Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2421 E. 2021/763 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2421 Esas
KARAR NO: 2021/763
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2016/1225 E. – 2017/1134 K.
DAVANIN KONUSU:Finansal Kiralama Sözleşmesine Konu Malın İadesi
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı taraf ile aralarında akdedilen finansal kiralama sözleşmelerine istinaden davalı tarafa kiralanan ve teslim edilen emtiaların vadesi gelen ve ödenmeyen kira borçlarının ödenmesi maksadı ile keşide edilen ihtarnameye rağmen yasal süre içerisinde kira borcunun ödenmediğinden bahisle finansal kiralama akdinin haklı olarak fesih edildiğini belirterek, finansal kiralamaya konu emtiaların davalıdan alınarak müvekkiline teslimini ve anılı emtiaların müvekkili şirkete eksiksiz teslimi ve kaçırılmaması, müvekkilinin herhangi bir şekilde zarara uğramaması maksadıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında İstanbul Anadolu 3 ATM’nin 2014/166 esas, 2015/489 K.sayılı ilamıyla iflasın ertelenmesine karar verildiği, davacı tarafça yapıldığı iddia olunan ihtarnamelerin, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan bir şahsa yapıldığını, müvekkiline ulaşan herhangi bir ihtarname bulunmadığını, temerrüde düştüğünün iddia edilemeyeceğini, davacı taraf öncelikle finansal kiralama konusu ekipmanların aynen iadesini talep ettiğinden, mahkemece öncelikle mahallinde keşif yaptırılarak dava konusu menkullerin iadesinin mümkün olup olmayacağı, mümkün değilse bedellerinin tespiti ile tespit edilecek değere göre eksik harç var ise tamamlatılmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkiline ihtarnamenin tebliğ edildiği varsayılsa bile davacının aradan geçen üç yıllık süreçte sözleşmeyi feshetmeyerek devam etmesi, davacının sözleşmenin devamı hususundaki örtülü ikrarını gösterdiğini, müvekkili şirketin kefiller ve üçüncü kişiler tarafından davacıya ödemeler yaptığını, ticari defterler ve kayıtların incelenmesiyle bunların tespit edileceğini beyan ederek; haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmeleri gereğince; davalı yana kiralanan ve teslim edilen emtiaların vadesi gelen ve ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesi için keşide edilip tebliğ edilen ihtara rağmen davalı tarafça yasal 60 günlük süre içerisinde kira bedellerinden kaynaklanan borcun ödenmediği ve temerrüde düşüldüğü, davacı tarafça akdin feshinin haklı nedenlere dayandığı, finansal kiralama kanunu ile finansal kiralama sözleşmeleri gereğince; iadenin yasal koşullarının oluştuğunun sübuta erdiği” gerekçesiyle davanın kabulü ile, gerekçeli kararda ayrıntısı belirtilen malların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, OHAL döneminde çıkarılan 667 sayılı KHK ile 670 sayılı KHK’nın 5.maddesi gereğince sözleşmeye ve davaya konu emtiaların Hazine’ye, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve TMSF’ye devredilip edilmediğinin ve KHK hükümlerinin infazda nazara alınmasına, İİK 24.maddesinin infazda nazara alınmasına, davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile HMK 389 ve devamı maddeleri gereğincde takdiren teminatsız olarak davaya ve sözleşmeye konu emtiların ihtiyati tedbiren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tedbire ilişkin emtiların gerekçeli kararda gösterilmesine, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davalı şirket ile ilgili 2014/166 esas sayılı dosyasında vermiş olduğu tedbir kararlarının infazda nazara alınmasına…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili şirket hakkında …A.Ş. tarafından İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/166 Es. Sayılı dosyasıyla iflas erteleme talebinde bulunulduğu ve mahkemenin 2014/166 Es. 2015/489 K. nolu ilamıyla iflasının ertelenmesine karar verildiği, Beşiktaş …. Noterliği’nin 18.03.2014 tarihli ihtarnamesinin müvekkil şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan bir şahsa yapıldığından temerrüdün ve fesih koşullarının oluşmadığını, mahkemece öncelikle mahallinde keşif yaptırılarak dava konusu menkullerin iadesinin mümkün olup olmayacağı, mümkün değilse bedellerinin tespiti ile tespit edilecek değere göre eksik harç var ise tamamlatılması gerekirken işbu değerlendirmenin yapılmayarak dava konusu mekullerin aynen iadesine karar verilmesinin yerel mahkeme hükmünü hukuka aykırı hale getirdiği, davacı tarafça dava dilekçesinde; öncelikle sözleşme konusu menkullerin aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde davanın ikame tarihi itibariyle sözleşme ekipmanlarının değerinin sözleşmede belirlenen faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, sözleşme konusu ekipmanların neredeyse tamamı Antalya Manavgat’ta bulunan ve üst hakkı müvekkili şirkete ait … mütemmim cüzü haline gelmiş olup, taşınmazdan ayrılmalarının mümkün olmadığı, zira iadesi talep edilen ekipmanların atölyeden yarı mamül olarak getirilip yerine göre imal edilmiş ve devamında monte edildiği, aynı şekilde aynen iadesi talep olunan ekipmanların neredeyse tamamının Manavgat Tapu Müdürlüğü’nün … Yevmiye ve 06.08.2013 tarihli tescil istem belgesiyle tapuya tescil edildiği ve mütemmim cüz niteliğini kazandığını,Müvekkilinin temerrüde düşürüldüğünü kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için aksi varsayımda bulunulması halinde davacının aradan geçen yaklaşık 3 yıllık süreçte sözleşmeyi feshetmeyerek devam etmesinin davacının sözleşmenin devamı hususundaki örtülü ikrarını gösterdiğini, davalı müvekkil şirket ve dava dışı kefiller ve 3. kişiler tarafından temerrüte yönelik ihtarnamelerin tebliği tarihinden sonra müteaddit defalar ödemeler yapıldığı dolayısıyla davacının sözleşmenin feshini talep etme hakkının ortadan kalktığını, örnek olarak belirtmeleri gerekirse; ihtarnamenin tebliğ edildiğinin iddia edildiği tarihinden itibaren sonra 05.04.2014, 22.08.2014, 08.09.2014, 16.09.2014, 18.09.2014, 25.09.2014, 02.10.2014, 10.10.2014…gibi ancak sayılanlarla sınırlı olmamak üzere pek çok tarihte ödemeler yapılmış olup, bu hususun müvekkiline ait ayrıntılı ödeme kayıtları ile ticari defter ve kayıtların incelenmesi halinde açıkça görülecekken yalnızca davacı tarafa ait ticari kayıtlara itibar edilerek hazırlandığını,Davacı tarafça müvekkilin temerrütü için keşide edilen ihtarnamelerin farklı bir adrese çıkarıldığını ve müvekkilce adres değişikliği yapıldığı hususunda herhangi bir bildirimde bulunduğunu gösterir belge sunulamadığını, dolayısıyla davacı tarafça sözleşmeden farklı bir adrese çıkarılan tebligatların geçerli olmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, finansal kiralama sözleşmelerine konu malların iadesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili usule ilişkin istinaf isteminde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında; harç eksikliğini ileri sürmüştür.Dava dilekçesinde dava değeri 350.000,00 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden peşin harç yatırılarak dava açılmıştır. Ancak iade istemine konu mallar 14 sayfadan ibaret olup dosyaya bulunan finansal kiralama sözleşmelerindeki ana para borcu ile bir klasörden ibaret ekindeki faturalar incelendiğinde dava değerinin 350.000TL’den fazla olduğu açıktır. Bu durumda dava konusu malların bedelinin davacı tarafa açıklattırılarak tespit edilmesi, 492 Sayılı Harçlar Kanunun 28/a ve 32.maddeleri uyarınca eksik harcın ikmal ettirilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.Harç kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınacağı gibi davalı vekili de bu hususta istinaf isteminde bulunduğundan davalının istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesinin kararının HMK 355, 353/1-a-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf nisbi harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 68,58 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 166,68TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.