Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2439 E. 2021/881 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2439 Esas
KARAR NO: 2021/881
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI: 2017/352 E. – 2018/139 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 1991 yılında kurulduğunu, iç ve dış aydınlatma alanlarında profesyonel üretim yapmakta olduğunu, 1000′ e yakın ürün yelpazesi olduğunu, 50 den fazla tasarım tescil belgesiyle, dünyanın pek çok ülkesinde satış yaptığını,müvekkili şirketin bulunduğu sektörde tanınmış bir tacir olduğunu, müvekkili tarafından tasarlanan aydınlatma armatürlerinin piyasada talep edilen ve başka firmalarca taklit edilen ürünler olduğunu,davalı firmanın yeni olmayan ürünler için tasarım tescil belgesi almış olduğunu, müvekkili aleyhine haksız rekabette bulunduğunu, davalı tarafından tescil ettirilen 2011 07861 -4 sayılı ve 2014 06575 -2 sayılı tasarımların yeni ve ayırt edici özelliğe sahip olmadığını, ayırt edici nitelik belirlenirken gözönünde bulundurulması gereken hususun tasarımın genel görünümünün öncekilerden farklı olup olmadığı olduğunu, davalı firmaya ait 2011 07861 -4 nolu tasarım ile müvekkilinin daha önceden tescil ettirdiği 2009 01799-2 ve 8 numaralı tasarımları taklit etmiş olduğunu, davalı tarafın tasarımı ile müvekkilinin tescilli tasarımının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının geniş bir seçenek özgürlüğü varken, müvekkilinin ürününün benzerini tescil ettirmiş olmasının kötü niyetli göstergesi olduğunu, davalı firma adına tescilli 2014 06575 -2 numaralı tasarımın yıllardır sektörde kullanılan model olduğunu, müvekkilinin 2009 tarihli kataloğunda yer alan PL 10440 kod no’lu ürünün tasarımı ile aralarında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, 2004 03397-7 nolu tasarımda yer alan ögeler ile benzerlik içerdiğini, tasarımda yapılan değişikliklerin ürüne ayırt edici özellik katmadığını, 2011 02461-13 no’lu tasarım ile davalı tasarımının alt kısmındaki kaidenin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ,2012 06024 -1 ve 2013 00253-2 no’lu tasarımların kollarının davalı tarafın tasarımlarında kullanılan ögelerle benzer bulunduğunu, tasarımcının başka bir tasarımın aynısını veya küçük farklılığı içeren bir tasarımı önceki tasarımdan habersiz olarak tasarlamasının , tasarımın yeniliği için yeterli olmayacağını beyanla dava sonuçlanıncaya 2011/07861 ve 2014/06575 nolu tasarım tescil belgelerinin 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile ayrıca davalı adına tescilli 2011/07861-4 ve 2014/ 06575-2 nolu tasarımların yeni olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, harç masraf ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkil şirkete ait 2014 06575 nolu tasarım hakkında hükümsüzlük talep edebilmesinin mümkün olmadığını, bu tasarım yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının gerçeği yansıtmamakla beraber bunda bir hukuki yararının bulunmadığını, bir tasarımın gerçek hak sahibinin başkası olması gerekçesine dayanılarak hükümsüzlüğünün ancak gerçek tasarım sahibi tarafından istenebileceğini, davacı şirket adına tescilli 2009/01799-2 ve 2009/01799-8 numaralı tasarımlar ile müvekkili şirket tasarımları arasında açıkca görülen farklılıkların bulunduğunu, her ne kadar ortak ögeler bulunsa da genel görünüm itibarı ile tasarımların farklılık arz ettiğini, ayırt edicilik ve yenilik unsurları belirlenirken göz önünde bulundurulacak hususun tasarımın bütünü olduğunu,tasarımların benzer olduğu iddiasının kabulünde dahi ,2 yılı aşkın bir süredir müvekkil şirket tasarımından haberdar olan ve buna ses çıkarmayan davacı tarafın uzunca bir süre sonra dava ikame etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkili şirketin lisans sözleşmesi yaptığı firma ile aralarında devam etmekte olan aydınlatma ürünlerine ilişkin bir tecavüz davası kapsamında davacının tescilinin hükümsüzlüğünü talep ettiği tasarımdan haberdar olduğunu, davacının 3.kişi firmalara ait tasarımları ileri sürmek suretiyle hükümsüzlük talep edemeyeceğini, benzer olarak iddia edilen tasarımlar ile müvekkili şirkete ait tasarımlar arasında genel görünüm veya parça parça yapılacak olan incelemede dahi benzerlik görülemeyeceğini, müvekkili şirketin tescilli tasarımları bulunan tasarım departmanında birden fazla bir ekiple çalışan kurmuş olduğu ekip ile aydınlatma sektöründe öncü bir firma olduğunu , davacının kamuya sunulmuş ,tasarımlar açısından hukuki yararının bulunmadığını ,başkası adına tescilli bir takım tasarımlara dayanarak hak sahipliği gerekçesiyle hükümsüzlük talebinde bulunma hakkının haiz olmadığının kabulü ile açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “..Dosya kapsamına ve hükme esas olarak alınan,14/03/2017 tarihli kök ve 20/09/2017 tarihli ek raporda; bilirkişi heyetinin, Dış Mekan Aydınlatma Direği Tasarımını,taban,direk ve üst aydınlatma bölümü olarak incelenmiş,tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verildiği,her iki tasarımda da (davalıya ait 2011/07861 sayılı çoklu tasarım belgesi 4 nolu tasarımı ve davacıya ait 2009/01799 sayılı tasarım) 3 adet aydınlatma kolu ve merkez direk ile eşit aralıklarla yerleştirilmiş, aydınlatma elemanları bulunduğunu, , davalı tasarımının üst kısmında yer alan,aydınlatma elemanlarının ve alt ögelerinin benzer formda ve yerleşimde olduğunu, direk ve taban bölümü karşılaştırmasında; davalıya ait tasarımın düz silindir şeklinde olduğu,davacıya ait tasarımda dalgalı form kullanıldığı,taban bölümünde ayak kaidelerinin kesitlerinin birbirinden belirgin derecede farklı olduğunu, ancak direk bölümü ve tabandaki farklılaşmanın tasarımlara ayırt edicilik kazandırmadığını bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin izlenim bırakacağını beyan ettikleri esasen ilk raporda da benzer görüşe yer verildiği gözönüne alınarak, davalıya ait Davalı adına tescilli 2011/07861 sayılı çoklu tasarım belgesi 4 nolu tasarımının yenilik unsuru taşımadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir. Davaya konu 2014/06575- 2 numaralı tasarım ile dava dışı,20014/03397 -7 numaralı tasarım ve 2011/02461-13 numaralı arasında üst ve alt ögelerinin benzer formda ve yerleşimde olduğu,direk bölümü ve taban kısmında olan farklılaşmanın ise karşılaştırılan tasarımlara ayırt edicilik katmadığı, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin izlenim bırakacağını, tasarımcının sınırsız tasarım özgürlüğü bulunduğunu beyan ettikleri esasen ilk raporda da benzer görüşe yer verildiği gözönüne alınarak, Davalı adına tescilli 2014/06575 sayılı çoklu tasarım belgesi 2 nolu tasarımının yenilik unsuru taşımadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Davacının, üçüncü bir kişinin tasarımlarını belirterek, müvekkil şirkete ait 2014/06575 (2) nolu tescilli karşılaştırılmıştır. Önemle belirtmek gerekir ki; davacı tarafın, farklı bir firmanın ürününü delil göstererek tarafımızın ürününün sicilden terkinini hem dava açmakta hukuki yararı olmaması hem de 554 sayılı KHK madde 44/2 ye göre talep etmesi mümkün değilken, ilgili tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Müvekkil şirket adına tescilli 2014/06575 (2) nolu tasarıma ilişkin: Davacı yanın 3. kişi firmalara ait tasarımları ileri sürmek suretiyle hükümsüzlük talep edemeyeceği hususunu tekrarlamakla birlikte davacı yanın benzer olduğunu iddia ettiği tasarımlar ile müvekkil şirkete ait tescilli tasarımlar arasında genel görünüm itibari ile benzerlik bir yana parça parça yapılacak olan incelemede dahi bir benzerlik bulunmamaktadır. Müvekkil şirkete ait tescilli tasarım yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine haizdir. Müvekkil şirket adına tescilli 2011/07861 (4) nolu tasarıma ilişkin: Müvekkil şirkete ait tasarım ile davacı yana ait tasarımla mukayese edildiğinde renk, direklerin oyuntuları, alt (ayak) kısımlarının çap genişliği, oyuntu ve kenarlarının birbirinden farklı olduğu açıkça ortadadır. Kaldı ki, AB ve dolayısıyla Türk Hukukuna göre, ayırt edici nitelik ve yenilik unsurları belirlenirken göz önünde bulundurulacak husus tasarımın bütünüdür. Davacı yanın her iki tasarımın benzer olduğu iddialarını kesinlikle kabul etmemekle birlikte, her iki tasarımın davacı yanın iddia ettiği şekilde benzer olduğu iddiasının kabulü halinde dahi 2 yılı aşkın bir süredir müvekkil şirket tasarımından haberdar olan ve buna ses çıkarmayan davacı tarafın uzunca bir süre sonra dava ikame etmesi Yargıtay içtihatları uyarınca dürüstlük kuralına aykırıdır. Bununla birlikte tescilli bir tasarım yalnızca bir görselden ibaret değildir. Ortada üretilmiş bir ürün vardır. Daha önce ortaya çıkartılmış olan ürünlerden farklı bir görünüme sahip bu ürünün benzerlik değerlendirmesi yapılırken keşif ile fiziken var olan ürün üzerinde kapsamlı bir inceleme yapılmaksızın yalnızca tasarım tescil sorgusunda yer alan tek açıdan çekilmiş görsel ile inceleme yapılması yeterli değildir. Zira Yüksek Mahkeme de yerleşik içtihatlarında keşif ile inceleme yapılma imkânı varken yalnızca görsel üzerinde yapılmış olan incelemenin yetersiz olacağına hükmetmiştir. Sadece tescil belgesine konu olan tasarımın görülmesi ya da incelenmesi de yeterli değildir. Endüstriyel Tasarım tescil belgesine konu olan tasarımın hükümsüz kılınması için sunulan muadil tasarımların da somut olarak görülmesi ve incelenmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle söz konusu rapordaki tespitler hatalıdır….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ; endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı, tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.Somut olayda hukuki ihtilaf davacı adına tescilli 2011/07861-4 ve 2014/06575-2 nolu tasarımların ” yenilik ve ayırt edicilik” unsuru taşıyıp taşımadığı noktasındadır.Bir tasarımın 554 sayılı KHK’nın koruma kapsamında görülebilmesi için 5, 6 ve 7. m. uyarınca yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip olması gerekir. Bunlardan 5.m. de tasarım belgesi almanın genel şartları (yenilik ve ayırt edicilik unsuru), 6.m. de “yenilik” unsuru, 7.m. de ise “ ayırt edicilik” unsuru düzenlenmiştir. Bu anlamda bir tasarımın elde edilmesinde harcanan dikkat, çaba, tecrübe aktarımı gibi hususların tek başına bir önemi bulunmamaktadır. Tasarımın korunması için, kaliteli, estetik, faydalı ya da işlevsel olması gerekmemektedir. Bununla birlikte tasarım koruması talep edilen görünümün, fikri veya zihni bir emek ve çabanın ürünü olması gerekmektedir. Bir tasarımın yenilik özelliği taşıyıp taşımadığını tespitinde, bu tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olmasına, yani objektif yenilik özelliğine sahip olup olmadığına bakılır. KHK’nın 6.m. uyarınca, küçük ayrıntılarda farklılık varsa tasarımlar aynı kabul edilir. Bir tasarımın kamuya sunulması ile kastedilen şey, tasarım konusu ürünün her hangi bir fuarda sergilenmesi, ticaret mevkiine konulması, kullanılması, yayınlanması, kamuya duyurulması vb. yöntemlerle kamunun bilgi erişimine sunulması faaliyetlerdir (KHK 6/2 m.). Bir tasarımın yeni sayılması için, başvuru tarihinden geriye doğru 12 aylık süre içerisinde kamuya sunulmamış olması gerekir. Bu anlamda yenilik unsuru, hukuki değil fiili bir duruma ilişkindir. Yenilik unsuru bulunmayan bir tasarımın ayırt edici olup olmadığına bakılmaz. Tasarımda önemli olan dış görünümdür. Görünmeyen unsurların tasarımın yeniliğine etkisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, 554 sayılı KHK’da bu konuda açık bir hüküm bulunmamasına rağmen, görünmeyen unsurların tasarım korumasında dikkate alınmayacağı yolunda öğreti ve uygulamada görüş birliği bulunmaktadır. Yine 554 sayılı KHK’ya mehaz AB Tasarım Yönerge’sinin 3/4 m. ile Tasarım Tüzüğü’nün 4.m. de de görünmeyen unsurlar tasarım korumasının dışında bırakılmıştır. Yenilik kavramı daha çok fiili bir duruma ilişkin olup her bir somut olayda ve somut ürün yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Bununla birlikte yenilik unsurunun varlığı için önceden hiç bilinmeyen bir görünümün elde edilmesi veya bilinen bir görünümün değişik yorumlarla ve yaklaşımla yeniden tasarlanması olgusunun varlığı gerekir. Fikri mülkiyet hukukunda taklidin yasak, esinlenmenin ise serbest olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bu olgu öğretide “yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi” olarak ifade edilir (Tekinalp, Fikri Mülkiyet, s.32). . Bir tasarımın ayırt edici nitelikte olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenime göre belirlenir. Ayırt edicilik tespit edilirken ayrıntıya girilir ve detaylı inceleme yapılır. Bilgilenmiş kullanıcı kesinlikle bir uzman değildir. Tasarım konusu ürünü kullanarak tasarım konusunda bilgi sahibi olmuş, deneyim sahibi kullanıcı bilgilenmiş kullanıcı olarak kabul edilir. Bu anlamda ara veya nihai tüketici kapsamına girebilir.Eldeki davada , dava konusu ürünler ayaklı kollu aydınlatma direği vasfında ürünlerdir. Bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak incelendiği üzere ; ürünlerin mahiyeti gereği sınırsız bir tasarıma imkan sağladığı, teknik zorunluluklar haricinde ve benzerliklerden yola çıkılarak yapılan teknik değerlendirmede , hükme alınmaya elverişli ve yeterli görsel çizim ve fotoğraf barındıran raporlara ve ek rapora göre “…;Davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ ne ait 2011/07861 (4) nolu tasarımın başvuru tarihi olan 29/12/2011 tarihinden önce kamuya sunulduğu , bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığını, Davalı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ ne ait 2014/06575 (2) nolu tasarımın başvuru tarihi olan 23/09/2014 tarihinden önce kamuya sunulduğu , bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığını; Dış Mekan Aydınlatma Direği Tasarımını,taban,direk ve üst aydınlatma bölümü olarak incelenmiş,tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verildiği,her iki tasarımda da (davalıya ait 2011/07861 sayılı çoklu tasarım belgesi 4 nolu tasarımı ve davacıya ait 2009/01799 sayılı tasarım) 3 adet aydınlatma kolu ve merkez direk ile eşit aralıklarla yerleştirilmiş, aydınlatma elemanları bulunduğunu, , davalı tasarımının üst kısmında yer alan,aydınlatma elemanlarının ve alt ögelerinin benzer formda ve yerleşimde olduğunu, direk ve taban bölümü karşılaştırmasında; davalıya ait tasarımın düz silindir şeklinde olduğu,davacıya ait tasarımda dalgalı form kullanıldığı,taban bölümünde ayak kaidelerinin kesitlerinin birbirinden belirgin derecede farklı olduğunu, ancak direk bölümü ve tabandaki farklılaşmanın tasarımlara ayırt edicilik kazandırmadığını bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin izlenim bırakacağını beyan ettikleri esasen ilk raporda da benzer görüşe yer verildiği gözönüne alınarak, davalıya ait Davalı adına tescilli 2011/07861 sayılı çoklu tasarım belgesi 4 nolu tasarımının yenilik unsuru taşımadığı,Davaya konu 2014/06575- 2 numaralı tasarım ile dava dışı,20014/03397 -7 numaralı tasarım ve 2011/02461-13 numaralı arasında üst ve alt ögelerinin benzer formda ve yerleşimde olduğu,direk bölümü ve taban kısmında olan farklılaşmanın ise karşılaştırılan tasarımlara ayırt edicilik katmadığı, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin izlenim bırakacağını, tasarımcının sınırsız tasarım özgürlüğü bulunduğunu beyan ettikleri esasen ilk raporda da benzer görüşe yer verildiği gözönüne alınarak, Davalı adına tescilli 2014/06575 sayılı çoklu tasarım belgesi 2 nolu tasarımının yenilik unsuru taşımadığı belirlenmiştir. Yenilik ve ayırt edicilik unsurunun belirlenmesinde sadece davacının değil dava dışı kişi/ kişilerin önceden kamuya sunulmuş tasarımlarının da nazara alınacağı, mahkemenin bu yönde karşılaştırma yapmasının davanın araştırma ve inceleme tekniğine uygun olduğu görülmekle ve Tasarımın hükümsüzlüğü koruma süresinin devamınca veya hakkın sona ermesini izleyen beş yıl içinde dava edilebileceğinden, MK 2. Maddenin uygulanma koşulları oluşmadığından davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4-Davacı yan avansından kullanılan iki tebligat gideri 28,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 22/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.