Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2426 E. 2021/741 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2426 Esas
KARAR NO: 2021/741
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2018
NUMARASI: 2017/314 E. – 2018/120 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … sinemasında dönemin en popüler filmlerinin bir çoğunun yapımcılığını yapmış köklü bir şirket olduğunu, dava konusu ettikleri … isimli sinema eserlerinin bir kısmının imal ettiren sıfatıyla eser sahibi, bir kısmının ise hakların devri dolayısıyla hak sahibi olduğunu, 5846 sayılı FSEK ‘ in 8.maddesinde 12.06.1995 yılında yapılan değişiklik öncesi düzenlemeye göre bir sinema eserinin sahibinin onu imal ettiren olduğunu, FSEK Ek -2 maddeye göre yapılan değişikliğin imal ettiren yapımcısının eser sahipliğini ortadan kaldırmadığını, tüm bu eserlerin 1995 öncesi yapım olması hasebiyle bu eserle ilgili hakların müvekkilinin uhdesinde olduğunu, davalının ise söz konusu … TV isimli kanalda yukarıda sayılan müvekkiline ait eserleri izinsiz ve sözleşmesiz olarak yayınladığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak FSEK 68.madde gereği 3 kat olarak şimdilik 1000 TL telif tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak, müvekkiline ödenmesine, muhtemel tecavüzün men’ ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde 2009-2010 ve 2012 yıllarında müvekkiline ait TV kanalında hak sahipliğinin davacıda olduğu iddia edilen sinema filmlerinin izinsiz ve haksız gösterildiği iddiasının, B.K.md 72 belirlenen zamanaşımı sürelerini geçmiş olup, davacının taleplerinin öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini, davacının belirsiz alacak davası açmasının usule aykırı olduğunu, ancak davacının talebini FSEK 68 md.’ye dayandırdığını, bu durumda davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına hukuken imkan bulunmadığını, sinema filmlerinin rayiç bedellerinin belirli olup, davacının mali hakları kendisinde olan sinema filmleri ile ilgili gösterim bedeli olarak sözleşme yapmış olması gerektiğini, eğer yapmış ise bu sözleşmelerde gösterim bedellerinin yıllar itibariyle belirli olması gerektiğini, bu itibarla davacının iddia ettiği tazminat talepleri ile ilgili olarak dilekçesinde yazdığı 1.000,00 TL ile bağlı olduğunu, dava konusu sinema filmlerinin müvekkili şirket tarafından izinsiz kullanılmadığını, söz konusu filmlerin gösterimine ilişkin, bu filmin yayın haklarını elinde bulundurduğunu beyan ve taahhüt eden … San ve Tic. A.Ş isimli firma ile müvekkili yayıncı kuruluş arasında çeşitli tarihlerde “lisans sözleşmesi” yapıldığını, söz konusu sözleşmeler ile belirlenen sinema filmlerinin gösterim bedeli olarak davacı şirkete; dava dilekçesinde belirtilen 2009-2010-2011 ve 2012 yıllarındaki gösterimler için toplam 513.822,14 TL kullanım bedeli ödendiğini, iş bu ödemelerin defter kayıtları ve ödeme belgeleri ile sabit olduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olarak açıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “dava konusu uyuşmazlığın davacının yapımcısı ve telif hakkı sahibi sinema filmlerin davalıya ait televizyon kanalında izinsiz olarak yayınlanıp yayınlanmadığı, yayınlanmış ise davacının FSEK 68. Madde gereğince tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkin olduğu, dosya içerisine celbedilen 15.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı tarafın dava dilekçesinde, davaya konu filmlerin davalıya ait kanalda 2011 ila 2013 yıllarında yayınlandığını ileri sürdüğünden, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, davacı şirketin, dava konusu “…” filmleri hariç dava konusu (geriye kalan) 70 filmin üzerinde hak sahipliğinin bulunduğu, … gerek …, gerekse RTÜK’ e gönderilen müzekkereler neticesinde yayın kayıtlarına ilişkin bir veri temin edilemediğinden, uyuşmazlık konusu filmlerin davalıya ait kanalda yayınlanıp yayınlanmadığına ilişkin bir tespit yapılamadığı” sonuç ve tespitine vardıklarının belirtildiği, yine dosya içerisine celbedilen imza asılları, imza sirküler asılları, sözleşme , muvafakatname asılları ve … mahkemece alınan imza asıllarını taşıyan belgelerin incelenmesi için dosyanın grafoloji uzmanı bilirşiye tevdii edildiği, grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 24.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “inceleme konusu … Sanayi ve Ticaret A.Ş ile … San Tic. A.Ş ( … TV) arasında düzenlenmiş 22.02.2010, 01.04.2010 ve 01.05.2010 tarihli ve Protokol başlıklı belgelerdeki … San Tic. A.Ş kaşe izleri üzerinde atılı imzaların, kişinin dosyada mevcut imza örnekleriyle aralarında saptanan benzemezliklere nazaran, … eli ürünü olmadığı, tetkik konusu diğer belgelerdeki … San Tic. A.Ş kaşe izleri üzerinde atılı imzaların, kişinin imzalarıyla aralarında saptanan uygunluk ve benzerliklere nazaran …’nun ile ürünü olduğu ” sonucuna varıldığının belirtildiği, davacı vekili 11/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; “…” filmlerinin hak sahibinin müvekkili olduğunu, sözleşmeler ile süresiz olarak hak sahipliğini devraldığını, davalının sözleşme bedellerini ödediğine dair makbuzlarını sunmadığını, … Ltd.Şti.’ne gönderilen yazı cevabında yayın bilgisinin geldiği İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/09/2017 tarihli duruşmasında hazır bulunan davacı şirket yetkilisi ve davacı vekili, sözleşmelerdeki ve protokollerdeki imzaların … ait olmadığını, imza örneklerinin alınmasını istediklerini beyan etmekle birlikte, imza davacı şirket yetkilisine ait çıksa bile filmlerin sözleşmedeki gösterim sayısından fazla gösterildiğini beyan ettiklerinden, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda 22.02.2010, 01.04.2010 ve 01.05.2010 tarihli ve Protokol başlıklı belgelerdeki imzaların davacı şirket yetkilisi … ait olmadığı, diğerlerindeki imzanın yetkiliye ait olduğunun beyan edildiği, dava dilekçesinde davacı şirketin hak sahibi olduğu filmlerin izinsiz olarak davalı şirketin sahibi olduğu … TV isimli Televizyon kanalında yayınlandığı beyan edilmişse de, hangi filmlerin hangi tarih ve saatlerde yayınlandığı beyan edilmemiş yayın kaydı sunulmamış, sadece dava dilekçesi ekinde, kimin düzenlediği belli olmayan bir yayın listesi fotokopi belgesi sunulmuş, Listede 17/02/2011-17/01/2013 yılları arasındaki yayın tarihlerinin bulunduğu, davacı yetkilisinin imzasının bulunmadığı beyan edilen belgelerin davaya konu yayın tarihlerinden önceye ait olduğunun anlaşıldığı, davalı vekilinin, davacı ile yapılan 09/02/2011 tarihli protokol (14/02/2011-31/05/2011 tarihleri arasını kapsayan), 17/08/2011 tarihli protokol (17/08/2011-30/10/2011 tarihleri arasını kapsayan), 14/03/2012 tarihli protokol (14/03/2012-1/06/2012 tarihleri arasını kapsayan), 06/07/2012 tarihli protokol (06/07/2012-30/09/2012 tarihleri arasını kapsayan), 01/10/2012 tarihli protokol (01/10/2012-30/01/2013 tarihleri arasını kapsayan) protokoller ile ödeme belgesi örneklerini ibraz ettiğinin görüldüğü, davacı mali haklarının sahibi olduğu filmlerin davalıya ait kanalda izinsiz olarak gösterildiğini beyan ettiği ancak yayın kaydı sunulmadığı, yayın akışına ilişkin kanaat verici delil ibraz edilmediği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde taraflar arasında imzalanan protokol kapsamında filmlerin gösterildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan listedeki bir kısım filmlerin gösterilmediğinin beyan edildiği, dava tarihinin 04/09/2015 olduğu, RTÜK yazı cevabında geriye doğru bir yıllık kayıtların saklandığı, 1 yılı aşan kayıtların ise masrafı yatırıldığında, ilgili yayın kuruluşundan istendiği bildirilmiş, davaya konu filmlerin dava tarihinden geriye doğru bir yıllık süreyi aştığı ve kayıtlarının RTÜK’de bulunmadığın anlaşıldığı, davacı tarafın istemi üzerine, …. isimli şirkete yazılan müzekkerenin cevabi yazısında;17/06/2014 tarihinden sonraki ve 2015 yılına ait kayıtların görüntülerinin mevcut sistemde bulunduğunu bildirdiği anlaşılmışsa da dava dilekçesi ekinde sunulan listede son yayın kaydı 18/01/2015 olmakla, dava konusu filmlerin yayın kaydının bulunmadığı, yazı cevabı ekinde gönderilen listenin ise tek başına filmlerin davalı kanalda gösterildiğini ispat yönünden yeterli olmadığı kanaatine varıldığı, ispat yükü kendisinde olan davacının, taraflar arasında yapılan protokoller haricinde, izinsiz olarak, mali haklarına sahip olduğu filmlerin davalıya ait kanalda yayınlandığını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Grafolog bilirkişi davalı tarafça sunulan belgelerdeki imzaların müvekkile ait olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Buna rağmen mahkemece bu deliller de nedense incelemeye alınmıştır. Müvekkil imzasını taşımamakla bu belgelerin delil niteliği yoktur. Bu ilk hukuka aykırılıktır. Bunun yanında yargılamada çok önemli bir durum vardır ki o da davalı tarafça zaten yayın yapıldığının ikrar edilmiş olmasıdır. Dolayısıyla davalı bile kabul etmiş iken ve yine dava dışı şirketlerden alınan ayrıntılı yayın listesi sunulmasına rağmen mahkemece yayın akışına ilişkin kanaat verici delil ibraz edilmediği gerekçesi açıkça hukuka aykırıdır. Yine davalının ikrarı doğrultusunda HMK 219. Ve 220. Maddeler gereği davalı kayıtlarının celbi de istenilmiş ancak mahkemece bu delillerin celp edilmemesi de bir hukuka aykırılıktır. Ayrıca davanın esası hakkında bir husus daha önemlidir. Davalı tarafça sunduğu sözleşmelerde yazmamasına rağmen 24 saat içinde her yayını tekrarladığını bunun da bir teamül olduğunu bu sebeple yaptığını beyan etmiştir. FSEK 48 ve 52. Madde gereği bir hak ancak yazılı şekilde ve ayrıntısıyla gösterildiği sürece verildiği kabul edilmektedir. Yani davalının sunduğu sözleşmeler asla kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için muteber dahi sayılsa her halükarda ortada izinsiz yayın söz konusudur.Çünkü davalıya 24 saati içinde tekrar yayın hakkı verilmemiştir. Dolayısıyla bilirkişi maarifetiyle sunulan sözleşmeler ve yayın kayıtları karşılaştırılarak özellikle 24 saat içinde izinsiz ve sözleşmesiz olarak yayınlanan eserler ile ilgili maddi tazminat hesabı yapılması gerekmektedir….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;FSEK 68. Madde ye dayalı tazminat davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava dilekçesi incelendiğinde ; davacının davasını dilekçesinde somutlaştırmadığı ancak dilekçeye ekli listeye atıf yaparak listedeki yayınların yani 17/02/2011-17/01/2013 tarih aralığındaki yayınların ” izinsiz ve sözleşmesiz” yayınlar olması nedeni ile tazminat talep ettiği görülmektedir.Davacının protokollerdeki imza itirazına ilişkin istinaf gerekçelerine bakıldığında 17/02/2011 ila 17/01/2013 tarih aralığını kapsayan protokoller olan 09/02/2011 tarihli prokol, 17/08/2011 tarihli protokol, 14/03/2012 tarihli protokol,06/07/2012 tarihli protokol ve 01/10/2012 tarihli protokolün sunulduğu, grafolojik incelemede bu protokollerin imzası inkar edilmekle birlikte inkar eden davacı yana ait olduğu hususu saptanmıştır. ( İmzası inkar edilip imzanın ait olmadığı saptanan protokoller 2010 yılına ait olup dava konusu gösterim tarihleriyle ilintili olmadığından davadaki hukuki durumu değiştirir mahiyette değildir) … isimli şirkete yazılan müzekkerenin cevabi yazısında;17/06/2014 tarihinden sonraki ve 2015 yılına ait kayıtların görüntülerinin mevcut sistemde bulunduğunu bildirdiği anlaşılmışsa da dava dilekçesi ekinde sunulan listede son yayın kaydı 18/01/2015 olmakla davaya konu edilen tarih aralığına ilişkin yayın kaydının olmadığı görülmektedir.Davacının delillendirilmemiş, denetlenebilir olmayan listesindeki kayıtlara bu nedenle itibar edilmemesi ispat külfeti ile ilgili genel usul hükümlerine uygundur.Davalı yanın cevap dilekçesinde bildirdiği yayın hakkının protokolle devredildiği ve 24 saatlik dilim içinde ikinci kez gösterim hakkının da bulunduğu yönündeki beyan taraflar arasındaki dava konusu edilen ve edilmeyen tüm dönem protokollerine istinaden verilmiş bir beyan olmakla ikrar niteliği taşımadığı öncelikle davacının sözleşmesiz ve izinsiz gösterimi kanıtlaması gerektiği , dava konusu ettiği tarih aralığı ile bağlı olduğu, dava konusu tarih aralığında gösterimin olduğuna dair yeterli kanıt sunulamadığı, bu döneme ilişkin ikrar mahiyetinde bir beyan bulunmadığı nedenle ilk derece mahkemesi kararı doğru olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 08/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.