Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2432 E. 2021/770 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2432 Esas
KARAR NO : 2021/770
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI : 2016/172 E. – 2018/126 K.
DAVANIN KONUSU : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:
Davacı dava dilekçesinde; kendisi tarafından yazılan ve veri tabanı oluşturulan Veraset Dosya Takip Programının 01/01/2014 tarihinden itibaren davalı idareye bağlı Rıhtım Veraset ve Harçlar, Yeditepe Veraset ve Harçlar ile Hisar Veraset ve Harçlar vergi Daireleri tarafından kullanmaya başlandığını, söz konusu vergi dairelerinin Excel ortamında tuttukları 570.000 civarında veraset arşiv kayıtlarının uzun çalışmalar sonucunda standart verilere dönüştürülerek, veri tabanına alındığını, 01/01/2014 tarihinde uzun bir çaba sonucunda programın kullanılabilir hale getirildiğini, üç vergi dairesinin veraset servisi tarafından program yolu ile veri kayıtları işlenmeye başlanmış olduğunu, sözlü olarak programın resmileşmesi talebine rağmen davacı ile herhangi bir sözleşme yapılmadığını, bahsi geçen programın , davacının kendisi tarafında 22/06/2016 tarihinde İEE/VT/2391 kayıt tescil numarası ile 01/01/2014 tarihi esas alınarak tescil edilmiş olduğunu, sonrasında yapılan görüşmelerdende sonuç alınamadığını bunun üzerine davalıya İst.25. Noterliği aracılığı ihe ihtar çekildiğini , programın kullanıldığı her ay ve her daire için 500.000 TL ( Aylık üç vergi dairesi için 1.5000,00 ) TL tutar üzerinden hesaplanacak tutarın yasal faizi ile kendisine ödenmesini talep ettiği,davalı idarenin ise 25/08/2016 tarihli yazısı ile ilgili kurumda gelir uzmanı olarak çalışıyor olmasından dolayı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 18 .maddesine atıfta bulunarak eser üzerindeki hakların kullanımının davalı idareye ait olduğunu iddia ettiğini beyanla ; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere telif hakkı tarafına ait olan Veraset Dosya Takip Programı’nın kullanıldığı aylara ait bedelin bir bölümünden oluşan 3.000 TL tutarındaki maddi hakkın 5846 sayılı FSEK in 68.maddesi uyarınca üç katı olan 9.000TL nin yasal faizi ile birlikte maddi tazminat olarak davalıdan harç masraf ve ücreti vekalet ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili rapora karşı itirazları ile birlikte talebini 30.000TL’ye artırmış ve talebini harçlandırmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 23/09/2011 tarihinden beri Rıhtım Veraset ve Harçlar Vergi dairesinde gelir uzmanı olarak çalıştığını, halen davalı idarede çalışmakta iken, idarenin bilgi ve belgelerinden faydalanmak sureti ile dava konusu yazılımı yazdığını, dava konusu programdan önce dairede herhangi özel yazılım programı kullanılmadığını, Excel dosyaları üzerinden dosyalar oluşturulduğunu, şu an eski sisteme devam edilmekte olduğunu herhangi bir program kullanılmadığını, davacının yazmış olduğu programın veri tabanının Rıhtım, Hisar ve Yeditepe Vergi dairelerinde kullanıldığından bahisle, 22/06/2016 tarihinde 01/01/2014 üretim ve ayniyat tarihi ile kayıt ve tescil ettiğini, davacının yaptırdığı tescilin beyana dayalı olduğunu ,kişiye herhangi bir hak vermeyen bir işlem olduğunu, davacının yazmış olduğu programın kullanıldığı aylara ilişkin bedel talebinde bulunulmuş ise de davacının beyanı üzerine yapılan kayıt ve tescilin davacıya herhangi bir hak sahibi sıfatı vermediğini, 01/01/2014 tarihinin de üretim ve ayniyat için kesinlik kazanmış tarih olmadığını, davacının, davalı idarede çalıştığı esnada dairenin iş ve işlemlerinde kullanılmak üzere yazdığı bilgisayar ve veri tabanı programının işin görüldüğü sırada meydana getirilen bir eser olduğunu, ,davacı ile davalı arasında özel bir sözleşme olmadığını ,işin niteliği itibarı ile 5846 sayılı kanunun 18.maddesi hükmü gereğince, davacı taleplerinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…5846 Sayılı FSEK 2/a bendinde “bilgisayar programlarının ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının” İlim ve Edebiyat eseri kapsamında korunacağının düzenlendiği, davacı tarafın 01/01/2014-Ağustos 2016 tarihleri arasında davaya konu “VERASET DOSYA TAKİP PROGRAMI” isimli programın kullanım bedelini , aynı zamanda da 570.000 civarında veri kaydının veri tabanına işlenmesi bedelini talep ettiği, 570.000 adet veri kaydının ( davacı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde; program kullanıma açılmadan ancak program kullanılarak veri tabanına atıldığını beyan ettiği ) yazılımla birlikte eski kayıt girişi için bir menu açılarak kullanıma açıldığını , programın mükerrer ve hatalı işlemleri engellemek için üç vergi dairesinin birbirinin görme imkanı sağladığını beyan ettiğinin anlaşıldığı, 24/02/2017 tarihli bilirkişi kök raporunda; teknik olarak davaya konu programın ortaya çıkarılması ve işletilmesinin yazılım ve mühendislik yönü yüksek, yoğun çalışma ve bilgi donanımı gerektiren, yazılımcılar tarafından oluşturulabilecek bir program olduğunu, davacının yazılımının ilim ve edebiyat eseri kategorisinde korunacak ,mali haklar ile manevi hakları davacıya ait olan orijinal bir bilgisayar programı olduğunu, beyan ettikleri anlaşılmakla, davaya konu bilgisayar yazılımının davacının hususiyetini taşıdığı ve eser vasfında olduğu,ayrıca davacının eser sahibi olduğunun ispatlandığı, davalı tarafça davacının, davalı kurum çalışanı olduğu ve FSEK 18/2 Madde gereğince hak iddia edemeyeceğinin iddia edildiği, FSEK 18/2 maddesinde “Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır.Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır ” hükmünün mevhumu muhalifinden, çalışanın yaptığı işin kapsamında olmayan, ancak çalıştığı süre içerisinde meydana getirdiği eserin sahibinin çalıştıran olmadığı sonucuna ulaşıldığı, davalı Kurum tarafından düzenlenen ve dosya kapsamında bulunan 21/11/2017 tarihli belgeden davalının devlet memuru olduğu ve Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yaptığı gözönüne alınarak, davacının meydana getirdiği “VERASET DOSYA TAKİP PROGRAMI” nın, işin görülmesi sırasında meydana getirilmiş olsa da iş ilişkisi kapsamında değerlendirilemeyeceği , eserin mali ve manevi haklarının davacıya ait olduğu kanaatine varıldığı, davalı tarafça FSEK 52. Madde gereğince eserin mali haklarının kendisine devredildiğine dair sözleşme yada delil sunmadığı, yazılımın da bir süre davalı Kurum tarafından kullanıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ancak davacı tarafça İstanbul 25. Noterliği’nin 17/08/2016 tarihli 24501 sayılı ihtarnamesinin tebliği üzerine kullanıma son verdiği her iki tarafın da kabulünde olduğu, bu durumda çözülmesi gerekin sorunun, 01/01/2014-Ağustos 2016 tarihleri arasında davaya konu “VERASET DOSYA TAKİP PROGRAMI” isimli programın kullanımı için ve veri tabanı için bedel istenip istenemeyeceğinden kaynaklandığı, Fsek 22/son Md “Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi,çalıştırılması,iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar” ve FSEK 38/3 Madde de “Bilgisayar programını yasal yollardan edinen kişinin programı yüklemesi,çalıştırması ve hataları düzeltmesi sözleşme ile önlenemez” hükümlerinin mevcut olduğu, davacının davalı kurum çalışanı olduğu, davacı tarafça davalı kurumun bilgisayarına dava konusu yazılımın yüklendiği ve bedel talep edilen dönem içinde davacının izni ile kullanıldığı anlaşılmakla, FSEK 38/3 madde gereğince yazılımın yasal yollardan edinildiği ve çalıştırıldığı ve ihtarname gönderilmesi üzerine de kullanımın bırakıldığı, aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı tarafça telif ve kullanım bedeli talep edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafça eserin mali haklarının FSEK 52 md kapsamında kendisine devrediliğine dair sözleşme ya da delil sunulamadığı, müvekkilinin sözlü olarak programın resmileştirilmesi taleplerine rağmen müvekkil ile herhangi bir sözleşme yapılmadığını, mahkemenin programın yasal yollarla edinildiği, davacının izni ile kullanıldığı ve aksinin davacı tarafça ispatlanamadığına ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, FSEK 38/3 maddesi gereğince yasal yollarla edildiği yargısının yanlış yorumlamadan kaynaklandığını, davalının da programı yapan kendi personelimiz diyerek mali hakların kendilerine ait olduğunu iddia ettiğini, rıza alınmadığının ortada olduğunu, noter ihtarına da mali hakları bize ait olan programı tescil ettirdin, disiplin ve adli soruşturma başlatılacak şeklinde cevap verildiğini, davalı kurumun noter ihtarından 18.08.2016’da teslim alınmıştır 23.08.2016’ya kadar da kullanmaya devam ettiğini, programın yasal izin ve rıza ile kullanıldığını ispat yükünün davalıda olduğunu, FSEK 72md sinin de bu yönde olduğunu, mahkemenin hükme esas aldığı kanun maddelerinin de hatalı olduğunu, bilirkişi raporu ve delilere göre eserin mali haklarının müvekkiline ait olduğunun ortaya koyulduğunu, FSEK 52’de şekil şartının düzenlendiğini, programın kullanımına ilişkin yazılı sözleşme bulunmadığını, yasal izin alınmadığından eser sahibinin sözleşme yapılması halinde isteyebileceği bedelin üç katını isteyebileceğini, bilirkişi heyetinin piyasa araştırması yapmadan değer takdir ettiğini, bu nedenle bilgisayar Mühendisleri Odası’na kayıtlı yeni bir bilirkişiden rapor alınarak yeniden değer belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı VERASET DOSYA TAKİP PROGRAMI isimli bilgisayar yazılımının eser niteliğinde olduğunu ve davalı yanca haksız kullanıldığını iddia ederek FSEK 68.md gereğince tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
FSEK 18. maddesi; “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir” hükmünü içermekte olup, davacının davalı kurumda çalışan devlet memuru olduğu, genel idare hizmetleri sınıfında görevde yaptığı; somut uyuşmazlığa konu “VERASET DOSYA TAKİP PROGRAMI”, işin görülmesi sırasında davacı yanca meydana getirilmiş ise de; iş ilişkisi kapsamında olduğundan söz edilemeyeceği, programın ilim ve sanat eseri kapsamında korunacağı, eserin mali ve manevi haklarının davacıya ait olduğu anlaşılmaktadır.Ancak, dava konusu yazılımın davacı tarafça davalı kuruma ait bilgisayara yüklendiği ve çalıştırıldığı ve davacı asilin 17.01.2017 Tarihli duruşmadaki beyanına göre davacı yanın ihtarnamesi ile kullanıma son verildiği anlaşılamakla dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalının yazılımı yasal yollardan edinmiş olması, ihtarname ile kullanıma son vermesi nedeni ile telif ve kullanım bedeli talep edilemeyeceğine ilişkin ilk derece mahkemesinin gerekçesi yerinde olup davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 md gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.