Ek-6 arasında sırasıyla davalı yanın 52585, 52582 ve 52586 kodlu ürünlerine ilişkin test raporu sonuçları ve kumaş örneğinin ibraz edildiğini, bilirkişilerin bu kumaşların müvekkiline ait patente tecavüz ve iltibas oluşturduğunu tespit ettiğini, patent dökümanının 15. Sayfasında da belirtildiği üzere bir dokuma raporunun, kumaşın minimum yinelenme biriminin (birimsel bölümünün) bir grafik sunumu olduğunu, bunun anlamının, atkılar (pick) ve çözgülerin dokuma raporu tarafından gösterilen deseni yineleyeceğini, ürünlerin davacı patentinin 1 nolu isteminin koruma kapsamında kaldığını, tarifnamedeki açıklamalara göre elostemetrik ipliklerin sert ipliklere ortalama oranının 2:1 ve 1:5 (sınır rakamlar dahil) olduğunu, davalının davaya konu ürünlerinin tamamında elostemetrik ipliklerin sert ipliklere oranının 2:1 olduğunu, bu sınırın tarifnamede tercih edilen sınırlar içerisinde olduğunu, çözgü yoğunluğunun da 52585, 52582 ve 52586 kodlu ürünler de sırasıyla 50 tel/cm, 46,6 tel/cm ve 36 tel/cm çözgü sıklığına sahip olup , ürünlerin bu açıdan da müvekkilinin patentini ihlal ettiğini, mahkemenin ters tedbire hükmettiğini, davalı teminatı yatırmayınca müvekkili lehine tedbire hükmedildiğini ancak davalının bile bile adresinde erişilebilir şekilde muhafaza etmesinin beklenemeyeceğini, buna rağmen 60×60 ebadında bir parça elde edilerek kendilerine teslim edildiğini, tazminat talepleri bakımından hazırlanan rapora yönelik itirazları giderilmeden davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını beyanla, gerekirse tazminat talepleri bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılarak, asıl davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı- K.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili aleyhine patente tecavüz davası açılması üzerine, esas davaya dayanak patentin Amerika Patent Ofisi başvurusu reddedildiği ve bu başvuru dayanak teşkil edilerek yapılan Avrupa Tescilinin ise EPO nezdinde itiraz sürecinin devam ettiği için hükümsüzlük davası açtıklarını, mahkeme tarafından yapılan bilirkişi incelemesinde, davacının kumaşı ile benzer nitelikte olduğu iddia edilen ve müvekkiline fabrikalardan gelen 1A isimli ikinci kalite kategorisinde 60*60 cm bir parça bulunduğunu, bulunan parçanın numune niteliğinin dahi bulunmadığını, yapılan incelemede müvekkili şirketin deposunda gerekse de işyerinde bulunan kumaşlar arasında davaya konu kumaşlara rastlanmadığını, yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkiline ait olduğu bile ispatlanamayan kumaşların davacı patentine tecavüz ettiği sonucuna ulaşıldığını, müvekkilinin davacı-karşı davalıya ait kumaşları sattığının ve kazanç elde ederek davacıyı mağdur ettiğinin ispatlanamadığını,-Türkiye ve Avrupa Patentlerine rüçhan hakkı dolayısıyla kaynak durumunda bulunan Amerikan Patent Başvurusunun yenilik niteliğine haiz olmaması nedeniyle reddedildiğini, patentin hükümsüzlüğüne ilişkin sürecin beklenmemesinin hatalı olduğunu, patent başvurusuna itiraza ve davaya kaynak teşkil eden patentlerin, dava konusu patentin yeni olmadığını, tekniğin bilinen durumunun aşılmadığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu, davacı yanın Avrupa Patentinin Amerika Patent Başvurusu sebebiyle rüçhanlı olduğu; ancak Amerika Patentinin, Amerika İcatlar Kanunu 35 USC/103-a fıkrası uyarınca “yenilik niteliğinin olmadığı” gerekçeleriyle başvuruyu reddettiğinin dosyada mevcut evraklardan da görüldüğünü, davacı patentinin ana isteminin TEİJİN patentinin varlığı, başkaca patentler ve dokuma tekniğine ilişkin eserlerin varlığı nedeniyle yenilik niteliğinin bulunmadığının aşikar olduğunu beyanla kararın kaldırılarak karşı davanın kabulüne arar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:TPE kaydından, davacı tarafa ait TR 2013/15086 T4 sayılı “Örülmüş kumaşa benzeyen ve bu kumaş gibi iş gören dokunmuş kumaş ve bu kumaşın yapılması için usul” başlıklı patent başvurusunun, 24/02/2011 başvuru tarihli EP2539493B1 sayılı Avrupa Patent başvurusundan kaynaklanan rüçhan hakkından faydalanılarak, 20/05/2015 tarihinde tescil başvurusunda bulunulduğu,31/07/2015 tarihli yazıdan Patentin Resmi Bültende ilan edileceğinin bildirildiği, ancak henüz tescil edilmediği anlaşılmıştır. Patent belgelerinden Avrupa Patentinin (EP) başvurusunun da 26/02/2010 tarihli US 61/308,724 ve 12/05/2010 tarihli US12/778 ,547 sayılı ABD patentlerine dayandırıldığı anlaşılmıştır.Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde 52585, 52582 ve 52586 kodlu ürünlerin test raporu ve üç adet ürün numunesi sunduğu, test raporlarının kim tarafından hangi tarihte düzenlendiğinin rapor üzerinde yazılı olmadığı ve imzasız olduğu görülmüştür.Mahkemece tedbir talebinin değerlendirilmesi için Tekstil Mühendisi bilirkişiden alınan 15/02/2016 havale tarihli raporda: dosya ekinde sunulan 52585 -52582 -58586 kumaş numunelerinin tamamını 2013/15086 nolu patent belgesinin 1 nolu isteminin koruma kapsamında kaldığı aynı olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece iki tekstil mühendisi bilirkişi ve hukukçu bilirkişiden alınan 23/02/2017 tarihli raporda asıl dava yönünden; davalının 52585, 52582 ve 52586 kalite kumaşlarında elastansız atkı ipliklerinin 9 adet çözgü ipliğini atladığını ve elastanlı atkı ipliklerinin elastansız atkı ipliğine göre çözgü ipliklerine daha sıkı bağlandığını, davalı kumaşlarının dokusunun bu şekliyle davacıya ait kumaş patentindeki istemin aynısı olduğunu, kumaş numuneleri incelendiğinde; enine yönde (atkı yönünde) bir örgü kumaş gibi esnek olduğunu, bu yönüyle patent istemlerine uygun olarak bir örgü kumaş özelliği sağlayacak biçimde üretilmiş olduğunun anlaşıldığını, davalının 52585, 52582 ve 52586 kalitelerine ait kumaşlarının doku şekli ve kumaşın esnek oluşu bakımından davacının patenti ile koruma altına aldığı ve esas olarak örme kumaş özelliğini ön plana çıkardığı kumaş ile aynı yapıda olduğu, tüketiciyi aldatıcı nitelikte bulunduğunu, patente tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini beyan etmişlerdir.Bilirkişiler karşı dava yönünden; DE 3247651 TENGE patentinde; dokuma kumaşın örülmüş kumaş gibi işlev görmesi amacına yönelik olmadığı, dokumada kullanılan kimyasal ipliğin ısıl işlem etkisiyle küçülmesiyle daha düşük boyutta bir kumaş eldesinin amaçlandığını, dokumada elastik olmayan iplik ve elastik iplik kullanılmış olsa bile 2013/15086 sayılı patentin istemleriyle aynı veya benzer olduğundan söz edilemeyeceğini, EP 1676944 A1 TEİJİN FİBER patentinde; dokuma kumaşın örülmüş kumaş gibi işlev görmesi amacına yönelik olmadığı, dokumada kullanılan kimyasal ipliğin su emme etkisiyle şişmesi, kuruduktan sonra küçülen bir kumaş elde etmesinin amaçlandığını, dokumada doğal elyaf iplik ve elastik iplek kullanılmış olsa bile davacı patentinin istemleriyle aynı veya benzer olduğundan söz edilemeyeceğini, davalı-karşı davacının sunduğu diğer patentler ve tekniklerin de davacı patentin istemleriyle aynı veya benzer olmadıklarını, davacıya ait 2013 15086 tescil numaralı patentte tarif edilen dokuma yönteminin, daha önce kumaş üretiminde kullanılmamış , özgün bir uslup olduğunu, rijit dokuma yapılarından farklı olduğunu, yeni ve ayırt edici niteliğinin bulunduğunu, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını beyan etmişlerdir.Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; davalı tarafın 2011-2012-2013 yıllarına ait defterlerinin incelenmesinde ; dava konusu patente yönelik ayırt edici bir kod ya da ibare kullanılmadığı ticari defterlerinde ürün gruplarına yönelik alt hesaplar kullanılmadığı bu nedenle patente yönelik davalı satışının olup olmadığının tespit edilemediği beyan edilmiştir.
GEREKÇE:Davacı vekili asıl davada, davalının, müvekkilinin TR 2013/15086 T4 sayılı patentinin koruma kapsamında kalacak şekilde üretim yaparak piyasaya sunduğunu beyanla, patente tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı vekili karşı davasında, davacı patentinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve davacının eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle 1 TL maddi, 1 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile davalının ürünlerinin davacı patentinin 1 nolu isteminin koruma kapsamında kaldığının tespit edildiğini, tedbirden davalının haberdar olduğunu, tedbirin infazı sırasında buna rağmen 60×60 ölçülerinde kumaş bulunduğunu beyanla, gerekirse mali yönden bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı adına TR 2013/15086 T4 sayı ile başvurusu yapılan patentin, bültende ilan edildiği anlaşılıyorsa da, mahkemece yargılama aşamasında tescil işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılmamış, TPMK’dan sorulmamış, Dairemizce TPMK’dan celp edilen kayıtlardan, TR 2013/15086 T4 sayılı patent başvurusunun, Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) hükümleri uyarınca Avrupa Patent Ofisi’ne (EPO) başvurusu yapılan ve başvuruda Türkiye’nin de belirtildiği EP2539493B1 sayılı Avrupa Patenti’nin (EP) validasyonu olduğu, patentin 24/02/2011 başvuru tarihinden itibaren 20 yıl süreyle verildiği ve geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükümsüzlüğe ilişkin karşı davanın reddi kararının kaldırılmasını talep etmiş, gerekçe olarak da, davaya konu patentin ve Avrupa Patentinin (EPC) dayanağı US12/778,547 sayılı patent başvurusunun reddine ilişkin Birleşik Devletler Marka ve Patent Ofisi’nin red kararını ve red kararına gerekçe yapılan, davacı patentinin yeniliğini kaldırdığı beyan edilen yabancı patent belgelerini göstermiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde, mahkemece hükümsüzlüğe konu karşı dava yönünden alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, davacı patent belgesi ve hükümsüzlük delili olarak sunulan belgelerin yenilik incelemesi ve buluş basamağı yönünden karşılaştırmasının usulüne uygun bulunmadığı, bilirkişi heyetinde tekstil mühendisi bilirkişiler bulunuyorsa da, patent konusunda uzmanlıklarının bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın patent vekili bilirkişi ile kumaş üretimi konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişilerden, gerekirse tekstil mühendisliği fakültelerinden akademisyen bilirkişilerden oluşturulacak heyetten rapor alınarak, yenilik giderici delillerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine, bu aşamada davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİnin 22/02/2018 tarihli 2017/278 E., 2018/42 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Bu aşamada davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına,2-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,3-Davalı karşı davacı vekili tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,-Davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmemesi nedeniyle istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırdığı 35,90 TL ve 98,10 TL harçların talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 4-İstinafa geliş aşamasında davalı karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 47,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 145,10 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine, -İstinafa geliş aşamasında davacı karşı davalı tarafından yapılan 64,00 TL’nin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 21/05/2021